Gündüz Oynasın

Maç yayınlarının özel kanallarda elden ele dolaştığı zamanlardı. Federasyon gündüz maçlarının televizyondan naklen yayınına izin vermediği için çıkan bir slogandı bunun tam tersi; gece oynasın. Hatırlarım, Kolej’in ufacık halı sahasında öğlen teneffüsünde oynatılan turnuvada tellerin kenarından bağırırdık “Gece oynasın, gece oynasııııın...”

NTV Spor 08 Eki 2012
Gündüz Oynasın

Maç yayınlarının özel kanallarda elden ele dolaştığı zamanlardı. Federasyon gündüz maçlarının televizyondan naklen yayınına izin vermediği için çıkan bir slogandı bunun tam tersi; gece oynasın. Hatırlarım, Kolej'in ufacık halı sahasında öğlen teneffüsünde oynatılan turnuvada tellerin kenarından bağırırdık “Gece oynasın, gece oynasııııın...”

O zaman bu zamandır futbolumuzun kıdemli şampiyonları gece oynuyor. Nadiren Anadolu deplasmanlarında, nispeten erken saatlerde oynasalar da Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş çok çok ağırlıklı şekilde gece oynuyor. Futbol bir karanlık saat eğlencesi değil oysa ki.

Mantıklı gün ortası saatleri maç oynatmak için çok daha cazip seyir zevki açısından. Seyir zevkinin dışında, olayın keyifli bir sosyal etkinlik haline gelebilmesinin de maç saatiyle çok ilgisi var. Hafta içi maçları için yapılacak bir şey olmasa da, Cumartesi – Pazar maçlarının günün aydınlık saatlerinde oynanmasının artılarına değineyim.

Akşam saat 7'de başlayacak olan bir maç için stada giriş saati, giriş çıkışları düzenli bir stadda 18:30 civarı ama doluluk 1-2 saat öncesinden başlayabiliyor. Akşam yemeği desen ayarlaması zor. Belli tribünler dışında yiyecek kaliteleri stat içinde zayıf. Stat çevresindeki mekanlar kalabalık ve maç günü ekonomisi gereği değerinin üzerinde pahalı. Maç bittikten sonra yemeye kalksanız, staddan çıkmanız en erken 21:00-21:30. O saatten sonra hem yorgunluktan yenmiyor, hem de sağlıklı değil.

Maçın akşam 7'de olması günün tamamını maç önüne ayırabiliyorsanız size uzun bir demlenme periyodu sağlayabiliyor tabii ki. Ama öğlen, bilemedin akşamüstü oynanacak bir maçın tüm bu açılardan daha cazip olacağı kesin çünkü maçın hem önünü hem arkasını sosyalleşmek için kullanmak mümkün.

Öğleden sonra 2'de oynandığını düşünün. Eli yüzü düzgün bir branç sonrası bir aile etkinliğine dönüşebilir bir maç. Hadi “tribünler aileler için değil ulan” tribüncülüğünde olduğumuzu varsayalım, yine de maça gündüz gözüyle girmek, maç bittikten sonra (saat 4-5 gibi) bitmiş maçın keyfini yaşamak daha iyi olmaz mı? Mevcut durumuyla 7'de başlayan maç 9'da bittiğinde, olur da kazanmışsanız onun keyfini çıkarmak bile pek mümkün olmuyor. Derdiniz zorunuz bir an önce kendinizi evinize atmak çünkü. Hele maç bir de Pazar akşamıysa daha yolda başlıyor Pazartesi sendromu.

Hadi saat 2 için “Karga şeyini yemeden maç mı olur?” dediniz, demezsiniz ya, erken geldi diyelim. Cumartesi geceleri mumu geç söndürenlerdensiniz, o yüzden Pazar öğlen anca yataktan kalkıyorsunuz, onda da uykulu gözlerle maça gidesiniz yok. Sizin güzel hatırınız için 16:00-17:00 gibi başlasa? Bakın bu kıyağı herkese yapmam?

Maçtan önce eli yüzü düzgün bir öğlen yemeği, üstüne maç, çıkışında da arkadaşlarla bir yerlerde takılıp bir şeyler yemek, belki bu sefer yenildiyseniz sizi arkadaş, eş-dost tacizlerinden bir süreliğine kurtaracak bir filme girmek sinemada? Çok mu elit oldu? Sanmıyorum.

Bu işin en düzgününü yapan İngiliz bu işten hiç anlamıyor o zaman. Biz kendi Süper Lig'imizin çok da süper olmayan maçlarını beklerken TV başında Premier Lig maçlarını izliyoruz ya, bizim izlediğimiz saatten 2 saat çıkartın. Hah, o saatte oynanıyor işte Ada'da pek çok önemli maç. Gündüz gözüyle.

Dahası da var; güvenlik. Takımlarına “ceza” olarak kadın ve çocuklara maç izletmeyi uygun gören futbol federasyonu o kadınlar ve çocukları statlara karanlıkta sokup, statlardan karanlıkta çıkarmakta sakınca görmüyor. Dahası, özellikle güvenlik sorunları nedeniyle külliyen deplasman tribününü yasakladığı derbileri de ısrarla gece oynatıyor. Gündüz, mantıklı saatlerde oynatılacak derbilerde yine maça gidiş gelişler günün aydınlık saatlerinde olacağından güvenliği sağlamak da daha kolay olacaktır.

Tabii ki bu saatlerle ilgili kaygıların arkasında televizyon yayınlarının kendisi dışında bitmek tükenmek bilmeyen maç sonu programlarının reytingi de önemli bir yer tutuyor. İnsanların akşamlarını ipoteklediği o futbol programlarının reytingleri gündüz maçlarının arkasına gelince düşecektir çünkü. İnsanların bir an önce eve gidip “Bakalım X o penaltı/ofsayt/kırmızı kart pozisyonu için ne dedi” derdinde olmayacağı, maçtan sonra “yaşamaya” devam edeceği senaryolardan bahsediyorum. İşe gelecek bir şey değilmiş gibi duruyor.

Ama olsun. Bundan önce bir kaç kez Yenilsen de Yensen de'de de dediğim gibi;

Gündüz oynasın, gündüz oynasıııııın...