Neye karar verdiniz?

Galatasaray Spor Kulübünü iletişim konusunda başarılı bulmuyorum. Basın ile ilişkilerde kulübün tavrı uzun zamandır – en azından biz basın mensupları için – çok memnun edici değil.

NTV Spor 21 Eki 2010
Neye karar verdiniz?

Galatasaray Spor Kulübünü iletişim konusunda başarılı bulmuyorum. Basın ile ilişkilerde kulübün tavrı uzun zamandır – en azından biz basın mensupları için – çok memnun edici değil. Örneğin bir Galatasaray muhabiri, basit bir antrenman haberini bile yapamıyor, çünkü antrenmanı izleyemiyor. Resmi sitesinde yer alan ve herkesin elde edebileceği idman raporundan haberdar oluyor o gün kimin sakat, kimin sağlam olduğundan. Galatasaray'ın, bu dış dünyaya kapalı yapısına rağmen Teknik Direktör arayışını ve bu konudaki inanılmaz başarısızlığını nasıl oldu da bu kadar basın ile iç içe yaşadı, bu da cidden bir tez konusu.

Galatasaray'ı takip eden muhabirler ve gazeteciler sağolsun Adnan Polat, Adnan Sezgin, Mustafa Yalçındağ, Fatih Terim ve Hakan Şükür gibi isimlerin attığı her adımdan haberdar olduk, hatta görüşme masalarında konuşulanlardan detaylarına kadar bilgi sahibi olduk.

Oysa resmi olarak Galatasaray'ın açıkladığı ya da açıklamadığı tek birşey vardı. “Biz bazı kararlar aldık ama ne olduğunu şimdi açıklamayacağız” demişti Sayın Mehmet Helvacı Pazartesi akşamı. En azından Frank Rijkaard'ın gideceğini anlamıştı herkes, ki öyle de oldu. Bir de çoğul konuşulduğu için Adnan Sezgin konusunda bir tasarruf bekledi kamuoyu – ya da Rijkaard'ı yarı yolda bırakan futbolcular hakkında bazı kararlar alındı – bunları bilmiyoruz. Ama acı bir şey var ki, -sanki- o gün Galatasaray yönetimi de neye karar verdiğini bilmiyordu.

Hakan Şükür'e üç günde üç ayrı görev teklif etmek, Hikmet Karaman, Gheorghe Hagi, Fatih Terim, Christoph Daum ve sonra yine Hagi'ye gitmek ama bu arada Şükür ile bağları koparmak, bir kararın değil, bir plansızlığın göstergesi. Malesef yönetim kurulu toplantısından sızan çok fazla bilgi yoktu, sızmaması da normal ama o gün orada verilen kararların ne olduğunu çok merak ediyorum. Eğer cidden bazı kararlar verildiyse, uygulaması gerçekten son 2, 3 günde yaşanan talihsiz görüntü olduğu gibi miydi?

Bir ara olup bitenler o kadar birbirine girdi ki, öyle karmaşık bir hal aldı ki bu Teknik Direktör/Sportif Direktör arayışı içinde, Galatasaray'ın tekrar Frank Rijkaard'a teklif götüreceğine inanmaya başladım. Olmaz demeyin, Thomas Doll resmen kovulduktan iki gün sonra Gençlerbirliği'nde tekrar antrenmana katıldı. Son birkaç günün acı tecrübesini göze alarak, Galatasaray'ın artık Hagi ile yollarına devam edeceğinden emin olabiliriz. Hagi'nin nasıl bir tercih olduğuna dair çok fazla fikir yürütmek istemiyorum. En azından Galatasaray'ı ve Süper Lig'i tanıyan bir isim – bu da etraftaki yorumlara bakınca sanki Türkiye'de çalışmak için ilk ve tek kriter olmuş gibi.

Galataaray yönetimi taraftarın da istediği bir ismi getirse de, bu kriz yönetimindeki görüntüsü ile sınıfta kalmıştır. Kararlı bir görüntü verip, aslında ne kadar kararsız ve plansız olduğunu göz önüne sermiştir ve en kötüsü, günü kurtarmak için yapılan Teknik Direktör değişiminde kısa vadeli öyle bir kaosa yol açmıştır ki, uzun vadeli bile bazı tahribatları düzeltmek zor olacaktır. Galatasaray'ın kurulduğu dönemin kutlandığı şu günlerdeki büyük resim üzücü.

FRANK RİJKAARD'A VEDA

Ne kadar Ali Sami Yen Stadı'nda Frank Rijkaard'ın istifası istense de, bir grup taraftar tahminen Cuma günü Türkiye'den ayrılacak olan Frank Rijkaard'a bir veda süprizi yapmak istiyor. Genelde yüzlerce ile karşıdıklarımızı yanlız göndersek de, Türkiye'ye yeni bir soluk getiren Rijkaard'a güzel bir veda organize edilsin. Bizde bu konuda vesile olalım ve bilgi için linkleri verelim: https://bit.ly/9xDtGX

https://www.twitter.com/FatihDemireli