Bundesliga'nın 2009 şampiyonu VfL Wolfsburg ile 60 yıla aşkın şampiyonluk adayı Schalke 04'ün arasında geçen yarış aslında daha çok Bundesliga'daki zirve mücadelesi için bekleniyordu. İki kulübün beklentilerin çok altında performans göstermesi, yarışı futbol sahalarından, transfer pazarına taşıdı. Özellikle transferin son günlerinde "Kim daha çok transfer yapacak" yarışını izler olduk adeta.
Schalke, İvan Rakitic'i Sevilla'ya satarken, Jefferson Farfan'ı (özellikle Wolfsburg'a) iyi bir paraya pazarlamaya çalıştı ama başarılı olamadı. Bu esnada Rosenborg'dan Anthony Annan, İran'dan Ali Karimi ve Fransa'da (ve Euro 2004'den sonra her yerde) bekleneni veremeyen Angelos Charisteas'ı kadrosuna kattı. Felix Magath'ın eski kulübü Wolfsburg ise Edin Dzeko'nun Manchester City'ye rekor transferi sonucunda doğan imkanları kullanarak, tam altı oyuncuyu renklerine bağladı: Dieumerci Mbokanı, Ja-Cheoul Koo, Jan Polak, Yohandry Orozco, Patrick Helmes ve Tuncay Şanlı, Volkswagen'in futbol departmanına transfer oldu. Koo ve Orozco'yu izleme imkanımız çok fazla olmayacak kısa vadede, daha çok geleceğe yönelik isimler. Polak, Helmes ve özellikle Tuncay'dan beklentiler ise bir hayli fazla.
8 Milyon Euro'ya transfer edilen Helmes'in, Alman Milli Takımı oyuncusu olması nedeniyle en büyük ilgiyi gördü. Ancak Tuncay, Helmes'in tahtını zorlamaya şimdiden başladı ve kısa bir süre içinde zirveye oturacağına dair olumlu veriler var. Futbolseverlerin nabzını tutan ve aslında yönlendiren Bild gazetesi, Tuncay Şanlı transferini, İnternet sayfasında "Türklerin kaptanı Wolfsburg'da" diye manşetten vermişti. Basın toplantısı ve ilk antrenmanı da manşet konusuydu. Tuncay, gerek Türk Milli Takımı, gerekse İngiltere deneyimi nedeniyle ortalama Alman futbolseverin tanıdığı bir oyuncu. Özellikle Türk Milli Takımı'nın Euro 2008'deki görüntüsü hala zihinlerde. Wolfsburg'daki beklentiler ile Euro 2008 Türkiye'si örtüşüyor. Menajer Dieter Hoeness, Tuncay'ın "agresif" ve "koşan" bir oyuncu olmasına vurgu yapıyor. Wolfsburg'un resmi internet sitesindeki taraftar forumunda konuşulanlar da bu yönde. „Tuncay, bu ruhsuz takıma ruh katacaktır. Euro 2008'deki Türkiye ruhunu biraz olsun takıma yansıtsa, bize yeter“ diyor bir taraftar. Bir başkası ise, Tuncay'ı Bundesliga'nın Duracell tavşanı Ivica Oliç ile kıyaslıyor. "Umarım Tuncay bizim Oliç'imiz olur" yorumu, hem ilginç hemde bir o kadar güzel ve önemli.
Tuncay teknik, taktik konulardan öte, sadece bu kriteri merkeze alarak doğru bir lige transfer oldu. Premier League ile Bundesliga'yı benzer kılan şey, mücadelenin önemi. Ne kadar taraftarların oyunun güzelliğine önem verse de, mücadele her zaman Bundesliga kulüplerinde rağbet görmüştür. Ribery ve Robben'e rağmen Bayern Münih taraftarların en sevdiği futbolcu Olic ise, Almanya Milli Takım'ın kült oyuncuları Berti Vogts, Matthias Sammer ve Oliver Kahn ise, Bundesliga sonuncusu Borussia Mänchengladbach hala her maçını dopdolu tribünler karşısında oynuyor ise ve kendi evinde hala bir galibiyeti olmamasına rağmen, maçlardan sonra bütün tribünler tarafından alkışlanıyor ise, bu bir futbol kültürü ve toplum mantalitesinin göstergesi. Tuncay'ın bu kültüre uygun bir karakter olduğu aşikar.
Bunun dışında Wolfsburg'un taktik düzeninde Tuncay'ın nasıl bir rol oynayacağı önemli. Steve McClaren'in aklında 4-2-3-1 sistemi yatıyor geldiğinden beri. Neyse ki, bu düzende oynatmak için elinde doğru futbolcular yoktu bugüne kadar. Yapılan transferler sonrası, McClaren'in kafasındaki şablona uygun bir takımın çıkması ihtimali yükseldi. Tuncay'ın tek forvet Helmes'in arkasındaki üçlü de yer alması bekleniyor. Ortada Diego'nun değişmez bir isim olduğunu düşünürsek, sol tarafta Tuncay'ı görebiliriz. McClaren, Tuncay'ın çabukluğu ve dinamik oyunundan faydalanmak için, Milli futbolcuyu kanatta düşünüyor. 4-2-3-1'li Wolfsburg'da Tuncay için iki ihtimal daha var; sağ tarafta hala sıkıntının olması nedeniyle, McClaren'in, Tuncay'ı burada da kullanabileceği konuşuluyor. Üçüncü ihtimal ise en uçta oynaması. Ancak burada Helmes, Grafite, Mandzukiç ve Mbokanı ile sert bir rekabet olacaktır.
Bu rekabet Wolfsburg'un mevcut 4-4-2 sistemi için de geçerli. Ne kadar basının ve yeni transfer Helmes'in beklentisi "Helmes-Grafite" ikilisi olsa da, Grafite'nin şampiyonluk yılından beri istikrarlı düşüşü, Brezilyalı oyuncuyu giderek tartışılır hale getiriyor. Grafite için devre arasında cazip bir teklif gelseydi, Wolfsburg, Dzeko'dan sonra Grafite'yi de satmayı düşünüyordu. Bu konuda sezon sonunda bir gelişmenin olacağı ihtimali özellikle son transferlerden sonra giderek arttı. Eğer McClaren 4-4-2'de devam etme kararı alırsa, Tuncay'ın Helmes'in yanında ileri uçta oynama şansı var.
Başarısız bir ilk yarı sonrası, Ingiliz teknik direktör McClaren'den beklentiler yeni bir Wolfsburg'un yaratılması. Bu yeni oluşumda Tuncay, Helmes ve Polak gibi yeni transferler mutlaka yer alacaktır.
Son olarak Tuncay'dan saha dışında da bilindik bir beklenti var. Taraftar ve tribün kültürü henüz gelişen Wolfsburg'a yeni (Türk) seyirciler kazandırılması konusunda, Tuncay'ın çekici bir faktör olması özellikle Volkswagen yönetiminde konuşuluyor. Benzer bir hamle daha önce Andrea Barzagli ve Christian Zaccardo ile yapılmıştı, ancak Wolfsburg'da yoğunlukla bulunan İtalyan vatandaşlar, Volkswagen Arena'ya rağbet göstermemişti. Tuncay için özellikle çevre illerden Türk seyircilerin gelmesi bekleniyor. Tuncay'ın Twitter üzerinden "hem evde hem deplasmanda sizinle buluşmak için sabırsızlanıyorum" mesajı yeni dönemin başlangıcı olarak görülebilir.