Bauermann'dan Türk basketboluna övgüler!

Almanya Basketbolunun yetiştirdiği en önemli antrenörlerinden biri olan Dirk Bauermann, Türk basketbolunu “Avrupa’nın lokomotif ligi” olarak tanımlarken, Fenerbahçe Ülker, Darüşşafaka Doğuş ve Pınar Karşıkaya’ya da övgüler yağdırdı.

NTV Spor 17 Temmuz 2015 - 08:54

FATİH DEMİRELİ - Almanya Basketbolunun yetiştirdiği en önemli antrenörlerinden biri olan Dirk Bauermann, NTV Spor'a özel açıklamalarda bulundu.

Kariyerini birçok kupayla süsleyen Bauermann, Türk basketbolunu “Avrupa'nın lokomotif ligi” olarak tanımlarken, Zeljko Obradovic önderliğindeki Fenerbahçe'nin Euroleague'i kazanmasının sadece zaman meselesi olduğunu ifade etti. Türkiye'de seve seve çalışabileceğini de ekleyen Bauermann, Darüşşafaka Doğuş ve Pınar Karşıkaya'ya övgüler yağdırdı.

Türkiye'deki spor kamuoyunun gözü kulağı genellikle futbolda. Oysa Türk basketbolunda önemli başarılar elde ediliyor. Fenerbahçe yakın zamanda Final Four'a yükseldi, U18 Milli Takımı da Avrupa Şampiyonu oldu. Sizin gözünüzde Türk basketbolunun Avrupa'daki konumu nasıl?

Türkiye olmadan Avrupa basketbolu düşünülemez. Türk ve Rus basketbol piyasaları artık Avrupa basketbolunun lokomotifi haline geldi. Bu iki ülke bundan sonraki süreçte de standartları belirleyecek ülkeler olacaklar. Bir örnek vermek gerekirse; Fenerbahçe ve Anadolu Efes, Euroleague'te A lisansına sahipler. Bunu benim ülkemin kulüpleri, Bayern Münih dahil, kimse başaramadı. Türk basketbolu demişken, aklıma bir de 2010 Dünya Kupası geliyor! Sanırım bugüne kadar tanık olduğum en iyi Dünya Kupası organizasyonu olmuştu. Gerçek bir güç gösterisiydi! Türkiye, basketbolda 2000'den sonraki süreçte çok önemli bir gelişim gösterdi. Bu çıkış devam edecektir.
 
Fenerbahçe, Final Four'a çıkarak önemli bir başarı yakaladı ve devamını da getirmek istiyor. Nemanja Bjelica gibi önemli bir oyuncu NBA yolunu tuttu, Kostas Sloukas ve Luigi Datome gibi önemli isimler takviye edildi. Zeljko Obradovic'i yakından tanıyorsunuz; Fenerbahçe'yi Avrupa'nın zirvesine taşıyabilir mi?

Zeljko, Avrupa'nın en başarılı teknik direktörü. Fenerbahçe iki yıl önce kendisini göreve getirerek, ulaşmak istediği seviyeleri net bir şekilde “zirve” olarak işaret etti. Final Four'a gitmek önemli bir ilk adımdı, ancak Fenerbahçe'nin Euroleague'i kazanması bana göre artık sadece zaman meselesi. Obradovic, Fenerbahçe'ye geldiğinde hazır bir kadroyla çalışmak zorundaydı. Bu sezon kadroda önemli bir değişim bekliyorum, Zeljko kendi rüya takımını kurup, Avrupa için yeni bir atılım yapacaktır. Bu nedenle geçerli olan soru “zirveye taşıyabilir mi” değil, “ne zaman taşıyacak” olmalı…

Türkiye'de birçok başarılı antrenör görev yapıyor. Zeljko Obradovic, Dusan Ivkoviç ve Ergin Ataman gibi üst düzey antrenörlerin dışında Ufuk Sarıca gibi yeni şampiyon hocalar da kendilerinden söz ettiriyor. Antrenör kalitesi lige direkt olarak yansıyor. Sizin bu konuya yaklaşımınız nasıl?

Uluslararası basketbolun merkezi gitgide Türkiye ve Rusya'ya kayıyor çünkü bu ülkelerde spora ve basketbola verilen önem bir hayli fazla. Hal böyleyken, Türkiye Basketbol Ligi hem oyuncular hem de antrenörler için çok cazip bir merkez haline geldi. Herkes burada çalışmak ister.

Türkiye'de bir Alman antrenörüne daha önce şahit olmamıştık. Siz Letonya'da çalıştınız, önemli projelerin altına imza attınız. Türkiye'de de çalışmayı düşünür müsünüz?

Sadece Letonya değil, Rusya'daki Red October Wolgograd deneyimim hem kişisel hem antrenörlük gelişimim için önemli bir kariyer basamağı oldu. Türkiye'de benzer bir proje ilgimi fazlasıyla çeker. Türkiye ile Almanya arasında önemli bir bağ olduğu aşikar. Bu açıdan da iki ülke arasındaki iletişimi geliştirmek için böyle bir projeye dahil olmak oldukça cazip olur.

Futboldaki manzaraya karşın, Türk basketbolunda uzun vadeli projelere daha çok inanılıyor. Bu da cezbedici bir unsur mu?

Uzun vadeli düşünmek ve olimpik ruhla hareket etmek her antrenörün doğasında var. Öte yandan bu piyasa, uzun vadeli planlamaya çok müsaade etmiyor. Oysa bir projeye inanıp, ona zaman verseniz, size hem mali hem de sportif açıdan başarı olarak geri dönecektir.

Darüşşafaka Doğuş bu uzun vadeli planlamaya inanan bir kulüp. Yıllardır basketbola yatırım yapan bir kuruluşun da desteği ile önemli projelere imza atmış bir yapıdan bahsediyoruz. Euroleague özelinde de hedefler var. Almanlar, “uyuyan dev” kavramını çok sever. Bir uyuyan dev ile karşı karşıya mıyız?

Kesinlikle evet! Darüşşafaka Türkiye basketbolu için çok iyi bir örnek. Uzun vadeli planlama ile neler yapabileceğinizin göstergesi. Türk basketbolunun gelişimi için de çok iyi bir örnek aynı zamanda. Darüşşafaka Doğuş kulüp yapılanması açısından Avrupa'nın en sağlam kulübü. Basketbolun bir elçisi olarak dünyanın önde gelen kuruluşlarından nacizane bir isteğim var. Doğuş grubunun yaptığı gibi basketbola yatırım yapın. Çünkü ancak bu şekilde gençlere de iyi bir gelecek sunuyorsunuz.

Darüşşafaka Doğuş, Alba Berlin'den Reggie Redding'i renklerine bağladı. Bu oyuncuyu yakından tanıyorsunuz. Darüşşafaka'ya katkısı nasıl olur?

Reggie Redding her şeyden önce harika bir sporcu, bunun dışında çok iyi bir takım oyuncusu ve çok farklı alanlarda kullanabileceğiniz çok yönlü bir isim. Reggie çok iyi bir savunmacı, iyi bir pasör. Her takımı daha iyi yapabilecek bir kalitesi var.

Pınar Karşıyaka, sürpriz bir şekilde Türkiye Basketbol Ligi şampiyonu oldu. Bu yolda önemli rakipleri saf dışında bıraktı; küçük bütçeli takımın büyük başarısı... Karşıyaka önemli bir örnek oldu, ne dersiniz?

Pınar Karşıyaka, basketbolun güzelliğini yansıttı bizlere. Kağıt üstünde daha iyi olan takımların da kaybetme ihtimalini hatırlattılar. Türkiye'de birçok lige karşın farklı bir playoff sistemi var, daha çok maç oynanıyor ve bu sistemde Karşıyaka gibi takımlar bu başarıları elde edebiliyor. Türkiye'de şampiyon olmak gerçekten çok zor. En büyük temennim, Karşıyaka'nın kısa süreli bir başarı hikayesi ile kalmayıp, kendini geliştirmesi ve Türkiye'de şampiyonluk için yarışan 5-6 takımın içinde sürekli yer alması.

Türkiye, Avrupa Şampiyonası'nda Almanya ile aynı grupta yer alıyor. Ergin Ataman nispeten daha genç bir takımla yarışmaya karar verdi. Bu eşleşme için beklentileriniz ne yönde?

Almanya'nın ve Türkiye'nin içinde bulunduğu grup, turnuvanın en zor grubu. Almanya kısa vadeli adımlar atıp, ikinci turu zorlamak isteyecektir. Şu konjektürde bir tahmin yürütmek gerçekten çok zor. Fakat turu kim atlarsa atlasın, Berlin'de oluşacak atmosfere şimdiden çok seviniyorum. Berlin'deki Türkler, takımlarının itici gücü olacaktır. Kim bilir, belki Almanya'yı da destekleyeceklerdir. Bu çok güzel bir görüntü olur.

Turnuva için genel beklentiniz nasıl?

Fransa son yıllarda istikrarı en iyi şekilde yakalayan takım oldu. Bu yüzden onları İspanya ile birlikte favori konumunda görüyorum. Ancak arka sıralardan bir takımın da sürpriz yapması beni şaşırtmaz. Belki de bu takım Türkiye olur, kim bilir…