Emek Ege'nin Maraton Günlüğü (1. Gün)

NTV Spor, New York Maratonu'nu yerinden takip ediyor. Maratonun nabzını tutan NTV Spor ekibinden Emek Ege, New York'ta yaşananları sizlerle paylaşıyor.

NTV Spor 01 Kasım 2013 - 22:30

Sevgili Günlük,

İşimle ilgili son zamanlarda çok az şey beni bu kadar az heyecanlandırmıştı. Bunu bir çeşit mesleki deformasyon olarak mı kabul etmek lazım yoksa stüdyoya fazlaca alışmış olmaktan mı kaynaklanıyor bilemiyorum. Ancak, New York'a gitme fikri bile başlı başına çekiciyken, bir de maratonu takip edecek olmak açıkçası uzun zamandır unutuğum, ''muhabir heyecanı'' hissini bana hatırlattı.

Bu heyecanın Vodafone İstanbul Maratonu'na taşınacak olması da ayrı bir güzellik...

''Sahte Bağış Erten'' mesaim, 2 gün önce başladı. Malum bizim piyasada nasıl Rıdva n diyince akla Güntekin, Ercan Taner diyince de Hagi gelir, şunu kabul etmek lazım ki artık Banu Yelkovan diyince de arkasından ''kasketli sempatik adamın'' yani Bağış Erten'in adı beklenir. Ancak Bağış'ın yoğun iş programı nedeniyle bu işten affını istemesi benim şansım oldu. Her ne kadar Bağış'ın yerini doldurmak kolay olmasa da (bana kasket yakışmıyor öncelikle) elimden geleni yapmaya kararlıyım. Prodüktör Levent Demirkay, Kameraman Bülent Akdeniz ve bize burada yardımcı olan gazeteci dostumuz Elif Key'in de içinde bulunduğu, Banu liderliğindeki ekiple sizin için şehrin ve maratonun nabzını tutmaya başladık.

Gün 1,
New York büyük, zaman kısıtlı, maraton uzun, iş çok fazla ve mesai yoğun; eğer gerçekten şehrin hakkını vermek istiyorsanız tabi. Banu için lider sıfatını boşuna kullanmadım, kendisinin organizasyon gücü, ormanda 10 kaplan gucunde. New York'a indikten sonra her dakikamızı en ince ayrıntısına kadar planladı.

Bu plan doğrultusunda ilk işlerden biri olarak gittiğimiz Maraton fuarına vardığımızda bizi büyük bir kalabalık karşıladı. Maratona katılacakların dışında ziyaret amaçlı gelenlerin merakı, 5 kişilik ekibimizin her üyesine, ''bizde olsa bu kadar ilgi toplar mı'' sorusunu aynı anda sordurdu. Dünya koşu camiası fuarda toplanmış gibiydi. Fuarda Vodafone İstanbul Maratonu standını görmek de bizim için heyecan ve gurur vericiydi.

Şunu söylemek lazım, New York Marataonu mevcutlar arasında en populeri, tabi ki bunda ülkenin ve şehrin gücünün büyük onemi var. Ama yerel halkın organizasyona bakış açısı ve yan aktivitelerin çeşitliliği size özel bir şey yaşayacağınızı hissettiriyor. Ya da popüler deyimiyle New York'ta bir maratondan fazlası koşuluyor. Bizim için de burada attığımız her adım 17 Kasım'da koşulacak. Vodafone İstanbul Maratonu için büyük bir ilham kaynağı oluşturuyor. İstanbul'u nasıl zirveye taşırız sorusunun, ''kıtaları birleştiriyoruz''u aşan bazı yanıtları burada yatıyor.

Burada bulunduğumuz kısa sürenin 'Cadılar Bayramı'na denk gelmesi ise tam anlamıyla bizim için turist şansıydı.

Beni yarın zorlu bir gün bekliyor. Binlerce katılımcı ile birlikte maratondan 1 gun önce parkurun son 5 kilometresini koşma ayrıcalığına erişeceğim. Sonucu yarın okuyabilirsiniz.