''Gerçekten çok kötüyüz''

Rekortmen eski Milli halterci Halil Mutlu, Halter'de yaşanan büyük hayal kırıklığından dolayı çok üzüldüğünü belirtti ve Türk halteri'nin bunları hak etmediğini düşündüğünü söyledi.

NTV Spor 02 Ağustos 2012 - 11:45

Londra Olimpiyatları'nda Türkiye'nin en büyük büyük madalya umutlarından halterde yaşanan büyük hayal kırıklığını değerlendiren rekortmen eski milli halterci Halil Mutlu, gelinen noktadan dolayı çok üzüldüğünü söyledi.

Aktif sporculuk döneminde olimpiyatlarda elde ettiği 3 şampiyonluğun yanı sıra, 5 dünya ve 9 Avrupa şampiyonluğu kazanıp, 20'nin üzerinde dünya rekoru kıran Halil Mutlu, Londra Olimpiyatları'nda alınan başarısız neticeleri değerlendirdi.

2008 Pekin ve 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda halter branşının önemli bir çöküş yaşadığını aktaran Halil Mutlu, ''Bizim gibi önemli başarıları yaşamış sporcular için görmek istemediğimiz şeyler. Türk halterinin bu noktada olmasına çok üzülüyoruz. Çünkü Türk halteri bunları hak etmiyor. Başarılı dönemlere kolay gelinmedi ve o başarılı noktadan kısa sürede dibe inmek de bir başarı. Gerçekten çok kötüyüz. Uğraşsanız bile bu kadarını yapamazsınız'' diye konuştu.

''BAŞARI EKİP İŞİDİR''

Her spor branşında olduğu gibi halterde de başarılı olunması için bir ekip çalışması gerektiğini söyleyen Mutlu, sürekli değişen teknik heyetlere dikkati çekti.

''Başarı ekip işidir'' diyen Halil Mutlu, ''Sürekli kadrolarda değişiklikler oldu. Birileri gitti, birileri getirildi. Teknik anlamda çok değişiklik yapıldı. Tüm hocalarımız ve antrenörlerimiz değerli insanlardır. Herkes en iyisini yapmak ister ancak sonuçta bu bir ekip işi. Eğer 8 yılda bir ekip oluşturamadıysanız, burada hocalara da söylenecek bir şey yok'' ifadelerini kullandı.

İki yıl önce halter sporunun efsane isimlerinden Naim Süleymanoğlu'na federasyonda koordinatörlük, kendisine de yardımcılığı görevinin verildiğini hatırlatan Mutlu, dönemin spor bakanının isteğiyle bu görevlendirmenin kağıt üzerinde yapıldığını dile getirerek, ''İcra noktasına gelince, hiçbir şeye müdahale hakkımız ve yetkimiz yok. Dolayısıyla hiçbir şey de yapamadık. Sadece kağıt üzerinde ismimiz yazıldı. Biz de birlik beraberlik adına bu görevi kabul etik ama bir şeye müdahale edemedik. Böyle bir yetkimiz olmadı'' şeklinde görüş belirtti.