MUHTEŞEM KAYBEDENLER: DORANDO PIETRI

Pietri en ön sırada stadyuma girdiğinde alkış tufanı koptu. Ne var ki bir gariplik vardı ortada. Yorgunluktan yalpalamaya başlayan Pietri nereye gideceğinin bile farkında değildi... Sonra İngilizler’i dehşete düşüren başka bir şey oldu. İngilizler buna dayanamazdı...

NTV Spor 06 Aralık 2013 - 13:49
1. BÖLÜM: LUZ LONG
2. BÖLÜM: HOLLANDA

 
Spor tarihi büyük yıldızlar çıkardı. Ama her zaman kazananların ön plana çıktığını düşünmek yanlış. Bazı kaybedenler en az o çok kazananlar kadar ilgi çekti. Mert Aydın'ın kaleminden “Muhteşem Kaybedenler” kimi dramatik, kimi trajik, kimi eğlenceli hikayeler ile devam ediyor. 
 
Üçüncü bölümün konuğu Dorano Pietri... 
   
DORANDO PIETRI
24 Temmuz 1908. Londra Olimpiyatları'nda maraton günü. Oyunlar başladığı günden beri İngilizler ile Amerikalılar didişiyordu. Maraton için stada teşrif edecek olan Kraliçe Alexandra'nın oturacağı Kraliyet Locası'nın önünde yarışı bitirebilmek adına koşu 195 metre uzatılacaktı. Sonrasında bu mesafe resmileşecek ve maraton yarışları 42 kilometre 195 metre koşulacaktı.
 
Aslında yarışın 42 kilometrelik bölümünün hikayesi pek de öyle heyecan verici ve dramatik değildi. İlk 8-9 kilometreyi İskoç Thomas Jack önde geçti. Ardından yine Britanyalı sporcular bayrağı devraldı. Fred Lord ve Jack Price öne yerleşti. Lord 16. kilometre itibarıyla yorulup geriye düştü. Price'ın arkasına Güney Afrikalı Charles Hefferon ve Dorando Pietri yerleşti. Price'ın yorulması ve Hefferon'un kendisine ikram edilen bir kadeh şampanyayı içmesi Pietri'ye yaradı. Hefferon, karın ağrısı ve mide kramplarıyla geriye düştü.
 
Pietri, stada yaklaşırken 3 Amerikalı atlet de ona yaklaşıyordu. İtalyan atletin sırtına, stada yaklaştıkça seyirciler destek şaplakları atıyordu. Stadyuma Pietri ve Hefferon'un önde olduğu haberi gelince sevinç naraları atıldı. Amerikalılar kazanmayacaktı ya önemli olan buydu.


 
Pietri en ön sırada stadyuma girdiğinde alkış tufanı koptu. Ne var ki bir gariplik vardı ortada. Yorgunluktan yalpalamaya başlayan Pietri acaba 195 metreyi koşabilecek miydi? Koşabilse bile nereye gideceğinin farkında değildi Pietri. Modena yakınındaki Carpi kasabasından gelen bu küçük İtalyan'a hakemler doğru yolu gösterdiler.
 
Fakat bu yardıma rağmen sadece birkaç metre gidebilen Pietri yere yığıldı. Seyircinin sempatisini kazanmıştı İtalyan. Bir kısım seyirci, hakemlerin onu kaldırmasını istiyor, bağırarak uyarılar yağdırıyorlardı. Ne var ki kuralları bilenler, bunun diskalifiye anlamına geleceğini biliyorlar, diğerlerini susturmaya çalışıyorlardı. Resmi raporda yazılanlar ise hangi tarafın kazandığı net şekilde açıklıyordu, “Kraliçe'nin önünde ölmesine izin veremezdik”.


 
Hakemler ve doktorların omuz atmasıyla Pietri ayağa kaldırıldı. Ancak iki metrede bir yeniden yere düşüyordu.
 
Bu sırada İngilizler'i dehşete düşüren başka bir şey oldu. Stadyuma Hefferon değil Amerikalı John Hayes girdi. İngilizler buna dayanamazdı. Ev sahibi ülkeden yarış direktörü Jack Andrew, Pietri'yi kucağında taşıyarak finişe getirdi. Hayes kendi çabasıyla finişe geldi. Amerikalılar doğal olarak itiraz ettiler. Ve yine doğal olarak sedyeyle hastaneye kaldırılan Pietri diskalifiye edildi.
 
Bir gün sonra kendine gelen Pietri'ye Kraliyet ailesi bir ödül verdi. Ama İtalyan, hakemleri suçluyordu, “Beni bıraksalar finişe kendim gidebilirdim”.
 
Pietri ve Hayes o kadar popüler oldular ki birlikte maratonlara davet edildiler. İşin ilginç yanı kazanan hep İtalyan oldu. Pietri, bu koşulardan elde ettiği serveti kardeşi yüzünden kaybedince taksi şoförlüğüne başladı ve 56 yaşında hayatını kaybetti. İngiltere ve ABD'de Pietri ile ilgili şarkılar yazıldı, söylendi. 1908 maratonunu kaybeden adam o koşudan hatırlanan tek isim hala.
 
 
DEVAM EDECEK...