Fenerbahçe-Büyükşehir Belediye Erzurumspor maçının ardından spor yazarlarının yorumları... Ah Erol Bulut ah | Mesut Özil'in önemi burada işte. Keşke adaleleriyle beyni arasındaki serkonizeyi sağlayacak maç kondisyonu ve fizik güce de sahip olsa. 2 ve 3. golde gizli özne bence İrfan Can'dir. Ama maçın saha içi komutanı kesinlikle Jose Sosa'dir. Ama işte bu Sosa ne yazık ki Erol Bulut zamanında çoğunlukla yok sayıldı. Oysa hem kaliteli hem de lider bir futbolcudur Arjantinli yıldız. Topsuz oyunda her kes hareket halinde Emre Belözoğlu'nun takımında. Oyunun her döneminde hareket halinde olmak ise tartışılmaz şekilde avantaj sağlar hareket halindeki futbolcuya. Zira kontağı kapalı bir arabayla kontağı kapalı araba aynı hizada olsa da kontağı kapalı olan nal toplar yarışta. Dolayısıyla Erol Bulut sayesinde şampiyonluk şansını zora soktu Fenerbahçe. (Haşim Şahin - Fanatik) Ya tutarsa | Maçtan önce "Fenerbahçe rahat kazanır" demiştik, öyle de oldu. Rakibin gücü, morali, yıldızı yoktu, eksiği çoktu. Maç başlar başlamaz Fenerbahçe topu aldı, rakip alana yerleşti, baskıyı kurdu. İlk 15 dakika dolmadan 3 farkı yakaladı. Beşi biryerde (Sosa, Ozan, Mert Hakan, İrfan Can, Pelkas) ve Mesut Özil sahadaydı. Bu oyuncular topla oynamayı seven, adam eksilten, pas oyununu mükemmel oynayan oyuncular. Bu ekibe Valencia’nın hareketliliği de eklenince maç çok kolay geçti. Erzurumspor rakibin baskısından ne kurtulmayı becerebildi, ne de hucum yapmayı (Son 15 dakika hariç). Fenerbahçe direnç göstermeyen rakibi karşısında 90 dakikayı adeta idman havasında oynadı ve noktaladı. (Faik Çetiner - Fanatik) Devre farkı | Emre Belözoğlu’nun yapıp Erol Bulut’un yapamadığı nedir sorusunun cevabı çok açık şekilde; “Büyük takım oyunu” Erol Bulut’un 3 forvetli düzeninden 5 orta sahalı oyuna dönmek Fenerbahçe’yi az top kaybeden, çok topla oynayan bir takıma dönüştürdü. Erzurum karşısında 13 dakikada 3 farka ulaşmanın tılsımı da buydu. İrfancan’ın öldürücü paslarının damga vurduğu ilk 13 dakikada Fenerbahçe fişi çekti. İrfancan’ın bu kadar yükseldiği bir 45 dakikada Mesut Özil’i kimse bu kadar etkisiz beklemezdi. Fenerbahçe Gaziantep maçından bu yana her maçın ilk yarısını sezonun en iyisini oynamak niyetiyle sahaya çıkıyor gibi. Kasımpaşa’dan sonra Erzurum’a karşı da nefis bir ilk yarı izlettiren Fenerbahçe ikinci yarıda temposunu düşürdü. Son 15 dakikada Erzurum’u cesaretlendirdi. İki devre arasında bu kadar oyun farkı olmamalı. (Serkan Akcan - Fanatik) Cumartesi 20.30’u bekleyelim! | Emre Belözoğlu defansta Tisserand, sağ bekte Ozan ve ortada İrfan Can ile Yılmaz Vural’lı B.B.Erzurumspor’u karşısına aldı. Fenerbahçe ilk yarıda bulduğu gollerle rakibini yendi ve az da olsa tüm şansını devam ettirdi. B.B.Erzurumspor sezon başından bu yana kötü yabancı futbolcularla kurulmuş bir takım. Yılmaz Vural hoca da dahil, kimse bu takımı düzeltemez. Fenerbahçe ise tamam yendi ama 3-0’da bile taraftarlarına güven veren futbol oynamadı. Özellikle 80. dakikadan sonra B.B.Erzurumspor dikkatli olsa, maç berabere bile bitebilirdi. Ama yenen haklıdır diyelim ve cumartesi 20.30’u bekleyelim.(Mehmet Ali Sabuncu - Fanatik) Rüya mı gördüm? | Akşam yemeğini yedim, oturuyorum. Sanki dalmışım, rüyada gibiyim... Fenerbahçe hiç alışık olmadığımız bir görüntüyle fırtına gibi esiyor, uçuyor, kaçıyor, golleri atıyor. Şaşırdım, şöyle bir silkelendim. Rüya falan görmüyorum, gerçekten Fenerbahçe‘yi izliyorum. Açıkçası şaşırdım. Koca bir sezon taraftarına işkence çektiren, sahada uyuyan, ekran başında uyutan Fenerbahçe ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir Fenerbahçe sahada... Emre Belözoğlu‘nu tebrik ederim. Çok kısa bir sürede Fenerbahçe‘yi futbol adına kötü alışkanlıklarının çoğundan kurtardığı ve radikal değişikliklere futbolcularını da inandırdığı için...Fenerbahçe bıktırıcı yan paslarını, geri paslarını resmen toprağa gömmüş. (Şansal Büyüka - Milliyet) Mesut bu fizikle 11'de oynamamalı | Daha 15'inci saniyede Valencia bomboş kaleci ile karşı karşıya kaldı. Golü atamadı ama pozisyonun devamında VAR'ın devreye girmesi ile penaltı verildi ve erken öne geçildi. Penaltıya hiç içim ısınmadı. Ardından yüksek tempolu bir ofansif anlayış, 14. dakikada 3. gol ve maç orada bitti. Sonrasında artan maç trafiğinden F.Bahçeli futbolculara biraz bıkkınlık gelmiş olacak ki oyunu rölantiye aldılar. Hücum presi bıraktılar. Zaten Ozan sağ bek oynadığından etkili bir pres beklenemezdi. Erzurum'un ise orta sahayı kolay geçip 3. bölgeye çok defa yaklaşsa da fazlasını yapacak gücü yoktu. (Ömer Üründül - Sabah) 14 dakikada sona eren bir maç | Şampiyon olamayacağına inanmış bir F.Bahçe ile kümeden düşeceğine inanmış Erzurum’un maçıydı. Alanya’da 2 puan bırakıldığında şampiyonluk umutları törpülenmişti. Beşiktaş’ın Hatay önündeki 7-0’lık galibiyeti ile umutlar iyice azalmıştı. Yetenek maç kazandırır. Zeka ve takım ruhu şampiyon yapar. Tam 30 hafta takım ruhu olmadan ve sorunun kaynağına inemeyen teknik direktör yönetiminde aslında kaybedilen şampiyonluktu. Yönetimindeki 6 maçta 4 galibiyet, 2 beraberlik alan Emre Belözoğlu’nu gelecekteki teknik sorumlu olarak lanse edenler çoğunlukta. Bana sorarsanız yanlış olur. Yönetmek bugüne, liderlik geleceğe yöneliktir. Ve F.Bahçe Emre ile devam kararı alırsa F.Bahçe’nin geleceği de Emre’nin liderliği de tartışılır. (İlker Yasin - Hürriyet) Hoca değişimi erken olsaydı! Bir ligin herhangi bir haftasında şampiyonluk yarışı veren iki takımın ilk 15 dakikada rakibini üç golle imha etmesi çok da sık rastladığımız bir şey değil. Beşiktaş'tan iki gün sonra Fenerbahçe ilk çeyrekte Erzurum'a aynı tarifeyi uyguladı. Geçen hafta 10 kişi kalan Başakşehir karşısında önde olduğu maçı kaybeden Yılmaz Vural'ın takımı için dün gece maç 14. dakikada bitti. Fenerbahçe'de Gökhan Gönül'ün yokluğunda sağ beke geçen Ozan'ın, maç erken koptuğu için orta sahada eksikliği hissedilmedi. Ve elbette 'İrfan Can da Alanya maçında cezalı olmasaydı acaba tabelayı değiştirebilir miydi?' dedirten bir oyun ortaya koydu. (Bülent Timürlenk - Sabah)