Spor yazarları, 0-0 tamamlanan Galatasaray - Fenerbahçe maçını yorumladılar. AHMET ÇAKAR - SABAH | Garip bir maç oldu. Her iki takım da ama özellikle Fenerbahçe, orta sahayı çok rahat geçtiler. Basketbol gibi adeta. Bir bakıyorsunuz Gustavo topu kapıyor, 30 metre sonra top atıyor, Thiam ya da Valencia G.Saray ceza alanı içindeler. Bu sefer bunlar topu kaptırıyor, bir bakmışınız top F.Bahçe ceza sahası civarında.Dedik ya tuhaf bir maç oldu. Ama daha tuhafı şu, bu kadar ceza alanına çabuk gelinen maçta insanları 'ah bu da kaçar mıydı' dedirtecek tek bir pozisyon yok. İkinci yarı genelde F.Bahçe'nin üstünlüğüyle geçti. Fakat Valencia olsun, Thiam olsun hareketli olsalar da bal yapmayan arı gibiler. Özellikle Gustavo çok iyi oynadı. Ozan geçmiş maçların aksine daha ilerideydi. Sonuçta iki takım da memnun. G.Saray maç öncesi favoriydi ama dün asla favori gibi oynamadı, beraberliğe şükretsinler.F.Bahçeli oyuncular geçen hafta 9 kişilik Hatay'ı yenememişti ama bence dün gece G.Saray'dan daha iyi oynadılar ve özellikle ikili mücadelelerde daha fazla ayakta kaldılar.Ali Palabıyık'ı 1-2 hatası dışında başarılı buldum. Sosa ve Taylan'a gösterdiği kartlar yanlış ve özellikle son saniyede orta sahada bir faul verdi ki herhalde yanlış gördü. Ama bu kadar kartın gösterildiği bir G.Saray-F.Bahçe derbisi için kötü yönetti demek haksızlık olur. ERMAN TOROĞLU - SABAH | Galatasaray istediği hücumu yapamıyor. Niye? Sebebi basit... Fatih Terim, Arda'yı kaptan çıkarmak için ve oynatmak için o kadar süre bekliyor. Oyundan almıyor, aynı cümleleri Belhanda için de söyleyebilirim. Yani Galatasaray 9 kişi oynuyor.Orta sahada Taylan'ın neredeyse canı çıktı. Ama çocuk isyan etmiyor, genç. Fatih hocanın ikinci yarıya değişiklikle başlaması lazımdı eğer bu maçı kazanmak istiyorsa. Ama değişikliğe bakın kaçıncı dakikada yaptı. Tam 70'te yaptı. Dakika 70'ti, bir yerde iş de bitmişti. Sarı-lacivertliler doğru oynadılar, iyi şeyler de yaptılar. Daha iyisini de yaparlar mıydı? Yüzde 100 yapacaklardır. Fenerbahçe ceza alanına daha fazla girdi gözüktü ama Galatasaray kalecisi Fatih, yere yatmadan maçı bitirdi. Dün gecenin kaybedeni Galatasaray, kazançlısı Fenerbahçe'dir. Bunda da Terim'in payı büyüktür. Seyirci de olmayınca maç tatsız tuzsuz oynanıyor zaten. Futbolcular da birbirlerine fazla kasıtlı hareketler yapamıyorlar, yapmıyorlar. Çok sarı kart oldu. Zaten sarı kartların adedine baktığımızda Galatasaray takımında yük bazı futbolculara fazla bindiği için onlar sarı kartı fazla gördüler. Futbol olarak fazla bir şey yoktu. Heyecan biraz vardı. Kalite yoktu. Maçın sonucu da bence adaletli oldu. SERDAR ALİ ÇELİKLER - HABRTÜRK | İlk yarı Fenerbahçe daha defansif görüldü ki bu normaldi. Sosa da silik kalınca Fenerbahçe sadece Omar'ın kanadından yüklendi. Her hocanın bir şekilde oynattığı Deniz Türüç yerine doğru dürüst bir sağ açık olmadığından ilk devre o kanat hiç işlemedi. Galatasaray bu devre etkili olmak için çabaladı ancak cılız bir iki pozisyon dışında pozisyon üretemediler. Bir pozisyonda da Altay başarılıydı. 2. yarı Fenerbahçe sahaya kazanmak için çıktı. Savunma öne çıktı, Sosa devreye girdi ve Thiam - Enner ve Deniz etkili olmaya başladı.Bu dönemde Fenerbahçe'nin pozisyon bulamama nedeni oyuncuların inanmadan, hayal etmeden vuruş yapmaları idi. Adeta "Ee bire bir kaldım. Stoperi geçersem kaleciyle karşı karşıyayım şimdi ne yapacağım" diye düşündüler. Son paslar yanlış oldu, vuruşlar anlamsızlaştı. Ön tarafta problem çözsün diye Samatta'yı içeri attı Erol Hoca ama bence Thiam sahada kalmalıydı.Enner ve Thiam'ın batıcı koşuları, Samatta'ya pozisyon üretebilirdi. Son dönemeçte Ozan'ın driplingleri 3 G.Saraylıyı sarı kartlık yapmışken Erol Hoca'nın ezber değişikliği bana göre tek eleştiri noktasıydı. Mert Hakan, Sosa'nın yerine girebilirdi. Yahut Ozan sağ öne geçerdi Enner çıkardı. Ozan satılamaz bir oyuncu olduğunu yeniden gösterdi. Fenerbahçe'de Altay'ı, Lemos'u, Gustavo'yu, Ozan'ı, Thiam ve Enner'i beğendim. Oyuncular inansalar dün de kazanırlardı. Fenerbahçe atletik ve sert bir takım oldu. İlerleyen dönemde zor yenilen bir takıma dönüşecekler. Lakin ileride skor üretme işine çalışması lazım Bulut'un. Bir de o bölgeye oyun kurucu bir kanat ve bir de pivot santrafor takviyesi lazım. BÜLENT TİMURLENK - SABAH | 4 maçtaki futbolu ezber sayılan ideal 11'i ile Galatasaray evinde favoriydi. Ancak tarihte favori oldukları birçok derbideki gibi kötü futbol oynadılar. Santrforunuzu pozisyona sokamıyorsanız adının Falcao olmasının önemi kalmıyor. İlk 4 maçın iyisi Taylan, orta sahada çoğu zaman tek başına kalsa da takımı adına Marcao ile birlikte iki iyiden biriydi. Belhanda ise eleştirilen oyununa döndü. Omar-Feghouli arasında pas bağlantısını kuramayan, solda da Saracchi'yi arayan G.Saray'ı F.Bahçe iyi bozdu. Deplasman derbilerinde dünyanın her yerinde önce rakibi bozmaya, tabelada sıfırda tutup golü bulmaya oynarsınız. Erol Bulut'un forvet ve orta saha arasındaki Ozan tercihi ne kadar doğru ise Deniz'le başlamak o kadar yanlıştı. Gustavo defansın önünü nefis toparladı. Oyunun ilk dakikasından son dakikaya kadar G.Saray'ın top yapmasını önlediler. Oynatmamak kadar, oynamak da mühim. Sonuçta Fatih'i zorlayacak bir pozisyon yaratamadılar. MEHMET DEMİRKOL - FANATİK | Fenerbahçe henüz bir takımdan ziyade bir karma. Yeni kurulmuş değil, kurulmakta olan bir takım. Bu aşamadaki bir takım için savunma seviyesi çok yüksek. Zaman zaman oluşan kaçaklarda da Altay kritik kurtarışlarıyla direnç noktası oluşturdu. Öte yandan henüz kurulmakta olan bir takım ama oyuncu kalitesi yüksek. Bu kalite seviyesinin altnda bir hücum gücüydü dünkü. Bu gelişir. Geliştikçe de Erol Bulut daha cesur hamleler yapar. Ama o güne kadar Bulut, taraftarı heyecanlandıracak icatlara girmeyecek belli ki. İki taraf için de eksik kalan oyunda bireysel performanslara bakmak lazım. Valencia, Ozan, Lemos ve Altay Fenerbahçe’de, Luyindama ve Taylan ise Galatasaray’da ekstra enerji ortaya koyanlardı. Kalite farkı yaratan pek kimse yoktu. UĞUR MELEKE - SPOR ARENA | Maalesef uzunca bir süredir Galatasaray-Fenerbahçe derbileri böyle... Kaygılar umutları bastırıyor, sahadaki ana plan hep kontrol duygusu oluyor. Bu maçla ilgili ‘dağ fare doğurdu’ diyemiyorum, zira bir dağ beklentim de yoktu bu kez! Son 11 derbinin 7’sinin berabere bitmesi kesinlikle tesadüf değil. Fenerbahçe’nin savunma göbeğinde Tisserand-Lemos, merkezinde Sosa, ileri ucunda Valencia ile göstereceği performansı tahmin etmek çok güç. Sarı kırmızılılarsa daha 4’üncü haftadan 11’ini ezberletti Türkiye’ye. Galatasaray adeta kitabın 100’üncü sayfasına gelmişken, Fenerbahçe henüz kapağı çeviriyor gibiydi sanki. Ancak maç öncesi veriler, daha önce onlarca derbide oluğu gibi yanılttı yine. Evet, 90 dakika bittiğinde iki takım da evine birer puan götürdü ama yeniden yapılanma sancıları yaşayan Fenerbahçe’ninderbi performansı bir tık daha tatmin ediciydi sanki.