Spor yazarları, Galatasaray'ın 4-3 kaybettiği Çaykur Rizespor maçını değerlendirdi. Gereksiz riksler akşamı (Mehmet Demirkol - Fanatik) Galatasaray’ın 4 iç oyunculu 4-4-2’sinin avantajları yüksek. Ancak bu oyunda, savunmada alınmaması gereken manasız riskler alındı. Saracchi’nin taçı ve Emre Kılınç’ın pası risk bile değil, saçmaydı. Terim’in iki kanatlı oyuna geçmesiyle maç Rus Ruleti’ne döndü. Hem Saracchi’nin taçı, hem Kılınç’ın pası riskli değil saçmaydı. Stoperler de hataları korkunç bir şekilde tamamlayınca çok doğru iki şutla Rize skor buldu. Tabii Bülent Uygun’un cesur ön alan presinin onları zorladığını da söylemek lazım. 4 güçlü ön alan presçisi çok rahatsız ediciydi. Sağ kanadı kullanan Baiano’nun ciddi katkı yaptığını da unutmamak lazım. Bu oyunda birinin dönüşümlü olarak oyuna katılması, hücum alanının genişlemesine yardımcı olup orta sahalar için alan açmaları lazım. Ama burada rol dağılımında sorun oldu. Alan paylaşımını yapamadılar. Terim’in bunu bir santrforu çıkarıp orta sahayı almakla değiştimesini bekliyordum. Orta sahayı iyice bırakıp, iki kanatlı oyuna geçti. Ve maç bundan sonra Rus Ruleti’ne döndü. 13 dakika uzayan dramatik, heyecanlı, olaylı ama plansız oyun bu değişimle başladı. Uygun’un ilk planı ve takımın mücadalesi övgüyü hak ediyor.   Glasgow’dan beri devam eden aksaklıklar (Uğur Meleke - Spor Arena) Kayseri maçında ceza alanı çevresinde iki bitirici santrfor olması, bekler DeAndre Yedlin ve Saracchi’yi daha fazla orta yapmaya itmiş; bu yöntemle de başarıya ulaşmıştı Galatasaray. O maçta 23 ortada 12 isabet sağlanmış, kafayla Falcao üç, Muhamed iki pozisyon yaratmışlardı. Falcao’nun golü de bir Saracchi ortası sonucunda gelmişti. Rize maçında da beklerin bindirmeleri ve orta denemeleri sürdü. Ancak Rizespor havada çok daha iyi bir takım. Dün hava topu mücadelelerinde Talbi ve Samudio 5’er, Selim, Sabo ve Skoda 3’er kez galip gelmişler. Rize 24’e 10’luk bir üstünlük kurmuş havada. Marcao ve Luyindama’nın basit bireysel hatalar yapmalarında da Taylan’ın eksikliğinin rolü var bence. Galatasaray’ın oyununda ta Glasgow Rangers maçına kadar geri sarıp tekrar tekrar görebileceğiniz mühim bir defo var: Önde baskı yapan her takım Galatasaray’ı hataya zorluyor. Fatih Terim de aylardır bu konuya bir çözüm üretebilmiş değil. Hatalar zinciri (Ömer Üründül - Sabah) Karşılaşmanın bana göre en ilginç yanı mükemmel kaleci Muslera'nın hiç kurtarış yapmadan 4 gol yemesiydi. Bu 4 golde de yapacağı bir şey yoktu.Benim teknik eleştirim şöyle; ilk 11'de çift santrforlu düzenle başlamaya her takım için karşıyım. Dün de bunun tutmadığını gördük. Zaten Terim de skor ihtiyacı varken bunu görüp Mostafa'yı oyundan aldı.Rize hak ederek kazandı. Bülent Uygun'u kutluyorum. Göreve yeni gel, içeride Hatay, dışarıda G.Saray 6 puan... Fazla söze gerek yok. Çaykur Rizespor'da en çok Boldrin ve Baiano'yu beğendim.Volkan Bayarslan, delikanlı gibi bir maç yönetti. Bir tek aklıma takılan konu, Yedlin'in yüzde 100'lük ikinci sarı kartını niye 5 dakika geç gösterdi? Herhalde kafası karıştı. Terim'in ikramı (Gürcan Bilgiç - Sabah) Kayseri'deki skor, Terim'in analiz yanlışı oldu. Mostafa ve Falcao ile kazandığı maçta, iki forvet ile devam edebileceğini sandı. Halbuki, o maçta da bir eksik orta saha ile oynamanın sıkıntısını ikinci 45'te çekmişti. Rize maçında iki formda golcüsünün problemi çözeceğini düşündü. Gerçek; bir eksik orta saha, direnen ve çabuk çıkan rakip için bulunmaz nimetti; Bülent Uygun da ikramı geri çevirmedi.G.Saray'ın yediği gollerin basit hatalardan geldiğini söyleyenler haklıdır. Ama Rizespor'un yedikleri de öyle. Hatta bir de kendi kalesine var. Sarı-kırmızılıların beraberlik golü öncesinde Luyindama mücadelesi de "faul mü, değil mi" tartışmasında. Öne geçmesine rağmen maçı hiçbir bölümde kontrolde tutamaması Terim'i uyarmadı bile. Üstüne skor üstünlüğünü kaybetmesi, geriye düşmesiyle hamle şansını da kaybetti. Önden bir eksilmesi, merkezde bir fazlalaşması, Onyekuru ile Kayseri'deki gibi "avcılık" moduna geçmesine imkân kalmadı. Kendim ettim, kendim buldum... (Şansal Büyüka - Milliyet) Galatasaray’ın işi gerçekten zor… Rakibi devirmeye mi baksın, kendi stoperlerinden korunmaya mı… Kime önlem alsın, rakibe mi, kendi stoperlerine mi… Bu ikili geçen hafta Kayseri’de de inanılmaz hatalar yaptılar ama Kayseri, Galatasaray’ı misafir sayıp bu ikramı kabul etmemişti… Ama her takım Kayseri değil ki... Rizespor ikinci yarıya korkularını atarak başladı… Oyuna ortak olmaya çalıştı… Bu defa da imdadına Yedlin yetişti… Galatasaray’ın sağbeki “Luyindama hata yapar, Marcao yapar, benim yapma hakkım yok mu” demiş olmalı ki, ceza alanı içinde Samudio’ya kamyon çarpış gibi dalıp penaltıyı yaptı… Yedlin hızını alamadı, sonrasında Michalak’ın umut veren atağını faulle kesip takımını bir eksik bıraktı… Yedlin bir gol attı ama takıma yararından çok zararı dokundu…Fatih Hoca için “galip takım bozulmaz“ anlayışı bu maçtan sonra bitmiştir… Hareketli ve gole yakın Onyekuru, ele - avuca sığmayan Kerem Aktürkoğlu, savunma arkalarına iyi top atan Feghouli, ilk onbir için “öncelik“ almalılar… Bu “kendim ettim, kendim buldum“ maçıdır… Fatura başkasına kesilemez... Galatasaray'ın şampiyonluktan bahsetmesi mümkün değil (Bülent Timurlenk - Sabah) Kasımpaşa maçında Muslera, Sivas maçında Linnes'in bireysel hataları vardı. Dün buna önce Luyindama sonra Marcao'nun adeta kendi kalelerine gol atarmışçasına yaptıkları hatalar eklendi. Rizespor'un orta sahadaki ikilisi yetenekli ve hücumu bilen adamlardan kuruluyken, Taylan'sız orta sahayı Etebo vasatlığına bırakmak Galatasaray adına felaket senaryosuna yol açtıLigin ilk yarısında kalesinde Muslera yokken en az gol yiyen takım olmayı başaran Galatasaray'ın dün kendi evinde Rizespor'dan 4 gol yemiş olması dizilişinde, taktiğinde iflasının belgesidir. Kağıt üzerinde Galatasaray bu maçı kazanacak, derbideki sonucu bekleyecekti. Dün akşamki mağlubiyetten sonra futboldan o kadar soğumuşlardır ki, futbolcusu da taraftarı da sanıyorum Beşiktaş-Fenerbahçe derbisiyle ilgilenmeyecekler bile... Ankaragücü, Sivas ve Rize maçlarında kaybedilen 8 puan sonrasında Galatasaray'ın şampiyonluktan bahsetmesi mümkün değil.