Beşiktaş JK Başkanı Hüseyin Yücel açıklamalarda bulundu. Yücel kulübün içinde bulunduğu finansal sorunları ve transfer planlarını anlattı. Beşiktaş Başkanı Hüseyin Yücel, TV100'de açıklamalarda bulundu. "Hayalim başkanlık değildi. Başkanlık olsa son seçimde aday olurdum. Seçim sürecinde sayın Serdal Adalı ve Hasan Arat yarıştı. Seçimden bir, iki, üç hafta önce, Emre Kocadağ'ın adaylığı söz konusuydu. Hepsi benimle görüşmek istedi ve görüştüm. İşlerimin yoğunluğundan dolayı dışarıdan destek vereceğimi söyledim. Enteresan bir şey oldu. Seçime iki gün var. Sayın Hasan Arat'ın, katıldığı bir programa denk geldim. Orada kendisi anlattı. Geçmiş başkanlardan bahsetti. Medyanın kendisine sansüründen bahsetti. Bu beni kalbimden yaraladı. "Tek başına savaşıyor. Sadece televizyondan izlemekle yetinmemeliyim" dedim. Programdan sonra telefon açtım. Görüştük. Bu hikayeyi anlattım. "Size destek olmak için geldim." dedim seçimden tam iki gün önce" "Beşiktaş'a hizmet etmekten asla pişmanlık duymuyorum ama hayal kırıklığı, kırgınlığım var. Hiç böyle tahmin etmemiştim. Hasan Arat'a da kırgınlığım var. İstifa süreci çok ani oldu. Her gün görüşüyorduk. Bu süre zarfında farklı görüşmeler yaptık. Ama bu senaryoyu tahmin etmiyorduk. Hasan Arat'a istifa etmeyi aklınızdan geçirmeyin dedim. Ertesi gün bir telefon geldi ve sayın başkan ayrıldı." "Yönetim kurulumuzun WhatsApp grubu var. Hasan Arat, orada hepimizi aradı ve söyledi. "Şahsi nedenlerden dolayı, sağlık nedenlerden dolayı devam etmeme kararı aldım" dedi Hasan Arat ve bir dakika sonra resmi siteden yayınlandı." "İkinci başkan olarak görev yaptım. Bu soruyu özellikle başkana sormak isterim. Kalkışma kelimesini kullandığı gün yönetim kurulu toplantısı vardı. Toplantıda "Futbolun başına Hüseyin Yücel geçecek, yardımcıları da Onur Göçmez ve Mete Vardar olacak" dedi. Samet Hoca ve Friedel arasında gerginlik vardı. Futbolda kopukluk vardı. Böyle bir formül ürettik. Akabinde başkanın açıklaması, Onur Bey'in açıklaması, bambaşka bir noktaya giti. Kalkışma kelimesinin Samet Hoca için kullanıldığını tahmin ediyorum. Bu kalkışma lafı bizim için darbe yaptı gibi bir duruma evrildi. Başkan, çarşamba günkü toplantıda, "Ben mayıs ayında aday olmayı düşünmüyorum" dedi. "Sağlığım elverdiğince devam edeceğim. Eğer bir şekilde istifa edersem, sizi bilgilendireceğim. Hüseyin Yücel'i terk etmeyin" dedi. Başkanın bu ricası ortadayken, kalkışma lafını benim için kullanma ihtimali mantığa uymuyor. Ama kamuoyunda böyle algılanmadı. Bu tamamen yanlış. Böyle bir darbe olsa seçime gider miyim?" "Sayın Hasan Arat'ın istifasının ardından yönetim olarak bizim de istifamız gerekiyordu. Ama böyle bir durumda yönetim Denetleme Kurulu'na geçiyordu. Kulüp kayyuma kadar giderdi. Arkadaşlarımızla oturduk, "Beşiktaş'ı sahipsiz bırakmayalım" dedik. İkinci etapta ben kendi köşeme çekildim. Bu etik değil dedim. Kamuoyunda da konuşuluyordu. Seçilmiş yönetim olarak oraya geldik ama seçilmiş başkan olarak oraya gelmeyecektim. Eleştirilere maruz kalacaktık. Yönetimi topladım. Benim kararımı destekleyin dedim. Olağanüstü seçime gitmek istediğimi söyledim. Atanmış başkan, tüzük başkanı gibi söylemlerle muhatap olmak istemedim. Darbe söylemleri de beni çok rahatsız etti." "Öncelikle Beşiktaş başkanlık makamı, kendim olarak söyleyeyim, Türkiye'de gelebileceğim en yüce makam. Olağanüstü seçime gittim ve 'hodrimeydan, buradayım' dedim. Seçim propagandası yapıyorum. Beşiktaş, en kritik seçimlerinden birine gidiyor. Beşiktaş, şu anda bir yol ayrımında. Beşiktaş üyeleri, gelecek vizyonunu seçecek önümüzdeki 3.5 yıl ile ilgili. Bu belirleyici bir seçim olacak. Sonuna kadar, seçime kadar savaşmaya devam edeceğim." "Geldiğimizde aralık ayı maaşları ödeniyordu. Ocaktan itibaren devamlı bütçe açığı ile karşı karşıya geldik. Gidebileceğimiz banka da yoktu. Geldiğimizden itibaren bütün finansmanı kendim karşıladım. Bir kısmını sermaye artışı ile yaptık. Üç kuruşu arıyoruz biz, bizi, "Bu paralar nereye gitti?" ile itham ediyorlar. Bu paralar yetmiyor, üzerine takviye gerekiyor. Göreve geldiğimizden itibaren tüm finansmanı birinci kişi ve tek kişi olarak ben sağladım." "Sayın Serdal Adalı, "100 milyon dolar borç artı" diyor. Haklı. 50 milyon doları faizden geliyor. Bu faizi ödedik. 20 milyon dolayı vergi borcundan geliyor, vergileri ödedik. 70 milyon dolar cebimizden çıktı. Para var mı, yok. 30 milyon dolar da transfer, bonservisler. Ama 30 milyon dolar, 4 yıla sirayet ediyor. İçinde bulunduğumuz seneye ile 7.5 milyon sirayet ediyor. 100 milyon dolar denen aslında 7.5 milyon dolar. Geri kalan faiz ve vergi borcundan geliyor. 15 Ocak'a kadar borçsuzluk yazısı gerekiyor. Toplam 115 milyon euro gibi bir ödeme gerçekleşecek. Mayısa kadar 50 milyon euro ödenmesi gerekiyor." MAAŞ ÖDEMELERİ EKONOMİK DURUM FUTBOLCULARA YANSIDI MI? | "Hiç yansıtılmadı çünkü öyle bir ekonomik sorun olmadı. Gecikme oldu, sonra kapandı. İki ay oldu, bir aya düştü. Şu andaki durumda bir ay gecikmeli gidiyoruz. Bu sadece Beşiktaş'a has bir değil. Düşüşü buna bağlayamayız. Primleri, her maç primi var, Fenerbahçe primi özel bir primdi. Primler, ertesi gün hesaplara geçiyor. Bodo'da da özel bir prim açıkladık ama şansımız yaver gitmedi." "Ben iş adamıyım, ekonomik okudum, uzun vadeli düşünüyorum. Beşiktaş'ın benim önümde 3-4 yıllık projeksiyonu var. Salah, trend topik olmuş, böyle delilik yapmadığınız takdirde, bu borcu 3-4 sene içerisinde geri ödemeye muktedir bir kulüp Beşiktaş. Uzun vadeli bakılınca, bunlar rahat bir şekilde ödenecek borçlar. Şu anda Beşiktaş'ın en büyük sorunu, finansal problem. En büyük sorun, Bankalar Birliği anlaşması. Tüm gelirler, temlikli. Yüzde ellisine bankalar direkt el koyuyor. Bu faiz ortamında bunların ödenme ihtimali yüzde sıfır. Şöyle bir hayalim var. Şu anda Beşiktaş'ın borcu 3 Milyar TL seviyesinde. Bir kaynak bulacağız. Bankalar Birliği'nden çıkacağız. Bankalar Birliği'ne 3 Milyar TL. Kaynakla, Bankalar Birliği'ndeki borcu kapatacağız. Böyle bir senaryoda, tüm gelirler temlikten çıkacak. Borcunu ödeyebilme serbestliğine sahip olacak ve 3-4 yılda bu borcu kapatabilecek." TALISCA SÖZLERİ | "50 için vaat, hatta çağrı yaptım. 90 milyon dolar (3 Milyar TL, Bankalar Birliği borcu) ile ilgili tüm iş adamlarının kapısı çalınacak. SuperApp için fon toplayacağız. Buradan toplayacağız, insanlardan, iş adamlarından borç alacağız ve 90 milyon dolarla Bankalar Birliği Borcu'nu kapatacağız. Söz vereceğiz bunun için, Transfer yapmayacağız. Gidip Talisca'yı almayacağız." "İlk oturacağım kişi Sergen Hoca olacaktır seçilir seçilmez. Sene başında da Sergen Hoca'yı istedim ama yönetimdeki bazı arkadaşlar çeşitli nedenlerden karşı çıktı. Kendilerince haklı nedenleri vardı. Başkanın içine sinmedi günün sonunda. Ben çok ısrar ettim Sergen Yalçın isminde sene başında. Sergen Hoca ile iki görüşmemiz oldu. Milattan önce ve sonra gibi. Samet Hoca'nın açıklamalarından önce ve sonra. Başkanın istifasından önce daha doğrusu. Gayet pozitifti. Ama daha sonra başkanın istifası ile birlikte, ortalığın çalkantılı hale gelmesi, Sergen Hoca'yı tedirgin etti. Sergen Hoca, "Önce bir kendi aranızda anlaşın, akabinde ben elimin altına koymaktan imtina etmem" dedi. Yüzde yüz haklıydı. Ortada kaynayan bir kazan vardı." TRANSFER SÖZLERİ | "Ocak ayında takviye yapacağız, kanat takviyesi yapacağız. Serdar Hoca ile görüşmemiz oldu. Şu anda onunla birlikte çalışıyoruz. Feyyaz Hoca, destek veriyor. Scout ekibi destek veriyor. Seçimden sonra hep birlikte oturacağız. Transfer listemiz hazır. Hasan Başkan istifa etmeden önce ben çalışmalara başlamıştık. 700 kişilik listeden 70 kişiye kadar düştük. Daha çok kiralık oyunculara gitmemiz lazım. Ama Beşiktaş'ın kaybeden bir senesi değil, altı ayı bile yok. Beşiktaş'ın 1-2 takviye ile çok daha iyi yerlere gelebileceğine inanıyorum."