Spor yazarları, UEFA Avrupa Konferans Ligi 3. eleme turu rövanş maçında Fenerbahçe'nin Maribor'u 3-0 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi. 'İlim-İrfan'la tur atlayan F.Bahçe - Ercan Güven | Kadıköy’deki ilk maçta sert ve defansif rakibe karşı statik forvetle 3-1 kazanmasına karşın hayli zorluk yaşamış Fenerbahçe, deplasmanda takım halinde akıcı ve etkili oynamayı başarınca, Maribor’u rövanşta kolayca saf dışı bıraktı. Hem de rakip tribünleri çileden çıkartacak kadar kolayca. Peki neydi tribün olayları başlamadan önceki 66 dakikada Fenerbahçe’yi akıcı, etkili, üstün kılan? Sadece kalite farkı mı?Hayır! Birincisi “ilim”… İkincisi “İrfan”! Daha doğrusu kaledeki ve kanattaki iki İrfan(lar). Deplasman başarısını getiren “futbol ilminin” birinci göstergesi, İsmail Kartal’ın ilk maçtan aldığı dersle Dzeko’yu dinlendirip orta sahada Zajc ve İsmail’e, Szymanski’i katmasıydı en başta. Her Fenerbahçe hücumunda Zajc’ı gizli santrafor gibi mutlaka pozisyonun içinde tutmasıydı. Kadıköy’de yenen golün kahramanı Osayi’i kulübeye çekip Maribor’un yırtıcı sol kanadını sağda Ferdi ile karşılamasıydı. Topa sahip olmayı doktora tezi gibi sahaya koymasıydı. Bitmedi… Fenerbahçe’ye kazandıran “ilim” aslında Tadic’e doğuştan verilmiş bir hediyeydi. Zeka, görüş ve müthiş bilek sahibi adam, belki de son kez denenmek için arkasına sol bek konmuş Oosterwalde’i bile neredeyse zorla oynattı! Fenerbahçe’yi yücelten “İrfanlar”a gelince… Onlardan iki tane vardı. Birincisi, gittikçe performansı yükselen, daha doğrusu asli ve olması gereken performansına ulaşan sağ öndeki İrfan Can. İsmail Kartal’ın verdiği güvenle bir kademe daha öne gitti Maribor deplasmanında. Oynadı ve oynattı.  Fenerbahçe’nin topu gezmeye çıkardığı, rakibin topa dokunamadığı 15 ile 17. dakikalar sonunda İrfan Can’ın kendi başlatıp kendi bitirdiği pozisyonda attığı gol Maribor’un tüm umutlarını bitirmediyse, 31. dakikada kaledeki İrfan Can’ın kurtardığı penaltı mutlak bitirmiş olmalı. Penaltı kötü kullanılmış olabilir ama son ana kadar yatmayan İrfan Can yüzündendi büyük olasılıkla. Maçı durduran olaylardan sonra İrfan Can’ın kurtardığı bir de yüzde yüz gol var ki, refleksin ansiklopedik tanımıydı.Olayın özü, kaleci İrfan Can, bir bakıma kaleci Altay’ı emekli(!) etti. (MİLLİYET) Akıl oyunu - Gürcan Bilgiç | Maç Fenerbahçe açısında akıl doluydu. Skoru ellerine almışlardı, rotasyonları da yaptı İsmail Hoca. Ne oyun üstünlüğünü bıraktı rakibe, ne de tur için heyecanlanmasına izin verdi. 17'de 17 numaralı İrfan Can Kahveci, Tadic – Batshuayi organizasyonuyla gelen asist ile golü yaptı. Tam bir ustalar geçidi izlettiler Mariborlulara… Hemen vitesi de küçülttüler. Zaman için oynamaya, pas yapmaya, topun kendilerinde kalmasına yöneldiler. İşte akıl oyunu bu. Önemli olan turu geçmek. Dört gün sonra deplasmana gideceksen, enerjine de, aklına da, riskine de "ekonomi" modu uygulayacaksın. Tadic komutanlığındaki hücum, İsmail'in kelepçelediği orta saha, İrfan Can Eğribayat'ın performansı maçın dip notları. İsmail Kartal taşları doğru kullanıyor. (SABAH) Bu nasıl sevgi! - Faik Çetiner | İlk maçtaki avantajlı skor, rövanş oyununda İsmai Kartal’ı rotasyona yönlendirmişti. Kalede İrfan Can, defansta Samet, Peres, Oosterwolde, forvette de Batshuayi ilk 11’de kendilerine yer bulmuştu. Maribor kalite ve kapasite olarak Fenerbahçe ile baş edecek bir takım değildi. Oyunun ilk bölümü tamamen Fenerbahçe’nin kontrolünde gitti. İrfan Can’ın (Takımın iyilerinden) takımını öne geçiren golünde, Batshuayi’nin orta asisti akıl doluydu. Fenerbahçe öne geçtikten sonra, kendini fazla sıkmadı. İlk 30 dakika sonrası Peres’in gereksiz yere yaptığı penaltıyı İrfan Can (Sanırım kale artık onun) kurtarınca, rakibin keyfi kaçtı morali bozuldu.   İkinci yarıya İsmail Kartal, sarı kartlı Samet’i dışarı alıp Djiku’yu sahaya sürdü. Sahada oyun Fenerbahçe’nin kontrolünde giderken sahneye kale arkası seyircisi çıktı, maçın içine etti. Oyun durdu, futbolcular maçtan soğudu, keyifler kaçtı. Olayların faturası Fenerbahçe tribünlerine çıkınca seyirci dışarı çıkartıldı. Takımın galip, iyi oynuyor, tur geliyor, bu taşkınlık niye? Bu nasıl Fenerbahçe sevgisi? Yazıktır, ayıptır, günahtır. Sahada akıtılan tere yazık oluyor. Maçın kalan bölümünde Mert Müldür, Umut Nayır, King, Bartuğ oyuna girdiler gollerin devamı ve fark geldi ama, sevinç kursağımızda kaldı. (FANATİK) İrfan Can’ların gecesi..! - Engin Verel | İsmail Hoca'ya helal olsun. Fenerbahçe'yi, Fenerbahçe gibi oynatmaya kararlı. Deplasman falan demedi daha ilk dakikadan itibaren Maribor kalesine yüklenmeye başladı. Takımın tam anlamıyla hazır olmadığını, birçok eksiği bulunduğunu benim gibi İsmail Hoca da görüyordur. Ama önemli olan coşkuyu ve motivasyonu üst seviyede tutmak. Kuşkusuz bu birlikteliğin pekişmesini, takımdaşlığın gelişmesini ve Fenerbahçe'nin özlenen seviyeyi yakalamasını sağlayacaktır. Hele bir de bunları yaparken eksiklerine rağmen kazanırsan, yukarıda söylediğim kıvama gelmek çok daha kolay olur. Ben bunları düşünüp, yazarken Fenerbahçe harika bir golle öne geçti. Hazırlanışı ve bitirilişi derslik bir pozisyondu. Golcü Batshuayi, asistin nasıl yapılacağının dersini verdi. Kendisinden beklenmeyecek bir teknik üstünlük ifadesi olan aşırtma pasını da İrfan Can Kahveci adrese teslim etti. Artık Fenerbahçeliler için 'Kahve'leri daha bir keyifle yudumlama zamanıydı. Zira takımlarımızın Avrupa'da sadece tura değil, kazanarak yola devam etmeye ihtiyacı var. Biz bu hesap kitap içindeyken Maribor penaltı kazandı. O ana kadar çok da kalesinde güven vermeyen ve acemice bir hata yapan İrfan Can Eğribayat, penaltıya geçit vermedi. Kaleciler kötü zamanlarında iyi işler çıkarınca hem kendilerini hem takımlarını kurtarırlar. İrfan Can için de bu kurtarış önemli bir ekstraydı. İlk yarı İrfan Can modası vardı ve Fenerbahçe soyunma odasına galip gitti. Söylediğim gibi ikinci yarıda da İrfan Can harika kurtarışlarla Fenerbahçe'nin galibiyetinde başrol oynadı. Maça gölge düşüren nahoş olaylara üzülsek de kazanarak tur atlamak önemliydi. (AKŞAM)