Spor yazarları Beşiktaş-Fatih Karagümrük maçı için ne yazdı? Uğur Meleke -  HÜRRİYET | Hollandalı futbolcu ve arkadaşları sezonun en iyi futbolunu oynadı. Dün 22:30 sularında Dolmabahçe’de ilk yarının bitiş düdüğü çaldı. Sporcuların hepsi tünele doğru yönelmişti ki, kamera onlardan birine, Weghorst’a yakın çekim yapmaya başladı. Hollandalı santrfor bir yandan tünele yürüyor, bir yandan da futbolcuları çılgınca alkışlayan tribünleri seyrediyordu.  Yüzündeki gülümsemeyi tarif etmek zor. İlk yarıda gösterdiği iyi performansın sonucu bir gülümsemeydi o belki. Ama ben daha çok hayranlık dolu bir gülümsemeye benzettim. Weghorst hayranlığını gizleyemiyordu Beşiktaş tribünlerini seyrederken... Weghorst tribünlere hayran, tribünler de ona hayrandı dün aslında! Mario Gomez ruhunu formasının içine saklamış çalışkan Weghorst ve arkadaşları dün sezonun en iyi futbolunu Karagümrük’e karşı oynadılar. Çok iştahlı, çok coşkululardı. Birinci dakikadan son ana kadar denediler, risk aldılar, gol aradılar ve tüm Dolmabahçe ahalisini gülümseterek gönderdiler evlerine. Ancak müsabakanın bu kadar tek taraflı olmasında Karagümrük’ün cesur deplasman oyununun da rolü olduğunu unutmamak gerek. Erman Toroğu - SABAH | Maç başlıyor, Beşiktaş sahaya iyi yayılıyor. Hem enine hem boyuna dikdörtgeni iyi kullanıyor. Her tarafta pres yapıyorlar. Karagümrük kafasını kaldıramıyor. Siyah-beyazlılar topları çok iyi kullanıyorlar. Bu arada gol geliyor, toplar direklerden dönüyor. Yani yarım saatte maç 4-0 olabilir. Devre 2-0 bitiyor. İlk yarının 2 tane adamı var: N'Koudou&Salih. Müthiş işler yapıyorlar. Beşiktaş'ın iyi olmasının sebebi Karagümrük'ün çok kötü olması mı yoksa o müthiş presle rakibe top oynatmaması mı? Bence ikinci şık. İkinci yarı Beşiktaş istekli ama 4 yapamıyor. 4 yapamayınca da Alanya maçının psikolojisi var ya hani 3-3'lük maç, golü yiyorlar. Golü yiyince de bir gerilme başlıyor.Dakika 70'ten sonra da Karagümrük "Nasıl olsa maç gitti, ne koparırsam kâr" diyor. Hücuma çıkıyorlar. İşte burada Beşiktaş'ın Karagümrük'ün arka tarafından faydalanması lazım. Ama dedim ya bir gerginlik oluyor, o işi yapamıyorlar. Yalnız siyah-beyazlıların yedek kulübesi de bu işi yapmaya fazla müsait değil. Ömer Üründül - SABAH | Beşiktaş dün gece çok etkileyici bir ilk yarı sergiledi. Yardımlaşmalı takım presi, yüksek tempo, dikine ataklar... Ve de pozisyon zenginliği... Direğe takılanlar, kaçanlar ve iki gol... Hücum girişimlerinin odak noktası müthiş sprintleri ve adam eksiltmeleri ile N'Koudou idi... İkinci devreye Beşiktaş yine aynı hırs ve baskı ile başladı. Üçüncü golü buldu. Ancak 70'ten sonra durgunluk dönemine girdi. Bilhassa öndeki forvetler çok yoruldu. Ama Valerien İsmael'den bir hamle gelmedi. Sonuçta Beşiktaş son bölümde kalesinde tehlikeler atlattı ama yine de farkı 3'e çıkarmayı başardı. Dün birçok olumlu görüntü vardı. Öncelikle üç orta saha da bitmeyen bir tempo ile 90 dakika koştular. Salih mükemmele yakın bir performans sergiledi. Muleka dün gece kornerden çok güzel bir kafa golü attı. Ama geçen Beşiktaş yazımda da belirttiğim gibi Muleka'nın özellikleri Beşiktaş'ın oyun yapısına uygun olmadığından Kasımpaşa'daki ortamı bulamıyor. Attila Gökçe - MİLLİYET | Mutlu, huzurlu, gururlu.. Enerjik, dinamik, sempatik… Beşiktaş’ın Vodafone Park’ta taraftarıyla buluşmasının alkışlarla kutlandığı gecenin özeti.Anlaşıldı, hakeme karşı aşırı öfkeli ve takıntılı tavırları geride bırakmışlar. Alanya’daki hatalarıyla yüzleşmişler. O hataların yerine yepyeni bir anlayışla pırıl pırıl parlayan, göz okşayan akıllı bir oyuna dönmüşler. Evet goller güzel, hem de çok güzel. Ama dikkatinizi çekerim: Oyuna bakın. Her dakikasını tekrar tekrar izleyin. Beşiktaşlı futbolcuların ve Valerien Ismael’in bir hafta içinde kendilerini nasıl yenilediklerini görün. Evet, birbirinden güzel hareketlerle, arayışlarla (ve elbette gollerle) dolu bir oyun izledik. Beşiktaş, kötü bir başlangıç yapsa, bir kaza golü yese, oyun oynamak yerine kavga etse, çatışsa gerilse kendi taraftarlarının da güvenini kaybedebilir, Alanya’dan sonra daha da büyük bir kayba uğrayabilirdi. Hayır, öyle kötü bir tablo oluşmadı. Aksine sakat Ghezzal’ın yokluğuna rağmen Kartal tam da adına layık inanılmaz kanat becerileriyle adeta şov yaptı. Bu gösterinin baş aktörü de Nkoudou idi… Özellikle ilk yarıda topla her buluşmasında dikine delici driplinglerle, ön direğe arka direğe gönderdiği toplarla takımını adeta uçurdu. Mehmet Demirkol / FANATİK | Sahanın her alanında kesin bir üstünlük. Özellikle iki kanatta 4 hızlı oyuncuyla Caner ve Salih’in yalnızlığı ve ağırlığından çok iyi yararlanan bir Beşiktaş. Maçın başından itibaren yıpratıcı bir baskı kurdular. Akın yönünü olağanüstü iyi değiştirdiler. 2. golde bütün sahayı kat eden direkt hızlı çıkış herhalde Ismael’in hayalini kurduğu tehditkar baskın oyunun ideal bir gösterisi oldu. Bu tip bir baskı ve tempo oyununa Karagümrük kadrosunun da oyun anlayışının da cevap vermesine olanak yoktu. Kadrodaki en sert oyuncu rakip santrfor kadar baskı yapamıyorsa olmaz. Beşiktaş ilk yarıda yüzde 87 pas isabetine çıktı ki, bunda Salih ve Gedson’un rolü büyük. Ve direkt oynamaya çalışan bir takım için bu harika. Ghezzal’ın yokluğunda yapılması gereken de buydu. Bazı oyuncular var ki onların yerini dolduracak birilerini aramak yerine oyunu değiştirmeniz gerekiyor. İsmael de sanırım bunu yaptı. Salih Uçan’ın Pirlo tarafından bu kadar rahat bırakılması da işe çok yaradı. Pirlo çok düşük tempoda kalan takımında köklü değişiklikler yapmak zorunda. Bu ligi bu fizik ve tempoyla istediği yerde tamamlaması, hatta tamamlaması zor. Ancak 3-1’den sonra işler biraz değişti. Beşiktaş son dakikada 4-1’i bulsa da, son 30 dakikada zorlandı. İsmael değişiklik yapmadı. Takım yoruldu. Oyunu yavaşlatacak bir pas oyunu planı da yok. Jimmy Durmaz, Salih’e yakın oynayınca pas bağlantılarını da belli oranda kopardı. İlk 60 dakika mükemmel. Ama Beşiktaş oyunu ve skoru tutmayı öğrenmeli. Ali Ece - FANATİK | Newcastle- Manchester City maçında Saint-Maximin’in kanat forvetlik şovunu izlerken zamanında N’Koudou’nun ne kadar büyük beklentilerle İngiltere Premier Lig’e gittiğini hatırladım. Ham yetenek sizi en üst seviyeye taşıyabiliyor ama o yeteneği geliştiremeyince en üst seviyede kalıcı olamıyorsunuz. Karagümrük maçında; N’Koudou, Rosier, Salih ve Gedson kendilerini genç yaşlarda Avrupa’nın en başarılı liglerine taşıyan yeteneklerini sergilediler. Rosier’nin önünde Ghezzal yokken doğal olarak ikinci bir forvet gibi oynayan Muleka’nın açtığı alanları Rosier çok iyi işledi, adeta iki kişilik hem sağ bek hem de sağ açık olarak oynadı. Gol perdesini Weghorst açarken, Rosier asistinde Hollandalı kuleyi en verimli vurabileceği şekilde topla buluşturdu. Alanya deplasmanında ilk 45’te sahanın en iyileri olan Salih ve N’Koudou ikinci golde Türkiye Ligi ölçeğinde De Bruyne diyagonal pasında Saint-Maximin nasıl gol atardı senaryosunu gerçekleştirdiler. Zaten Valerien Ismael hoca geldiğinden beri Beşiktaş duran topları çok etkili kullanıyor. Bu kez hoca Alanyaspor maçında yaptığı hataları tekrarlamadı. Özellikle son bölümde Gedson, sakinleştirici, oyunu demleyen top kullanımı ile tempoyu Beşiktaş lehine ayarlamayı başardı. Sıra yönetimde, merkez orta saha ve sağ stopere doğru takviyeler ile bu oyun daha da geliştirilip 90 dakikaya yayarak daha etkili olunabilir. Cem Dizdar - FANATİK | Türkiye’de futbolun gelişememesinin nedenlerinden biri de, 'Rakipsizlik’tir. Karagümrük oyunda uzun süre o kadar yoktu ki, Beşiktaş mı 'Döktürüyor’ rakip mi ‘Yok hükmü'ndeydi ayırt etmek zordu! Beşiktaş soldan, N’Koudou üzerinden yürüdükçe Karagümrük teğellenmiş gibi söküldü. Oysa sol bek Caner’in yerleştiği koridor da o kadar verimliydi. Ancak 'Orta sever’ ülkenin en bildik ‘Orta açıcısı ’Caner’in üzerinden yüklemediler değil ama direklere takılıp durdular. Yine de ilk golü yine o koridordan buldular. Ülkenin büyük şöhretlerinden Diagne’yi de ilk devre sadece hakeme itiraz anlarında görmüş olmamız futbolun ’Transfer’le özdeş tutulduğu ülkede durumumuzun özeti olsa gerek! İkinci devre, ilk devre bitirilmiş işin devamı olarak geçecekti ki, ‘Sıradan’ı baştacı etme konusunda pek mahir olan ülke genetiği devreye girdi! Diagne ülke yıldızı Caner’in (!) kornerden gelen topuna ayak koyup golü attı. Böylece maçı anlatan arkadaşın Caner’i ’Tam bir duran top ustası’ diye tanımlaması da anlam kazanmış oldu! Golden sonra maç koptu! Orta sahanın olmadığı, topu alanın gittiği ya da uzun vurup ortalığı karıştığı, 'İyi bir gösteri’ye dönüştü maç. Bu arada yardımcı hakem Hakan Yemişken, VAR’dan önce incecik ofsaytlar yakaladı durdu! Elbette takdirname beklemiyordur ancak ‘Yasin Kol’un başına gelen kısa sür sonra onun da başına gelir mi?’ diye düşünmeden edemiyor insan.