2 Şubat 1936'da, İzmir'de doğan Metin Oktay, futbola, 15 yaşında, Damlacıkspor’da başladı. İlk milli maçına, 11 Nisan 1954'de, Belçika karşısında çıkan Oktay, bu maçta 2 gol attı. Daha sonra, İzmirspor'a transfer olan Oktay, aynı sezon 17 gole imza atarak, İzmir Profesyonel Ligi'nde gol krallığını ilan etti. Böylece Metin Oktay'ın gol krallığı dönemi başlamış oldu. 1955 yılında Gündüz Kılıç, Metin Oktay'ı, 5 yıllık sözleşme karşılığında, Chevrolet marka bir otomobil vererek, Galatasaray’a transfer etti. Hayallerini süsleyen Galatasaray'a transferinin ardından ise şu ifadeleri kullandı: Fenerbahçe 20 bin, Adaletspor bir yıl için 10 bin lira transfer ücreti teklif ederken, ben Galatasaray ile yıllığına 8 bin liraya anlaşma yaptığım gün mutluluktan uçuyordum. İzmir'den İstanbul'a gitmesini istemeyen eşiyle sorun yaşayan Metin Oktay, karısının "Galatasaray ya da ben" diye sormasının üzerine "Tabi ki Galatasaray, Galatasaray daha vefalı" diyerek sarı-kırmızılı kulübü tercih etti. 28 Ağustos 1955’de, ilk kez Galatasaray formasıyla sahaya çıktığında, henüz 19 yaşında olan Oktay, genç yaşına rağmen Sarı - Kırmızılı camiaya çabuk ısındı ve daha ilk sezonunda 19 gol atarak, gol kralı oldu. O sezon Galatasaray, İstanbul Ligi şampiyonu oldu. Taçsız Kral, 10 Temmuz 1961'de ise daha önce Galatasaray'ı çalıştıran Leandro Remondini'nin teknik direktörlüğünü yaptığı ve o sezon Serie A'ya yükselen İtalya'nın Palermo takımıyla 2 yıllık sözleşme imzaladı. Palermo'ya transferinin ardından Metin Oktay, Şükrü Gülesin, Bülent Esel, Bülent Eken ve Lefter Küçükandonyadis'ten sonra İtalya'da top koşturan beşinci Türk futbolcu oldu. Dönemin Galatasaray Teknik Direktörü Gündüz Kılıç, Metin Oktay için Palermo başkanına duygu yüklü bir mektup yazdı. Kılıç mektubunda, "Eminim ki birkaç yıl sonra, memleket hasretine dayanamayıp vatanının sahalarına koşacak olan Metin'in arkasından siz de bana tıpkı benim gibi gözyaşlarınızla ıslatacağınız bir mektup yollayacak ve hislerimi o zaman daha iyi anlayacaksınız. Metinimiz İtalya'da Allah'tan sonra size emanet sinyor" ifadelerini kullandı. İtalya kariyerindeki ilk golünü hazırlık maçında Sporting Lizbon'a atan Metin Oktay, ilerleyen zamanlarda ise ayak bileğinden geçirdiği sakatlıklar nedeniyle kadrodaki yerini kaybetti. İtalya'daki son zamanlarında B Takımla maçlara çıkan Oktay, sakatlıktan kurtulamadı. Bu sakatlıklar nedeniyle kadrodaki yerini de kaybeden Taçsız Kral, 25 Temmuz 1962 tarihinde yeniden Galatasaray'a transfer oldu. Oktay, jübilesini ise futbola ilk defa başladığı İzmir’de ve futbolu noktaladığı İstanbul’da olmak üzere iki kez yaptı. İstanbul'da, Galatasaray – Fenerbahçe arasında yapılan jübile maçı, 1-1 berabere biterken, İzmir'deki maçta Göztepe, Galatasaray'ı 1-0 yendi. Metin Oktay'ın jübilesi öncesinde ise ilginç bir olay yaşanır. Jübilesinde Fenerbahçe ile oynamak isteyen Oktay, dönemin Fenerbahçe yöneticisi Eşref Aydın ile görüşür. Metin Oktay'ın bu isteğine ise Fenerbahçeli yöneticinin cevabı, "Kabul ederiz fakat bir şartla. Fenerbahçe Kulübü ve taraftarı her zaman sana hayrandı ve seni Fenerbahçe forması ile görmek isterlerdi. 10 dakikalığına da olsa Fenerbahçe formasını giyer misin?" şeklinde olur.

Bunun üzerine Metin Oktay, "Şeref duyarım" cevabını verir. Fenerbahçe’yle oynanan jübile maçının son dakikalarında, Can Bartu’yla formalarını değiştirerek kısa bir süre kendisi Fenerbahçe, Can Bartu ise Galatasaray için oynayarak bu maçı ölümsüzleştirdiler. Futbol hayatı boyunca 6 kez gol kralı olan ve 217 gollük bir rekora imza atan Oktay’ın, bu rekoru, 1988 yılında, Tanju Çolak tarafından kırıldı. Metin Oktay, derbi maçlarının da büyük golcüsüydü. 10 Haziran 1959'da, Fenerbahçe kalesinin ağlarını yırtan golü, Türk futbol tarihinin, önemli olaylarından biri olarak anılan Oktay, toplamda Fenerbahçe'ye 18, Beşiktaş'a da 13 gol attı. 4 kez A Genç Milli olan ve 36 kez de, A Milli Takım formasını terleten Oktay, bu forma altında, 7 kez kaptanlık yaparken, 22 gol attı. Türk futbolunun 'Taçsız Kral'ı, 11 golle, birkaç sezon aralıksız en çok gol atan oyuncu, 38 golle, tek sezonda en çok gol atan oyuncu ve 19 golle, uluslararası müsabakalarda en çok gol atan Türk oyuncusu olmak üzere, çeşitli rekorlara imzasını attı. Futbol yaşamı boyunca rakip fileleri tam 608 kez havalandıran Oktay, 1 kez İzmirspor'da, 10 kez de Galatasaray'da şampiyonluk yaşadı. Metin Oktay, 1965 yılında Safa Önal’ın senaryosunu yazdığı, Atıf Yılmaz’ın yönettiği, Gönül Yazar, Ajda Pekkan, Ayten Gökçer, Turgay Şeren ve o zamanki Galatasaray Antrenörü Gündüz Kılıç’ın rol aldığı, ''Taçsız Kral'' adlı, kendi hayatını konu alan bir filmde oynadı. Metin Oktay, futbol hayatı boyunca, sadece 1 kez oyundan atılırken, 6 kez gol kralı oldu ve 217 gollük bir rekora imza attı. Büyük bir golcü olmasının yanı sıra, iyi ahlakı ve sportmen kişiliğiyle de her takımdan taraftarın sevgisini kazandı. Metin Oktay, bir Fransız dergisinin kendisi ile yaptığı röportajda, "Yaklaşık bir yıl önce ezeli rakibiniz Fenerbahçe'ye ağları yırtan bir golünüz var. Bu gol ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, "O gol bugün bile hatırlanıyor ise bu Fenerbahçe'nin büyüklüğünden dolayıdır" cevabını verdi. Oktay, ayrıca 1960 yılında, 8 gün eksik askerlik yapmasından ötürü, (maç izinleri karnesine işlenmediğinden) Toptaşı Cezaevi’nde, 45 gün hapis yatmıştır. Metin Oktay cezaevinden çıkar çıkmaz takımının ertesi gün oynayacağı Karagümrük maçının kampına katıldı. Gündüz Kılç, sabah yatağına giderek uyandırdığı Metin Oktay’ın maça çıkmasını şu sözlerle sağladı. "Biliyorum oynayacak durumda değilsin. Ama seyirci seni görmek istiyor Metin. Karagümrük’e karşı seni oynatmak istiyorum. Üzülme, verebileceğini ver... Sen bize çok maç kazandırdın. Bugün de senin yüzünden kaybedelim. Seni hasretle bekleyen seyirciye ne olur bu saygıyı gösterelim."

Galatasaray Metin Oktay’ın 2 gol attığı maçta Karagümrük’ü 3-0 mağlup etti. 1957 yılında Fenerbahçeli yönetici Müslüm Bağcılar ile Metin Oktay, bir gazinoda buluşur. Müslüm Bağcılar, Oktay'a bir çek uzatır ve "Rakamı sen yaz Metin, yeter ki Fenerbahçe forması giy" der. Metin Oktay'ın cevabı ise "Bizi sevenleri üzmeyelim baba, bizi sevenlere ihanet etmeyelim" olur. Hayatının son yıllarında kaleme almaya başladığı otobiyografisi ise, Oktay'ın vefatı üzerine manevi oğlu Rıfat Pala tarafından tamamlandı ve ölümünden iki yıl kadar sonra, 1994 yılının şubat ayında 'Top ve Ben' adıyla yayımlandı. Metin Oktay, 13 Eylül 1991'de geçirdiği trafik kazası sonucu yaşama veda etti. Ölümünün ardından Alp Yalman'ın başkanlığını yaptığı yönetim kurulu tarafından adı Florya'daki tesislere verildi.