2014 yılında Maracana'da kazandığı Dünya Kupası ile Bundesliga, La Liga ve Premier Lig'de sergilediği futbolla hatırlanacak olan Mesut Özil, kariyerini 34 yaşında noktaladığını duyurmuştu. Mesut bu açıklamadan sonra ilk röportajını İspanyol basınına verdi. Real Madrid'e 2010 yılındaki transfer süreci sorulan Mesut Özil, o dönem Barcelona'yla da görüştüğünü ancak Guardiola'nın olumsuz tutumunun karar vermesinde etkili olduğunu belirerek, "Aslında Real Madrid ve Barcelona hakkında bir karar vermem gerekiyordu. Sonunda bu bir para meselesi değildi. Bu biliniyor mu bilmiyorum ama o zamanlar Madrid ve Barcelona'yı ziyaret etmiştim ve aradaki fark Jose Mourinho'ydu. Mourinho bana Real Madrid'de VIP bir tur düzenledi. Beni stadyumu ve kazandıkları tüm kupaları görmeye götürdü. Bu tüylerimi diken diken etti. Barcelona'daki ziyaret daha az coşkuluydu ve daha da hayal kırıklığı yaratan şey, Pep Guardiola'nın benimle tanışma zahmetine girmemiş olmasıydı. O yolculuktan önce Barcelona'nın futbol tarzını gerçekten seviyordum ve onlarla oynamayı gerçekten hayal edebiliyordum ama Real Madrid her şeyi yaptı. Bu yüzden José Mourinho, şüphesiz kararımda ki en önemli faktördü. Ziyaretlerimden sonra kararım yüzde yüz netti: Madridista olmak istiyordum." dedi. Mesut "Barcelona'ya karşı oynadığınız El-Classico'lar da nasıl anılarınız var?" sorusunu ise "Sanırım El-Clasico'nun en iyi dönemini zirvede yaşadım. Şampiyonlar Ligi yarı finaline kadar! Her şeye sahiplerdi. Pep'e karşı Mourinho, Messi'ye karşı Ronaldo. Bugünlerde El Classico yoğunluğunu ve duygusunu kaybetti diyebilirim. O zamanlar Barcelona'yı yenmek orgazm gibiydi çünkü inanılmaz güçlü maçlardı. Ayrıca 2010'da La Liga'da aldığımız 5-0'lık mağlubiyetin sahadaki en büyük kabuslarımdan biri olduğunu da söylemeliyim. Pek çok maç, pek çok derbi oynadım ama bence hiçbir şey o El-Classico'lar gibi olmayacak." diyerek cevapladı. Özil, eski takım arkadaşı Cristiano Ronaldo hakkında da "Benim için tüm zamanların en iyi oyuncusu olan Cristiano Ronaldo ile oynamak çok eğlenceliydi. Sahada birbirimizi çok iyi anladık, mükemmeldi. Ben asist yaptım ve o gol attı. Neredeyse hiçbir asisti harcamayan bir oyuncuya pas vermek bir hediyeydi." ifadelerini kullandı. Özil, "Karşısında oynadığınız en iyi rakip oyuncu?" sorusuna "Messi... Bence herkes nedenini biliyor." cevabını verdi. Mesut, en sevdiği teknik direktörün sorulması üzerine ise "Benim için Jose Mourinho bu yüzyılın en iyi teknik direktörü. Taktik anlayışı bir başka, soyunma odasındaki konuşma tarzı da bir başka. Medyanın önünde takımını çok iyi savunuyor. O gerçekten dünya standartlarında bir antrenör." ifadelerini kullandı. "Kalbinde yer edinen kulüp hangisiydi?" sorusuna 33 yaşındaki oyuncu, "Sanırım bu soruyu kişisel düzeyde yanıtlamalıyım. Almanya'da her zaman Schalke 04'ün ve Türkiye'de Fenerbahçe'nin taraftarı oldum. Büyürken en sevdiğim iki kulüp oldular ve her ikisi için de oynamak büyük bir onur." cevabını verdi. Mesut, Arsenal'de geçirdiği süre ile ilgili ise şu açıklamayı yaptı: "İlk yıllar çok iyiydi. Şampiyonlar Ligi'nde oynadık, harika oyunculardan oluşan harika bir takımımız ve Arsene Wenger gibi inanılmaz bir teknik direktörümüz vardı. O kulüpten ayrıldıktan sonra benim için çok şey değişti. Ama ateşe yeniden yakıt eklemekle ilgilenmiyorum. Şimdi rahatım ve beni her zaman çok destekleyen Arsenal taraftarlarına en iyisini diliyorum. Premier Lig şampiyonluğuna ulaşabilirlerse onlar adına mutlu olurum. Bunu hak ediyorlar!" Özil, "Oynadığın en iyi stadyum hangisi?" sorusunu  "Üzgünüm ama Bernabéu, Emirates ve Fenerbahçe stadını seçmem gerekiyor. Üç (gülerek)" diyerek yanıtladı.