Spor yazarları, Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi play-off turu ilk maçında 1-0 yendiği Helsinki maçını değerlendirdi. Gürcan Bilgiç (Fotomaç) - Kendi krizini ve kaosunu yaratmakta ustalığı kimselere bırakmayan bir takım Fenerbahçe. Her sezonun kendine özgü tartışmaları var. Resmi maçlar etabında da esame listesiyle birlikte ikisi kaleci altı yedeği gördük.Satamadıkları için Samatta'ya ödedikleri 6 milyon Euro'yu UEFA'nın FFP'sine sokamadılar.Serdar Dursun, Valencia, Mert Hakan ve Pelkas sakatlar arasında.Santrafora Zajc yazıldı, aslında 3-6-0 oynandı maç. "Şişkin kadrosunu" boşaltmaya uğraşan Fenerbahçe ise yedeğe oyuncu yazamıyor. Bir sürü oyuncu var, yedek yok. Ama iyi ki, Muhammed var. 20 yaşında, füze gibi şut çıkartıp, bir anda geceyi aydınlatan genç yetenek. Golünü armayı öperek kutlamak isterken, armasız tasarlanan formasına sarılıyor maalesef.Sonrasında 16 yaşındaki Arda da şans buluyor. Krizin fırsata çevrildiğin anlar belki de. Geceyi bu gençlerle "keyifli" hale getiriyor tribündeki taraftarlar. Tek mutluluk onlar... Şansal Büyüka (Milliyet) - Hadi, birinci yıl yeni gelmiştiniz, ikinci yıl acemi… Bu üçüncü yıl, ara transferler dahil, 6. transfer sezonu… Üç yılda, 6 transfer döneminde Fenerbahçe’ye layık, iyi, büyük bir golcüyü alıp getiremediniz… İşin gerçeği şu; Bu futbol aklı, Fenerbahçe’yi başarıya götüremedi, götüremez… Bu futbol aklı, bu transfer anlayışı devam edecekse; Güçlü bir Fenerbahçe’yi, taraftarı mutlu edecek takımı görmek hayal olur... Muhammed ortaya çıktı, abilerin, babaların, milyon euroluk oyuncuların yapamadığını yaptı…Topu lamba gibi ağlara astı... Umarım ustaları mahcup olmuşlardır… Elbette Arda… Haydi gençler... Bu kötü oyuna rağmen Pereira’yı bir yerde çok taktir ettim: Mesut Özil’i oyundan aldığı için… Günümüzün futbolu atletik adamların işi… Koşmayana, mücadele etmeyene ekmek vermiyorlar…Amaa… Bu kadar sakatlık sıra dışı… Pereira’nın bu işi çok acele gözden geçirmesi gerekiyor… Fizyoterapistler, kondisyonerler ne diyorlar bu kadar yoğun sakatlığa acaba? İlker Yağcıoğlu (TAKVİM) - Çok uzun süre Fenerbahçe, oyunun temposunu bir türlü arttıramadı.Topun hızı da oyuncuların hızı da oldukça yavaştı. Böyle olunca da pozisyon üretmekte çok zorlandılar.Rakip, zaten fizik gücü yüksek bir takım. Fenerbahçe de ağır dönünce savunmaya çabuk döndüler ve açık vermediler.Bu gibi durumlarda kanatların problemi çözmesini beklersiniz.Ama Novak da Osayi Samuel de arkadaşlarına çok az pozisyon hazırlayabildi. İkincisi ceza sahası dışından şut denersiniz.Tıpkı genç Muhammed'in yaptığı ve attığı gol gibi.Eksikler tabii ki var. Bu kadar kas sakatlığının olması da normal değil.Hepsi bir tarafa Muhammed'in muhteşem golü ve 16 yaşındaki Arda'nın oyuna girmesi gecenin en güzel anlarıydı... Kemal Belgin (Türkiye Gazetesi) - Vitor Pereira’nın 3-4-3’ün santrforsuz sistemini takımın nasıl oynayacağını açık ve net olarak bilmiyordu. Bu formül Barcelona’dan bütün dünyaya ders olarak sunulmuştu. Bu formülde; orta sahadaki oyuncuların önünde kolay adam geçebilen, toplu-topsuz boş alanlara kaçarak topu alıp teknik hünerini gösteren oyuncu lazımdır. Örnek mi; Barcelonalı Messi… Hatta bunun açık ve net ispatı Ibrahimovic gibi bir oyuncunun işe yaramaz hâle gelişidir… Muhammed’in harika şutuyla tabelada üstün duruma çıkan Fenerbahçe, tabii soyunma odasına giderken tribündeki taraftarı ve VİP’teki yönetim kurulu, pazar günkü Antalya maçına hangi kadroyla çıkacaklarının bilmecesini çözebilecekler mi? Bu arada maçın Fransız hakeminin 41’de penaltıyı Fenerbahçe lehine çalmayışı da hayret vericiydi. Tekrar vurgulayarak yazımı tamamlayayım; Caner, Ozan gibi takımdan gönderilenler ya da çoktan Kurbağalıdere’ye yollanmış diğer sekiz oyuncu, acaba bu Pereira için ne düşünüyorlardı?