Nihat Kahveci, Nutspor youtube kanalında birlikte oynadığı oyunculardan kurulu en iyi 11'ini seçti. Listede iki Türk futbolcu var. İşte Nihat Kahveci'nin seçimiyle ilgili açıklamaları: Kariyerimde çok takımla oynamadım. Türkiye'de Beşiktaş, yurtdışında Villarreal ve Real Sociedad ayrıca Milli Takım. Seçimimi 4-4-2 sistemine göre seçiyorum. Kaleci olarak orada Bufon diyeceğim ama Uğurcan zannedecekler. O dönemin Buffon'u Rüştü Reçber. Gelmiş geçmiş, Türk futbol tarihinin en iyi kalecisi. Zaten Barcelona'ya gitti. Onunla oynadığım için de kendimi şanslı hissediyorum. Savumnanın sağında Real Sociedad dönemini hatırlayanlar bilir, Lopez Rekarte (Fotoğrafta sağda). Makine gibi. İleri geliyor, geri geliyor. Defansif ve ofansif görevler. Bana da çok asistleri olmuştur. Sağ stopere kalede olduğu gibi Milli Takım'dan seçeceğim. Türkiye'de sadece tek takımda oynamış. Uefa Kupası finalinde sahadan çıkmamış. Onu tarif ederim ama eksik kalırsa bana kızmasın. Onu herkes hatırlar. Sol stober, Diego Godin. Gençken onunla denk geldim. Çok iyi bir stoper olacağı belliydi. Yıllarca dünyanın belki de en iyi defans yapan takımında oynadı. Benim zamanımda Villarreal'de oynadı. Gider kafayla da bayağı gol atardı. Hırsına, azmine hayrandım. Sol bek: Joan Capdevila. İspanya 2008'de Avrupa şampiyonu oldu. 2010 Dünya Kupası'nı kazanmış İspanya Milli Takımı'nda da oynadı. Bir de çok komiktir. Bizi çok iyi motive ediyordu maç öncesinde maç içinde. Resmen enerji kaynağımızdı. O hem güldürüyordu hem de sahada da çok iyiydi. Orta saha dörtlüde ve sağ önde Valery Karpin'i mecbur koydum. Söylediğim kadro iş yapar mı diye düşünsünler. Karpin'in de bana inanılmaz asistleri vardı. Oda arkadaşımdı 3 sene onu çektim yani. Hakikaten. Çünkü maçta bana "Nihat topu aldığımda sağa koş" diyor. Sağa koşuyorum, sola pas veriyor. "Niye böyle yaptın" diyorum, "Senin sağına değil, benim sağıma" diyor. Hiçbir zaman hatasını kabul etmez. Ama sahanın içinde de gerekeni yapıyordu. Sağ ön tarafta da oynamayı hak ediyor. Bu arada kendisi Rus Milli Takım Teknik direktörü. Yanında orta sahada Xabi Alonso... Xabi'ler hep iyi. O zaman gençti. 50 metre, 60 metre paslar. Tabiri caizse ağzına atıyordu. Yüz pasın 99'u isabetli. Topu kaptırmaması. Sonrasında zaten Liverpool, Bayern Münih ve Real Madrid kariyeri... Onu yazmasam olmazdı. Orta sol içte Marcos Senna... Xabi Alonso gibiydi ki; zaten 2008-2010'da İspanya Milli Takımı'nda birlikte oynadılar. İnanılmaz bir oyuncuydu. Xabi Alonso'ya göre saha içinde daha agresifti. O dönem Senna'yla ilgili Türkiye'den telefon açıp soru sordular. Senna çok iyi oyuncu, Josico da iyi insan demiştim. Josico'yu almışlardı. Sol kanatta ise Robert Pires. Marcos ile Xabi'yi 2008-2010 bahsediyorum ya, o da biraz geriye 1998 ve 2000'e gidiyor. Onun da Fransa Milli Takımı'yla gencecikken Avrupa ve Dünya şampiyonluğu var. Hatta ilk onunla beni aynı odaya koydular. Biz öyle yetişmisiz, ağabeylere saygı, küçüklere sevgi çerçevesinde. Odada neredeyse lavabo kullanmıyordum. Ayıp olmasın diye dışarı gidiyordum. Onunla da üç sene aynı odada kaldım. Onu anlatmaya gerek yok. Arsenal'de ve Fransa Milli Takımı'nda yaptıkları. Villarreal'de yaptıkları. O zaman 30 yaş ve üzeri aynı caddede oturuyoruz. Sabah idman yapıyoruz akşam gidip kendi başına idman yapıyor. Bireysel idman yaptığı kişi 70 yaşındaki bir kişi. İki ayaığını da çok iyi kullanıyordu. Futbolu bıraktığı güne kadar hep formda ve üst seviyede bıraktı. Onun sayesinde de birazcık Fransızca öğrendim. İleri ikili... İlki ağır ağabeydi. "Bugün ben idman yapmayayım" derdi gidip streching (açma) yapardı. Juan Riquelme. 5'e 2'de ayağından top alamıyorsun, antrenmanda ayağından top alamıyordun. Böyle bir şey yok. İstese tek başına maçı kazandırıyordu. Maradona'nın bir açıklaması vardı, "Para verip maçını izlerim" dediği oyunculardan bir tanesi. Barcelona'da gitti daha iyi işler yapmasını beklerdim. Demek kendini biraz rahat hissetmedi. Ancak onu tanıyanlar ne kadar kaliteli bir isim olduğunu bilirler. İkinci isim ise Rossi'yi yazıyormuşum oraya (Gülüyor). İzlerse hemen beni arar, "Hey Amigo...." Sene 2022 olmuş, dışarı çıkıyorum. Real Sociedad döneminden bahsedilince, "Kovacevic ne yapıyor?" ağabey diyorlar. Bilmiyorum, en son 2005'te birlikte oynamışız. Hala Kovacecic. Ama hakikaten öyle bir ikiliydik. Ama 2002-2003 senesinde şampiyonluğunu Galacticos'a kaybettiğimiz -o meşhur baraj var ya- sezon ben 23 o 20 gol atmıştık. Saha dışında da birbirimizle uğraşırdır. 43 gol atmak bu devirde bile zor. Başka ikililerin yapması kolay değil. 4.5 sene beraber oynadık. İkimiz toplam 130 gol atmışızdır. İkili olarak Ballon d'Or'a aday gösterilmiştik.