Spor yazarları, Türkiye'nin Rusya galibiyetini yorumladı. BİREYSEL BECERİLER ÖN PLANA ÇIKTI - Levent Tüzemen (Fotomaç) Kadro istikrarsızlığı Milli Takım'ı etkiledi ama bir sisteme bağlı olmadan oynamayı gerektirmiyor. Sistemsizlik yüzünden oyuncular rakibi nasıl karşılayacağını, kim kimi kovalayacağını ve nasıl pozisyon alacaklarını bilemiyorlar. Milli Takım'ın maçlar sürecinde "Kaos futbolu" oynadığını ve oyuncuların bireysel becerilerini ön plana çıkardığını gördük. Milli Takım'ın ortaya koyduğu futbol ve Şenol Güneş açısından bakarsak Rusya galibiyeti Napolyon'un, "Şansı olanın horozu da yumurtlar" sözüne benziyor. Rusya önünde Semenov oyundan atılıncaya kadar çok etkisizdik. Ozdoev'in hatalı vuruşu sonrası oluşan pozisyonu Cenk Tosun çok iyi değerlendirdi ve vücudunu koyarak Semedov'un kendisini yaka paça indirmesini sağladı. BU GALİBİYET ÇOK İYİ GELDİ - Erman Özgür (Fanatik) Kazandık ama bu kadar yetenekli bir takımın eksik rakibine karşı oyunun kontrolünü bir türlü alamayışı ortadaydı. Kolay gol atan bir takım olmak ne kadar keyifliyse, kolay gol yiyen bir takımın o kadar can sıkıcı olduğunu hissetmemize rağmen bu galibiyet yine de çok iyi geldi. OYUN KÖTÜ GALİBİYET GÜZEL - Güntekin Onay (Hürriyet) Bir yıldır kazanamayan ay yıldızlı ekibimiz kollektif oyundan uzak bireysel beceriler ve her şeyden önce rakibin hatalarıyla kazandı. Bu maçtan dersler çıkarmalıyız. Daha fazla topa sahip olmanın yollarını bulup, oyunu kontrol edecek bir ulusal takım bu kadrodan fazlasıyla çıkmalı. Kazanamadığımız ancak bundan çok daha iyi oynadığımız maçlarımız oldu. Cengiz Ünder dün yine pırıl pırıl parladı. Ozan Tufan, Zeki ve Merih de çok savaştılar. Alkışlar, iyi oynamadığımız maçta her şeye rağmen kazanan millilerimize.  VE DANA BOSTANDAN KOVULDU - Attila Gökçe (Milliyet) Şu peş peşe yaşadığımız beraberlik serilerinde, ninnilerle uyuyan bebelere döndü Milli Takım. Uyanmaları, ayağa kalkıp silkinmeleri için, ille de “dananın bostana girmesi” gerekiyor.Golü yedikten sonra hışımla ayağa kalkıp, aşkla, şevkle, biraz da öfkeyle saldırıyorlar. Lahanayı “danaya” yedirmemek için girişiyorlar. Cheryshev’in attığı gole kadar bizim çocuklar ikili mücadeleye girmiyorlar. Diş göstermiyorlar… Uyur gibi bir halleri var. Böylesine “edilgen” bir oyun “cezasız” kalır mı? Ruslar sağdan iniyor. Top Kuzyaev’de (Caner nerede?). Kurnaz Cheryshev’e bir pas ve ondan da fırsat vuruşu. Dana bostana girdi! SKOR TAMAM OYUN DEĞİL - Ömer Üründül (Sabah) 36 sene sonra Rusya'yı yenmemiz tabi ki çok önemli. Ama bana göre daha da önemli olan, bu tip önemli galibiyetleri abartmadan işe objektif bakarak gelecek için dersler çıkarmaktır. Dün gece 11'e 11 oyunda rakip bizden her yönüyle çok çok üstündü. 10 kişilik takıma 6 tane pozisyon verdik, bir de gol yedik. Buna iyimser bakmak mümkün değil. Bunun yanında 10 kişilik rakip risk alırken, son 35 dakikada karşı alandaki genişlikten bir gol bulamadık. Bu da çok önemli bir rahatsızlık...  ZOR GALİBİYET - Ercan Taner (Sözcü) Bir maçın taktiğini size her yönüyle anlatan, sosyal medyada yazan çok insan var. Ama ya maçın ruhu? Esas mesele bu. Futbol, matematik değil, hayattır. Kazanmak zorundaydık, Rusya karşısında. Rakip Rusya 10 kişi hala net gol pozisyonları veriyoruz. Enteresan bir problem. Ben çözemedim. Git rakibin üstüne, zaten eksikler. Penaltı kazanırsın böylece. Tosun Paşa attığı golle "Biz bu maçı kazanacağız" dedi ama 10 kişi kalan rakipten gol yemek olmaz. "Hocam neden böyle oluyor" diye sorardım maç sonu toplatıda. Zor kazandık. Macaristan maçını bekleyeceğiz artık.