Spor yazarları, UEFA Avrupa Ligi play-off turu rövanş maçında deplasmanda Helsinki'yi 5-2 yenen Fenerbahçe'yi değerlendirdi. Serdar Ali Çelikler (HT) - Vitor Pereira gayet iyi bir hoca. İdman performansı hariç kendisine inanıyor ve güveniyorum. İşte geçen sezon, Belözoğlu gelene kadar 1 kez bile santrafor oynatılmayan Enner, işte satış listesine konacak Nazım, işte Tisserand, işte kesin gönderilecek Zajc, hatta geçen sezon mutsuzluğu her halinden belli olan bu sene sisteme-düzene ve taktiğe inandığı için ses çıkarmadan oynayan Sosa.. Bunların hepsi değer kazanan isimler. Muhammed ve Arda da artık 2 yeni transfer. Elimizi vicdanımıza koyup söyleyelim, bizim hocalarımız olsa bu gençler en azından kiralık gider miydi gitmez miydi.. 2003 doğumlu Fatih'in ilk Avrupa maçında gol atıp hocasına koşmasının arkasında çok önemli hikayeler yatıyor. Vitor'a 2 yıldır söylediklerimi doğru çıkarttığı için, uzun zamandır mutsuz olan bu taraftara umut namına bir şey verebildiği için, komplekssiz bir insan olduğu için teşekkür ederim. Ve kendisine seslenip şunu söylemek isterim: Sakın goy goya gelme. Oynatmayacağın, kadro dışı bıraktığın oyuncuyu geri getirme isteklerini reddet. Surda delik açma.. Bu güzelim takıma negatif enerji yükletme. Gürcan Bilgiç (Fotomaç) - Sakatları ve bonservis mağdurları nedeniyle gençler yine kulübede yerlerini aldılar. Gustavo stopere geçti, Sosa ve Zajc merkezi tuttu. Sonrasında Valencia'nın imza günü başladı. Elbette Nazım Sangare'nin 60 metrelik müthiş bir deparla auta giden topu çizgide yakalamasıyla birleşen ustalıktı bu. Bu ikili üçüncü golü de ürettiler. Kadıköy'deki sıkıntılı dakikalarla geçen ilk maçın endişelerini de rafa kaldırıp, playoff' un keyfini, hazırlık maçı tadında geçtiler. Ama 80'den sonra, Fatih'in (18) de oyuna girmesiyle, Fenerbahçe'nin ön tarafı Arda (16) ve Muhammed (20) ile 18 yaş ortalamasına geldi. Bu çocuklar bir tane kendileri attılar, bir tane de rakibe kendi kalesine attırdılar. Sadece beş gollü bir zafer gecesi değildi yaşanan, birbirini kucaklayan oyuncuların kalplerini taraftarla birleştirmesiydi. Ömer Üründül (Sabah) - Orta sahanın ortasında belli süreler hariç Sosa-Gustavo ikilisine karşıyım. Pereira dün gece Zajc'ı Sosa'nın yanına monte etti. Gustavo'yu kesemeyeceğinden Serdar Aziz yerine Gustavo'yu üçlü defans yerine koyma cinliği gösterdi. İrfan Can'ın sakatlığında sağ kulvarda orta sahanın sağında Sangare ve onun önünde de Osayi gibi kanatta oynama özelliği olan iki oyuncu olunca bu kulvar iyi çalıştı. Sahanın yıldızı hat-trick yapan Valencia sonra ikinci bir numaralı isim de Sangare'ydi. F.Bahçe'de iki tane çok önemli sorun var. Valencia çok iyi oynasa da bir santrfor şart ve hâlâ bulunamadı. İkinci de ülkemiz şartlarında yıldız futbolcu ayrıcalığıyla yeri garanti olan Mesut Özil'in fizik gücünde hiçbir olumlu gelişme olmaması! Ercan Güven (Milliyet) - Birincisi, Muhammed/Arda/Fatih şahsında gençleri kazandı… İkincisi; Helsinki’den neredeyse “transfer planlarını revize ederek” döndü!.. Neden mi? Olanca iyi niyetine karşın en azından savunması zayıf bulunan Ferdi, Mesut Özil ile iyi anlaşabildiğinde hem öndeki işini çok iyi yapabildiğini hem de savunmaya katkı verebildiğini gösterdi mesela. Bu maçtan sonra Fenerbahçe sol kanadına kolay kolay “boş” diyemez kimse. Sonra Valencia… Maçın elli dakikasında hat-trick yapan Valencia varken “Fenerbahçe santraforsuz mudur” hala?... Bu gol sağanağında Fenerbahçe’nin kazanan taraf olması ne muhteşem değil mi? Helsinki deplasmanı muhtemelen dönüm noktası olacaktır Pereira ve sistemi hakkındaki eleştiriler, takıma ilişkin umutsuzluklar açısından.Bundan sonra endişelenmek isteyen varsa, “sola/öne/belki de orta sahaya muhtemel transferlerin takıma uyumu/verimi/yerine geldiklerinin ruhsal durumu/Periera’nın tercih zorluğu” potansiyel konulardır ve biçilmiş kaftandır pesimistler için. Hiç belli olmaz… Bu pazar Altay bile dehşete düşürebilir Fenerbahçelileri. Çünkü Fenerbahçe’nin İstanbul’da “şişirdiği” Helsinki aynı sıkletin takımı değildi.