Beşiktaş'ın teknik direktörü Şenol Güneş, Süper Lig'de alınan Galatasaray galibiyeti sonrası Sabah gazetesine röportaj verdi. Hocam öncelikle 1 Mayıs İşçi Bayramınızı kutlamak isterim. Siz de futbolun ve Beşiktaş'ın bir işçisisiniz. Mesajınız nedir? "1 Mayıs, işçilerin ve emekçilerin bayramı. 1800'lü yıllardan bugüne kadar dünyanın her yerinde kutlanarak gelmiş. Herkes emeğinin karşılığını tam almalı. Çalışan herkes işçi. Evdeki hanım da yanında binlerce insan çalıştıran patron da. İşçi emek harcayandır, üretendir. Patron da bunu yönetendir. Yoksa patron hazır yiyen değildir. Aynı toprakların üzerinde zengini, işçiyi ayırmadan mutlu bir şekilde yaşanmalı." Ligde görev yapan pek çok hoca öğrenciniz. Emre Belözoğlu, Fatih Tekke, Çağdaş Atan... Okan Buruk da bunlardan biri. Onlar için ne söylersiniz? "Onlarla gurur duyuyorum. Okan da çok efendi, başarılı. Oyuncu olarak da bu işe çok emek verdi. Çalıştı, yoktan var etti. Antrenör olarak da çalıştığı tüm takımlarda çok iyi çıkış yaptı. O ve diğer arkadaşların hepsiyle gurur duyuyorum. Başarılı olanın yaşına, gençliğine bakmadan bilgisinden faydalanmak gerekir. Yeni-eski, usta-çırak ayrımı yapmamak gerek. Hepsi lazım. Mesela tıp okursunuz ama hastaneye girdiğiniz anda yaşanan tecrübe, etrafınızdaki doktorlardan öğrendikleriniz daha fazladır. Sahada da bu iş böyle. Biz tecrübelilerin de genç arkadaşlara destek olması gerek." Maçta Okan hocayla kısa bir tartışma yaşandı ekranlara da yansıyan. Neden gerildiniz? "Maçın heyecanı ile bir itiraz vardı. Ekranlara nasıl yansıdı bilmiyorum ama böyle bir algı oluşmasına alet olduğumuz için üzgünüm. Ben bütün antrenörlere saygılıyım. Aramızdaki büyütülecek bir şey değil." Galatasaray maçı sonrasında saha içinde Aboubakar'la güzel bir diyaloğunuz vardı. Çok özel değilse ne konuştunuz? "Tribünleri selamlıyordu. Baktım çok koşuyor. Dedim ki o kadar koşmana gerek yok, maç bitti. Artık yürüye yürüye gidebilirsin. Yorulma." Beşiktaş'a farklı bir hava ve heyecan getirdiniz. Neyi değiştirdiniz? Başarıdaki sırrınız nedir? "Önce kendimi değiştirdim. Sonra etrafıma katkı yaptım. Ortaya prensipler koyduğunuz, bir disiplin sağladığınız zaman yol alırsınız. Ben burada tek başıma değilim. Beşiktaş Kulübü'nün bir yönetimi var. Benimle birlikte teknik kadroda görev yapan birçok isim var. Hepsi ayrı ayrı emek veriyor. Taraftarlarımız var. Onlar da bu işin en büyük parçası. Hepimiz değişiyoruz ve gelişiyoruz. Başarının abartılı ve taşıyamayacağım bir şekilde benim üzerimden verilmesini doğru bulmuyorum. Bu beni mahcup ediyor, bunun altında eziliyorum. İşimi iyi yaptığım için memnunum. Ama dediğim gibi taşıyamayacağım şekilde, her şeyi benim üzerimden vermek yanlış. Bunların etkisi altında kalmamalı. Övgü hak edilenden fazla olunca, taşınacak yük değil. Bunu iyi idare etmeyi bilmek ve altında ezilmemek çok önemli." Hocam 'Kendimi değiştirdim' dediniz? Nasıl bir değişimdi bu? "Takımdaki şartlara göre bir tespit yapıyorsunuz. Oyuncunun düşüncesi var. Beklentilerin hepsini uyum içinde yapmalısınız. Oyuncunun her yanlışında hesap kesmek doğru değil. Biz hesap kesmiyoruz, onları kazanmaya çalışıyoruz. Yoksa bir yanlışta gönderme seçeneğiniz de var ama bu doğru değil. Biz önce düşünce ve çalışma olarak değiştirmeye çalıştık. Buna rağmen olmayınca da olmayanları işin dışında tuttuk."