Spor yazarları, Spor Toto Süper Lig'de Fenerbahçe'nin Sivasspor'u 3-1 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi. "Sinirleri çelikten yapılmış bir adam" - Uğur Meleke | Rıza Çalımbay, Süper Lig tarihinde futbolcu ve teknik adam olarak 500’ün üzerinde maça çıkmış tek isim. Büyük bir emekçi. Beşiktaş kaptanı olarak sayısız kupa kazandı. Denizli’ye UEFA’da, Sivas’a Konferans Ligi’nde son 16 oynattı. Ancak Rıza Hoca’nın Sivas’taki son 4 sezonunu bambaşka bir kulvarda ele almak, bağımsız olarak hikayesini yazmak lazım.Son 4 sezonda Rıza Hoca’ya benzer bir şekilde sessiz sedasız kendi tarihini yazan bir başka adam vardı dün karşısında. Sinirleri çelikten yapılmış bir adam. 19 yaşında bambaşka bir ülkeye gelip, kaos ortamından bir türlü çıkamayan bir kulüpte tam 9 farklı hocayla çalışan ama etrafında olan bitenden asla etkilenmeyen bir adam. Yönetiminden teknik kadrosuna, soyunma odasından saha dışına hiçbir konuda istikrar sağlayamamış Fenerbahçe’de istikrarlı olan tek kişi belki de Ferdi Kadıoğlu.Dün Fenerbahçe’de Szalai’nin yokluğunda Peres 11’deydi. Jesus maça üçlü savunmayla başladı, Ferdi sol kanat bek oynuyordu. İrfan Can kırmızı kart gördü, Jesus dörtlüye dönüp Ferdi’yi sağ iç pozisyonuna aldı. En sonunda maçı sağ bekte bitirdi Ferdi... Bu karmaşık günde birinin öne çıkması, sorumluluk alması gerekiyordu. Onu da yapan, iki gol atıp maçın fişini çeken Ferdi oldu. Ali Koç’lu 4 sezonda 4 farklı şampiyon gören, 9 teknik adamla çalışan Fenerbahçe’nin sanırım bu süreçte başına gelen en iyi şey Ferdi... (Hürriyet) "Kritik galibiyet" - Tayfun Bayındır | Sivas yıllardır Fenerbahçe’nin hedeflerini sekteye uğratan bir takım... Şampiyonluklara bile engel oldu. Zaten sadece Fenerbahçe için değil, Türkiye’deki bütün takımlar için zor bir deplasman... Çalımbay’ın takımı her zaman dirençli, hücum kovalayan ve maçı 90 dakika bırakmayan bir yapıda... Böyle bir takımı üç gol atarak seyircisi önünde yenmek ve maçın 45 dakikasını da 10 kişi oynamak yabana atılacak bir başarı değil. Ancak...Bu kritik galibiyet Fenerbahçe’nin asla gözünü boyamamalı...Başta Jesus ve ekibi olmak üzere tüm takımın bu maçı çok iyi analiz etmeleri gerekir. Bir kaç kez bu maçı izlemeliler, koskaca Fenerbahçe’nin ve elbette Jorge Jesus’un nasıl bir özgüven eksikliği yaşadığını görmeliler.Dün gördük ki, Ferdi’yi sağ beke hapsetmek futbol adına tam bir ihanet... O’nu orta alanda kullandığı sürece Fenerbahçe’nin dikine oyunda rakibe baskı kurmada ve özellikle dönen topları toplamada artıya geçtiğini hep birlikte görüyoruz... (Milliyet) "Yanlışların galibiyeti!" - Gürcan Bilgiç | Sahanın belki de en "verimsiz" oyuncusu Rossi'nin maçın en "kritik" ismi olması… Futbolun kendi içindeki cilvesinde, "hesaplanamaz" ihtimali yaptı Rossi. Sahanın her köşesini tutmuş, her oyuncuya kontrol getirmiş Rıza Çalımbay'ın Sivasspor'u, Rossi'nin topla bu kadar mesafe kaydedip, risk alıp, gol vuruşunu yapacağını düşünemedi.Temposuz ve iki takımın da birbirinin tedirginliğinde olduğu maçın "kırılma" anıydı bu. Fenerbahçe takım olarak son beraberliğin "ölü toprağını" attı üstünden. Yeniden "kazanırız" inancını kazandı ve maçı yönetmeye başladı."Yönetmek" derken, iki oyun aklı vardı; İrfan Can Kahveci ve Arda Güler… İki dakika arayla ayrıldılar oyundan. Birisi kendini attırdı (İrfan Can), diğerini Jesus kenara aldı.İsmail Yüksek hamlesi doğru ama Arda Güler tercihi anlamsız. Hele hele stoperlerin ezdiği, neredeyse bir kere bile topu tutup, takımı yarı sahaya taşıyamayan Pedro varken veya Peres dururken… Serdar Dursun'un oyuna girmesiyle birlikte Fenerbahçe maçın ikinci tarafını oynamaya başladı. Rakibe bu kadar kontrol verirseniz, hata da yapacaksınız. Geçmiş maçların dersini de alamamış "tecrübeli" Jesus…Takımını yeniden yarışın içine sokan isim Ferdi oldu. Kendisinin hedef seçilmediği iki pozisyonda da aklını, çabukluğunu ve en önemlisi kazanma arzusunu kullandı. Arao maçın gizli kahramanı. (Sabah) "Arda’yı çıkarması doğruydu" - Ömer Üründül | Kritik karşılaşmaya Jesus yine garip bir takım tertibi ile başladı. Uzun süredir oynamayan Peres, maç eksiği olan Serdar Aziz ve her zaman baş ağrıtan üçlü defans. Ferdi aksiyonlarını aza indiren sol tarafta. Jesus sezon başından beri çift ön libero ile oynuyor. Elinde bu özeliklere sahip 6 oyuncu var ama dün gece ön libero özelliği olmayan İrfan Can sürpriz bir şekilde Arao'nun yanında ikinci ön libero. Buna takımın temel direği Valencia'nın erken ve şanssız sakatlığı eklendi. Bundan sonra ne olacak diye düşünüyordum. Valencia'nın yerine giren Rossi slalom yaparak golü attı. Jesus'tan çok önemli doğru saha içi değişiklikleri geldi. 4'lü defansa dönüp Peres'i sola çekti. Ferdi'yi de Osayi'nin önüne. Bu çok olumlu hamleden sonra Fenerbahçe, Sivasspor'u devre sonuna kadar sahadan sildi. Gecenin yıldızı Ferdi'de yeni görev yerinde çabukluğu ve sezisi ile iki kritik gole imza attı. Takım ikinci yarıya 1 kişi eksik başlayacağından Jesus'tan bir doğru hamle daha geldi. İlk yarıda takımı yöneten ve çok iyi oynayan Arda'yı çıkarıp İsmail'i alması. Çünkü ikinci yarı Arda'ya göre bir maç değildi. Jesus'un bir doğrusunu daha söyleyelim. Osayi'yi sağ tarafta Gradel'in karşısında oynatarak Sivas'ın önemli kanat forvetini pasifize etti. Ama farklı galipsin, 10 kişisin ofsayt taktiğinden gol yiyorsun! Gelelim İrfan Can'a ben bu önemli yeteneği, fiziki açıdan güçsüz olduğu için sürekli eleştiriyorum. Zaten maçtaki siniri de bu yüzden kaynaklanıyor. Bu rahat ortamda bile kırmızı gördü. Dua etsin devre 2-1 bitmedi ve Ferdi de üçüncü golle işi bitirdi. (Sabah) "Ferdi'nin gecesi" - Serkan Akcan | Fenerbahçe, maçın başında Valencia’yı hastaneye, devrenin sonunda da İrfan Can’ı gelmemek üzere soyunma odasına gönderdiği Sivas deplasmanında, Ferdi’nin olağan üstü performansıyla kazanarak, bu akşam oynanacak derbiyi izlemek için koltuğuna kuruldu. İrfan Can Kahveci, merkezde Arao’nun yanına 8 numaraya konumlandığında Fenerbahçe, merkezini biraz da olsa güçlendirdi ve Sivasspor’un oradaki üstünlüğüne son verdi. Elbette bu tercih, sahada zincirleme bir olumlu etki yarattı. Samuel sağ beke, Luan Peres sol beke, Ferdi öne, Rossi sola, Arda ile Pedro ise forvete geçip sahada büyük bir dominasyonun fitilini ateşlediler. Ferdi, yine döktürdüğü bir ilk yarı oynadı. Arda Güler’e ayak uyduran bir forvet çıktığında, Fenerbahçe’nin hücumdaki akıcılığı seviye atlıyor doğrusu. Hele İrfan Can’ın merkezde kazanıp getirdiği toplar Pedro’nun formsuzluğuna rağmen Rossi ile Arda’nın oyun iştahını kabartmayı sağladı. Ne var ki, İrfan Can, Ferdi’ye attırdığı enfes golün kutlaması yapılırken Sami Saiz’e öyle anlamsız bir faul yaptı ki, işin gerçeği gördüğü kırmızıya kendi bile şaşırmadı.Jesus, İrfan Can Kahveci atılmışken ikinci yarı Arda’yı çıkarıp İsmail Yüksek ile oynamayı tercih edince ister istemez savunmasını çok daha derine gömülerek yapmak zorunda kaldı. Bunda şaşacak bir durum yok. Zaten doğal bir sonuçtu, zira önde top tutacak ne bir santraforu ne de yetenekli bir forveti vardı. Serdar Dursun girdikten sonra topu bir nebze önde tutabilen Fenerbahçe, bu kez savunma arkasında bıraktığı boşlukla yine yüzleşti. Luan Peres’in harika işler çıkardığı gece de maçın yıldızı Ferdi Kadıoğlu’ydu. Ferdi, kariyer sezonunu oynuyor. Jesus nereye koyarsa o bölgenin hakkını veriyor. (Fanatik)