Spor yazarları Beşiktaş'ı yorumladı. "Dünyada her takım altyapısından Ersin gibi genç yetenekli kaleci yetiştirmek isterken, sen kendin şans verip geliştirdiğin asıl kalecin yerine kalede rotasyon ezberiyle tercih yaparsan, 10 kişi maçı döndürme şansın da kalmaz. Sezonun kalanında Beşiktaş kalede Ersin, sol bekte Rıdvan, stoperlerden birisi Serdar Saatçı ve mutlaka Can Bozdoğan’ı ilk 11’de başlatarak devam etmeli. Bu dördü bazen hata yapsalar da öğrenirler, daha doğrusunu yapabilirler. Elit profesyonel maaşı alıp halen amatör hata yapanların Beşiktaş’a verebileceği bir şey yok, bazıları en fazla kadro dışı kalıp toplamda 10 milyon Euro kazanan Douglasgiller’in yanına ekstra maddi zarar olarak eklenirler." (Ali Ece - Fanatik) Sezona şampiyonluğun 1 numaralı favorisi olarak giren geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş, dünkü Giresunspor yenilgisiyle lig yarışına havlu attı.Siyah beyazlılarda anlamsız şekilde ters giden işler var. Beşiktaş dün de hızlı ve istekli başladığı bir maçta daha kalesinde tek gol pozisyonu vermeden 2-0 yenik duruma düştü. 10 kişi kalmanın da çaresizliğiyle disiplinli oynayan rakibi karşısında maçın devamında çözülmeleri kaçınılmazdı. Kolunda kaptanlık pazu bandı olan Necip’in gördüğü kırmızı kart aslında maçın bittiği andı. Güvenilir bir oyuncu kimliği ile yıllardır forma giyen joker Necip’in iyi niyetinden ve aidiyetinden kimsenin şüphesi asla yok. Ancak gerçek şu ki maalesef Necip yaptığı hatalar ile en kritik anlarda Beşiktaş için hiç de güvenilir bir futbolcu değil. (Güntekin Onay - Hürriyet) Hayat da bazen zincirleme olaylarla yaşanır. Hastalıklar, sakatlıklar, cezalar peş peşe gelir… Bilançonuz bozulur, eksiye geçer… O gerginlik içinde ilişkiler, kararlar ve hesaplar da değişir. Senaryo öfke ve üzüntü yaratan çarpıcı tablolarla devam eder. Oyunun sonu hesaplayamaz, önünüzü göremezsiniz. Dünkü hezimet Beşiktaş’ın acısına zehir kattı. Beşiktaş yenilgi üstüne yenilgiler serisini sonlandırıp olumlu bir dönüş yapma isteğiyle başladı maça… Daha çok koşan, yardımlaşan, bastıran ve hemen her dakika pozisyona giren taraftı. Sergen Yalçın, savunma risklerini göze almış, ilk kez çift santrforlu 4-4-2 formasyonuyla sahaya sürmüştü takımını… Larin ve Batshuayi, doğal olarak gol beklentisini de katlamıştı… Ne var ki futbol, mimarlık ve mühendislik gibi statik hesaplar ya da yaratıcı düşüncelere uymuyordu zaman zaman. Beşiktaş için dün işte böyle bir gündü.(Attila Gökçe - Milliyet) Maçta Necip kırmızı kart görünce, Beşiktaş iki Türk oyuncuyla devam etti. İki Türk oyuncuyla oynamak talimata aykırı değil. Talimat, sahada en fazla 8 yabancı bulunması gerektiğini emrediyor. Yerli ile ilgili bir alt sınır yok. Beşiktaş’ın diğer iki yerli oyuncusu da kırmızı kart görse ve Beşiktaş sahada sadece 8 yabancı ile kalsaydı bile sorun yoktu. Beşiktaş’ta Necip kırmızı kart gördükten sonra sahada 2 yerli oyuncu kaldı: Mert Günok ve Umut Meraş. Özellikle sosyal medyada Siyah-Beyazlılar’ın 3 yerli ile devam etmediği için kural hatası yaptığı iddia edilse de, TFF’nin talimatlarına göre sahada maksimum 8 yabancı olması yeterli. Yani, bir takımın 3 yerli oyuncusu dahi kırmızı kart görse, sahada 8 yabancı yer aldığı sürece kurala aykırı bir durum yok. (Deniz Çoban - Fanatik) Geçen sezonu şampiyonlukla kapatmış üstüne bunu bir de Türkiye Kupası ile taçlandırmış bir takımın bu görüntüsünü kabul etmiyorum. Şampiyon bir kadronun oynadığı son 6 lig maçının 5'ini kaybetmiş olmasının mazeretlerini de kabul etmiyorum. Oyun içerisindeki kabullenişi, sıradanlığı ve boş vermişliği de kabul etmiyorum. Yeni gelen transferlerin verimsizliğini, katkısızlığını ve etkisizliğini de kabul etmiyorum. Geçen sezon büyük bir liderlik gösterip takımın başarısında başrol oynayan Sergen Yalçın'ın bu kadar uzun süren başarısızlık sürecinde takımına etki edememesini de kabul etmiyorum. (Ali Gültiken - Sabah) Futbol her oyun gibi hayatı öğreten bir oyun... Kaybettiğiniz maçları ‘’şanssızlık’’ ile açıklamaya çalışınca yapılamayanı tedavi etmek de güçleşiyor. Geriye kalan, taraftar duygusunu tatmin etmek oluyor ki, bu en zoru! Çoğumuz biliriz ki, kaybedilen periyodların bir yerinde o yere göğe koyulamayan taraftar umudu kırıldığı için takımın en büyük ‘’dağıtıcısı’’ oluyor. Giresun gayet basit bir plan ve sade bir oyunla kazandı. Peki, Beşiktaş’ta kim, neyi, neden yapamadı? Bu soruların peşine düşmek iyileşmenin ön koşuludur. (Cem Dizdar - Fanatik)