Mehmet Demirkol'dan Real Madrid-Galatasaray maçı yorumu... Terim büyük bir kızgınlıkla ‘Bazılarına son şanslarını verdik’ dedikten 3 hafta sonra Beşiktaş maçındaki ilk 11’i Belhanda dışında sahaya sürdü. Ve maç 14 dakikada 3-0’a geldi...  Terim, Türk Futbol Devrimi’nin bayraktarlığını yapmış bir devrimciydi. Maalesef kepengi de o kapatıyor.  Halbuki 2000 yılından bu yana Real Madrid’i Bayern ve Juve’den sonra Avrupa en çok yenen 3. takım Galatasaray. Maalesef dün 70’lerden hatırladığımız bir futbol kederiyle sahadaydı. Maçın hemen tamamı neredeyse Galatasaray 1. bölgesinde geçti. Oyunu orta sahaya bile taşımak mümkün olmadı. Enine çok iyi yayılıp Hazard’ı içeri devirip savunma kanatlarını da oyuna sokarak tempo yaptılar. Galatasaray’ın topu çevirme hızı çok ama çok yetersiz kaldı. Topu geri kazanma süresinde bir rekor kırmış olabilirler. Kabul etmek lazım ki, skor çok daha ağır olabilirdi. Gecenin sorusu- Terim 3 hafta önce kesin bir şekilde son şans vurgusunu yapıp Belhanda hariç yine aynı takımı çıkarıyorsa... Çare ne? Maçın starı - 18 yaşındaki Rodrygo maçın başında attığı 2 gol ve 4. goldeki asisti ve kapanış sayısıyla skoru tayin eden en önemli adamdı. Goldeki şutları sanki Muslera’nın varlığına bir çare gibiydi Real adına. O kadar ulaşılmaz yerlere gitti ki. Maçın olayı- Galatasaray’ın bir planı yok. Pas opsiyonu yaratamıyor. Ayağına top gelen oyuncunun bir ezberi olmalı. Birinci ve ikinci bölgeler ezbere oynamak, üçüncü bölge ezber bozmak içindir halbuki. Galatasaray’da her şey birinci bölgeden itibaren doğaçlama yürüyor gibi. Kısa mesaj - Yabancı serbestisi Milli Takımı uçurdu. Tek sebep o olmasa da kabul. Ben de uygulanmayan yerli teşvik sisteminin başta dizayn edildiği gibi uygulanmaya başlamasından tarafım. Ancak bu seneki Avrupa macerası da yabancı kısıtlaması isteyenler için çok sağlam bir argümana dönüştü. Hazır olun.