Süper Lig'de Galatasaray, Altay'ı deplasmanda 1-0 mağlup etti. Karşılaşmanın ardından spor yazarları, sarı-kırmızılı takımın galibiyetini değerlendirdi. Tutarsızlık - Reha Kapsal (Fotomaç) | "Galatasaray özellikle maçın ilk yarısında Kerem'le golü bulduğu gibi çok fazla da pozisyon da üretti. Bu golleri atmış olsaydı ilk devre maçı çok rahat koparabilirdi. Torrent'in bazı uygulamalarını anlamak mümkün değil. Muslera, Gomis, Babel, Omar gibi 30 ve yukarı yaş oyuncularla oynamak, Boye, Halil, Mohamed, Cicaldau'yu yedekte bekletmek, Barış'ı, Morutan'ı kadroya almamak, Galatasaray'daki son sezonda ilk 11 oynayan ve yedektekileri bu geniş kadroda değerlendirmek hem de Altay gibi düşme potasındaki, yönetimi başta olmak üzere belirsizlik yaşayan bir takıma karşı bu seçim, tamamen yanlış. Yanlış olduğu gibi Hamza Akman ve onun gibi gençleri bile İzmir'e götürmemesinin tek açıklaması; kendinin ne kadar kalan maçlarda puan alıp, gelecek yönetimin bu istatistiği görmesini sağlamak, aynı zamanda da bunun futbol kamuoyu içinde olumlu bir veri olarak konuşulup kendisinin başarılı olduğunu insanların bilmesini istemesidir." Gomis'in topla o dört sihirli buluşması - Uğur Meleke (Hürriyet) | "İzmir’de temposu vasatı aşamayan bir maç izledik dün. Galatasaray’da önceki haftalara göre tek değişiklik Pulgar’ın son iki maçtaki etkili oyunu. 8’deki golün mimarı. 11 ve 21’de iki etkili duran topla iki asist yazabilirdi hanesine. Evet, zaman zaman oyundan kopuyor ama Torrent’in onu neden iki buçuk ay sakladığını ve Galatasaray’ı Taylan-Berkan’a mahkûm ettiğini anlamak güç. Üstelik iki maçtır iyi oynarken çıkarılıyor Pulgar. Malatya maçında Halil de tam vites artırmışken çıkarılmış, yerine giren Gomis 20 dakikada topla sadece dört defa buluşmuştu. Torrent, Gomis’in topla o dört sihirli buluşmasını beğenmiş olacak ki(!) dün de ilk 11’de başlattı. Galatasaray üst üste iki maç kazandı ama Torrent’in işini yüzde yüz konsantrasyonla yaptığını hissetmiyorum ben." İki vukuat arası maç - Bülent Timurlenk (Sabah) | "İki vukuat, kriz, kaos, skandal arası maç oynadığı bir sezon geçiriyor Galatasaray. Taraftarı da 'bitse' diye haftaları sayıyor. İstifa eden yöneticiler, garip CEO atamaları, yönetim koridorlarında eksik olmayan neyin danışıldığı belli olmayan danışmanlar, Guardiola'nın yardımcısı, Fiorentina'nın orta sahası, takımın eski santrforu, mahkemeye koşan Galatasaray ile alakası olmayan genel kurul üyesi, yeni başkan adayları... Bütün sezon hafta içindeki 5 günü bu öznelerin ve olayların yer aldığı manşetlerle geçiren Galatasaray'ın hafta sonlarında maçı olduğunu ancak maç sabahı hatırlıyordu taraftarı… Galatasaray'ın yeni yönetiminin, Torrent'e ve Gomis'e gelecek sezonun garanti kontratını veren ve kulübün 100 milyon TL'sini çöpe atanların kim olduğunu araştırıp ortaya çıkarması gerekiyor… Eski yönetimin menajerlik ücretlerini açıklayan Burak Elmas ve yönetimi bakalım Torrent ve Gomis testlerinden geçecek mi?" Gerçekten ilginç - Cem Dizdar (Fanatik) | "Galatasaray, ilk devre boyunca tempoyu yeteri kadar yükseltemediyse de maçı koparacak hatırı sayıda pozisyon buldu. Birkaçı ‘’hatıraların golcüsü’’ Gomis’in ayağında eridi. Bir başkası ki, en kurgusal olanıydı, Kerem’in kafa vuruşu tercihine kurban gitti! Pozisyonların önemli bölümü Altay orta sahasındaki kopukluğun uzun ya da ters toplarla aşılmasıyla geldi. Ev sahibi ise rakip ceza sahasına ulaştıktan sonra sadece ‘’orta yapma’’yı öğrenmiş gibiydi ya da hocaları bunu istiyordu onlardan.  O ortaların çoğu Victor Nelsson’da eridiğinden geri koşup durdu Altaylı futbolcular. Başlarda daha iyi görünüyorsa da dakikalar geçtikçe Gomis’in oyundan düşme hali çarpan etkisiyle büyüdü. Böylesi bir merkez, iki kanat oyuncusu Babel ile Kerem’i de işlevsiz kıldı. Haliyle ilk devre oynanan oyunun değilse de girilen pozisyonların çok arkasında kalan bir durum ortaya çıktı. Altay yüklendi yüklenmesine ama sonuca götürecek hücum şablonları olmadığından sadece yoğun kalori harcadılar!" Kerem'e bağlı takım - Serdar Ali Çelikler (Habertürk) | "Altay için son şanstı. Galatasaray, ilk kez orta saha merkez üçlüsünü 3 farklı tip oyuncu ile kurmuştu. Kesici Pulgar; tempocu Berkan ve teknik Emre Kılınç. Bu 3 oyuncu da kalite bakımından tartışılır olsa da eldeki malzeme gereği yapılabilecek doğru 3'lü merkez buydu. Torrent, takımını Kerem'e bağımlı bir hale getirdi. Kerem alır, Kerem gider, Kerem koşar, Kerem'e aktarın.. Bir takım bir oyuncuya bağımlı hale gelince durum da böyle oluyor. 8 de golü atan Kerem, son 8 dakikada da 2 pozisyonda iyi son paslar veremeyip skoru artırma imkanını değerlendiremedi. Altay baskılı gibi gözükse de pozisyon üretemediler ve neden düştüklerini özetleyen bir 90 dakika oynadılar. Kaliteleri düşük ve bir oyun planları yok. Kazımcan, Poko ve Thaciano ligde kalır. Bu kadar zayıf rakibe karşı bile Nelsson ve Muslera yine güven verdiyse varın durumu siz düşünün."