Fenerbahçe, 9 kişi kalan Fatih Karagümrük ile deplasmanda 1-1 berabere kaldı. Spor yazarları karşılaşma için ne yazdı. Serdar Ali Çelikler - Habertürk | Vitor Pereira'nın gönderilmesi sonrası; Emre Belözoğlu'nun fikri, derhal Fenerbahçe futbol takımının başına geçti. Belözoğlu; Başakşehir'de sürgündeydi ama fikri iktidarda... Geçen senenin birebir aynı kadrosu sahadaydı. 4'lüye dönülmüş, Sosa-MHY orta ikiliyi tutmuştu. İrfan sağda; Pelkas solda; Mesut ortada idi ve 'ayağı iyi'ler topa sahip olup oyunu tutma planındaydılar. En öndeki Enner bile geçen seneden kalma dizilişteydi. 2. devre 4-3-1 oynamak zorunda kalan Gümrük karşısında Fener ne yapacaktı? Ben olsam Nazım yerine Burak'ı; MHY yerine de Serdar Dursun'u alıp 4-1-3-2'ye dönerdim. Mesut ve arkadaşları böyle düşünmediler. Zeki Göle kusura bakmasın kadroyu onun yaptığını söyleyemeyeceğim. 46'dan itibaren Fenerbahçe doğal olarak tek kale oynadı. Ama üretemedi. Serdar Dursun'un iptal edilen golü dışında pozisyon neredeyse yoktu. Sağdan soldan havadan şişirilen orta sanılan toplar bir işe yaramadı tabi. Burak Kapacak gibi adam eksiltebilen biri yerine Sosa çıktı Zajc girdi. Muhammed ve Rossi de değerlendirilebilirdi. İşte teknik adam bundan önemli. Sadece fikir vermek değil, değişiklik de yapmak hatta belki de daha önemlisi o değişiklikleri yapmak.. Mesut kadroyu kurdurabilir ama işte oyun böyle olduğunda çözüm üretebilmek hocalık. Engin Verel - Akşam | Vitor Pereira'nın gönderilmesinin ardından her ne kadar sahaya teknik sorumlu olarak yardımcı antrenör Zeki Murat Göle çıksa da, kadronun nasıl teşkil edildiği belliydi. Başkan Ali Koç'un çok tuttuğu isimler Mesut Özil, İrfan Can ve Mert Hakan Yandaş başta olmak üzere kurulan takım 'Tribüne' mesaj niteliğindeydi. Son iki maçın tartışmasız en iyi ismi olan Crespo'nun, ilk 11'de düşünülmemesi de zaten sözünü ettiğim ihtimalin bir tezahürüydü. Volkan Demirel'in çalıştırdığı Karagümrük'e karşı bizi ilginç bir maçın beklediğini tahmin ediyordum ama bu kadarını doğrusu ben de düşünmemiştim. İyi kapanan ve iyi çıkan Karagümrük bu ataklarından birinde öne geçince, Fenerbahçe için yeniden sıkıntılı dakikalar başlamıştı. Neyse ki imdada penaltı ve kırmızı kartlar yetişti. Kaleye giden topu koluyla kesen Burak'ın atılmasının ardından Caner de hiç gereği yokken kendini attırdı. Karagümrük, 9 kişi kaldıktan sonra Fenerbahçe de maçı dengelemeyi, hatta mücadeleye ağırlığını (!) koymaya başladı. Ama bu ağırlığın skor tabelasına erken yansımasını bekleyenler yanıldı. Reha Kapsal - Fotomaç: Fenerbahçe, geçtiğimiz sezonlar gibi başladığı teknik adamla daha sezonun ilk devresi bitmeden yol ayrımına geldi. Gerçi bu dört senedir Ali Koç yönetiminin uygulamaya koyduğu doğru olmayan her sezonda bu değişiklikler zaten yapılmıştı. Dördüncü sezonunda 61 futbolcu transfer edilip, 8 teknik adam, 2 tane de sportif direktörle çalışılması ve bunların da seçimlerinin doğru olmaması Fenerbahçe kulübündeki futbol aklının olmayışı gibi, teknik anlamda doğru yönetilmediğinin göstergesidir. İstikrar ve sabrın olmadığı yerde başarı da olmaz.Fenerbahçe, Karagümrük maçına çıkan ilk 11'de orta saha ve hücum hattında 5 tane orta sahada 10 numara profilinde transfer edilen oyuncular vardı. Hatta Valencia bile Fenerbahçe'ye transfer olmadan önce Meksika'da santrfor arkasında 10 numara pozisyonunda oynuyordu. Bu kadronun çıkması geçen sezonki Emre Belözoğlu zamanındaki 10 maçta alınan 7 galibiyet, 2 beraberlik, 1 mağlubiyetteki o iyi giden oyun anlayışının tekrarını bu sene Pereira'ın tercih etmediği oyuncularla sahaya tekrar başarılı olmak için sürülmesi ve böyle bir oyunun tercihindeki en büyük etkendi. Geçen sene bu sıkıntı iyi giderken de bu oyuncularla gözardı edilmişti.Peki bu neydi? Top ayağındayken topa sahip olarak oynamak iyi ama bunu daha proaktif hale getirip, dikine öne çabuk oynayıp topa sahip olmayan oyuncuların oyundaki hareketliliği yapacağı topsuz koşular, dinamizm, hücuma kalite ve fark getirecekti. Gürcan Bilgiç - Sabah: Yeni dönemine 'ustalar takımı' ile başladı Fenerbahçe… Topla ilişkisi iyi olan, adam eksilten, futbola susamış ve geçmiş dönemle problem yaşayanlar ile başladılar maça.İlk dakikadan itibaren de oyunu ele geçirdiler. Problem, geçen sezonlardan devam eden durum. Kapanan rakibi açacak baskıyı üretiyor ama pozisyon sayısında karşılığını alamadılar. Doğru oyunu buldular ama geç birlikteliğin acemiliğini de yaşadılar maç boyunca. Valencia, Pelkas ve Nazım ile başlamak, maç kondisyonunda çok geri olan üç futbolcuyu seçmek, maçın ikinci riskiydi. Olimpiyat Stadı'nın zemininde, muhtemelen yanlış krampon seçimleri nedeniyle sürekli kaymaları bir yana, buz gibi havanın ciğerleri yakması diğer yana. İkinci atakta golü buldu Karagümrük. Sonrasında penaltı ve iki kırmızı kart geldi. Dokuz kişi kalan rakibini kendi ceza sahasına hapsettiler. 80'e 20 topa hakim olup, 20'ye yakın şutu da bir devrede ürettiler. Volkan Demirel'in savunma planı, ikinci yarı hamleleri, kornerler dışında duran top imkânı vermemesinin de altını çizelim. Fenerbahçe için kolay gibi görünen maçı "içinden çıkılmaz" hale getirdiler. Müthiş bir direnç gösterip kendi hikâyelerini yazdılar. "Pereira gitti, ne değişti" derseniz… Sahadaki her değerde sezon rekoru kırdılar. İlk defa beraber oynayan bir takım olarak, 25 maç sonra doğru sistemle de buluştular. Kaleci Viviano'nun kurtarışlarına takıldılar. Kazanmak için her şeyi denediler, "kaybetmemek" için değil. Fenerbahçe karakterini yeniden buldu. Kazanmak bunu taçlandıracaktı, olmadı. Ömer Üründül - Sabah: Dün geceki maç Fenerbahçe'nin takım olarak ne halde olduğunun açık bir göstergesiydi. Yaklaşık 60 dakika 9 kişi oynayan rakibe karşı skoru değiştirecek tek golü dahi atamadılar. Bırakın gol atmayı net pozisyonlar da çok azdı. Dün gece takımın başında sahaya çıkan Zeki Murat Göle'nin takım tertibi çok yanlıştı. Kaliteli ama fizik açıdan çok yetersiz 5 futbolcu bir aradaydı. Sosa, Mesut, Pelkas, İrfan Can ve Valencia. Bir de buna ilaveten yapıları orta saha olan İrfan Can ve Pelkas kanat forveti olarak görevlendirilmişti. Böyle bir kadronun tempolu, etkili pozisyonlu bir futbol oynaması mümkün değildi. Ayrıca böyle bir kadro ileride kaptırılan toplardan sonra da takım savunmasında ciddi arızalar gösterirdi. Karagümrük'ün stoperi Burak, gol olan pozisyonda refleksine hakim olamayarak bir penaltıya ve kırmızı karta neden oldu. Bu eleştirilemez ama ya Caner Erkin'e ne demeli! Hakemin yüzde yüz doğru bir kararı sonrası adeta harakiri yaparak, takımına ihanet ederek kırmızı kart gördü. Karagümrük 9 kişi kaldı. Ondan sonra herkes 'bu maç bitti' dedi ama Karagümrük'ten müthiş bir takım ruhu ve direnç, Fenerbahçe'nin ise iki kişi fazla oyuncu ile hayal kırıklığıyla dolu ne oynadığı belli olmayan bir futbol… Ne oldu herkesin övgüler yağdırdığı yıldızlara? Gerçekten çok yazık. Tahmin ediyorum ki tüm Fenerbahçe taraftarı eğer maç 11'e 11 oynanıp 3 puan kaybetseydi dün geceki kadar üzülmezdi. Caner hariç Karagümrük'te mücadele veren başta kaleci Viviano olmak üzere tüm futbolcuları ve de çiçeği burnunda teknik direktör Volkan Demirel'i kutluyorum. Ercan Güven - Milliyet |Pereira’nın “üçlü” prangasından kurtulmuş, Mesut, İrfan Can, Pelkas ve Sosa’yı ilk on birde sahaya sürebilmenin lüksüne kavuşmuş Fenerbahçe, hiç de beklendiği gibi başlayamadı maça. Ağır başladı, ağır bitirdi. Çünkü “Reis çok, Kızılderili” yoktu takımda. Bir de sezon ortasında sistem değiştirmenin bedeli, daha doğrusu alışma süreci vardı… Pas boldu ama coşku, üretkenlik, tempo eksikti Fenerbahçe’de. Üstelik paslaşmaları rakip ceza sahası önüne kadar taşıyamayınca Fenerbahçe forveti çoğalıp Karagümrük savunmasını şaşırtacak, savunmada gedik açacak kadar zaman bulamıyordu.Rakip Karamgümrük de topa sahip olmak istiyor, top Fenerbahçe’deyken önde-orta sahada basıyor, “ağır abilerin” Fenerbahçe’sine rölantide normal futbolunu sürdürerek kırılma noktasını beklemek kalıyordu.29. dakikada Fenerbahçe’nin rakip kaleyi bulan ilk şutu -ki, Mesut vurdu- aynı zamanda Nazım Sangare’nin ilk çizgiye inişiydi. O kadar hırssız, gevşek bir tavır yani. Faik Çetiner - Fanatik : Pereira gidince Fenerbahçe’de futbolcular gaza gelir, biraz coşar hareketlenir diye düşündük, yine yanıldık. Karagümrük karşısında sahaya çıkan 11’i kim yaptı bilmiyorum ama, benim bildiğim yapanın sosyal medyadan çok etkilenmiş olduğudur. Oynamak isteyip oynamayanlar (Sosa, Nazım, Pelkas) sahada, oynaması gerekenler (Osayi, Crespo) kulübede idi. İlk bölüm hareketsiz, temposuz giderken Caner Erkin maça tek başına renk(!) katmayı başardı. Takımın önde, Fenerbahçe penaltı kazanmış, gol olacağı belli değil. Takım arkadaşın atılmış. Sen niye arkadaşlarına ihanet edilip atılıyorsun. Devre 1-1 bittiğinde, 9 kişi kalmış Karagümrük takımına, Fenerbahçe “kaç gol atar” muhabbeti başladı. İkinci bölümde 9 kişi kalan Karagümrük başta kalecisi Viviano olmak üzere aslanlar gibi direndi. Sarı-Lacivertli futbolcular ise 2 kişi eksik oynayan rakiplerine tek gol bile atamadan adeta bir skandala imza attılar. Bu maç tek kelimeyle Fenerbahçe futbol takımının iflas ettiğini göstermiştir. Başkan Ali Koç ve arkadaşları artık şapkalarını önlerine koyup radikal bir karar almak zorundadır. “Devam mı, tamam mı” diyerek. Çünkü iflas etmiş bu takımı yönetmek artık çok zor olacak..