Süper Lig'in 41. haftasında Fenerbahçe ile Beşiktaş yenildi, Denizli'de kazanan Galatasaray bitime bir maç kala zirveyle puanı eşitledi. Spor yazarları bu maçlar için ne dedi? FAİK ÇETİNER (FANATİK) - Maça çıkarken, Fenerbahçe hiç kredisi olmadığını biliyordu. Emre Belözoğlu’nun sahaya sürdüğü 11’de de sürpriz yoktu. Bankolar Mesut Özil ve Gökhan Gönül sahada olunca; Mert Hakan kulübeye dönmüştü. Fenerbahçe yine topa sahip olarak maça başladı. Ama bu defa karşısında sert ve diri bir takım vardı. Sivasspor iyi kapanıp, önde defans yaparak ilk 45 dakikada fazlaca baskı yemedi. Belözoğlu’nun ilk hamlesi Szalai - Gustavo değişikliği oldu; amaç Sosa’nın daha önde oynamasıydı. Ama sahada İrfan Can aranıyordu. Fenerbahçe maça el atamadan, Hakan Arslan farkı ikiye çıkardı. Fenerbahçe için artık maç ‘kâbus’ oldu. Sonrasında Belözoğlu’nun tartışılacak hamleleri geldi. Pelkas yerini Samuel’e, Ozan Tufan da Cisse’ye bıraktı. Düşünün; bir sezon kulübede bekletilen Cisse, ‘kurtarıcı’ diye sahadaydı! (Bakmayın gol attığına...) Tecrübeli Rıza Çalımbay’ın ekibi, son bölümü de istediği gibi oynadı ve çok konuşulacak bir galibiyet aldı. Fenerbahçe mi? Kadıköy’de intihar etti. Bu mağlubiyet, Emre Belözoğlu’nun geleceğini de tartışmaya açacak. DENİZ ÇOBAN (FANATİK) - Hakemler açısından stresli ve zor bir maçtı Beşiktaş-Fatih Karagümrük mücadealesi. Yapılacak en ufak hatanın telafisinin olmadığı ve ligin kaderini direkt etkileyecek bir mücadelede hakemler kritik kararlar verdiler. Doğrularının yanında yanlışları da vardı. Maçın 23. dakikasında Roco’nun ayağı Necip’in kafasına kadar kalktı. O seviyeye kalkan ayak hareketli olan Necip’in kafasına geldi. Roco’nun bu seviyeye kalkan ve rakibin kafasına temas eden ayağından dolayı Roco’ya en az bir sarı kart çıkması gerekirdi ama pozisyonda daha fazlası vardı. Burada düdük çalmasa ve oyun devam etse N’Koudou çok açık bir şekilde kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. Bütün bunlara rağmen faulün Karagümrük lehine verilmesini anlayamadım. BÜLENT TİMURLENK (SABAH) - Geç başlayan devre arası kampı olmayan, ekstra 8 haftasıyla pandemi gölgesinde oynanan bir sezonun finali ancak bu kadar akıllara ziyan olabilirdi. Üç büyükler sezon boyunca birbirlerinin başarısızlık öykülerinin üzerinden avundular. Galatasaray özellikle evinde kaybettiği Çaykur Rizespor ve berabere biten Trabzonspor maçının ardından şampiyonluk şansını tek haneli yüzdelerde bırakmıştı. Dün küme düşmüş Denizlispor karşısında ikili averajı eşitledikleri Beşiktaş ile hesabı son haftaya bırakmak için daha da farklı kazanabilirlerdi. G.Saray'ın sezon boyunca set oyununda, bitiricilikte çektiği sıkıntıyı dün de çektiğini gördük. Her şeye rağmen seçim kaosunda her takım kadar sakatlıklardan ve Koronavirüs'ten çok çeken G.Saray'ın son maça matematiksel olarak 'ben de varım' diyerek girmesi başarıdır. Yolun sonunda sizden gemiyi limana yanaştırmanızı beklerler. Gemiyi limana yanaştıramayanın fırtına hikâyelerini kimse dinlemek istemez. Cumartesi günü biri İzmir'de biri de İstanbul'da iki liman var. Bakalım gemisini yanaştıran kim olacak! ALİ ECE (FANATİK) - Beşiktaş ilk yarıda ‘coşku’ ile ‘telaşı’ fena halde karıştırdı. İki kez bariz ofsaytta olan takım arkadaşlarına pas attılar. ‘Farioli yapımı derinden sabırlı pas oyunu’ karşısında, Beşiktaş ilk yarıda presi yeteri kadar etkili yapamadı, yapamadıkça oyun temposunu kendi lehine dikte edemedi. Llajiç çok geç de olsa tam form tutmuşken sakatlanınca, Hatayspor maçındaki Aboubakar’sız akıcı oyunu oynayabilecek malzeme de kalmadı. O anda adeta Beşiktaş’ın oyuncu malzemesi bağlamında kurşunu bitti. Kalanlar, elinden geleni hatta sahaya büyük karakter koyan Necip daha da fazlasını yaptı ama yetmedi. Zaten N’Sakala’nın isteğini, mücadelesini sorgulayan yok ancak bu kadar kritik maçta bile önde oynayıp geride ofsayt taktiği uygulanırken iki kez ofsaydı bozan oyuncu olabiliyor. Çünkü seviyesi bu kadar! İzmir’de Beşiktaş’ın averajı da hesaba katarak kazanması gerekiyor, Sergen Yalçın elinde kalan malzeme ile bunu başarırsa, sezon genelinde olduğu gibi çok büyük iş başarır. Beşiktaş şampiyon olsa da olmasa da seneye daha iyi oyuncu malzemesi şart! CEM DİZDAR (FANATİK) - Nasıl gol atacağı belirsiz olan Karagümrük aut atışında dahi topu kalesine yakın tuttukça Beşiktaş rakibini iyice ablukaya aldı. Bu ablukada başrol, De Souza yerine Necip Uysal’ındı ama yetmedi. Az adamla efektif çıkan Karagümrük, N’Sakala’nın ikinci yerleşim hatasından ikiyi attı.. Ve Beşiktaş’ın korktuğu oldu... Bu ‘gürültüsü büyük, oyunu küçük Süper Lig’ en azından belirsizliğin getirdiği heyecanı son maça taşıdı!.. Bakalım ligi kendi zor şartlarında buraya kadar getiren Beşiktaş, tedirginlikten nasıl sıyrılacak ve İzmir’de Göztepe karşısında neler yapacak? Sahada, oyun açısından yapmak istediğini yapmaya gayret eden rahat bir Beşiktaş var ama yedek kulübesi bir önceki maç gibi rahat değildi! Bir aksilik olsa, ki oldu, kenardan alınacak hücum katkı belirsiz. Yani başladığı ile bitirmek üzere kurulu bir maça daha çıkıyordu Beşiktaş.  ŞANSAL BÜYÜKA (MİLLİYET) - Türkiye, Beşiktaş‘ı şampiyon ilan etmişti. Haksız da değildi. Ama Fatih Terim‘in, “Biz bitti demeden bitmez” alışkanlığı güncelliğini korudu. Fatih Hoca, umudun “entübe hasta” kadar az olduğu dönemlerde bile “bitti” demedi. Demek ki bir bildiği vardı, pes etmedi. Kendi adıma söyleyeyim, “% 90 Beşiktaş, % 10 mucize” diye yazıp söyleyenlerden biriyim. Çoğu insan gibi... Şimdi bitime bir maç kala, Beşiktaş sermayeyi yedi bitirdi. Aradaki gol averajı sadece 2‘ye indi. Beşiktaş bu şampiyonluk gerilimi ile Göztepe deplasmanında kazanabilir mi? Kazanırsa, iki gollük averajı koruyacak skoru alabilir mi? Üstelik Galatasaray kendi sahasında Malatya ile oynayacak. Düşme tehlikesinden kurtulan, ununu eleyip eleğini asan, rahatına ve huzuruna kavuşan Malatya ile... O zaman mucizeye yarım adım var. Sadece yarım adım... Kabul edelim ki, dün akşam alınan sonuçlar, Galatasaray takımına şampiyon olsun diye, bir Galatasaraylının bile yapamayacağı büyüklükte ikramlar oldu. Yanılırsam, bir daha yanılmış olurum. Son haftaya girerken Beşiktaş lider ama ipler Galatasaray‘ın eline geçmiş gibi... Galatasaray mucizeyi gerçeğe dönüştürmeye yarım adım kalmışken bu fırsatı ve şansı tepmez. Malatya‘yı “ham” yapar. Farkı arar ve büyük ihtimal yakalar. Fatih Hoca başka ihtimale izin vermez. Beşiktaş‘ın son maça önde girdiği maratonda ipi Galatasaray göğüsler gibi görünüyor. SERDAR ALİ ÇELİKLER (HABERTÜRK) - Denizli faciası, Trabzonspor faciası, play-off'ta finalde Galatasaray'a verilen şampiyonluk. Riekerink'li Galatsaray'a kupa finali kaybetme. Bunlar son maçlarda kaybedilenler. İsmail Kartal'lı sezonda Belediye'ye kaybedilen sondan 1 önceki maçta; Kocaman'lı sezonda içeride 0-0 biten Galatasaray maçında kaçırılan şampiyonluklar var. Ligin bitimine 2 hafta kalan kaybedilen şampiyonluk da bu seferki Sivas mağlubiyeti de ilk değildir. Fenerbahçe'nin camia olarak final sendromu var. Ligin açık ara en çok 2. olan takımı. Kupada epey finali var kazandığı 6. Euroleague'de 1 şampiyonluğa karşın 2 final mağlubiyeti var. Yani "ölüm kalım maçları"nda genelde ölen bir camia.. Bu şartlar altında Beşiktaş'ın puan kaybı muhtemel haftada Sivas'ı yenmeniz halinde şampiyon olacağınız maçta yeniliyorsunuz. Burada, bu tip maçlarda önce sakin kalıp gol yememek birinci şart. Fenerbahçe aslında klasik başlangıç oyunuyla sahadaydı. Sivas zor ve sert bir takım. 17 maçtır yenilmiyorlar ve zor gol yiyorlar. O zaman yapılacak tek iş ne olursa olsun gol yememek olmalıydı. 2. devreye ilk yarının kötüsü Attila yerine Gustavo oyuna dahil oldu. Bence doğruydu. Lakin bu kez orta alandan demarke gelen Hakan Aslan tipik klasiği ile bir kafa golü attı ve Fenerbahçe için o anda işler çok daha zora girdi. Belözoğlu panikledi ve topu kıran Osayi ile 1 hafta sonra emekli olacak Cisse'yi oyuna attı. Daha fenası skor bulabilecek Pelkas ve Ozan'ın ikisini birden aldı. Maç bitti o an. Mecalsiz Mesut sahadaydı. Enner Valencia'nın tek başına çabası yetmedi tabi. Belözoğlu Ferdi'yi de alıp iyiden iyiye "Erol Bulut"laştı. Fenerbahçe sezonu 3. bitirdi. Bu saatten sonra 2. lik de olmaz. Şimdi oturup iyiden iyiye düşünüp "Biz neden final kazanamıyoruz"u analiz etmek lazım. İkincisi yönetimin de Erol Bulut kararı; o karardaki gereksiz ısrarı ve Belözoğlu'nun geç getirilmesi hususlarında özeleştiri yapması lazım. Sonrasında da yeni sezonun planlaması yapılmalı. Hemen ve dakika kaybetmeden. Neler yapılması gerektiğini kendimizce hafta içi yazarız. GÜRCAN BİLGİÇ (SABAH) - Zirvedeki çekişmede ilk gol haberi Galatasaray'dan geldi, ikincisi Karagümrük'ten. Birden bire nehirler ters akmaya başladı. Kadıköy'de İrfan Can'ın kaçırdığı gol sırasında, arka adalesini tutmasıyla birlikte, akıntıya karşı gitmeye çalışanlara Fenerbahçe de eklendi. İki kere gelen Sivasspor, bir tanesinde fileleri bulunca, bir kez daha son hafta şampiyonluk kaybetmekten kurtuldular. Heyecan ve coşkuya, sakinliği ve aklı eklemedikleri sürece, çözüm bulmayı bırakın, sorunları yaratırsınız. Gökhan'ı da, Caner'i de geride tutup, rakibin kontrasına önlem almak akıllıca. Ama golleri yerleşmiş defansta yedi Fenerbahçe. İkinci yarı pastan vazgeçip, uzun toplara döndüklerinde zaten sonucu kabullenmişler, karşı koyacak oyun gücünü de yitirmişlerdi. Bir rüyanın, ellerinde tutabilecekleri şampiyonluğun yine kenarındaydılar. Bu kez son maçta değil, bir öncesinde rüyadan uyandılar. Son hafta iki rakipleri yenilecek, onlar kazanacak mucizeyi yaşayacaklar. Kısacası; geçmiş olsun… Üç penaltı kullandığı maçta, Denizlispor karşısında farkı açmak için son dakikaları bekledi Galatasaray. Beşiktaş'ı yakalaması için en az dört farklı kazanması lazım, çünkü rakibi de kazanmak için atmak zorunda. Puan hesabı, gol sayısı, VAR kararları… Gerilimi yönetmeyi bilen Fatih Terim, kendi gençlerini "çömez çıkarmak" üzere… Usta ve çömezler ALİ GÜLTİKEN (SABAH) - Beşiktaş kadrodaki eksikleri çok derinden hissediyordu. Sezon başından beri yarışı bugüne kadar getiren oyuncuların performansları çok başarılıydı. Ama oynayan kadro dar bir rotasyondu. Belli oyuncular bu işi sahada yönettiler. Şimdi eksiklerini Beşiktaş çok derinden hissediyor. Aboubakar, Cenk, Oğuzhan, Ljajic, Atiba gibi oyuncuların olmaması Beşiktaş'ta oyunu çok zorluyor. Bu tür maçlarda başladığın kadar bitirdiğin kadro da çok önemli. Oyun ihtiyaç duyduğu anda kulübeden bazen oyunu bazen oyuncuları değiştirirsin. Bu hamleler de oyuna etki eder. Beşiktaş tüm sezon boyunca eldeki kadroyu çok idareli ve etkili kullanarak bu günlere kadan geldi. Ama şimdi bu eksikliklerin acısını derinden hissediyor. Karagümrük karşısında da Sergen hoca bunu bir kez daha yaşadı. Tabi iki maçta 6 puan kaybetmek, bu puanların yanında ilk 11'in bir çok oyuncusunu da kaybetmek Beşiktaş açısından sıkıntılı bir durum. Ama hala işin pozitif yanından bakabilecek çok önemli bir avantajı var. Liderliği devam ediyor ve rakibine göre artı 2 gol avantajı var. Averajlar eşit olduğunda dahi fazla gol attığı için yine şampiyonluğu elde etme imkânı var. O yüzden Beşiktaş adına şimdi son kaybedilen 6 puanı değil önündeki maçı kazanıp şampiyonluğu düşünme zamanı....