Ahmet Ağaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yusuf Yazıcı'ya Lille'den, Abdülkadir Ömür'e de Monaco'dan transfer teklifi geldiğini belirterek, "İkisi için de resmi teklif geldi. Birisi Monaco, birisi Lille, Birisi Ömür birisi de Yazıcı için. Allah'tan fazla zikredilmiyor. Uğurcan'a da gelen teklifler var." dedi.
Ağaoğlu, "Monaco'dan Abdülkadir'e 16 milyon Euro ve bonuslar, Yusuf'a da Lille'den 12 milyon Euro'luk teklifler mi geldi?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Onların (Monaco) teklifi o doğrultuda veya biraz daha üzerine çıkabilirdi ama oyuncumuzu bu sene itibarıyla satmayı düşünmediğimizi söyledim. Onların o teklifi yapmalarına bile fırsat kalmadı. Kulübün mali durumunu göz önünde bulundurduğunuz zaman, her teklifi kulübün menfaatleri doğrultusunda düşünmelisiniz. İki oyuncumuza da yapılan teklifleri gerçek dışı görüyorum. Oyuncularımızın gerçek piyasa değerini yansıttığına inanmıyorum. Yusuf'a yapılan teklife de 12 civarı diyelim. Reel olarak 10 da bilmem nereye katılırsa 1 milyon daha. Bu da biraz komik oluyor, işte Şampiyonlar Ligi'ne katılırsak 1 milyon Euro daha. Ne yapacağız bir taraftan ligde zirve mücadelesi verirken, taraftarlarımızla birlikte diğer taraftan sizin maçınıza gelip, bir de Şampiyonlar Ligi'ne katılmanız için hem taraftar hem kulüp hem de dua desteği mi vereceğiz. Dua ettiğimiz zaman, Allahım Trabzonspor diye başlıyoruz, onun yanına da bir de Fransa'daki, İspanya'daki kulübü mü ekleyeceğiz. Allah katında da fazla kabul göreceğini zannetmiyorum."
"Ligimiz Avrupa'da belki 7-8. sırada ama siz gelip de Türkiye'nin en değerli iki genç ve istikbal vaadeden oyuncusuna bu rakamları telaffuz ettiğiniz zaman, bu rakamlar ileriye dönük olarak da hem Trabzonspor'un hem de diğer kulüplerin satacağı oyuncular açısından baz teklif edecek." sözlerini kullanan Trabzonspor Başkanı, "Ülkenin en değerli oyuncusunu 20 milyon Euro'ya aldık, x spor takımında oynayan Mehmet de o seviyelerde sana 15 milyon derler. Ülke futbolunu ya da ülkedeki yetenekli futbolcuların da değerini aşağıya çekmiş oluruz. 10-16-19 milyon Euro'luk tekliflerle gelirlerse bunlar Trabzonspor Kulübü yönetimi tarafından ciddiye alınacak teklifler değildir." ifadelerine yer verdi.
Abdülkadir'in çok özel yetenekleri sahip bir oyuncu olduğunun altını çizen Ahmet Ağaoğlu, "Bu teklifi getirdikleri zaman 'Ben size 25 milyon Euro nakit vereyim, bana bir tane daha Abdülkadir Ömür getirin' dedim. Varsa getirin. Birbirlerine bakıyorlar... Yok... O yetenekte Avrupa'da o yaş grubunda tahmin ediyorum 10-15 oyuncu var. Ama Abdülkadir'de benim şu anda kelimelerle ifade edemeyeceğim, daha doğrusu doğru kelimeyi henüz bulamadığım iki üç tane daha artı var. Bırakın öyle bir yeteneği, o yeteneği ifade edebilecek kelime henüz ne Türkçe'de ne İngilizce'de ne de Fransızca'da mevcut. İnşallah bir gün o kelimelerin ne olduğunu bulabilirim. Onun için paranın ötesinde, Abdülkadir'in yurt dışına gitmesi için önünde zamanı var." şeklinde konuştu.
"UĞURCAN'A DA GELEN TEKLİFLER VAR"
Yusuf Yazıcı'nı da Trabzonspor Kaptanı olarak sorumlulukları olduğunun altını çizen Ağaoğlu, kalecileri Uğurcan Çakır'a da Avrupa'dan teklifler geldiğini açıkladı.
Yusuf Yazıcı'nın çok düzgün karakterli bir oyuncu olduğunu ve altyapıdaki gençler için rol model olduğunun altını çizen bordo-mavili kulübün başkanı, "Oyuncularımızı yurt dışına gönderdiğimiz zaman bizim marka temsilcimiz olacaklar. Kenti, Trabzonspor'u, ülkeyi ve ülke futbolunu temsil edecekler. Yusuf belirli bir ölçede bu seviyeye ulaşmış bir oyuncumuz. Yusuf'un da 1 yıl daha bu jenerasyonun kaptanı olarak bir sorumluluğu var. Yurt dışına transferi söz konusuysa yaş olarak da baktığınız zaman Yusuf bir adım daha önde Abdülkadir ve Uğurcan'a nazaran. Allah'tan fazla zikredilmiyor. Uğurcan'a da gelen teklifler var. Çok ciddi şekilde scoutlar tarafından izlendiğini ve yurt dışındaki ciddi menajerler tarafından yoklama macunu atıldığı bir gerçek. Uğurcan da net bir şekilde ifade etti, Trabzonspor'daki misyonumu henüz tamamlamadım, yeni başladım diye." değerlendirmesinde bulundu. Ağaoğlu, "Uğurcan'a gelen teklif hangi takımdan?" sorusuna ise yanıt vermedi.
Menajerler tarafından oyuncuları ikna etmek için kullanılan "Burada bir şey olamazsınız, orada parlarsınız." sözlerinin ülkeye hakaret olduğunu aktaran Ahmet Ağaoğlu, "Nerede parlarsınız Fransa'da. Biz o Fransa'ya iki tane vurmadık mı? Parlayacaksa adam o maçta da parlar. Sürekli olarak yapılmaya çalışılan şu, ülke futbolu krizde, Trabzonspor'un yüklü borcu söz konusu, nakde ihtiyacı var, hani olur ya batan geminin malları... Yok öyle değil, o borç benim sorunum ben ödeyeceğim sanane ondan. Bu emperyalist ülkelerin diğer ülkeler üzerinde oluşturduğu baskıya benziyor. O borcu karşılayacak maden yataklarına sahipsem onu çıkarıp satacak olan benim. Sen gelip onun üzerine çöreklenemezsin. Benim en değerli oyuncumun karşılığı senin kulübündeki en değerli oyuncudur, tamam kabul ediyorum belki onun bir tık altı ama sen kalkıp yüzde 20-25 karşılığını teklif edersen bu ciddi bir şey olmaktan son derece uzak." sözlerine yer verdi.
Ağaoğlu, "Peki Abdülkadir ve Yusuf için belirlediğiniz bir bonservis bedeli var mı? Hangi rakamlar sizi ikna edebilir?" sorusunu ise, "Bu kulübü 10 milyon Trabzonlunun, 13-14 bin kongre üyesinin görev verdiği bir yönetimiz. Tek başıma şu kadar milyon Euro diyemem. Ama gelen rakamların da gerçekçi olmadığını ifade edebiliyorum. Dolayısıyla bu rakamların üzeri, he ne kadar üzeri, o da 4 bilinmeyenli bir denklem değil, liglerdeki bu kalibredeki oyuncuların karşılaştırmasını yaparsanız. Mbappe gibi adam için 210 milyon Euro gibi rakam telaffuz ediliyorsa, bir Mbappe 10 tane Abdülkadir değil, değil mi? Koy o zaman sahaya yanına da 1 kişi ekle adam bir Futbol takımının göstereceği performansı göstersin. Realist olmak lazım. Ülke futbolunun değeri ve aleyhinize olan şeyleri düşersiniz, ortaya belirli bir rakam çıkar. 'Verme 20 milyon Euro'ya seneye verirsin 80 milyonEuro'ya sözleri de realist değil. 80 milyon Euro''ya bu ülkeden futbolcu mu çıktı? Ama bu ülkeden 22 milyon Euro''ya oyuncu gittiyse benim oyuncularım o rakamın üstündedir, çok basit. Onun üzerine çıkmak zorunda. Cenk'i gönderdik. Onun bir kere üzerine çıkması lazım." şeklinde yanıtladı.
Ahmet Ağaoğlu, üç oyuncunun da sözleşmeli oyuncuları olduğunu ve gelen teklifler karşısında bordo-mavili kulüpten ayrılmak gibi bir talep gelmediğini de sözlerine ekledi.
Ağaoğlu, takımdan ayrılacak isimlerin ise hazırlık kampı neticesinde, teknik direktör Ünal Karaman'ın raporu doğrultusunda belli olacağını kaydetti.
Bordo-mavili kulübün başkanı, forma sponsorluğuyla ilgili de çalıştıklarını belirterek, "Görüşmeyi sürdürdüğümüz 3 farklı kurum var. Onlarla görüşüyoruz ama henüz neticelenmedi. Nerden bakarsak daha 1 ayı var." açıklamasını yaptı.
(YAYINCI KURULUŞUN TALEPLERİ) "BİR SIKINTI YAŞANACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM"
Spor Toto Süper Lig'in yayıncı kuruluşu Digiturk'ün talepleriyle ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Ahmet Ağaoğlu, "Açıkçası ben orada bir sıkıntı yaşanacağını düşünmüyorum. Federasyonun yeni yönetim kurulu ve Kulüpler Birliği'nden de bazı başkanların katılımıyla önümüzdeki süreç içerisinde yayıncı kuruluşun talepleri, istekleri doğrultusunda görüşmeler gerçekleştirilecek. Bu çok yakın bir zamanda olacak Ben orada bir sıkıntı yaşanacağını düşünmüyorum. Karşılıklı diyalogla belirli bir noktaya taşınır. Bu tür şeylere optimist baktığım için çok büyük bir sorun olacağını düşünmüyorum. Görüşmenin detayları konusunda bilgi veremem doğru olmaz. Konu, TFF, yayıncı kuruluş ve Kulüpler Birliği arasında olduğu için." ifadelerini kullandı.
"-BİZ BU SENE ŞAMPİYON OLACAĞIZ'- DİĞERLERİ NE OLACAK? SON DERECE YANLIŞ BİR CÜMLE"
Şampiyonluk kelimesini telaffuz eden bir kişi olmadığını hatırlatan Ahmet Ağaoğlu, "Geldiğimizde verdiğimiz söz idari disiplini sağlamaktı. Trabzonspor'da idari disiplin kaybolmuştu. Geldiğimizde bir futbolcunun bir kulüp başkanından daha fazla yetkilerle donatıldığını gördüm. Çok büyük sıkıntılar vardı. Bunun çok büyük bölümünü kamuoyuna yansıtmadık. Sportif disiplin kalmamıştı. Ve inanılmaz bir borç batağı içerisindeydik. Aldık olmadı, bir tana daha alalım.. Öyle para saçarak, her mevkiye çok büyük rakamlar ödeyerek, aslında ödemeyerek sonra onlar FIFA'ya gidiyor ve transfer yasağı olarak geliyor. Biz önce bunları yoluna koyacağız ve aynı zamanda zirve mücadelesinden ödün vermeyeceğiz dedik. Teknik direktörümüz Ünal Karaman, teknik heyet ve oyuncularımızın gösterdiği özveri ve yaptıkları fedakarlık, bizi bu noktaya taşıdı. Zirve mücadelesinden kopmadık, verdiğimi sözü bir ölçede tuttuk." şeklinde konuştu.
Gelecek sezon hedefleriyle ilgili de konuşan Başkan Ağaoğlu şu sözleri kullandı:
"2019-2020 sezonu ile ilgili de söyleyeceklerim sözler farklı değil. Doğal olarak camia hep bir üstünü bekleyecek. Biz de elimizden geleni yapacağız. Bizim 17 rakibimiz var ve hepsine saygı göstermek zorundayız. Bir takım rakiplerle geçmişe yönelik problemleriniz olabilir ama saha içindeki mücadele esastır. Şu takımın şu sıkıntısı var ben lige avantajlı başlıyorum diyemezsiniz. 'Biz bu sene şampiyon olacağız', e diğerleri ne olacak peki? Son derece prematüre, son derece yanlış bir cümle. Trabzonspor geçen sene olduğu gibi futbol adına kulübünün gerçekleri doğrultusunda, doğru olan şeyleri yaparak zirve mücadelesi veren bir takım olacak. Bu mücadele bizi nereye taşır? Bunu şimdiden söylemek için kahin olmak lazım. Benim de öyle bir yeteneğim yok. Toplumu aşırı bir beklenti içine sokmadan, gerilimi arttırmadan, güzel futbol sergileyerek taraftarın bazen maç kaybetse bile takımı tribüne çağırıp alkışlamasını sağlayarak kulübünüz adına doğruları yapmış olursunuz. Onun adını bugünden koymak, camiayı beklenti içine sokmak doğru değil. 50. yılımda şampiyon olacağım, 51'de şampiyonum, tamam da fal mı baktırdın? Bu aynı zamanda rakiplerinize de saygısızlıktır."
"KULÜPLERİN YÜKSEK TRANSFER HARCAMALARI YAPILANDIRMA PROGRAMINI SEKTEYE UĞRATTI"
Kulüpler Birliği Vakfı, Türkiye Futbol Federasyonu ve Bankalar Birliği arasında kulüplerin borçlarının yapılandırılmasıyla ilgili olarak yapılan görüşmeyle ilgili de konuşan Ahmet Ağaoğlu, şöyle konuştu:
"Buna bel bağladığınız zaman bunun gerçekleri doğrultusunda hareket etmek zorundasınız. Aralık ayındaki Banklar Birliği ile yapılan görüşmede ifade edilen şey şuydu, Süper Lig kulüplerinin 14 milyara yakın bankalara borçlu olduğu dolayısıyla artık bunun sürdürülebilirliğin dışına çıktığı ve kulüplerin bu mali politikalarına devam ettiği sürece sorunun ilerleyen zamanlar içerisinde çok daha ciddi boyutlara ulaşacağı konusunda bir uyarı vardı. Yapılandırmayla alakalı olarak düşünceler ifade edildi Bankalar Birliği ve TFF tarafından ve orada tabiri caizse şu söylendi, artık gelmiş olduğunuz noktada frene basın, burada durun, bundan sonra mevcut borçlarınızla alakalı olarak biz bir yapılanma çalışması yapıyoruz. Yalnız herhalde birkaç kulübümüz bunu çok farklı algıladı. Nasıl olsa ileriye dönük olarak yapılacak olan bir yapılandırma söz konusu, hazır elimize fırsat geçmişken fren yerine gaza bastılar. Kulüplerimiz 15-20 milyon Euro''lara varan transfer harcamaları yaptılar. Biz ise en sıkıntılı olduğumuz süreçte, en kritik bölgede Sosa'nın 6 haftalık sakatlığı vardı, aşili kopan Onazi sezonu kapatmıştı ve orta sahadaki tek oyuncumuz Kucka'yı sırf bu ekonomik kriterlerin sınırları içerisinde kalalım diye transfer yasağına rağmen Ocak ayı içerisinde satmak zorunda kaldık. Trabzonspor kulübünün mali disipline bu kadar hassasiyet gösterdiği noktada, diğer kulüplerin bunu gözardı ederek yine yüksek transfer harcamaları içerisine girmesi, bu 18 kulübün içeren yapılandırma programını açıkçası sekteye uğrattı. Biz Trabzonspor olarak bırakın aralık ayını, geçen sene yönetimi devraldıktan sonra 38 milyon Euro olan kadro maliyetini 15 milyon Euro seviyesine çektik."
Bankalar Birliği ile görüşmelerin yaklaşık 7 aydır sürdüğünü aktaran Ağaoğlu, "Bizim ağırlıklı olarak 2 bankaya borcumuz söz konusu. Bankalar Birliğinin yapılandırması söz konusu olmadan önce de 1 senedir çok ciddi bir şekilde borcumuz olan Ziraat ve Deniz Bank ile yapılandırma konusunu görüşüyorduk. Tabii ki aralık ayında Banklar Birliğinin devreye girmesiyle, şöyle söyleyeyim diğer kulüplerimize nazaran mali disiplin açısından biz çok ciddi bir yol almıştık. Bugüne kadar da ekonomik politikamızdan taviz vermediğimiz için diğer kulüplerimizin de bir adım daha önündeyiz. Çok kısa bir süre içerisinde Trabzonspor Kulübü olarak bunu neticelendirmeyi hedefliyoruz." şeklinde konuştu.
"55 MİLYON EURO'LUK AÇIĞI 5 MİLYON EURO'NUN ALTINA ÇEKMEYİ BAŞARDIK"
Yaptıkları hamlelerle kulübü doğru bir yola soktuklarını kaydeden Ahmet Ağaoğlu, "19 Türk oyuncumuzun 17'si altyapıdan, ürün satışlarında da ciddi bir artış kaydettik. Geçen sene itibarıyla Süper Lig'de seyirci sayısı yüzde 9 oranında bir artış gösterdi. Biz Trabzonspor olarak yüzde 25 artış yakaladık. Bunun anlamı şu, pazarlama tarafında da iyiydik, harcama tarafında oldukça cimriydik ama her şeyin ötesinde oynadığımız futbol uzun yıllardır Trabzonspor taraftarı ve camiasının görmeyi arzu ettiği bir futboldu ki seyirci sayısında yüzde 25'e varan ki elimizde yıldız diye tabir edilen oyuncuları elden çıkarmamıza rağmen, altyapıdan 20 yaş ve altı 6 futbolcu ile bu mücadeleyi sürdürmemize rağmen... Neresinden bakarsak bakalım önümüzdeki sezon için TFF'nin de yürürlüğe koyacağı lisans talimatı ve UEFA'nın mali disiplin kriterlerine birebir uyan bir yapının içerisine girdik. UEFA'dan ceza almamıza sebep olan 55 milyon Euro'luk açığı da 5 milyon Euro'nun altına çekmeyi başardık. Bu anlamda kulübün menfaatleri ve kuralların gerektirdiği doğrultuda ne kadar doğru varsa hemen hemen hepsini yaptık.
"BİRİLERİNİN SİZİN BORCUNUZU ÜSTLENMESİNİ BEKLEMEK FAZLA İYİMSERLİK OLUR
Yönetimi geldikten sonra kulüp tüzüğünde çok önemli değişikliklere gittiklerini vurgulayan Ahmet Ağaoğlu şu sözlere yer verdi:
"En önemlilerinden, onaylanmış bütçenin dışındaki harcamalarda kulüp başkanı ve yönetim kurulu üyeleri sorumludurlar. Bunun anlamı şu Trabzonspor Kulübü'nün onaylanmış bütçesinin dışına çıktığı takdirde mevcut yönetim ve yönetim kurulu başkanı Ahmet Ağaoğlu bu borçtan şahsen sorumludur. Bu tabi ki kredi veren kuruluşlar, UEFA ve TFF tarafından son derece önemli kriterler. Öyle tahmin ediyorum ki Bankalar Birliği ile kulüplerimizin yapacak olduğu yeniden yapılandırma görüşmelerinde bu ve buna benzer faktörler çok önemli rol oynayacak. Bir köşede oturup Bankalar Birliği'nin yeniden yapılandırmasını beklemektense kulüplerimizin önce bu adımları atmaları lazım. Ama siz süreç içerisinde bir futbolcuya 5 diğerine 10 milyon Euro bonservis bedeli ödeyip, profesyonel kadro maliyetinizi de karşılayacağınız rakamların üzerinde tutarsanız birilerinin sizin bu borcunuzu üstlenmesini beklemek fazla iyimserlik olur. TFF'nin yürürlüğe koyacağı lisans talimatında bunlar çok açık net olarak ifade ediliyor. Transfer yasağından tutun, puan silmeden küme düşürülmeye kadar. Aksi takdirde Türk futbolunun ileriye dönük baktığımız zaman bekleyen tehlikenin boyutları gerçekten çok büyük."
Türk futbolunda çok transfer yapan başkanın "Büyük Başkan" olarak adlandırıldığını ve bunun büyük bir yanlış olduğunu kaydeden Ağaoğlu şu değerlendirmede bulundu:
"Büyük kelimesi orada doğru aslında, büyük borç bırakan başkan. Büyük başkan, arada büyük, borç bırakını siliyorlar, büyük başkan kalıyor. Başkanlık şudur, başkanlık bir hükümranlık değildir. Başkanlık kulübe hizmetin en üst noktasıdır. Başkan ya da yönetim kurulu oraya kulübe hizmet etmeye gelir. İleriye dönük olarak kulübün başarılarının ve ekonomisinin sürdürülebilir olması için çalışır ve bunu sağlar. Ama başkan olarak gelirsiniz taşınması karşılanması zor bir borç yükünü sizden sonraki yönetimi bıraktığınız zaman o hizmeti layıkıyla yerine getirmiş sayılmazsınız. Kulüplerin bakış açıları ile ilgili bir şey söylemem söz konusu değil ama bazı kulüplerin bu yeni lisans talimatından fazla hoşnut olmadığı gibi bir izlenim de edinmedim değil. Kulüpler birlik içerisinde hareket edebilselerdi bazı ülkelerde olduğu gibi futbol Türkiye'de, TFF tarafından değil Kulüpler Birliği tarafından yönetilirdi. TFF ülke futbolunun menfaatleri doğrultusunda kuralları koyar kulüpler de uygulamak zorundadır. Dernekler yasası, bilmem ne son derece gevşek mali sorumluluklar, bizim bir önceki 84. maddeye baktığınızda bütçe fazlası harcamalardan ne kulüp başkanı ne de yönetim sorumlu tutulmuyordu. Dernekler yasası veya kulüpler yasası adı altında uzun yıllardır tartışılan o şey maalesef henüz çıkmadı ama Trabzonspor olarak bunu artık bekleyecek zamanımız yoktu. Biz olması gerekeni yaptık, kulübümüzün selameti, varlığını sürdürebilmesi açısından böyle bir tüzük değişikliğine gittik. Yani işin doğrusunu yaptık."