Faruk Ilgaz Tesisleri'nde gerçekleştirilen Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Olağan Toplantısı'nda konuşan başkan Ali Koç, Kenan Evren Lisesinin devriyle alakalı, "Aziz Yıldırım'ın başlattığı ve 17 yıldır devam eden bir sürecin sonuna geldik. Göreve geldiğimizden beri üzerinde durduğumuz Kenan Evren Lisesinin kulübümüze devri bu hafta gerçekleşmiştir. Bundan sonra bize düşen görev, bu değeri en iyi şekilde kulübümüz açısından değerlendirebilmektir." ifadelerini kullandı.
Lisenin Fenerbahçe'ye devrinde emeklerinden ötürü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini ileten başkan Ali Koç, "Bir aile buluşması olarak gördüğümüz Yüksek Divan Kurulu toplantımızda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, asırlık çınar Fenerbahçe'mizin çatısı altında bugün bizlerle birlikte olmasının onurunu yaşıyoruz. Fenerbahçe Spor Kulübü üyeliğinde 25. yılını dolduran Sayın Cumhurbaşkanımız, Yüksek Divan Kurulu üyemiz oldu. Şahsım ve camiamız adına sizi canı gönülden tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanımızın Fenerbahçe sevdalısı olması, aynı renklere gönül vermemiz ve bugün itibarıyla Yüksek Divan Kurulu üyeliğine geçiş yapması, hem kulübümüz hem de bizler için bir gurur vesilesidir." diye konuştu.
Camianın tarihi günlerinden birini yaşadığını belirten Ali Koç, şöyle devam etti:
"Kendilerine, davetimizi kırmayarak teşrif ettikleri ve bu tarihi günde aramızda oldukları için camiamız adına şükranlarımı sunuyorum. Bugün zatıalinizle, Türk sporunun sorunlarını, Fenerbahçe'nin hedeflerini, ihtiyaçlarını, yahut spor camiasının tartıştığı diğer güncel konuları paylaşarak, bu özel buluşmanın coşkusunu azaltmak ve değerli vakitlerinizi heba etmek istemiyorum. Ben izninizle bugün bu salonu dolduran tüm üyelerimizin ve burada olmayan milyonlarca Fenerbahçelinin yürekten paylaştığına emin olduğum, Fenerbahçeliliğin dünya görüşünü ve duruşunu kısaca anlatmak istiyorum. Her şeyden önce Fenerbahçeli vatanseverdir. En önemli kuruluş amaçlarımızdan biri olan, gençlerimizi zorluklara ve askeri seferberliklere vatanın korunması için hazırlama düsturundan hareketle, Fenerbahçeli savaş zamanı ülkesinin müdafaasına koşar. Aynen 1. Dünya Savaşı'nda olduğu gibi, Çanakkale'de topraklarımızı savunmak için, sahada akan teri kurumadan formasını çıkarıp üniforma giyen de Fenerbahçe'ydi. Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle Kurtuluş Savaşımızda Anadolu'ya silah ve mühimmat kaçıran da bu şanlı camiaydı. Sınırlı imkanlarına rağmen işgal kuvvetlerine karşı çıktığı 50 maçın 41'ini kazanarak Milli Mücadelemize moral veren, son maçta da General Harington Kupası'nı kaldırarak cephede yendiğimiz işgal kuvvetlerini yeşil sahada bir kez daha bozguna uğratan da yine Fenerbahçe'ydi. Fenerbahçeli barış zamanında ülkesini uluslararası müsabakalarda en iyi şekilde temsil etmek için ter döker. Cephede ordusunun, salon ve sahalarda ise şanlı bayrağımızın emrinde olmuş bir camiadır. Bugün de Barış Pınarı Harekatı'nın tüm kalbimizle yanında yer aldığımızı daha ilk anda dünyaya ilan ettik. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize ise acil şifalar diliyoruz. Haklı mücadelemizde Türk Silahlı Kuvvetleri'mize bir kez daha kuvvet, kudret ve muvaffakiyetler temenni ediyoruz. Allah yar ve yardımcımız olsun."
Fenerbahçelinin demokrasiye inandığını ve demokratik değerlere bağlı olduğunu vurgulayan Koç, şunları aktardı:
"Fenerbahçe halkın takımıdır. Kulübümüzün bütün yetkili organları, kurulları ve kararları demokratik süreçlerle belirlenir. 43 bin üye ile Türkiye'de en büyük üye sayısına sahip spor kulübü olan Fenerbahçe'de, her Fenerbahçeli'nin kulübüne üyelik hakkı ve de kulübünün geleceğinde söz hakkı vardır. Fenerbahçe'nin en büyük güç kaynağı, üyelerinin iradesine ve milyonlarca taraftarının desteğine dayanmaktır. Fenerbahçeli, tıpkı kulüp içinde olduğu gibi ülke yönetiminde de demokrasinin gereğine ve erdemine inanır. Milli iradeyle seçilmiş devletimizin her bir yöneticisine saygı gösterir. Devletinin yanında olmak Fenerbahçeli duruşunun olmazsa olmaz koşuludur. Fenerbahçeli, hukukun üstünlüğüne ve adalete inanır. Hukukun ve adaletin olmadığı hiçbir sürecin parçası olmayı asla kabul etmez. Hukuk ve adalet dışı muamelelere maruz kalmaya da rıza göstermez, tüm gücüyle karşısında durur. 3 Temmuz'da camiamıza yapılan hain FETÖ kumpasında dostumuz da düşmanımız da bu tavrımızı gördü. Sayın başkan Aziz Yıldırım'ın liderliğinde, yönetim kurulumuz, sporcularımız, çalışanlarımız ve her şeyden önemlisi milyonlarca taraftarımızla camia olarak en yalnız kaldığımız bu süreçte topyekün mücadele ettik. Maddi ve manevi çok ağır bedeller ödedik, halen de ödemeye devam ediyoruz. Ancak başta siz olmak üzere vicdanlı ve objektif herkesin de takdir ettiği gibi, bu örgütün alçak teşebbüsüne en güçlü oldukları dönemde boyun eğmedik."
FETÖ örgütüne karşı direnme noktasında öncü olduklarına inandıklarını dile getiren Ali Koç, şunları kaydetti:
"FETÖ'ye karşı direnme noktasında ülkemize öncü olduk, direnişi başlattık. Bize reva görülen haksız muamele karşısında, bu durumu fırsat bilerek kendi lehlerine rekabet avantajı yaratmak amacıyla organize ve örgütlü bir şekilde kulübümüze saldırılar da yaşadık. Nitekim geri dönüp baktığımızda mağduriyetimizden sportif anlamda istifade edenlerin olduğu inkar edilemez. Unutmayalım ki bu kahpe saldırıya kadar Fenerbahçe hem sportif hem de mali açıdan rakiplerinden fersah fersah öndeydi. Tüm bu yaşananlara rağmen o gün de bugün de hukuk ve adalete güven duymaya devam ediyoruz. 15 Temmuz'da yaşanan korkunç olaylardan ve zat-ı alinizin liderliğinde milletimizin hain FETÖ saldırısını püskürtmesinden sonra yaşanan süreçte Ergenekon ve Balyoz’da olduğu gibi 3 Temmuz'da yaşananların da büyük bir kumpas olduğunu acı bir şekilde gördük. Her platformda daha önce de birçok kez seslendirdiğimiz gibi 3 Temmuz davası ile ilgili kararı Yargıtay'dan bekliyoruz. Geciken adalet adalet değildir. Biz hem adalete güvenmeye devam edeceğiz hem de hakkımızın bir an önce teslim edilmesi için hukuki zeminde tüm çabalarımızı sürdüreceğiz. Fenerbahçeli cumhuriyete bağlıdır ve cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkar. Fenerbahçe, Ulu önder Atatürk'ün 'Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir.' sözünü felsefe olarak benimsemiştir. Cumhuriyetimizin ilke ve değerlerine bağlılık, camiamızın vatanseverliğinin doğal bir sonucudur. Fenerbahçeli, bu topraklarda bir millet olarak birlikte ve kardeşçe yaşamanın, çağdaş uygarlık seviyesini yakalamak ve hatta ötesine geçmenin cumhuriyetin temel hedefleri olduğunun bilincindedir. Atatürk'ün yakmış olduğu meşaleyi sonsuza kadar taşımaya kararlıdır. Bu vesileyle 96. yılına erişeceğimiz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı şimdiden kutluyorum."
Türk sporunda barışın tesis edilmesi adına ellerinden geleni yapacaklarını ifade eden Ali Koç, şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanım, Türk sporunun geçmişten günümüze kadar önemli sorunları ve ihtiyaçları oldu. Önümüzdeki süreçte de başka sorunlar ve ihtiyaçları muhakkak olacaktır. Bugüne kadar kulüpler ve federasyonlar olarak birçoğuna kendimizin sebep olduğu bu sorunların üstesinden gelmeye çalıştık. Gücümüzün yetmediği zamanlarda da ülkemizi yönetenlerin desteğine müracaat ettik. Siz de sporun içinden gelen ve bu kültürün önemini bilen bir devlet adamı olarak pek çok sıkıntımızda yanımızda oldunuz. Türk sporunun ve amatör kulüplerin desteklenmesi amacıyla yapılan kanuni düzenlemeler bunun en güzel örneklerinden biridir. Amatör branşların geleceği ve gelişimi açısından tarihi nitelikte olan bu kanunla, profesyonel sporculara ödenen ücretlerden kesilen stopaj tutarlarının amatör sporlarda kullanılmasına imkan tanınmıştır. Bu, bünyesinde futbol dışında başka spor branşlarını bulunduran kulüpler için devrim niteliğinde bir düzenleme olmuştur. Bu düzenleme ülke sporuna ve kulüplerimize gerçekten büyük katkılar sağlamıştır. Bu konuda hepimiz size şükran duyuyoruz."
Fenerbahçe'nin olimpiyatlara en çok sporcu gönderen kulüp olduğuna dikkati çeken başkan Koç, sözlerini şöyle tamamladı:
"2020 Tokyo Olimpiyatları'na şu ana kadar 8 sporcumuz katılım hakkı elde etti. 33 sporcumuz da katılabilmek için büyük bir rekabet sürdürüyor. İnşallah bu uygulama devam eder ve bizler de genç nüfusu fazla olan ülkemiz için Türk sporuna katkı vermeye devam ederiz. Tüm kulüpler adına bunu sizden istirham ediyorum. Sporun gelişmesi için finansmanı elbette ki önemlidir. Ancak her şeyin üstünde olan bir değer varsa, o da rekabette adalettir. Adil sportif rekabetin olmadığı yerde sporun arzu edilen seviyeye yükselmesi mümkün olamaz. Eğer camialar arasında kutuplaşmalardan söz ediyorsak, bunun altında yatan en önemli neden adalet eksikliğidir. Sporda başarı sadece iyi yönetim, doğru yatırım, yetenek ve çalışmanın neticesinde gelmelidir. Sezona başlarken adalet ve eşitlik ilkelerine atıfta bulunarak bir çağrı yapmıştık. Yine bu anlayışla Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerinde tek bir ismi dahi önermedik, alışılmışın aksine bu doğrultuda bir lobi çalışması yapmadık. Sporda adaletsizlik tartışmalarını sona erdirmek için başta federasyon olmak üzere tüm paydaşlar üzerine düşeni yapmalı, birlikte çaba göstermelidir. Unutmayalım ki bizler sahada rakip, saha dışında ise paydaşız. Bahsettiğimiz ortamı tesis edebilmek için bize düşen ne görev varsa Türk sporunun emrindeyiz. Vefa Bey, inşallah sözlerinizde bahsettiğiniz o toplantıyı da gerçekleştirirsiniz. Biz Fenerbahçe olarak hem sorumluluklarımızın farkındayız hem de üzerimize düşenleri yaptığımıza inanıyoruz. Adil rekabete zarar verecek oldu bittilere de sessiz kalmayacağımızı söylemek isteriz. Sizin sporu ne kadar sevdiğinizi, Türk sporunun gelişmesi için yaptığınız icraatları, futbolu ne kadar yakından takip ettiğinizi hepimiz biliyoruz. Herkes sizin Fenerbahçeli olduğunuzu biliyor ancak Fenerbahçe'nin sizin için tam olarak ne anlama geldiğini herkes tam olarak tahayyül edemeyebilir. Biraz sonra videoda izleyeceğimiz gibi, kariyer planlamanızı farklı bir şekilde yapmış olsaydınız belki de bugün aramızda eski bir sporcumuz veya kulüp yöneticimiz olarak bulunuyor olacaktınız. Ama önemli olan bugün Yüksek Divan Kurulu üyemiz olarak aramızda bulunmanızdır. Biraz sonra bugünün anısına sizin için özel olarak hazırladığımız videoya birçok değerli ismin katkısı oldu ve yaklaşık iki saat uzunluğunda çekimler yapıldı. Tabi ki bunu kısaltmak zorundaydık. Katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz."
Ali Koç, sözlerinin sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesini bu akşam oynanacak İttifak Holding Konyaspor maçına davet etti.
Küçük: "Biz iftihar etmeyelim de kim etsin?"
Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Vefa Küçük, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın divan kurulu toplantısına katılmasına ilişkin, "Biz iftihar etmeyelim de kim etsin?" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın divan toplantısına katılmasının kendileri açısından önemine değinen Küçük, "Olağan toplantımızı olağanüstü kılan, Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrif etmesidir. Kulüp üyeliğinde 25. yılı tamamlayıp Yüksek Divan Kurulu üyeliğini kazanmaları bizim için değerli ve olağanüstüdür. 12 cumhurbaşkanımız içinde sadece 2'si herhangi bir kulübün sempatizanı değil. Diğer 10 cumhurbaşkanımızdan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere 6'sı Fenerbahçeli. Biz iftihar etmeyelim de kim etsin? Fenerbahçe tarihinde zannediyorum ilk olarak bir Cumhurbaşkanı kulüp üyeliğinde 25. yılı tamamlayıp, Yüksek Divan Kurulu üyeliğini kazanmıştır. Bu nedenle de kendisine şükranlarımızı arz ediyorum." ifadelerini kullandı.
Vefa Küçük, "Sayın Cumhurbaşkanımız siz gelmeden önce üyelere de söyledim, 'Cumhurbaşkanımız 82 milyon insanımız için değerli ama biz kulübümüz için çok daha değerli. Misafirimizi nerede olursa olsun güzel karşılamamız lazım ancak eli dolu gelmişse daha da güzel karşılarız.' dedim. Elinizde paketle gelmediniz ama gönlünüz niyetiniz dolu geldiniz. Sayın Cumhurbaşkanımız, oturacağınız koltuk için başkanımız Ali Koç'la konuştuk, siz de 'Herkesin oturduğu koltuk neyse orada oturacağım.' demişsiniz. Bu sizin divan kurulu üyelerimize saygınızı gösterir." şeklinde konuştu.
Vefa Küçük, Süper Lig'de şampiyonluğa ulaşan 5 kulübün başkanlarına da çağrıda bulunarak, "Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursaspor'un divan kurulu başkanları olarak bir araya gelip toplantı yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız buradayken söylüyorum, kulüp başkanları madem bir araya gelmekte zorlanıyor, eğer uygun bulursanız 5 kulübün kulüp başkanlarını da davet ediyorum. Yeni bir kardeşilik sayfası açmak istiyoruz. Gençlik ve Spor Bakanımız ile federasyon başkanımızı da davet ediyoruz." diye konuştu.
Vefa Küçük, 1998 yılında Fenerbahçe Kulübünün kongresinde Aziz Yıldırım'a 1 oy farkla kaybettiğini hatırlatarak, esprili bir şekilde şu konuşmayı yaptı:
"Sayın Cumhurbaşkanım sizi burada bulmuşken, 21 senedir çözemediği bir sorunum var. 1998'de kulübümüzde bir kongre oldu ve Sayın Aziz Yıldırım 1 oy farkla beni geçerek kazandı. Bu 1 oya daha sonra 500 üye sahip çıktı, 'Benim sayemde.' diye. Aradan 21 sene geçti. Ben o 500 kişiden kim gerçek söylüyor bulamıyorum ve oyun gerçek sahibini 21 yıldır arıyorum. Siz de o kongrede oy vermiştiniz. O 1 oy belki sizindir sayın başkan. İnanın ben bir oy sahibini 21 senedir arıyorum, yoruldum. Bulduğum zaman herhangi bir sitem etmeyeceğim, teşekkür edeceğim. 500 kişiye edemem, 1 kişiye etmem lazım. O bir kişiyi bulamadım. Yüksek anlayışınıza sığınıyorum. Açıklayabilirsiniz, hiç açıklamayabilirsiniz de. Lütfen çekimser oy verdim demeyin. Birimize verdiniz oy. Beni değil Aziz Yıldırım'ı tercih edenlere şu cevap vermek istiyorum. Aziz Yıldırım, bu kulübe büyük katkı vermiştir. İyi ki ben kazanmamışım, Aziz Yıldırım kazanmıştır. Aziz Yıldırım kulübe çağ atlatıp, tesisler kazandırdı. Kulübümüz yönünden o 1 oy çok hayırlı olmuştur. Katılımınız, teşrifiniz, özellikle bizimle aynı sandalyeyi bölüştüğünüz için teşekkür ediyorum."