"SİLAHLI SALDIRI..."

Aziz Yıldırım: Takım otobüsümüze silahlı saldırı olayı faili meçhul kalırsa sıkıntı yaratır. Bütün sporcuları katletmek için o operasyon yapıldı. Bu olayı devletin bulup ortaya koyması lazım. Bence biliniyor ama açıklanamıyor! 

NTV Spor 24 Ağustos 2016 - 19:54
Haber Oluşturma: 24.08.2016 - 19:54 1.Güncelleme: 24.08.2016 - 23:09

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu'nun katıldığı NTV ve NTV Spor ortak yayınında, Nisan 2015'te Rize deplasmanından dönen Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüse yapılan silahlı saldırı da konuşuldu.  

Olayın çok "profesyonel" olduğunun altını çizen Mosturoğlu "Bu olayın hemen ardından soruşturma başlatıldı. Çok profesyonel bir işti. Hareket eden otobüse 200-300 metre uzaktan saçma atan bir tüfekle atış yapılıyor. Şoförün hemen boğazının altına isabet ediyor. Vali 'Taş atıldı' dedi. Taş olmadığı ortaya çıktı. 2 kişi gözaltına alındı ama sonra serbest bırakıldı. Biz de kendi arkadaşlarımızı oraya gönderdik. Bize, muhbirlik yapan bir kişiden şüphelendiklerini söylediler. Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetlerine benzer yapıda bir olaydı. O olay basit bir olay değil. O gün Fenerbahçe, Rize'e liderliğe yükseldi. Yabancılar geri dönmek istemişti. Bununla ilgili devlet büyüklerine yazılar yazdık. Bu dosya faal. Bence savcılık bu dosyanın üzerinde çalışıyor. Bu aydınlandığında çok bağlantılar çıkacak" dedi.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Aziz Yıldırım "Bu silahlı saldırı, faili meçhul kalırsa sıkıntı yaratır. Necip Hablemitoğlu, Muhsin Yazıcıoğlu, Hrant Dink gibi bazı olayların meçhul kalması toplamda korku yaratır. Bütün sporcuları katletmek için o operasyon yapıldı. Bu olayı devletin bulup ortaya koyması lazım. Bence biliniyor ama açıklanamıyor" ifadesini kullandı.

Hapiste bulunduğu dönemde kendisine 'Başkanlığı bırak' denildiğini söyleyen Aziz Yıldırım "1 yıl hapis yattık. Hem iktidar hem de karşı taraftan insanlar geldiler, bizimle konuştular. Bazıları 'Başkanlığı bırak" dediler. Bu konuşmalar neticesinde çıkardığım bir görüntü vardı. İktidar her ne kadar Türkiye'yi idare ediyor gözükse de alt tarafın koptuğunu gördük. Alt taraf başka tarafa hizmet ediyordu. 'Gelip onlar yapamazlar, biz yaparız' diyorlardı. 'İstifa et biz olayı çözeriz' diyorlardı. İnsanların göründüğü gibi olmadığını gördük. 'Sayın Başbakan'ın yalnız olduğunu gördüm' dedim. Alt tarafın kendi dediklerini yaptığını zannettiğini zannediyor ama yapmıyor" dedi.

"GELMEDİ, KAÇTI, KAÇTI!"
Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, 3 Temmuz süreciyle ilgili olarak ise "Federasyon ve UEFA boyutu bu işin önemli boyutu. Federasyon boyutunda şunu söyleyeyim. 25 yıllık bir avukatım. Lutfi Arıboğan mahkemede şahit olarak dinlenecekti. Gelmedi" dedi. Aziz Yıldırım da "Gelmedi, kaçtı, kaçtı " diye eklemede bulundu. Mosturoğlu "İfadesi hakimin odasında alındı. Türkiye'de Özel Yetkili Mahkemelerde bugüne kadar ifadesi alınacak hangi kişi hakim odasında ifadesi vermiştir. UEFA'ya polis fezlekesinin gönderilmesindeki acelenin sebebi nedir? Federasyonun hukuk kurulunda 10 tane avukat vardı. Bunlardan 8 tanesi istifa ederek Galatasaray'da çalışmaya başladılar. Başkanvekili Lutfi Arıboğan, Galatasaray'da CEO oldu. Galatasaray'da çalışmaya başladı. Ebru Köksal Hanım da TFF'de çalışıyordu, o da Galatasaray'da iş buldu. Bunları basit tesadüfle açıklayabilir miyiz? Polis fezlekesini hazırlayan kişi çok önemli. UEFA'nın kararı buna bağlı. Bu fezlekeyi hazırlayan polis memurunun hukuk mezunu olduğunu bilmiyordum. Raporundaki bazı ifadeler uluslararası spor hukukunda bile çok tartışılır konular ve üst düzey spor hukuku bilgisiyle izahı mümkün ifadeler. Kimse kusura bakmasın da bunu Türkiye'de yazabilecek 1-2, dünya çapında da 10 kişinin olabileceğini düşünüyorum. Tesadüfen sosyal medyadan geldi. 2013'te bunu yazan arkadaş yüksek lisans yapıyor ve tez danışmanı İlhan Helvacı. Bu kadar tesaüf olabilir mi? Bir insan hukuk fakültesinde tez yazacak, konu menajerlik ve bula bula hukuk kurulunda başkanlık yapacak kişiyi bulacak. Bu tesadüfle izah edilebiliyorsa, bizim olayımızda çok tesadüf var" diye konuştu.

Aziz Yıldırım ise "UEFA'da hak arayış süreci başlayacak. Yargıtay kararını bekliyorduk. Ancak Türkiye'deki gelişmelerden dolayı bu bir süreç aldı. Biz onu beklemeden çalışmalara başlayacağız. İnşallah bu süreçte o da biter ve dosyanın içine koyarız. Fenerbahçe'nin 200 milyon dolar civarı borcumuz var. Bu borcun tamamını bize yapılan kumpaslardan dolayı alacağız ve Fenerbahçe'nin bütçeleri artıya geçecek. Haklılığımız yavaş yavaş ortaya çıktı. Toplam borcumuz 227 milyon Dolar. 2011'de eğer Mayıs ayında bizim değerimiz 1 milyar 739 milyon Dolar'dı. O zaman ki borcumuz da 140 milyon Dolar'dı. Halka arz yapacaktık, 173 milyon Dolar alarak bu borcu sıfırlayacaktık ve Fenerbahçe'yi borçsuz hale getirecektik. Ama yapamadık. Şu anda 227 milyon Dolar borcumuz var ve bu parayı bunlardan tahsil ederiz. Alacağız bu paraları. Biz haklıyız ve bunları zamanında yanlış yapıyorsunuz diye uyardık. Hapiste Mehmet Ali Bey bizi ziyaret ettiğinde söyledik. 'Bizim üzerimize oyun oynanıyor' dedik. Ama bizi Şampiyonlar Ligi'ne göndermediler. Beşiktaş'taki herkes FETÖ'cüydü. Avrupa'dan getirdikleri şeylerle, Lutfi Arıboğan'ı götürdüler kumpasları kurdular. Avrupa'da anlattık inanamadılar. CAS'ta konuştuğumuzda inanamadılar. 17-25 Aralık'ta neler olduğunu anlattım, inanamadılar. 'Hukuk ve adalet böyle olmaz' dediler. İngiliz, İsviçreli bir de İspanyol muydu, inanamadılar. Son gün CAS'ta 2'ye 1 lehimize karar çıkıyordu, sabaha 1'e 2 aleyhimize karar çıktı. Ama net bir şey söyleyemiyoruz. Telefon kayıtlarını alamıyoruz" dedi. 

Şekip Mosturoğlu da "UEFA üzerinde sadece FETÖ'nün etkisi olmamış. Bir de lobi var. Sadri Şener tarafından gazeteye verilmiş bir açıklama var: 'Borsa davası şike davasından önemli.' Şikayetçisi Trabzonspor ve Sadri Şener sanık. Avukatlara bir takım ödemeler yapılıyor. Sadri Bey, hazırlık aşamasında hazırlanan bilirkişi raporunu eleştiriyor ve 'Bu dava şike davasından daha önemli' diyor. Trabzon'daki iddianamede avukutlara yapılan bir takım ödemeler var. Sayın Mehmet Helvacı'ya yapılan ödeme var. Helvacı'nın beyanını doğru kabul ediyoruz. Trabzonspor, Levent Bıçakçı'ya da ödeme yapmış. Levent Bıçakçı, TFF eski Disiplin Kurulu Üyesi. Ben UEFA'da hiçbir Disiplin ve Tahkim üyesinin hiçbir kulübün avukatlığını yapacağına inanmıyorum. Sayın Sadri Bey'in söylediği para Mehmet Helvacı'nın dediği gibi şirket birleşmesiyle ilgiliyse, sayın Bıçakçı'ya neden verilmiş. Halil İbrahim Hoca'ya para verilmiş, Ali Çelik'e verilmiş. Halil İbrahim Hoca'nın yargı imamı olduğu söyleniyor. Ali Çelik'in de himmet parası götürdüğü söyleniyor. Şirket birleşmesi için Mehmet Helvacı'ya para verilmiş deniliyor. Ancak başkaları neden alınıyor. Trabzonspor'da avukatlara usulsüz ödemelerle ilgili dava açılmış" dedi.

Aziz Yıldırım "Sadri Bey'i ifadeye çağırıyorlar, buradaki Çağlayan'a. 'Bu paralar nedir?' diye soruluyor. Duyuyor ki, bunlar himmet olarak gönderilmiş. 'Ben gidip alıp geleyim!' diyor" ifadesini kullandı.

Şekip Mosturoğlu "Fenerbahçe'nin başına gelen olay Olympiakos'a oluyor. Ama UEFA orada süreci bekliyor. UEFA, Türkiye'deki bir hukuk bürosundan destek almışlar. Yerini tarif ettiler. Ama isim verdiler. Cemaatin de hukuk büroları vardı" dedi.

Aziz Yıldırım "Futboldaki FETÖ konusunda soruşturma sürdürüyor. Nereye bakmalılar?" sorusuna "Bizim bir şikayetimiz var. Basından da şikayetçi olduğumuz insanlar var. Arıboğan'dan Köksal'dan, Helvacı'dan, TFF'de görevlerini tamamlamadan Galatasaray'a gidenlerden, hepsinden şikayetçiyiz. Savcılığın çok işi var. Onlara sıra geldiğinde takipçi olacağız" şeklinde konuştu.