Aziz Yıldırım'dan Platini'ye mektup

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım avukatları aracılığı ile UEFA Başkanı Michel Platini'ye Metris Cezaevi’nden bir mektup gönderdi.

NTV Spor 25 Ocak 2012 - 16:02

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, UEFA Başkanı Michel Platini'ye, Metris Cezaevi'nden bir mektup gönderdi.

Fenerbahçe'nin taraf olduğu bir davada, henüz cevap haklarını bile kullanmadıklarını ifade eden Yıldırım, 'İddianame'nin CAS mahkemesinde 'tek ve kesin delil' olarak kullanılamayacağını söyledi.

Gerek Uluslararası sözleşmeler ve Gerekse Uluslararası Ceza Hukuku Evrensel Normları açısından 'İddianame'nin  hiçbir zaman 'Yeterli ve Kesin Delil' olmayacağını da ileri süren Aziz Yıldırım, 'iddianame'nin ülkemizde geçerli olan ancak Avrupa'da geçerliliği olmayan 'Özel Yetkili Savcı' tarafından hazırlandığını da mektubunda belirtti.

Maddeler altında topladığı mektubunda, Michel Platini'ye çok önemli sorular yönelten Aziz Yıldırım, verdikleri mücadelenin şike eylemlerinin cezasını önlemek değil, kulüpleri aleyhinde yapılan hukuk şikesini ortaya çıkarmak olduğunu ifade etti.

Mektupta Platini'ye, "İddianamedeki ses kayıtları, tarafınızca suç unsuru içeriyor mu?" sorusunu da yönelten Yıldırım, Uluslararasın spor hukukunda 'transfer şikesi' adı altında bir suç tipinin olup olmadığını da Platini'ye yolladığı mektubunda dile getirdi.

Aziz Yıldırım, 2007'de bizzat Platini'ye sunduğu şike ve teşvikle ilgili iki dosyanın da akıbetinin ne olduğunu sorguladığı mektubunda son olarak, "Fenerbahçe'nin maçları ile Lyon'un 7-1'lik galibiyeti arasında benzerlik var mıdır?" sorusunu UEFA başkanına yöneltti.

AZİZ YILDIRIM'IN MICHEL PLATINI'YE GÖNDERDİĞİ MEKTUP
Fenerbahçe'nin resmi internet sitesinde yer alan mektupta, "Sayın Michel Platini. Fenerbahçe Futbol takımının taraf olduğu davada,  tarafımızca henüz cevap hakkımız kullanılmadan sadece bir yığın iddiadan ibaret "İddianame" nin "tek ve kesin delil" olarak kullanılmak üzere size ve CAS mahkemesindeki dosyaya sunulduğunu öğrenmiş bulunmaktayım.
 
Gerek Uluslararası sözleşmeler ve Gerekse Uluslararası Ceza Hukuku Evrensel Normları açısından "İddianame" hiçbir zaman " Yeterli ve Kesin Delil" olarak addedilemez. Burada yazılanlar ve öne sürülenler  yalnızca birer iddiadan ibarettir.  Bu iddialar yığını, maalesef ülkemizde geçerli olan ancak çağdaş Avrupa hukuku tarafından asla kabul görmeyen "Özel Yetkili" olarak adlandırılan "Kişi ve Kurumlar" tarafından hazırlanmıştır. Dolayısıyla, Kurumunuzun bu belgeyi dosyaya sunmadan önce ilk olarak göz önüne alması gereken husus; bu iddianamenin UEFA'ya üye ülkeler tarafından bugüne kadar her platformda eleştirilen "Özel Yetkili Savcı ve Mahkemeler" ile Spor Hukuku alanında hiçbir uzmanlığı bulunmayan "Emniyet birimleri" tarafından düzenlenmiş olduğu hususudur.
 
Sonuç olarak UEFA gibi saygın ve çağdaş hukuk anlayışını kabul eden ve uygulayan bir kurumun; delil olarak, bu ilke ve prensiplere tamamen karşı usullerle tanzim edilen bu "iddia yığınını"nın sahiplenilmesinin doğuracağı sorumluluk, tamamen tarafınıza ait olacaktır.

Bununla birlikte, bu iddialar yığını sebebiyle, Fenerbahçe Başkanı olarak ben ve Yönetici arkadaşlarım, 7 aydır tutuklu olarak yargılanmaktayız. Ancak bizler için aslolan Fenerbahçe'nin menfaatleri ve bekasıdır.

Bu nedenle, henüz iddianameye karşı beyan ve savunmalarımız alınmadan yaratılmaya çalışılan infialin UEFA nezdinde de yaşanmasını önlemek kulüp başkanı olarak benim birinci görevimdir. Gerek hukuk anlayışım, ve gerekse yargı sürecine olan saygım nedeniyle duruşma tarihi olan 14 Şubat 2012 tarihine kadar savunmalarımı açıklamam hukuken mümkün değildir. Ancak tek taraflı olarak düzenlenen ve futbolun gerçekliklerinden tamamen uzak olan iddianamenin şimdilik bazı bölümlerini sizlerle paylaşmak mecburiyeti ortaya çıkmıştır.

Zira  "Tek ve Kesin Delil" olarak size de ulaştırılan ve CAS'taki dosyaya giren bu belgenin tüm hukuki sorumluluğunu üstlenmiş olduğunuzu varsayarak aşağıda yer alan hususların tarafınızca cevaplandırılmasını talep etmekteyim.
 
AZİZ YILDIRIM'IN PLATINI'YE YÖNELTTİĞİ 10 SORU
1- UEFA'nın elinde Özel Yetkili Savcı imzasıyla düzenlenmiş kaç adet iddianame bulunmaktadır? 02.11.2011 ve 02.12.2011 tarihlerinde düzenlenen iki farklı tarihli iki iddianame de UEFA'da mevcut mudur? Özellikle 02.12.2011 tarihli iddianame tarihi üzerinde neden ve niçin elle düzeltme yapılma ihtiyacı hissedilmiştir?
 
Bu iki iddianame arasındaki fark, 20.11.2011 tarihinde gözaltına alınan TFF Başkanvekili Göksel GÜMÜŞDAĞ'ın ifadesinin alınması gerekliliğinden mi  kaynaklanmaktadır? Bu kişi kimdir? Siyasi bir kimliği var mıdır? Neden bu kişi soruşturmanın sonunda  ve hatta ilk iddianamenin tanzim tarihinden sonra gözaltına alınarak iddianameye dahil edilmek istenmiş ve bu yüzden iddianame üzerinde elle düzeltme  yapılmaktan çekinilmemiştir? (Ek 1 No'lu Belge)
 
UEFA nezdinde ve UEFA'ya üye hangi ülkede, üzerinde ve içeriğinde tahrifat olan bu tip bir belgeye itibar edilir? Böylesi bir belge yüzünden Kulüplerin hakları nasıl olur da elinden alınabilir? Neye dayanarak Başkan ve Yöneticileri 7 ay tutuklu kalır?
 
 2- Delil olarak kabul ettiğiniz söz konusu belgede, çok çarpıcı "Hukuki Maddi Hatalar" olduğunun farkında mısınız? Örneğin Milli Takımlar Altyapı sorumlusu Ersun YANAL'ın yardımcısı Seyit İbrahim KALENDER, Karabükspor Yöneticisi Seyit İÇGÜL ile karıştırılıp, Karabük maçında şike yapıldığı iddia edilmiş ve kendisinin telefonları dinlemeye alınmıştır. Yine benzer şekilde Fenerbahçe Spor Kulübü İdari Menajeri Hasan ÇETİNKAYA'yı İsveç'te yaşayan menajer Hasan ÇETİNKAYA zannederek aylarca dinleyen ve başka kişiler dinlenerek Fenerbahçe – Ankaragücü maçında şike yapıldığı iddia edilen bu iddialar yığını, sizce hala kesin delil olarak kabul edilebilir mi? Ya da  çağdaş hukuk normlarının geçerli olduğu hangi ülkede bir başkasının konuşmaları nedeniyle farklı kişi ya da kurumlar sorumlu tutulabilir? Siz, UEFA olarak bu şekilde bir delili kabul eder misiniz? (Ek 2 No'lu Belge)
 
3- "Transfer Şikesi" adı altında  Uluslararası Spor Hukukunda düzenlenen bir ihlal ya da suç tipi  var mıdır? Kesin delil olarak dosyaya sunulan iddia yığınında Fenerbahçe'nin Karabükspor ve Eskişehirspor maçlarında, "Transfer Şikesi" suçlamasıyla karşı karşıya olması evrensel spor hukuku normlarına uygun mudur ?  Profosyonel Futbol Transfer Talimatı'nın 19.Maddesine göre "Oyuncunun bağlı olduğu kulübün rızası" transfer için tek yasal gerekliliktir. Buna karşın  futbolcuların bağlı olduğu Kulüp Başkanlarının açık onayı dosyada mevcut  iken  Fenerbahçe Kulübü ve bizlerin transfer şikesi yaptığımız iddiaları sizlerce de kabul görmekte midir? Üstelik transferin karşı tarafı olan kulüp başkanı ve yöneticiler iddianamede sanık dahi değil iken bizler neden 7 aydır tutuklu durumdayız?

Bu hangi hukuk anlayışına girmektedir? (Ek 3 No'lu Belge)
 
4- Dinleme kararlarına esas teşkil eden ve bu soruşturmanın başlamasına gerekçe gösterilen  konuşma tapeleri, tarafınızca suç unsuru içermekte midir? Örneğin şahsıma ait ekte sunduğum ve savcılıkça "Hakkımda dinlenme kararına gerekçe gösterilen bu tapelerde" suça konu konuşmalar nelerdir?

Eğer iddia makamı ile aynı kanaatte değil iseniz en başından hukuka aykırı bu operasyonun gayrı meşru ürünü  olan bu iddianame sizler için halen kesin delil teşkil edebilmekte midir? (Ek 4 No'lu Belge)
 
5- Şike yapıldığı iddia edilen maçların suç isnatlarında kullanılan "Konuşma Tapeleri" aynı iddianamede birden fazla suç isnadında kullanılabilir mi ? Yada aynı tape birkaç maçın birden suç delili olabilir mi? Bu ağır hukuk ihlali çok etkin size kesin delil olarak sunulan dosyanın saygınlığını gölgelemez mi ?
 
6- Spor hukukuna göre anlaşma sağladığımız iddia edilen Eskişehirspor-Fenerbahçe maçı ile ilgili 7-8 oyuncunun ifadesine dahi başvurulmadan tarafımıza suç isnadı yapılması mümkün müdür? Ya da "oyuncularla hiçbir irtibat kurulamamasına rağmen" şeklindeki hukuki sonuca karşın, yine de maçta şike yapıldığı (Bursa-İBB) iddialarını içeren iddianame halen "Tek ve Kesin" deliliniz mahiyetinde midir? (Ek 5 No'lu Belge)
 
7-Sizlerin en yetkin ve hassas olduğu konu olan "Müsabakada Şike Eylemleri"ne konu iddiaya esas teşkil eden Fenerbahçe'nin tüm maç görüntüleri izlendiğinde, Fransız Takımı Olympigue Lyonnais'in 7-1'lik galibiyeti ile sonuçlanan müsabakayla bu maçlar arasında  benzerlikler var mıdır? (Ek 6 No'lu Belge)
 
8- Kesin ve Tek deliliniz olan bu iddianameyi düzenleyenlerin, operasyonun başında "19 maçta kesin şike olduğunu" ve "Son 5 maçın sonucunu" bildiklerini söylemeleri ve ancak savunmalar dahi alınmadan bu tespitlerinden vazgeçmeleri, size delil olarak sunulan bu belgenin ciddiyetine gölge düşürmez mi ?
 
9- UEFA Başkanı Sayın Platini'ye 2007 Ağustos ayında hem de Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu sezon, tarafımdan bizzat verilen ve Türkiye'deki futbolla ilgili şike, teşvik ve hakem olaylarını anlatan iki adet dosyanın akıbeti nedir  ve bu dosya ile ilgili olarak ne gibi işlemler yapılmıştır? Ve bu işlemlerin sonuçlarından Fenerbahçe Spor Kulübü neden haberdar edilmemiştir ?
 
10- Futbolun yönetici ve idarecisi durumunda bulunan ancak kendisine üye kulüplerini savunamayan, Spor Hukukunu Adli yargıya terk eden, üyelerini başka federasyonlara şikayet etmekten çekinmeyen, savunmalarımız dahi alınmadan iddialar yığınını UEFA' ya gönderen bir Federasyon ve Federasyon Başkanı sizce görevini layıkıyla yerine getirmiş  kişi ve kurumlar olarak nitelendirilebilir mi?
 
Tek başına istifa kararı dahi alamayıp, Türkiye'nin en büyük Kulüp Başkanına "Kişiler" diyerek basın aracılığıyla cevap veren bu şahıslar, UEFA bünyesinde görev alabilirler mi? Müfettiş Cornu' ya yarım  gün içinde Fenerbahçe'nin eylemlerini ve şike dosyasını anlatan İlhan HELVACI'nın, aynı zamanda UEFA'da üstelikte başmüfettiş Cornu'nun alt kadrosunda görevli olduğu öte yandan aynı Helvacı'nın Sayın Cornu'nun CAS'a sunduğu raporun da "yalan" olduğunu söylediği düşünüldüğünde bu normal karşılanabilir mi?
 
Sayın Makamınızdan, şimdilik yanıtlanmasını istediğim hususlar bunlardır. Yukarıdaki soruların ışığında umudum, UEFA'nın iddianame dışında dosyaya koyabileceği başka bir delilinin olduğudur. Çünkü bu iddialar yığını hukuki gerçekler ve her tür hukuk normlarından tamamen uzaktır.
 
Unutulmamalıdır ki, bizim için Fenerbahçe'nin ve TFF'nin ve hatta Türk Yargısının her prensibi, her kararı, her tasarrufu hiçbir müdahaleye konu yapılamayacak kadar kutsaldır. Ve şikâyete konu dahi olamaz.

Ancak Fenerbahçe Kulübü'ne yöneltilen haksız, yanlı ve belli bir amaca yönelik, her türlü tasarruf, tarafımızdan hak ettiği cevabı hiçbir kurum ve kişi gözetilmeksizin alacaktır. Bilinmelidir ki, mücadelemiz şike eylemlerinin cezalandırılmasını önlemek değil, tarafımıza yapılmaya çalışılan hukuk şikesini ortaya çıkarmaktır.
 
Bu nedenlerle; bu mektubumu, son kamuoyu açıklamamla birlikte bilgilerinize sunarım.   
Saygılarımla,
 
 
Aziz Yıldırım
Fenerbahçe Spor Kulübü  Başkanı" ifadeleri yer aldı.