Dünya duydu... Türkiye duymadı...

Fikret Kadıoğlu... Türkiye'de çok az sayıda kişi onun adını ve neler başardığını biliyor... Hatta sınırlarımız dışında bilinirliği daha fazla...

NTV Spor 17 Eylül 2015 - 16:50

NTVSpor.Net Özel Röportaj - Cem Kurel
 
 

Fikret Kadıoğlu, Artvin'in şirin ilçesi Arhavi'deki Hacılar İlköğretim Okulu'nda beden eğitimi öğretmenliği yapıyor. Ancak Arhavi'den binlerce kilometre ötedeki Norveç'e kadar uzanan bir başarı öyküsünün baş aktörü...

o, Serie B'de yeni uygulanmaya geçen "Yeşil Kart" projesini bundan 8 yıl önce Arhavi'de hayata geçirmiş.
 
"Centilmenliğin kartla ödüllendirilmesi" düşüncesini, dünya İtalyanlar'dan duymadan yıllar evvel Fikret Kadıoğlu, Arhavi'li küçük çocuklara yaşatmış...

Ve yaptıklarıyla UEFA'dan “En İyi Grassroots Lideri” ödülü almış...

Biz de tüm bunları kendisinden dinlemek istedik ve mikrofonu "Fikret Hoca"ya uzattık... İşte küçük yaştaki çocuklara kızlı-erkekli karma maç yaptıran, okulları tatil ettirip onları şenliklerde bir araya getiren, centilmenlik yapan minik futbolcu adaylarını ödüllendiren; kısacası temiz zihinlerine futbolun temiz yönünü aşılayan bu eğitim ve futbol sevdalısı ile yaptığımız röportaj...


 
Fikret hocam, İtalya Serie B'de "yeşil kart" adında yeni bir uygulama hayata geçti. Futbolcular ve teknik direktörlerin sahadaki centilmen davranışları yeşil kart ile ödüllendirilecek. Ancak siz 2015'te duyulan bu fikri bundan yıllar önce buldunuz değil mi?
2006'da yapılan Futbol İl Koordinatörleri seminerlerinde, UEFA'nın Grassroots futbol felsefesine göre yapacağımız futbol etkinliklerinde, Fair-Play çalışmalarının da çok önemli olduğu söylenmişti. Ben de özellikle küçük yaştaki çocukların sarı ve kırmızı kartla cezalandırması yerine, centilmen hareketlerinin ödüllendirilmesini esas alan bu fikri geliştirdim.
 
Peki nasıl hayata geçirdiniz?
2007-2008 eğitim öğretim yılında Artvin Arhavi'de Grassroots (Herkes İçin Futbol) futbol şenliklerinde ve okullar arası maçlarda mavi kart uygulamasına başladık.


 
Projenin amacı nedir?
Projenin amacı çocukları küçük yaştan eğitmek ve centilmence hareket etmeyi benimsemelerini sağlamak. O yüzden mavi kartın üst liglerden ziyade küçük yaş gruplarında uygulanması bana göre çok daha önemli. Ayrıca bu eğitimle öğrencilerin, futbolcu olmasalar da dürüst, hoşgörülü, saygılı birer seyirci, antrenör, hakem, yönetici veya spor yazarı olmaları da projenin asıl amaçlarından bir diğeri.

Sizden birkaç yıl sonra İtalyanlar hemen hemen aynısı bir proje ile UEFA'dan ödül aldı değil mi?
Tam olarak öyle olmadı aslında. İtalya ve İsrail, 2011'de “yeşil kart” adı altında benzer bir proje hazırladı. Projenin bizimkinden farkı şu: Onların uygulamasına göre maçlarda centilmence davranış gösteren oyuncular, saha içinde değil de sahanın dışından gözlemlenerek tespit edilmekte ve etkinliğin sonunda yeşil renkli fair play kartı ile ödüllendirilmekte. Benim projemde ise oyunculara saha içinde hakem tarafından, davranışın hemen ardından mavi kart gösteriliyor.
 
Ödüllendirmenin saha içinde veya dışında olmasıyla ne değişiyor peki size göre?
Eğitimde ödül ve cezanın, davranışın hemen ardından verilmesi, bireyin neyin ödüllendirilip neyin cezalandırıldığını anlamasını sağlar. Bu yüzden ben kartın davranışın ardından verilmesi gerektiğini savunuyorum. Bizim projede ayrıca şenlik sonunda en çok mavi kart alan ilk üç kişiye madalya veriliyor. Bunun yanında bu sene yeni bir uygulama olarak ilk üçe kalamayıp da mavi kart alan diğer öğrencilere de teşekkür belgesi sunduk.


  
Peki İtalya ve İsrail yetkilileri ile konuşma şansınız oldu mu?
2013'de Norveç Oslo'da ödül almak için katıldığım Grassroots Day Award'da projeyi bize anlattılar. Biz de kendi projemizi 2007'den beri Artvin Arhavi'de uygulandığımızı anlattık. Şunu da belirtmek isterim, bu yeşil kart projesi UEFA destekli olup diğer ülkelerde uygulanmak üzere tavsiye niteliğinde bir çalışma olarak sunulmuştur ve ödül almamıştır.

Yeri gelmişken siz de 2013'te UEFA'dan çok değerli bir ödül aldınız. Projenizin içinde mavi kart da vardı ancak bununla sınırlı değildi. Bize ödül alan projenizi kısaca anlatır mısınız? O çocukları bir şenlikte toplamanızdaki amaç ne? "Özgür Futbol"dan kastedilen nedir?
“Özgür Futbol”la sokak futbolunun yeniden hayata geçirilmesini kast ediyorum. Maradona, Pele gibi oyuncular sokak futboluyla yetişmiştir. Çünkü sokak futbolunda neyi nasıl yaptığınız konusunda bir baskı yoktur, kişi yaratıcılığını ortaya koyarak özgür bir oyun sergiler. Günümüz futbolunda ise öncelikli hedef kazanmaktır. Bu fikir özellikle okullardaki beden eğitimi öğretmenleri ve kulüp antrenörleri tarafından küçük yaşta öğrencilere empoze edilip, onların baskı altında oyun oynamasına yol açarak yeteneklerinin ortaya çıkmasını engellemektedir.


 
Peki neler yapıyorsunuz?
“Özgür Futbol”da çeşitli yaş gruplarından öğrenciler, kimi zaman kız-erkek karışık takımlarla da oynuyor. Şenliklerde okullar tatil ediliyor, bütün öğrencilerin futbolla buluşmaları sağlanıyor. Amacımız çocuklarımızı öncelikle mutlu etmek, eğlendirmek ve futbolu sevdirmek. Daha da önemlisi onların baskı altında kalmadan özgürce futbol oynamalarına ve yeteneklerini sergilemelerine yardımcı olmak. Bu vesileyle yetenekli çocukların tespit edilmesi ve kulüplere yönlendirilmesi de hedeflenmekte.
 
UEFA da bunu ödüllendirdi...
UEFA, futbol maçlarının yenme-yenilme kaygısı olmadan bir festival edasında yapılmasını, ailelerin bu maçları desteklemesini, kız öğrencilerin de heyecanla maçlara katılmasını, ayrıca kız-erkek birlikte oynanması ve bu şenliklerin yıllardır istikrarla yapılmasını futbol adına önemli buldu. Hem mavi kart uygulaması hem de bu farklı çalışmalarım UEFA tarafından “En İyi Grassroots Lideri” ödülü verilerek takdir edildi.
 

 
Bu projede size en çok destek veren isimlerden biri de Prof Dr Turgay Biçer diye biliyorum. Türkiye'de sporcu psikolojisi ve mentörlük alanındaki en önemli isim olan Biçer bir bakıma size de mentörlük yapmış bu konuda. Bunu da dinlemek isteriz sizden.

Prof. Dr Turgay Biçer projeyi kendisine anlattığımda çok beğendiğini ve sonuna kadar destekleyeceğini dile getirdi. Kartın renginin mavi olmasında da hocamızın katkısı vardır. Kendisi mavi rengin dürüstlüğü sevgiyi, hoşgörüyü en iyi simgeleyen renk olduğunu belirtmiştir. Tabi ki katkısı sadece mavi kart projesi üzerine değil her anlamda bütün çalışmalarımı yakınen takip edip, desteklemiştir. Ayrıca gazeteciler Bülent Tuncay ve Metin Tükenmez ile birlikte Arhavi'ye gelerek projeme destek paneli düzenlemiştir.
 
Hocam son olarak söylemek istediğiniz başka şeyler varsa mikrofon sizin...
Bu zamana kadarki yaptığım çalışmalarla gurur duydum ve hep daha iyisini yapmaya çalıştım. Futbolumuzun gelişmesi projemin temel hedefidir ancak bu; tribün terörünün yok olması, aşırı rekabetin ortadan kalkması, yetenekli ve centilmen futbolcuların yetişmesi, maçı sadece skora dayalı yorumlamayan spor yorumcuları ile gerçekleşebilir. Küçük yaşta verilen eğitimler bu hedefler için en temel araçtır. Son olarak da şunu söylemek isterim: Avrupa'da ödül almam sevindirici ama Türkiye'de hala daha projenin uygulanmaması tek üzüntümdür. Bu konu ile ilgili göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka için çok teşekkür ederim.

Biz teşekkür ederiz...