DÜNYA FUTBOLUNDA 2013

2013 yılında futbolseverler, kelimenin tam anlamıyla futbola doydu. Dünya Kupası'na katılan 32 takım belli olurken, Bayern Münih ise aldığı kupalar ve kırdığı rekorlarla yeşil sahada fırtınalar estirdi. Şimdi gelin, 2013 yılının en önemli futbol olaylarını mercek altına alalım...

NTV Spor 27 Aralık 2013 - 12:31

SERHAT BİNGÖL - 2013 yılında futbolseverler, kelimenin tam anlamıyla futbola doydu. Brezilya'da oynanacak Dünya Kupası'na katılan 32 takım belli olurken, milli takımlar seviyesindeki en önemli heyecan mini dünya kupası tadındaki Konfederasyon Kupası'nda yaşandı. Ayrıca Avrupa'da, kulüpler seviyesindeki organizasyonlar da nefes kesti. Bayern Münih, aldığı kupalar ve kırdığı rekorlarla yeşil sahada fırtınalar estirirken, Barcelona'nın yıldızı Messi de yine istatistikleri alt üst etti. Ayrıca Zlatan Ibrahimovic'in attığı goller herkesin aklını başından aldı... Şimdi gelin, 2013 yılının en önemli futbol olaylarını mercek altına alalım...

DEVLER LİGİ'NDE ALMAN RÜZGARI
Avrupa'nın en büyüğü Bayern Münih

Şampiyonlar Ligi'nde 2012-2013 sezonunda grup maçları 32 takımın katılıyla 18 Eylül'de oynanan maçlarla başladı. Ülkemizi Devler Ligi'nde bu sezon temsil eden tek takım olan Galatasaray, H Grubu'nda İngiltere'nin Manchester United, Portekiz'in Braga ve Romanya'nın Cluj takımlarıyla aynı grupta yer aldı. Gruptaki ilk 3 maçından sadece 1 puan çıkarabilen Fatih Terim'in öğrencileri, daha sonra oynadığı 3 maçı da kazanıp, 12 puanlı lider Manchester United'ın ardından 10 puanla grubu ikinci sırada tamamladı ve Devler Ligi'nde adını ikinci tura yazdırdı.

 

İkinci turda ise Galatasaray, Alman ekibi Schalke 04'le eşleşti. İlk maçta rakibiyle İstanbul'da 1-1 berabere kalan temsilcimiz, rövanşta Veltins-Arena'dan 3-2'lik galibiyetle ayrıldı ve adını çeyrek finale yazdırdı. İkinci turun en zorlu eşleşmelerinden birisinde Real Madrid ve Manchester United kozlarını paylaştı. Bu eşleşmedeki ilk maç Santiago Bernabeu'da oynandı ve 1-1'lik beraberlikle konuştu. Old Trafford'daki rövanş, uzun yıllar unutulmayacak bir maça sahne oldu. Manchester United, çeyrek finale çok yakınken işte bu pozisyon gerçekleşti...

 

Bu pozisyonda Manchester United'ın Portekizli oyuncusu Nani, Cüneyt Çakır'ın gösterdiği kırmızı kartla oyun dışında kaldı ve takımını 10 kişi bıraktı. Kart pozisyonu sonrası Alex Ferguson'ın tepkileri de uzun yıllar unutulmayacak cinstendi.

10 kişi kalan İngiliz ekibi karşısında, turu kendi lehine çeviren Real Madrid, çeyrek finale yükseldi. Galatasaray'ın çeyrek finaldeki rakibi, bu tartışmalı maçta tur atlayan Real Madrid oldu. İspanya'daki ilk maçı Real Madrid 3-0 kazansa da rövanşa mücadelesi hiç de İspanyolların beklediği gibi rahat olmadı. Maçta bir ara 3-1 öne geçen Sarı-kırmızılılar, buna rağmen kendisine yarı finale getirecek golleri bulamadı ve maç 3-2 sona erdi. Adını yarı finale yazdıran takım Real Madrid olurken, diğer İspanyol takımı Barcelona da Paris Saint Germain'i geçerek son 4'e kaldı. Bu iki İspanyolun karşısında ise iki Alman takımı oldu. Juventus'u rahat geçen Bayern Münih ve Malaga'yı mucizevi bir golle eleyen Dortmund, Şampiyonlar Ligi'nin diğer yarı finalistleri oldular.

Yarı finalde tam bir Alman-İspanyol düellosu yaşandı. Real Madrid ile Borussia Dortmund, Barcelona'yla da Bayern Münih kozlarını paylaştı. Yarı final kuraları çekildiğinde "Acaba finalde El Clasico mu olacak?" diye düşünenler, çok büyük bir şok yaşadı. Çünkü bu sezon Almanların yılıydı. Daha ilk maçlarda, Alman takımları gücünü fazlasıyla gösterdi. Bayern Münih, Barcelona'yı 4-0'la uğurlarken, Borussia Dortmund da Real Madrid'i gole boğup 4-1 yeniyordu. Rövanşta Real Madrid, rakibinin 2-0 yense de Şampiyonlar Ligi finaline adını yazdıran taraf Dortmund oldu. Diğer eşleşmede Bayern Münih, Barcelona'yı Nou Camp'ta da 3-0 yendi ve finalde Dortmund'un rakibi oldu. Yani Londra'daki Şampiyonlar Ligi Finali, tam anlamıyla Alman derbisine dönüştü.

Tarih 25 Mayıs'ı gösterirken, Borussia Dortmund ve Bayern Münih, Wembley Stadı'nda Avrupa'nın en büyüğü olmak için kapıştı. Bayern, 60'ıncı dakikada Mandzukic'in golüyle 1-0 öne geçerken, 68'de İlkay Gündoğan'ın penaltı golü Dortmund adına eşitliği sağladı. Ancak Robben'in daha söyleyecek sözü vardı. Finalin son dakikasında sahneye çıkan Arjen Robben, attığı bu golle kupayı Münih'e getirdi.

Kolay değildi, hem hiç kolay değildi... Bir sene önce kendi evinde, Allianz Arena'da, travmatik bir şekilde kaybedilen Devler Ligi finalinden sonra ayağa kalkıp, şampiyonluğu almak... Jupp Heynckes ve öğrencileri bu imkansızı başardı ve şüphesiz hem kağıt üzerinde, hem de futbolseverlerin gönlünde Avrupa'nın en büyüğü oldu.

Real Madrid'in Portekizli yıldızı Cristiano Ronaldo, 12 maçta attığı 12 golle Şampiyonlar Ligi'nin en golcü oyuncusu oldu...


KUPA 2 BU SEZON ADA'YA GİTTİ
Chelsea Avrupa'da üst üste 2. kupasını kaldırdı

UEFA Avrupa Ligi'nde 2012-2013 sezonunda grup maçları, 48 takımın katılımıyla 12 grupta başladı. Gruplarda ülkemizi temsil eden Fenerbahçe, C Grubu'nda Almanya'nın Mönchengladbach, Fransa'nın Marsilya ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin AEL Limassol takımlarıyla yer aldı. Bu zorlu gruptan 13 puanla lider olarak çıkan temsilcimiz, rahat bir şekilde ikinci tura adını yazdırdı. Avrupa Ligi'nde ikinci tur, gruplardan çıkan 24 takımın yanı sıra, Şampiyonlar Ligi'nden gelen 8 takımın da katılımıyla 32 takımla devam etti. Sarı-lacivertli temsilcimiz, ikinci turda BATE Borisov takımıyla eşleşirken, 1-1 ve 1-0'lık skorlarla 3. tur vizesi aldı. Bu turda UEFA Avrupa Ligi'ne, başta son şampiyon Atletico Madrid olmak üzere, Liverpool, Napoli ve Ajax gibi takımlar veda etti. Bir sonraki turda ise Fenerbahçe'nin rakibi Viktoria Plzen'di. Çek ekibini de deplasmanda 1-0 yenen Sarı-lacivertliler, Kadıköy'de de rakibiyle 1-1 berabere kalarak çeyrek finale çıkmayı başardı.

 

Kupa 2'de son 8 takım arasına adını yazdıran Aykut Kocaman'ın öğrencileri, çeyrek finalde karşısında İtalyan ekibi Lazio'yu buldu. Şükrü Saracoğlu'ndaki ilk maç Fenerbahçe'nin 2-0'lık galibiyetiyle sonuçlanırken, deplasmandaki maç 1-1'lik beraberliğin ardından temsilcimiz yarı final vizesi aldı. Avrupa Ligi'ndeki diğer çeyrek final eşleşmelerinde Chelsea Rubin Kazan'ı, Benfica da Newcastle United'ı saf dışı bıraktı. Tottenham'ı eleyerek adını yarı finale yazdıran Basel de önemli bir sürprize imza attı. Yarı finalde Fenerbahçe'nin rakibi Benfica, Chelsea'nin rakibi ise Basel'di. İngiliz ekibi Chelsea, rakibi karşısında zorlanmadı ve 2-1 ve 3-1'lik galibiyetlerle Amsterdam vizesi aldı. Temsilcimiz Fenerbahçe ise sahasında ilk maçta konuk ettiği Benfica'yı tek golle geçerek, rövanş öncesi ufak da olsa bir avanajı cebine koydu. Rövanşta işler istediğimiz gibi gitmedi. Oscar Cardozo'nun gollerine engel olamayan Sarı-lacivertliler, Lizbon'da aldığı 3-1'lik mağlubiyetle UEFA Avrupa Ligi'ne yarı finalde veda etti.

Amsterdam'daki finalde Portekiz ekibi Benfica ve İngiliz temsilcisi Chelsea kozlarını paylaştı. Chelsea, 59. dakikada Fernando Torres'in golüyle finalde 1-0 öne geçerken, 68'de Oscar Cardozo'nun penaltı golüyle skora eşitlik geldi. Ancak kupa 2'nin de en büyüğü, tıpkı Şampiyonlar Ligi Finali'nde olduğu gibi son dakikalarda belli oldu. 90+3'üncü dakikada Branislav Ivanovic'in kafa vuruşu Chelsea'yi UEFA Avrupa Ligi şampiyonu yaptı.

Kupa Chelseali oyuncuların ellerinde yükselirken, geçici menajer sıfatıyla İngiliz ekibini çalıştıran Rafael Benitez de giderayak takımına çok önemli bir kupa kazandırıyordu. Turnuva boyunca 8 gol kaydeden Lazio'nun Çek forveti Libor Kozak, UEFA Avrupa Ligi'nin en golcü oyuncusu oldu. Onu 7'şer golle Napoli'nin yıldızı Edinson Cavani ve Benficalı Oscar Cardozo izledi.

 

SÜPER KUPA'DA SÜPER BAYERN
Bayern Münih kazanmadık kupa bırakmadı

Şampiyonlar Ligi şampiyonu Bayern Münih ile UEFA Avrupa Ligi'nin en büyüğü Chelsea, UEFA Süper Kupa maçında karşı karşıya geldi. Prag'da oynanan karşılaşmanın 8. dakikasında Chelsea, İspanyol golcüsü Fernando Torres'le 1-0 öne geçti. Bu gole 47'de Ribery'nin füzesiyle karşılık veren Bayern Münih, skorda 1-1'lik eşitliği yakaladı. 85. dakikada Ramires'in oyundan atılmasıyla Chelsea 10 kişi kalırken, maçın normal süresi 1-1 sona erdi. Duraklamalarda ise heyecan tavan yaptı. 94'üncü dakikada Eden Hazard'ın şık golüyle skorda yeniden öne geçen Chelsea, duraklamaların son dakikasına kadar bu üstünlüğünü korudu. Ancak bunaltıcı Bayern Münih baskısı, 120'nci dakikada da olsa sonuç verdi. Chelsea ceza sahasında yaşanan karambolün ardından topu önünde bulan Javi Martinez, karşılaşmayı penaltılara taşıdı. İlk dört penaltı atışında Bayern Münih; Alaba, Kroos, Lahm ve Ribery'le, Chelsea ise David Luiz, Oscar, Lampard ve Ashley Cole'la gole ulaştı. Beşinci penaltı atışında Bayern Münih, topu Shaqiri ile filelere gönderirken, Chelsea'de son penaltıyı kullanan Lukaku, kaleci Neuer'i geçemedi. Penaltı atışlarında Chelsea'ye 5-4 üstünlük sağlayan Bayern Münih, UEFA Süper Kupa'nın sahibi oldu.

 

LA LIGA'DA ŞAMPİYON BARCELONA OLDU
Barça, Real Madrid'den emaneti geri aldı

İspanya La Liga'da zirve bu kez Katalanlarındı... Bir önceki sezon Real Madrid'e kaptırdığı şampiyonluğu 2012-2013 sezonunda geri alan Barcelona, son 5 sezonda 4. şampiyonluğunu elde etti. Ayrıca bu şampiyonluk, Pep Guardiola'nın ayrılmasından sonra takımı devralan yardımcısı Tito Villanova'nın da ilk şampiyonluğu oldu.

Barcelona, 38 haftanın sonunda topladığı 100 puan ve attığı 115 golle, La Liga'daki 22. şampiyonluğuna ulaştı. Bu başarıda tabii ki en büyük pay, Arjantinli Lionel Messi'deydi. Yıldız oyuncu, forma giydiği 32 maçta 46 gol atarak rekorları yine alt üst etti. En yakın rakibi Cristiano Ronaldo'nun 12 gol önünde krallık tacını giyen Messi, bu başarısıyla Avrupa Altın Ayakkabı ödülünü de 3. kez aldı.

La Liga'da şampiyon Barcelona'nın ardından ikinci sırada Real Madrid yer alırken, bu iki devi Arda Turan'ın da formasını giydiği Atletico Madrid takımı takip etti. İspanya'da son Şampiyonlar Ligi vizesi ise lig dördüncüsü Real Sociedad'a gitti.

La Liga'nın üst sıraları böyle şekillenirken, kümede kalma yarışı da son haftalara kadar devam etti. Bu yarışın sonunda Zaragoza, Deportivo ve Mallorca da ligden düşen takımlar oldular.

 

İSPANYA'NIN KRALI ATLETICO
Kral Kupası'nda zafer Atletico Madrid'in

İspanya Kral Kupası Finali, Madrid derbisine sahne oldu. Yarı finalde ezeli rakibi Barcelona'yı safdışı bırakan Real Madrid'in rakibi, Sevilla'yı eleyerek finale çıkan Atletico Madrid oldu. Real Madrid'in evi Santiago Bernabeu'da oynandı. Finalde Cristiano Ronaldo'nun golüyle 14. dakikada öne geçen Real Madrid'e cevap, 35'te Diego Costa'dan geldi. Mücadelenin normal süresi de 1-1 beraberlikle biterken, kupanın sahibini uzatma bölümü belirledi. 99. dakikada Brezilyalı savunmacı Miranda'nın attığı golle 2-1 öne geçen Atletico Madrid, ezeli rakibi Real Madrid'i tam 14 yıl sonra mağlup edip, bunu da kupayla taçlandırdı.

 

SÜPER KUPAYA DA BARCELONA DAMGASI
Gergin finali Katalanlar kazandı

La Liga'nın şampiyonu Barcelona ve Kral Kupası sahibi Atletico Madrid, bu sezonun başında İspanya Süper Kupası için karşı karşıya geldi. Madrid'de oynan ilk maç David Villa ve Neymar'ın karşılık golleriyle 1-1 sona erdi. Rövanşta ise tansiyon yüksekti... 90 dakikadan gol sesi çıkmazken, Atletico Madrid'de Filipe Luis ve milli futbolcumuz Arda Turan kırmızı kart gördü. 0-0 sona eren rövanşın ardından Barcelona, deplasmanda attığı golün avantajıyla kupayı müzesine götürmeyi başardı.

 

ADA'DA ZİRVE YENİDEN M.UNITED'IN
Kırmızı Şeytanlar'ın 20. şampiyonluğu

İngiltere Premier Lig'de 2012-2013 sezonunun başlangıcında, iki şampiyonluk adayı ön plana çıkıyordu. Bir önceki sezon şampiyonluğu, duraklama anlarında ezeli rakibi Manchester United'ın elinden alan Manchester City, bunun da avantajıyla yeni sezon öncesi daha favoriydi. Ancak bu adam, Ada'da 2013 yılında dengeleri bozan en önemli faktördü. Robin van Persie'nin Arsenal'den ayrılıp Manchester United'a transfer olması, Premier Lig'in kaderini sezon öncesi değiştirdi. Belki de Sir Alex Ferguson'ın, imza törenindeki çocuksu gülümsemesi de olacakların habercisi gibiydi.

Nitekim sezona rakiplerinden çok daha formda giren Manchester United, ilk haftalardan itibaren puan farkını artırıp, finiş çizgisine kadar zorlanmadan geldi. 38 hafta sonunda topladığı 89 puan, Kırmızı Şeytanlar'ı Premier Lig adı altında 13., toplamda ise 20. şampiyonluğuna ulaştırdı.

Manchester'ın rengi bu sezon 'kırmızı' olurken, 'mavi taraf' bu sezonu, ezeli rakibinin ardından ikinci olarak tamamladı. Premier Lig'de ikinci Manchester City'yi ise son haftalarda atağa kalkan Chelsea izledi. Şampiyonlar Ligi ön elemesi için büyük öneme sahip olan dördüncü sıra ise Arsene Wenger'in Arsenal'inin oldu. Ligde son 3 sırayı alan Wigan Athletic, Reading ve Queens Park Rangers, küme düşerek hayal kırıklığı yarattı. Özellikle sezona çok önemli transferlerle, zirve yarışı hedefiyle başlayan Queens Park Rangers, 25 puanla ligi 20. sırada tamamladı ve taraftarlarını derin bir hüzne boğdu. Premier Lig'in gol kralı da tabii ki Robin van Persie oldu. 26 golle sezonu tamamlayan Hollandalı, hem lig şampiyonlu, hem de gol krallığıyla birlikte duble sevinci yaşamış oldu.

 

BAYERN MÜNIH FIRTINA GİBİ GEÇTİ
Bundesliga'da tarihe geçen şampiyonluk...

Bundesliga'da son 2 sezona Jürgen Kloop'un öğrencileri damga vurmuş ve Bayern Münih'i geçerek üst üste 2 şampiyonluk kazanmıştı. Ayrıca Bayern Münih bir önceki sezonu, evinde kaybettiği Şampiyonlar Ligi finalinin travması ile başlamıştı. Ancak neden Almanya'nın en büyüğü olduklarını 2013 yılında gösterdiler. Her kulvarda fırtına gibi esen Juup Heynckes'in takımı, Bundesliga'yı da sildi süpürdü... 34 haftada sadece 1 mağlubiyet alan Bavyera ekibi, 91 puan topladı ve rakip filelere 98 gol yolladı. Bayern, en yakın rakibi Borussia Dortmund'un tam 25 puan önünde ipi göğüslerken, lig bitimine 6 hafta kala şampiyonluğunu ilan etti. Bu da Bundesliga tarihindeki en erken şampiyonluk olarak tarihe geçti.

Ligde ikinci sırayı son iki sezonun şampiyonu Borussia Dortmund alırken, üçüncü sırada ise Leverkusen yer aldı. Şampiyonlar Ligi ön elemesi için öneme sahip olan dördüncü basamakta da Schalke 04 kendisini yer buldu. Bundesliga'da 2012-2013 sezonunda küme düşen takımlar Fürth ve Düsseldorf olurken, Kaiserslautern ile play-out maçı oynayan Hoffenheim, Bundesliga'da kalmayı başardı.

Gol krallığı yarışı ise son haftaya kadar nefes kesti. 34. haftanın sonunda 25 golle ligi tamamlayan Leverkusen'in Alman oyuncusu Stefan Kiessling, krallığa ulaştı. Kiessling'i 24 golle takip eden Borussia Dortmund'un Polonyalı golcüsü Robert Lewandowski ise ikinci kralıkta ikinci sırada kaldı.

Almanya Kupası'nı da kimseye kaptırmayan Bayern Münih, çeyrek finalde Dortmund'u, yarı finalde de Wolfsburg'u geçerek finalde Stuttgart'ın rakibi oldu. Stuttgart'ı da finalde 3-2 mağlup eden Heynckes'in öğrencileri, Almanya Kupası'nı da havaya kaldırdı.

 

SERİE A YİNE SİYAH-BEYAZ
Juventus üst üste 2. kez zirvede

İtalya Serie A'da geçtiğimiz sezona yine Juventus damga vurdu. Antonio Conte'nin öğrencileri, bir önceki sezon olduğu gibi ipi göğüslemeyi başardı. 38 haftada 87 puan toplayan Siyah-beyazlılar, en yakın rakibi Napoli'nin 9 puan önünde sezonu tamamladı. Serie A'da ikinci sırayı Napoli alırken, üçüncü sırada ise Milan yer aldı. 2013 yılında Serie B'ye düşen takımlarsa Pescara, Siena ve Palermo oldu. Serie A'nın gol krallığında mutlu sona Napoli'nin Uruguaylı yıldızı Edinson Cavani 29 golle ulaşırken Cavani'yi, 23 golle sezonu tamamlayan Udine'nin 35'lik golcüsü Di Natale takip etti.

İtalya Kupası Finali'nde Juventus'u eleyen Lazio ile Inter'ı saf dışı bırakan Roma karşı karşıya geldi. Roma Olimpiyat Stadı'nda oynanan bu Roma derbisinde Lazio, 71. dakikada Senad Lulic'in kaydettiği golle sahadan 1-0 galip ayrılarak kupayı müzesine götürdü. Lig şampiyonu ve kupa şampiyonunu karşı karşıya getiren İtalya Süper Kupası ise Juventus'un oldu. Siyah-beyazlılar Lazio'yu, Pogba, Chiellini, Lichtsteiner ve Tevez'in golleriyle 4-0 yenerek, yeni sezona kupayla başladı.

 

NİHAYET PARIS SAINT GERMAIN...
Yıldızlar topluluğu 19 yıl sonra zirvede

Fransa Ligi'nde ise beklenen oldu... Katar sermayeli Paris Saint Germain, aslında geçen sezon hedeflenen şampiyonluğa 1 sene rötarlı olsa da kavuştu. Bir önceki sezon yaptığı basit puan kayıplarıyla şampiyonluğu Montpellier'e kaptıran Paris ekibi, bu kez tam anlamıyla Lig 1'i domine etti. Carlo Ancelotti yönetimindeki yıdlzılar topluluğu Paris Saint Germain, topladığı 83 puanla tam 19 yıl sonra mutlu sona ulaştı.

Onları ikinci sıradaki 71 puanlı Marsilya takip ederken, Lyon ise 67 puanla Lig 1'i üçüncü olarak tamamladı. Ligi son 3 sırada tamamlayan Brest, Troyes ve Nancy ise küme düşmekten kurtulamadı. Ligde gol krallığı tacını da 30 golle sezonu tamamlayan Paris Saint Germain'in İsveçli yıldızı Zlatan Ibrahimovic taktı.

Fransa Lig Kupası'nı, finalde Rennes'i 1-0 mağlup eden Saint-Etienne kazanırken, Fransa Kupası'nda ise zafer, final maçında Evian'ı 3-2 ile geçen Bordeaux'nın oldu. Bu sezon başında oynan Fransa Süper Kupası'nda kupaya uzanan takım Paris Saint Germain oldu. Fransa kupasının sahibi Bordeaux'yu maçın son dakikasında Lucas Moura'nın kaydettiği golle 2-1 yenen lig şampiyonu Paris, yeni sezonu da kupayla açtı.

 

AVRUPA'NIN ŞAMPİYONLARI
Porto, Ajax ve Anderlecht mutlu sona ulaştı

Avrupa'nın diğer liglerinde de heyecan son haftalara kadar nefes kesti. Özellikle Portekiz Ligi'nde Porto, bitime 1 hafta kala Benfica'yı yenerek liderliği son virajda ele geçirdi. Ligin son haftasında da hata yapmayan Vitor Pereira'nın öğrencileri, namağlup bir şekilde şampiyon oldu. Porto'nun Kolombiyalı golcüsü Jackson Martinez de attığı 27 golle, Portekiz'de 2012-2013 sezonunu gol kralı olarak tamamladı.

Hollanda Ligi'nde de son şampiyon Ajax, 2013 yılında da zirveyi kimseye bırakmadı. Sezonu 76 puanla zirvede tamamlayan Frank de Boer'un öğrencileri, en yakın takipçisi PSV Eindhoven'ın 7 puan önünde şampiyonluk ipini göğüsleyen taraf oldu. Hollanda'da gol krallığı yarışıysa, en az şampiyonluk yarışı kadar heyecanlıydı. Son haftaya kadar devam eden yarışı, Vitesse'nin Fildişi Sahilli golcüsü Wilfried Bony 31 golle tamamladı ve Hollanda'nın gol kralı oldu. Onu 27 golle Feyenoord'un İtalyan golcüsü Graziano Pelle takip etti.

Belçika'da ise şampiyonu, Play-Off Şampiyonluk Grubu'nda oynanan maçlar belirledi. Son hafta Zulte Waregem ile berabere kalan Anderlecht, tarihindeki 31. şampiyonluğu elde etti.

 

YILIN KAYBEDENİ...
Benfica 3 kupayı da finalde kaybetti

Dünya futbolunda yılın en büyük hüsranını, şüphesiz Benfica takımı ve onlara gönül veren taraftarları yaşadı. Bir final kaybeden takımların bile uzun süre bu travmadan çıkamadığını düşünürsek, Benfica'nın 2013 yılında yaşadıklarını tahmin etmekte bile zorlanıyoruz. Oysa ki, onlar için Mayıs ayına gelene kadar her şey harikaydı... Takım sahada rakip tanımıyor, 3 kulvarda mutlu sona her geçen gün daha da yaklaşılıyordu. Taraftarlar, takımlarının sezonu belki de 3 kupayla kapatacağının hayallerini kuruyordu. Ancak ne olduysa, Mayıs ayının gelmesiyle oldu. Önce 11 Mayıs'ta ligde şampiyonu belirleyecek maça çıktılar. Şampiyonluktaki en büyük Porto ile deplasmanda karşılaşan Jorge Jesus'un öğrencileri, son dakikaya girildiğinde nerdeyse şampiyonluğu kutlamaya başlamıştı. Ancak 90+1'de Kelvin'in golü, Benfica'yı tam anlamıyla yıktı ve Porto'yu son hafta öncesi liderliğe taşıdı. Benfica'nın kaybedecekleri bununla da sınırlı kalmadı. Porto maçından sadece 4 gün sonra, yani 15 Mayıs'ta UEFA Avrupa Ligi finaline çıkan Benfica, bu finali de son saniye golüyle kaybediyordu... Maçın duraklama anlarına 1-1'lik beraberlikle girilirken, 90+2'de Branislav Ivanovic'in golü Chelsea'ye kupayı getirdi. Benfica ise 4 gün için ikinci yıkımı yaşıyordu... Kabusun burada biteceğini ön görenler, yanılıyordu... 26 Mayıs'ta bu kez Portekiz Kupası finaline çıkan Benfica, Vitoria Guimaraes karşısında sahadan 2-1'lik mağlubiyetle ayrılarak, son kulvardan da hüsranla ayrılmıştı. 15 gün içinde kaybedilen 3 final maçı, doğal olarak başta futbolcuları derinden sarsmıştı. Takımın sezon boyunca gol yükünü sırtlayan Oscar Cardozo, artık sinirlerine hakim olamayarak, kupa finalinde maçın bitiş düdüğüyle beraber teknik direktörü Jorge Jesus'un üzerine yürüyerek, tüm bu olanları için onu suçluyordu...

 

RONALDINHO GÜNEY AMERİKA'YI FETHETTİ
Copa Libertadores'in şampiyonu A.Mineiro

Güney Amerika'nın, Şampiyonlar Ligi kabul edilen Copa Libertadores'in finalinde Brezilya'dan Atletico Mineiro ile Paraguay'dan Olimpia takımları karşılaştı. Jo ve Ronaldinho gibi yıldızları kadrosunda bulunduran Brezilya ekibi, ilk maçta rakibine deplasmanda 2-0 mağlup olarak kupayı zora soktu. Ancak kendi sahasındaki rövanşın 90 dakikasını 2-0 önde kapatan Atletico Mineiro, rövanşı önce uzatmalara, daha sonra da penaltılara taşıdı. Penaltılarda ise rakibine 4-3'lük üstünlük kuran Brezilya ekibi, Güney Amerika'nın en büyüğü olmayı başardı...

 

YILIN ÖNEMLİ TRANSFERLERİ
Dünyanın en pahalısı Gareth Bale oldu

2013 yılı şampiyonları, başarılar ve hüsranları kadar transferleriyle da konuşulan bir yıl olarak tarihe geçti. Sermaye takımlarının gözü karartıp, bazen gerekli bazen de son derece gereksiz bir şekilde ödedikleri bol sıfırlı bonservisler, piyasayı oldukça yükseltti. Ancak transferin şampiyonu, Arap ve Rus sermayeli takımların aksine, İspanyol devi Real Madrid oldu. Tottenham'ın Galli yıldızı Gareth Bale için 100 milyon euro ödeyen Madrid, bir oyuncusunu daha dünyanın en pahalısı yaptı. Real Madrid'in ezeli rakibi Barcelona da transfer döneminde çok önemli bir bomba patlattı. Acaba Avrupa'ya ne zaman gelecek diye düşünülen Neymar, Avrupa kıtasına adımını Barcelona'da attı. Katalanlar, Brezilyalı süper star için Santos kulübüne 57 milyon euro ödedi.

Transfer sezonunda da yaşanan Real Madrid-Barcelona rakabeti, belki diğer isimleri biraz gölgede bıraktı ama Fransızların da bu iki İspanyol devinden aşağı kalır yanı yoktu. Rus sermayesi tarafından satın alınan Monaco, Porto'dan aldığı James Rodriguez ve Joao Moutinho'yu tam 70 milyon euro bonservis bedeliyle kadrosuna kattı. Aynı Monaco, Atletico Madrid'in Kolombiyalı gol makinesi Radamel Falcao için de 60 milyon euro'luk bonservisi gözünü bile kırpmadan ödedi.

Fransa'da Monaco'nun üst üste transferlerine karşılık veren Paris Saint Germain, Napoli'nin Uruguaylısı Edinson Cavani'yi 64 milyon euro'ya renklerine bağladı. Gareth Bale transferiyle takımdan gönderilen Türk asıllı yıldız Mesut Özil de 50 milyon euro bedelle Arsenal'in yolunu tuttu.

 

ONLARI ÇOK ÖZLEYECEĞİZ
Ferguson, Heynckes, Beckham, Scholes...

2013 yılında birçok futbolcu ve teknik adam emeklilik kararı aldı. Yıllardır dünya futbolunun önemli figürleri olan isimlerin vedaları, yeşil sahada duygusal anların yaşanmasına neden oldu.

Futbol tarihinde iz bırakan bu isimleri saymaya, tabii ki Sir Alex Ferguson'la başlıyoruz. 26 yıl çalıştırdığı Manchester United'a, sezon sonunda veda eden Ferguson, futbolda bir dönemi sonlandırdı. 71 yaşındaki İskoç teknik adam, Premier Lig'de 13 şampiyonluğun yanı sıra 2 de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu elde etti. Ferguson'ın emeklilik kararının ardından ne tesadüftür ki onunla birlikten parlayan David Beckham, Phil Neville ve Paul Scholes gibi yıldızlar da son noktayı koydu. Böylece Manchester United'da ve futbol dünyasında bir dönem sona erdi. Ada futbolunda futbolu bırakan diğer önemli isimlerse Micheal Owen ve Jamie Carragher oldu. İngiliz futbolcuların yanı sıra Alman futbolcular Michael Ballack ile Christoph Metzelder de futbolu aynı dönemde bırakma kararı aldı.

Ayrıca Bayern Münih'i, 2013 yılında başarıdan başarıya koşturan, oynattığı futbolla taraflı-tarafsız herkesin büyük beğenisini kazanan ve mücadele ettiği her kulvarda kupalara ambargo koyan 68 yaşındaki teknik direktörü Jupp Heynckes, yorulduğunu ve teknik direktörlüğe bir süre ara vereceğini açıkladı.

 

DÜNYA KUPASI'NA KATILACAK 32 TAKIM BELLİ OLDU
Brezilya yolcusu kalmasın...

2013 yılında Milli Takımlar için tek hedef, Mayıs 2014'te Brezilya'da düzenlenecek olan Dünya Kupası için vize alabilmekti. Milli Takımımızın da yer aldığı Avrupa Kıtası Elemeleri, 9 gruptan oluştu. Grup liderlerinin direkt olarak Dünya Kupasına gideceği grup maçlarında, en iyi 8 grup ikincisi de play-off oynayacaktı.

2012 yılının Eylül ayında başlayan bu macera, 2013 yılının Ekim ayında son buldu. Belçika, İtalya, Almanya, Hollanda, İsviçre, Rusya, İngiltere ve İspanya'nın grup lideri olarak doğrudan Dünya Kupası'na katılma hakkı kazandığı Avrupa Elemeleri'nde büyük bir sürprize imza atan Bosna Hersek de grubunu lider tamamladı ve tarihinde ilk kez Dünya Kupasına katılma şansı elde etti.

Milli Takımımız ise Hollanda, Romanya, Macaristan, Estonya ve Andorra'nın yer aldığı D Grubu'nda istediğini alamadı. Gruptaki son maça kadar ikincilik şansını sürdüren Ay-yıldızlılar, bu son maçta grubun lideri Hollanda'ya 2-0 mağlup olarak Brezilya hayallerini Kadıköy'de bıraktı.

Avrupa'dan Dünya Kupası'na katılacak son 4 takım ise play-off maçlarıyla belirlendi. Hırvatistan, deplasmanda golsüz berabere kaldığı İzlanda'yı evinde 2-0 yenerek vizeyi almayı başardı. Aynı şekilde Yunanistan da ilk maçta 3-1 yendiği Romanya ile deplasmanda berabere kalarak Dünya Kupasına katılma hakkı kazandı. Play-off'un en heyecan verici iki eşleşmesi, Portekiz-İsveç ve Fransa-Ukrayna arasında oynandı. Fransa, deplasmanda 2-0 yenildiği ilk maçın ardından, muhteşem bir geri dönüşle rakibi Ukrayna'yı sahasında 3-0 yendi ve Brezilya'ya gitme şansını elde etti. Portekiz ve İsveç aransındaysa, tam anlamıyla bir Cristiano Ronaldo-Zlatan Ibrahimovic düellosu yaşandı. İlk maçta Portekiz'deki maç, Ronaldo'nun tek golüyle sonuçlandı ve Portekiz, İsveç karşısında rövanş öncesi ufak bir avantaj yakaladı. Ancak İsveç'teki rövanş maçı, daha şimdiden unutulmaz maçlar arasına girdi bile. Cristiano Ronaldo'nun 50. dakikadaki golüne 1-0 öne geçen Portekiz'e cevap, tabii ki Zlatan'dan geldi. Yıldız oyuncu, 68 ve 72'nci dakikada attığı gollerle İsveç'i 2-1 öne geçirdi. İsveç, 1 gol daha atıp rakibini elemeyi planlarken, Ronaldo yeniden ortaya çıktı... Önce 77'nci dakikada İsveç savunmasını konrayla vuran Cristiano Ronaldo, "Ben burdayım" dedi...

Bu golden sadece 1 dakika sonra da Portekiz'i 3-2 öne geçiren Ronaldo, hat-tricki tamamladı. Bu eşleşmede gülen taraf Portekiz olurken, Avrupa Kıtası'ndan Brezilya'ya gidecek 13 takım da böylece ortaya çıktı.

 

Ayrıca Dünya Kupası'nda yer alacak 13 Avrupa takımının yanı sıra, 18 takım da elemelerle belli oldu. Güney Amerika'da ev sahibi Brezilya eleme gruplarına katılmazken, Arjantin, Şili, Ekvador, Kolombiya ve Uruguay takımları vize almayı başardı. Kuzey Amerika'dan ise Brezilya 2014'e gidecek takımlar Kosta Rika, Meksika, Honduras ve Amerika Birleşik Devletleri oldu. Japonya, İran, Güney Kore ve Avustralya ülkeleri Asya Kıtasının, Cezayir, Fildişi Sahilleri, Nijerya, Kamerun ve Gana da Afrika Kıtasının Dünya Kupası'ndaki temsilcileri olacak.

DÜNYA KUPASI PROVASINDA KAZANAN BREZİLYA
Konfederasyon Kupası'nda zafer ev sahibinin

Milli Takımlar bazında 2013 yılının en büyük çekişmesi, Dünya Kupası'ndan önce Brezilya'da düzenlenen Konfederasyon Kupası oldu. 8 takımın katılımıyla gerçekleşen turnuvanın A Grubu'nda Brezilya, İtalya, Meksika ve Japonya yer aldı. B Grubu'nda ise İspanya, Uruguay, Nijerya ve Tahiti mücadele etti. Grubunda 3'te 3 yapan Brezilya, yarı finalde B Grubu'nun ikincisi Uruguayla eşleşti. B Grubu'nun kayıpsız lideri İspanya ise yarı finalde İtalya'nın rakibi oldu. Ev sahibi Brezilya, Uruguay'ı 2-1 yenerek taraftarının önünde finale yükseldi. Son Dünya Kupası ve Avrupa şampiyonu İspanya ise İtalya karşısında zorlansa da penaltılarla finale yükseldi. Dünya Kupası Finali'ne de ev sahipliği yapacak olan Maracana Stadı'nda oynanan bu dev finalde, İspanya karşısında çok iyi bir oyun sergileyen Brezilya, sahadan 3-0'lık galibiyetle ayrıldı ve Konfederasyon Kupası'nı havaya kaldırdı.