Engin Baytar'dan Fenerbahçe'ye gönderme!

Galatasaraylı futbolcu Engin Baytar, Kadıköy'de Fenerbahçe'ye hiçbir maçta iki kırmızı kart verilmediğini belirtirken, sarı-lacivertli takımın tecrübeli oyuncusu Emre Belözoğlu'na da göndermede bulundu.

NTV Spor 31 Ocak 2012 - 15:25

Galatasaray Futbol Takımı oyuncusu Engin Baytar, hakemlerin Türk Telekom Arena'da sarı-kırmızılı futbolculara karşı çok cesaretli davrandığını ancak Fenerbahçe'ye karşı Kadıköy'de aynı şeyi yapamadıklarını ifade ederek, "Ben Şükrü Saracoğlu'nda Fenerbahçe'ye aynı maçta iki kırmızı kart verildiğini hiç görmedim. Ama nedense bizim sahamızda hakemler çok cesaretli" dedi.

Sarı-kırmızılı kulübün resmi yayın organı Galatasaray Dergisi'nin Şubat ayı sayısında röportajı yer alan Engin, kariyeriyle ilgili bilgiler verip Galatasaray'daki hedeflerini anlattı.

"HAKEMLER HERKESE KARŞI ADALETLİ OLSUN"
Geçmişinden dolayı hakemlerin saha içinde kendisine karşı ön yargılı davrandığını hissedip hissetmediği sorulan sarı-kırmızılı futbolcu, hakemleri eleştirdiği açıklamasında, ezeli rakipleri Fenerbahçe ve futbolcusu Emre Belözoğlu'na gönderme yaparak, "Kesinlikle, tabii ki. Verilen, verilmeyen kararlar var. Vuruyorlar, itiyorlar, verilmiyor. Hakemler, 'Vermiyorum, bakalım Engin ne yapacak?' diye mi düşünüyorlar, bilemiyorum. Adeta tahrik ediliyorum. Buna herkes kızar. 'Engin şöyle sinirli, böyle agresif' deniyor. Herkes örneği veriyor; ama söylemek zorundayım. Aynısı bana da yapılıyor, Emre Belözoğlu'na da. Emre Belözoğlu, hakemlerle istediği şekilde, arzu ettiği gibi konuşabiliyor. İstediği sözleri söyleyebiliyor onlara. Tüm bunlara rağmen, hala 'Aslında öyle demedi, böyle dedi' şeklinde yorumlar yapılabiliyor. Fenerbahçe, Türkiye'nin büyük kulüplerinden biri. Galatasaray da Türkiye'nin en büyük kulüplerinden biri. Ben Şükrü Saracoğlu'nda Fenerbahçe'ye aynı maçta iki kırmızı kart verildiğini hiç görmedim. Ama nedense bizim sahamızda hakemler çok cesaretli. Hemen daha ilk faulde topla karışık, direkt kart veriliyor. Sabri, topu kapıyor, bildiğiniz topu kapıyor. Bunu herkes gördü. Sarı kart çıkıyor. Sabri de hırsından dolayı topu tutuyor, topa vuruyor. Hakem geliyor, ikinci sarı kartı gösteriyor. Bu kadar basit. Madem bunu Galatasaray'ın sahasında yapabiliyorsunuz, Türkiye'deki her statta yapın. Sonuçta biz futbolu dışarıdan bir baskıyla yönetsinler istemiyoruz. Herkese karşı adaletli olmalarını istiyoruz" diye konuştu.

"TÜRKİYE'DE FUTBOL CAMİASINDA BİR İMPARATOR VAR"
Teknik direktör Fatih Terim'in kendisi için çok değerli olduğunu ifade ederek, Terim için "Türkiye'de futbol camiasında bir imparator var, ikincisi yok" ifadelerini kullandı.

Sarı-kırmızılı ekibe transferinde Fatih Terim'in rolü olduğu ifade edilerek, Terim'in kendisi için ne anlama geldiği sorulan Engin, "Büyük anlam ifade ediyor tabi ki. Türkiye'de, futbol camiasında bir imparator var. Bir ikincisi yok. Benim için çok değerli Fatih Terim, Hasan Şaş, Ümit Davala, Claudio Taffarel gibi önemli isimler burada. Dünyaca ünlü arkadaşlarımızla aynı takımda oynuyoruz. Onlarla birlikte burada olmak büyük ayrıcalık, herkese nasip olmaz. Futbolun içinden gelmiş, hem yurt içini, hem yurt dışını görmüş kişilerle çalıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Futbolcu psikolojisini, futbolu gerçekten yaşayan insanlar anlayabilir, ben böyle düşünüyorum. Bu insanlar, karşısındakilerin belli hatalarını kapatabilir" şeklinde konuştu.

"PARA İÇİN DEĞİL, BAŞARI İÇİN GALATASARAY'A GELDİM"
Transfer olmadan önce bir kontrat imzaladığı ve gereksiz kart gördüğünde ekstra para cezası ödeyeceği konusuyla ilgili, "Bunu kabul etmek tam olarak ne anlama geliyor?" sorusu yöneltilen sarı-kırmızılı futbolcu, "Hem kendime güveniyordum, hem hocalarıma. Benim için yanlış olan bir karar almayacaklarını biliyordum, o yüzden hiç düşünmeden, 'evet' dedim. Şu ana kadar sadece Sivasspor maçında olumsuz bir hareketim oldu. Onda bile bana sahip çıktılar, beni desteklediler. Başkası olsa, 'Engin zaten böyle' der, elinin tersiyle itebilirdi. Onlar böyle yapmadılar kesinlikle. Fatih hocanın da büyüklüğü burada ortaya çıkıyor. En başında da söylemiştim, ben buraya para pul için gelmedim. Başarılar kazanmak için geldim. Sayın Fatih Terim ve yardımcı hocalarımızı mahcup etmemek adına elimden geleni yapacağım. Benim buraya gelmemde, belki de, tek etken onlardı; çünkü onlar istedi, onlar getirdi. Hiç problem değil, 34 maçın 34'ünde kulübede otururum. Ama bir dakika bile şans bulursam, o dakika içinde yüzde 100'ümü takımım için vermeye çalışırım" şeklinde ifadeler kullandı.

"TRABZONSPOR'DA KALSAYDIM, BU SENE SON YILIM OLACAKTI"
Gençlerbirliği forması altında yaşadığı olumsuzlukların, Trabzonspor'da forma giydiği dönemde de tartışıldığı ifade edilerek yöneltilen "Hiç umutsuzluğa kapıldığın bir an oldu mu?" sorusuna, sarı-kırmızılı futbolcu, "Böyle bir sıkıntım olmadı. Trabzonspor'da, en azından, 'idmanlara içkili çıkıyor' demediler benim için. Aslında orada Gençlerbirliği'ndeki sıkıntının benzerini yaşadım. Trabzonspor'da kalsaydım, bu sezon sözleşmemdeki son yıl olacaktı. Uzatmak istediler. Ama yaklaşımları doğru değildi. Biz Trabzonspor'da oynarken iki sene içinde üç tane kupa kazandırdık. 'Efsane Trabzonspor' sonrasında ilk kez böyle bir kadro vardı ortada. Burada sorulacak soru, 'Giden oyuncular neden tutulamadı?' olmalı. Açıkçası bu konuda fazla konuşmak istemiyorum. Benim Trabzonspor'da çok güzel günlerim geçti, kendi memleketim. Türkiye Kupası'nı aldık, Süper Kupa'yı da kazandık. Kendi açımdan, Galatasaray'a gelebilmek adına büyük başarılara imza atan bir takımda bulundum. Ama dediğim gibi sıkıntı hiçbir zaman benden yana değildi. Nihayetinde sadece ben ayrılmadım, giden çok arkadaşımız oldu" şeklinde cevap verdi.