Brand & Sport Summit, 20 oturum ve 60’ı aşkın konuşmacının katılımı ile sürüyor. Bu sene 5’incisi düzenlenen organizasyonda Milliyet Spor Oturumu’na; A Milli Takım, Ümit Milli Takım ve Genç Milli Takımlardan Sorumlu Türkiye Futbol Federasyonu Yöneticisi Hamit Altıntop ve A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, katıldı. Milliyet Gazetesi Spor Müdürü Tayfun Bayındır’ın moderatörlüğünü üstlendiği ‘Milliyet Spor Oturumu’nda konuşan Stefan Kuntz, A Milli Futbol Takımı’nın başına geçtiği için gurur duyduğunu söyledi.
Kuntz, “Burada hem Hamit Altıntop hem de TFF yönetimi tarafından ‘bu görevi üstlenmek ister misin’ diye sordular. Bu benim için bir gururdu. Almanya’daki konfor alanımın dışına çıkmam gerekiyordu. Bu görevi üstlenmem gerekiyordu. İçimden bir ses ‘bu doğru adım’ dedi. Federasyonunun desteğini hissediyorum. Kendi ekibim müthiş. Federasyonun bana sağlamış olduğu ekip, harikulade insanlar ve alanlarında uzman kişiler. Bu işe girişmek çok zor olmadı. Oyunculara gelecek olursak, onlarla farklı olanaklarımız var. Bazılarıyla Almanca, bazılarıyla İngilizce konuşabiliyorum. Dil problem olmasın diye ekibi ona göre kurduk. Bunlar arka plandaki unsurlar. Letonya’daki son dakika zaferimiz. Çok büyük bir özgüven sağladı. Önemli bir dönüş noktası oldu. Maç dönüşünde ‘neden kutlamıyorsunuz’ diye sordum. Türk milli takım taraftarları da takımı yüreğimize basıyoruz diyebiliyorlar. Burada zayıf bir rakibimize çok gol atmamız gerekiyordu. Bunu da yaptık bir şeyler oluşmaya başlıyor. Bu filiz gelişmeye başlıyor. Mart ayında önemli bir adım bekliyor. Bu durumdan çok memnunum. Ne kadar iyi olduğunu, en iyilerle oynadığın zaman anlayabilirsin. Portekiz, İtalya ve Kuzey Makedonya’ya karşı bunu yaşayacağız” ifadelerini kullandı.
“SONUÇ NE OLURSA OLSUN, BU MAÇLAR BİZİ İLERİYE TAŞIYACAK”
Dünya Kupası Play-Off kura çekiminde Portekiz ve olası İtalya eşleşmeleri sorulan Kuntz, “Matheus’a biraz bozuldum. Şaka bir yana bizim takımımız oldukça genç 2024 yılını da hedef olarak gözden kaçırmak istemiyoruz. O yüzden dostluk maçı seviyesinde değil, en iyi takımlarla rekabet düzeyinde maçlara çıkmak bizim için iyi olacaktır. İtalya Avrupa şampiyonu, Portekiz güçlü bir takım. Sonu ne olursa olsun bu maçlar bizi ileriye taşıyacak” diye konuştu.
“EĞİTİM NE KADAR İYİ OLURSA MİLLİ TAKIM DAHA İYİ OLACAKTIR”
Türkiye’deki yabancı oyuncu kuralı hakkında düşünceleri sorulan Kuntz, “Burada ben farklı bir yaklaşıma sahibim. Eğitim başta ne kadar iyi olursa milli takım daha iyi olacaktır. Kulüplerde kaç tane yabancı olacak sorusu değil, Türk oyuncular ne kadar iyi olursa o kadar yer alırlar. Eğitimlere yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“OYUNCULARIMDAN HAKEMİ RAHAT BIRAKMALARINI İSTİYORUM”
Oyuncularından karşılaşma hakemlerini rahat bırakmalarını istediğini belirten Kuntz, “Beni henüz o kadar iyi tanımıyorsunuz. Ben her şeyi mükemmel söylediğini iddia eden bir insan değilim. Bizim oyuncularımızdan beklediğimiz şey hakemi rahat bırakmaları. Tartışma sırasında konsantrasyonlarını kaybediyorlar. Benim alanımla ilgili bunu söyleyebilirim. Birçok şey oyuncuların elinde. Bazı oyuncular yeteneklerini iyi oyuncu olmak için kullanır. Şu anda kendimden memnunum, koşu antrenmanına çıkmamak için şikayet yapabilirim diye düşünenler var. Başarısızlığın başladığı nokta bu. Burada bir adım daha ileri gitmek gerekiyor. Ronaldo’yu örnek verebilirim. Bugüne kadar canlı olarak 35 maç izledim. Bir bu kadar da banttan izledik. Her oyuncuyu tanıyoruz. Kimsenin sosyal medyadan bize kendisini tanıtması gerekmiyor. Hakem düdüğü çaldığı zaman kendini göstermesi gerekiyor. Hoca ben böyle bir oyuncuyum demesi gerekiyor” diye konuştu.
“21 YAŞ ALTI TAKIMINDA DA KENDİNİZİ GÖSTEREBİLİRSİNİZ”
Yardımcısı Kenan Koçak’ın Türkiye’deki teknik adamlarla kontakt halinde olduğunu ifade eden Kuntz, “Hamit, Kenan ve ben teknik adamlarla konuşuyoruz. Destek de alıyorum. Tek tek teknik direktörlere de sordum ‘sizin takımızdan kim gelebilir’ diye. Yusuf Sarı’yı kattık kadroya. Yarın Antalya’ya gideceğiz. 21 yaş altı oyuncularımızın bazıları oynuyor. Barışı da sonradan kadroya aldık. İyi performans verdi. Avrupa maçlarında kendi takımıyla iyi sonuçlar aldı. 21 yaş atı takımında da kendinizi gösterebilirsiniz. Ocak ayının sonunda maç yapılmayacak bir hafta var. Bu haftayı kullanarak kulüpleri gezmek istiyorum. Türkiye’de azı kulüpler akademiye iyi ağırlık veriyor. Mesela bir oyuncu Almanya’da Bielefeld’e gitti. İlk gittiğinizde kültür, dil bilmiyorsunuz. Bunlar sizin güçlenmenizi sağlıyor. Bu engeli aşanlar, daha iyi oyuncular oluyor. 4-0, 5-0 önde olabilirsiniz ama o anda depara kalkıyor muyum? Bunu yaparsam kendi seviyemi yükseltiyorum. Avrupa standartlarına yükseliyorsunuz. Bunlar oyuncuyla alakalı” dedi.
“HAKEMLERE SAYGI GÖSTERİLMESİ GEREKİYOR”
Hakemlere saygı gösterilmesi gerektiğini ifade eden Kuntz, şöyle konuştu: “Başka ülkelerde büyük organizasyonlardan önce hakem temsilcisi bütün takımlara uğrar. Bu sadece Almanya’da değil. Bütün kuralları anlatır. Dopingden başlar, ayak tabanını gösterme, hangi pozisyonda sarı kart, hangisinde kırmızı kart söyler. Yeni sezona girilirken değişikliklerin anlatılması gerekiyor. Almanya’da hakem buna kendi karar vermiş. Dortmund-Bayern maçının ardından. Zaman zaman hakemlerin açıklayacağı durumlar olabilir. Ama genel itibariyle uluslararası düzeyde hakemler maç esnasında çok net şekilde konuşuyor. Gerginliği arttırmak yerine söndürüyor. Hakemlere saygı gösterilmesi gerekiyor. Bu futbola iyi gelecektir.”
“TÜRK FUTBOLUNDA BİR BÜTÜNLÜK OLUŞMALI”
Türk futbolunda bir bütünlük oluşması gerektiğini söyleyen Kuntz, “Türkiye’nin UEFA ve FIFA içinde saygınlığı çok yüksek bunun farkındayım. Türk Milli Takımı’nın temsilcisi olduğunda kaygı uyanmasına gerek olacağını düşünmüyorum. Bazı küçük istatistikler çıkardık. Bunları başkan ve Hamit’e göstermek istiyorum. Topu biraz daha önde kazanıyoruz. Son 3’te 1’lik kısımda daha çok rakip sahada oluyoruz. 6 tane yeni oyuncumuz var. İlk kez milli maça çıkmış. Bunların 5 tanesi 98 ve sonrasında doğmuş. 3 oyuncuyu geri çağırdık. Kulüplerde teknik direktörleri tarafından iyi çalıştırılmış oyunculara da başvurabiliriz. Teknik direktörlerle iletişim halinde olmak istiyorum. Türk futbolu bir bütünlük oluşursa her şeyi görebileceğimiz noktalara gelebiliriz” şeklinde konuştu.