"Kamptan ben gönderdim, Milli Takımı kendi bıraktı"

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Kosova maçı öncesi basın toplantısı düzenledi. Terim, gündemin ana maddelerinden Arda Turan'ın Milli Takım'ı bırakmasıyla ilgili olarak, "Arda Turan'ı ben gönderdim, Milli Takım'ı kendisi bıraktı." dedi.

NTV Spor 10 Haziran 2017 - 19:34
Haber Oluşturma: 10.06.2017 - 19:34 1.Güncelleme: 11.06.2017 - 08:16

Türkiye Direktörü , maçı öncesi düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Kafalardaki tüm sorulara Kosova maçı sonrası yanıt vereceğini söyleyen Terim, 'ın Milli Takım'ı bırakması kararını, "Uçakta kabul edilemez bir olay yaşandı. Ben de oyuncuyu yanıma çağırdım, kampta kalamayacağını belirtip, eşyalarını toplamasını istedim. Gönderme kararı benim, açık ve net. Milli Takım'ı bırakma kararı onun." dedi.


İşte FATİH TERİM'İN AÇIKLAMALARI:

Birçok konunun aydınlanmasını istediğinizden eminim. Günlerdir, kamuoyunu da Türk halkını da meşgul eden birçok olay oldu. Hatta, son 1 ay diyebilirim. Birçok konu var; ancak Milli Takım'da görev yaptığım süre içerisinde herkesten birkaç isteğim olmuştu. Ricam ve aynı zamanda beklentimi her zaman anlattım. 'Allah aşkına şu maçlar bitene kadar sabredelim' dedim. "Sorun veya problem varsa maçtan sonra sorun, sabredelim." dedim. "Kavga, iftira, çekişme, yaşanmamış birçok olay, bunların kamuoyunda tartışılacağı ortamlara sebebiyet vermeyelim. Bu da Milli Takım'a zarar vermesin." diye bir çok kez rica ettim.

"AYNI ŞEYLERİ SÖYLEYİP FARKLI ŞEY BEKLEMEK DELİLERİN İŞİ"
Her kampta bunları ifade etmekten yoruldum. Aynı şeyleri söyleyip, farklı şey beklemek delilerin işi. Sağolsun herkes buna harfiyen uydu. Ne maçtan 24 saat önce televizyon programına çıkan oyuncum oldu, ne de maça 1 gün kala röportaj yapan oyuncu oldu. Hakikaten çok teşekkür ederim, bu ricamı tutmuşsunuz(!) Biz burada oyuncuların motivasyonunu, kazanma duygularını, milli takımın başarısı için, herkes üzerine düşen görevi yapsın derken, maalesef, bu işi bozmak için biz arkadaşlarımızla, oyuncularımızla, bunun dışında kalmaya çalıştıkça, bir çok insan Milli Takımın başarısını önlemek için hareket etti. 

"ARTIK YETER"
Elinizde arşiv yap. Açın bakın, kimlerin ne yaptığını göreceksiniz. Artık yeter. Bir iki şey söyleyeceğim. Onun dışında soru almayacağım. Maçtan sonra ne sorunuz varsa, hiçbir gri alan kalmamak adına, hazırlanın veya şimdi sorularınızı da verirsiniz. Neden bir iki noktaya temas edeceğim. Yüreğim hakikaten hem kabardı hem de daraldı.

"KONUŞSAK BİR TÜRLÜ, KONUŞMASAK BİR TÜRLÜ"
Yaşanmış çok şey var. Bizim pozisyonumuzda olanlar, önemli bir grubu idare edenler için sıkıntılı bir durum vardır. Yaşanmış çok şey var: Söylesem, ne kendime, ne aklıma, ne tecrübeme, ne konumuma ne de karakterime uygun bulmuyorum. Sussam, "Bizimle konuşmuyor, demek ki..." diyeceksiniz. Buna da gönlüm razı değil. Konuşmadığım zaman olmayan şeyleri, iftiraları olmuş sanacaksınız. Konuşsak bir türlü, konuşmasak bir türlü. Maçlardan önce konuşmadığıma göre, bir defaya mahsus, inşallah öyle olur. Bu durumu bozayım diyorum. Sadece 2 önemli konuya değineceğim. Gri alan varsa netleşsin. Geri kalanları Kosova maçından sonra sorarsınız, maçtan sonra zamanımız da var. 

"GERGİNLİKTEN BESLENMEM; AMA KORKMAM DA"
Zaman zaman gerginlikten beslendiğimi duyduğum olmuştur. Beslenmem ama korkmam da. Aşırı yük ve stres alışık olduğum şeylerdir. İftiralar, yalanlar, belden aşağı vurmalar. Sosyal medyalar, alışamadığım, taviz vermedğim şeylerdir. 

"OYUNCUYU GÖNDERME KARARI BENİM, MİLLİ TAKIMI BIRAKMA KARARI ONUN"
Uçakta kabul edilemez bir olay yaşandı. Ben de oyucuyu yanıma çağırdım, kampta kalamayacağını belirtip eşyalarını toplamasını istedim. Gönderme kararı benim, açık ve net. Milli Takımı bırakma kararı onun. Onun kararını da benim kararımı da uzun uzun değerlendirirsiniz. Buna Kosova maçından sonra gireriz. 

MİLLİ TAKIM FORMASININ PAZARLIK KONUSU...

Pazarlık konusunda, oyuncu yapmaya kalksa bile, oyuncu milli takımda oynama şerefini bir gerekçeye bağlamaya niyeti olsa bile, ben Milli Takım formasını, Ay Yıldızlı formayı pazarlık konusu yapar mıyım? Yapmadım, yapmam, yapmayacağım da? Bırakın onu, dünyanın en iyi oyuncusuna bile milli formayı pazarlık konusa yapmam.

Bize milli görev tevdi edildiğinde, kurulu düzenimizin yıkılmasını, sevenlerimizle karşı karşıya kalabileceğimize göz önüne alarak burada çalışacağız. Çağrılmanın şeref olduğu bir forma için oyuncu bana şartlar sunacak(!) Vah benim memleketim vah. Vah Milli formam vah... Oyuncuya almadığım süreçte, çok sevdiğm, çok değir verdiğim saygı duyduğum bir çok insanın kırılmasına sebep olduğum, bütün araya girmeye çalışanlara rağmen doğrulardan vaz geçmedim. Oyuncu benimle pazarlık yapacak öyle mi? O dönemi bir hatırlayın. Almayan benim. Hocam ben gelirim ama şunlar şunlar olmazsa gelmem mi oldu? O yüzden oyuncular dışarıdan kendilerine iletilen her yalanı ya da haberi doğru addedip ona göre hareket etmemelidirler. Bu olayların gizli aktörlerini de zaman ortaya çıkaracaktır. Benim söyleyeceğim affınıza sığınarak kimseyle çelişmek istemedim. 

Olmayan şeylerden de daraldık. Bir küçük anekdot koyalım dedik. Maçtan sonra hazırlanın. Herkesi doğru bildiğim bir şekilde aydınlatalım. Bunu da söylemedi, bu doa olmadı, olmasın.