Eski milli futbolcu Rüştü Reçber, "Mahalle arasında futbol oynayabilmemiz için takım büyüklerimiz veya mahalle abilerimiz vardı. Abilerin tuttuğu takımı tutmazsan sana takımda yer vermezlerdi. Abiler Galatasaraylıydı. O yüzden Galatasaraylı olarak başladık ama şu an geldiğimiz noktada Fenerbahçeliyim." dedi.
Reçber, TRT spor spikeri Kerem Öncel ile 11. Kocaeli Kitap Fuarı kapsamında düzenlenen "İşte O An" isimli söyleşide futbolseverlerle bir araya geldi.
Futbol yaşantısından önemli anları sporseverlerle paylaşan Reçber, daha sonra izleyicilerin sorularını yanıtladı.
''Uzun boylu olduğum için kaleye koydular''
Reçber, futbola her çocuk gibi sokakta top oynayarak başladığını belirterek, "Şimdi büyükşehirlerde sokakları bulmak, sokaklarda futbol oynamak çok kolay değil. Ben amatör takımda başladım. Beğenildik, seçmelere gittik. Kendimizi gösterdik, neticesinde bir yerlere geldim. Ben de çok zorluklar çektim. Futbol dışarıdan görüldüğü gibi kolay bir meslek değil, çok zor meslek. Bir yerlere gelmek kadar orada kalmak da hiç kolay değil. Ben bunu başardım. Ama bu işin temelinde çalışmak var, istemek ve hayal etmek var. Hayal ettiğinizde ve çok çalıştığınızda mutlaka başarıyorsunuz." diye konuştu.
Reçber, futbola santrfor olarak başladığını, takımın kalecisinin askere gitmesi üzerine antrenörün bu görevi kendisine verdiğini dile getirerek, "Hocamız uzun boylu olduğum için beni kaleye koydu. Koyuş o koyuş." dedi.
''Küçükken Galatasaraylıydım''
"Küçükken koyu Galatasaraylı olduğunuz söyleniyor, doğru mu?" sorusuna Reçber, şu yanıtı verdi:
"O zamanlarda mahalle arasında futbol oynayabilmemiz için takım büyüklerimiz veya mahalle abilerimiz vardı. Abilerin tuttuğu takımı tutmazsan sana takımda yer vermezlerdi. Abiler Galatasaraylıydı. O yüzden Galatasaraylı olarak başladık ama şu an geldiğimiz noktada Fenerbahçeliyim."
Kendisini şanslı hissettiğini ifade eden Reçber, Florya'ya girebildiğini, gittiğinde büyük bir sevgiyle karşılandığını belirterek, şunları kaydetti:
"5 yıl Beşiktaş forması giydim, çok da onur duydum. Şu an Ümraniye'ye elimi koluma sallayarak girebiliyorum. Fenerbahçe benim yuvam. En uzun oynadığım takımdır. Yaklaşık 13 yıl oynadım. Oraya da gidebiliyorum. Türkiye'nin neresine gidersem gideyim, hep saygıyla ve sevgiyle karşılaşıyorum. Herhalde bunun temel noktası, birinci öncelik belki 16 yıl milli formayı giymemdir. Ama diğer daha önemli nokta da saha içerisinde gösterdiğim, topluma verdiğim imajdır diye düşünüyorum."
"En güzel golü Şampiyonlar Ligi'nde yedim"
Bir izleyicinin, "Bugüne kadar yediğiniz en güzel gol hangisiydi?" sorusu üzerine Reçber, "Kalecilere hiçbir zaman 'En güzel kurtarışın ne?' diye sormazlar. 'Yediğiniz en güzel gol hangisi?' diye sorarlar. 2001-2002 yılıydı. Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe-Bayer Leverkusen maçıydı. Schneider diye bir futbolcu vardı, bildiğimiz Galatasaraylı olan değil. Ondan yediğim bir gol vardı ki hayatım boyunca yediğim en güzel goldü." ifadelerini kullandı.
Reçber, bir soru üzerine, bu sezon şampiyonluğa en yakın ve en şanslı takımın Galatasaray, en beğendiği ve dünyanın en iyi futbolcusunun Messi olduğunu sözlerine ekledi.
TRT spor spikeri Kerem Öncel de tecrübelerini izleyicilerle paylaşarak soruları cevaplandırdı.
Reçber ve Öncel, programın sonunda çeşitli yarışmalarda dereceye giren sporculara ödüllerini verdi, futbolseverlerle fotoğraf çektirdi.