"Maçlara favori olarak çıkmak güzel bir duygu"

Eren Derdiyok, Galatasaray dergisinin kasım ayı sayısında yer alan röportajında, maçlara favori olarak çıkmanın güzel bir duygu olduğunu kaydetti.

Her maça galibiyet hedefiyle çıkmak durumunda olduklarını belirten Eren, "Kazanmalıyız ve bunu istiyoruz. Favori olan taraf biziz. Bu da çok güzel bir duygu. Rakip kim olursa olsun hep kazanmak için sahadayız. Bunu yapacak kapasiteye de sahibiz. Galatasaray'da kazanmak dışında bir ihtimal söz konusu olamaz." ifadelerini kullandı.

Rakiplerin çoğu zaman kendilerine karşı kapalı savunma ile oynadığına dikkati çeken sarı-kırmızılı futbolcu, "Bu durumda forveti topla buluşturmak zor oluyor. Bizim öncelikli görevimiz önde olmak. Forvet olarak 1-2 pozisyona girip değerlendirmek zorundasınız. Altmış kere topla buluşmanız bir şey ifade etmiyor. Kale önünde iki pozisyon bulup değerlendirmek önemli. Takım oyunu da böyle oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

"İLK GELDİĞİMDE ZORLANDIM"
Eren Derdiyok, Galatasaray'a ilk transfer olduğu dönemde bazı sorunlar yaşadığını ancak teknik direktör Jan Olde Riekerink'in kendisine yardımcı olduğunu dile getirdi.

Hollandalı teknik adam ile iyi bir diyaloğu olduğunu vurgulayan Eren, "Hem teknik direktörümüz hem de arkadaşımız gibi davranıyor. Bize gelişimimiz açısında çok katkı sağlıyor. Ben ilk geldiğimde uyum konusunda zorlandım. Bu dönemi geçişimde Riekerink'in payı büyük. Bana, 'Daha rahat olmalısın. Neler yapabileceğini biliyorum' diyordu. Futbolcunun içindekini sahaya yansıtmasını sağlayan bir yeteneği var. Mesleğine çok saygı gösteren bir insan. Onunla çalışmaktan çok mutluyum." şeklinde görüş belirtti.

MİLLİ TAKIM TERCİHİ
Sarı-kırmızılı futbolcu, milli takım tercihini İsviçre'den yana kullanmasında, Türkiye'den kendisine bir teklif gelmemesinin etkili olduğunu anlattı.

İsviçre doğumlu futbolcu, çok hızlı bir çıkış yakaladığını ve kısa sürede İsviçre A Milli Takımı'na kadar yükseldiğini hatırlatarak, "Türkiye'de Ümit Milli Takım seçmelerine çağrılmıştım. O zaman 50 kişi çağrılıyor ve belki 1-2 tanesi seçiliyordu. Ben ise İsviçre'de banko oynuyordum. Seçmelerde kime neyi ispatlamam gerekiyor diye düşündüm. İsviçre beni ilk olarak İngiltere'ye karşı Wembley'de oynamak üzere A takıma çağırdı. Bu kadar hızlı çıkış yakalamışken ve elimde başka seçenek de yokken böyle bir karar verdim. Kendi kendime, 'Ben Türkiye'de oynayacağım' diyemezdim. Bunu yapsaydım İsviçre'ye kapıları kapatmam gerekirdi. Aynı anda iki teklif olsa oturur düşünürdüm. Fakat böyle bir durum da yoktu." dedi.