2011-12 sezonunda Olympiakos'tan Galatasaray'a transfer olup iki buçuk sezon sarı-kırmızılı formayla ter döken İspanyol eski milli futbolcu Albert Riera, derbi öncesinde önemli açıklamalarda bulundu.
NTV Spor'dan Süleyman Tetik'e konuşan 36 yaşındaki Riera, Galatasaray'ın derbide mutlak favori olduğunu belirtirken eski hocası Fatih Terim hakkında da övgü dolu ifadeler kullandı. Türkiye'yi ikinci evi olarak gördüğünü dile getiren Albert Riera, Galatasaray'dan ayrılık sürecini de anlattı.
Liverpool, Manchester City, Espanyol, Bordeaux ve Watford gibi takımlarda da boy gösteren Albert Riera, İspanya Milli Takım formasını da 16 kez sırtına geçirip 4 gol kaydetti.
''Kadıköy'deki şampiyonluğu unutamıyorum''
Galatasaray'ın derbide favori olduğunu belirten Albert Riera, Türkiye'deki en unutulmaz anısının 2011-12 sezonunda yaşadığı şampiyonluk olduğunu belirtti.
''İki takımın da içinde bulunduğu durumu değerlendirirsek Galatasaray'ın mutlak favori olduğunu söyleyebilirim. Ancak şartlar ne olursa olsun derbi, her zaman derbidir. İki takımın da maksimum motivasyonla oynayacağını düşünürsek her şey olabilir. Maçın sonucunun, aşık olduğum Galatasaray'ın lehine olacağını düşünüyorum''
''Türkiye'de derbiler her zaman muhteşem atmosferde oynanıyor ve üç puandan çok daha fazlasını barındırıyor. 2011-12 sezonunda, Fenerbahçe'nin stadında yaşadığımız şampiyonluğu asla unutamıyorum!''
''Bana Türkiye'yi ikinci evimmiş gibi hissettirdiler''
Galatasaray'da oynadığı dönemi değerlendiren 36 yaşındaki emekli futbolcu, tüm arkadaşlarıyla halen görüştüğünü ve Türkiye'yi ikinci evi olarak gördüğünü söyledi.
''Gerek futbolcularla gerekse o dönemki teknik ekiple halen iletişim halindeyim. Ayrıca yalnızca futbolcu ve antrenör olarak değil, insan olarak bana iyi hissettirdikleri için onlara minnettarım. Bana Türkiye'yi ikinci evimmiş gibi hissettirdiler''
''Galatasaray'dan ayrılık nedenim yabancı kuralıydı'
Sarı-kırmızılı ekipteki ayrılık sürecini de anlatan Albert Riera, Galatasaray'ı bıraktığı için üzgün olduğunu belirtirken o dönemki yabancı kuralından dolayı ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti.
''Galatasaray'dan ayrıldığım için gerçekten çok üzgünüm. Ancak bildiğiniz gibi o dönem Türkiye'de yabancı kuralı farklıydı. Bizim takımda Drogba, Sneijder, Muslera, Eboue, Melo, Baros, Elmander vardı. Ne takım ama! Bu yüzden kadroda yeterince yer yoktu. Burada çok mutluydum, ayrılığımın başka nedeni yok''
''Fatih Terim'i anlatmaya sözlük bile yetmez!''
Riera, takımda forma giydiği dönemde birlikte çalışma fırsatı bulduğu Fatih Terim'den de övgüyle söz etti.
''Fatih Terim'i tarif etmek ve onun nelere sahip olduğunu anlatmak için sözlükteki kelimeler bile yeterli değil! Tanımlayamayacağınız bir duruşa sahip. Fatih Terim, Galatasaray'dır; Galatasaray da Fatih Terim'dir. O, hangi durumlarda nasıl hareket edeceğini ve neler söyleyeceğini çok iyi bilir. Böyle bir yeteneğe sahip. Kulübün ihtiyacı olan her şey Fatih Terim'de var''
''Galatasaray'dan teklif alırsam...''
Antrenörlük kariyerinden de söz eden Riera, 22 Nisan'da Pro Lisans kursuna başlayacağını ve Haziran itibarıyla deneyimli bir teknik direktörün yanında antrenörlük yapmak istediğini belirtti.
''Geçen yaz sahibi olduğum Futbol akademisinde 17 yaş altı oyuncular için antrenörlük yaptım. Bununla birlikte antrenörlük lisansı da aldım. 22 Nisan itibarıyla son aşama olan Pro Lisans için eğitime başlayacağım. Bu süreçte Xavi, Xabi Alonso, Raul, Luis Garcia, Victor Valdes, Marcos Senna ve Capdevila gibi çok önemli isimlerle birlikte olacağız. Haziran ayında takım çalıştırabilecek statüde olacağım. Ancak benim niyetim, takım çalıştırmadan önce deneyimli ve üst seviye bir teknik direktörün yanında yardımcılık yapmaktan yana. Fatih Terim de o kalibredeki teknik adamlardan biri. Neler olacağını göreceğiz. Tabii ki eğer Galatasaray'dan teklif alırsam ve yardım edebileceksem bunu memnuniyetle yaparım.''
''Önemli olan iyi günde, kötü günde birlikte olmak''
Galatasaray camiasına ve taraftarlara derbi için başarı dileklerini ileten Riera, ''Haftasonu oynanacak maç için ve şampiyonluk yolunda tüm iyi dileklerimi iletiyorum. Ayrıca her zaman söylediğim gibi en önemli şey; kazanmak ya da kaybetmekten ziyade iyi günde kötü günde birlikte olabilmek'' dedi.