SÜLEYMAN TETİK
Macaristan, EURO 2016'da sürpriz bir performansa imza atmış ve çeyrek final oynamıştı. Macarlar dikkat çekici bir futbol ortaya koyarken kadronun en önemli isimlerinden biri şüphesiz gri eşofmanlı efsane Gabor Kiraly'dı.
40 yaşında turnuvada forma giyen Kiraly, Avrupa Şampiyonası tarihinin en yaşlı futbolcusu olarak kayıtlara geçti. Ancak Macar efsanesi performansıyla ve kurtarışlarıyla da hafızalara kazındı. Şampiyonadan sonra milli takımı bırakan Kiraly, kulüp kariyerini ise 43 yaşında efsanesi olduğu Haladas'ta noktaladı.
NTV Spor'dan Süleyman Tetik'e konuşan Gabor Kiraly; Almanya, Fransa ve Portekiz ile ölüm grubunda yer alan Macaristan'ın ne olursa olsun diğer takımlara zorluk çıkaracağına inanıyor...
Macar futbolu son yıllarda önemli bir gelişim kaydediyor. Bunu neye borçlusunuz?
Bence bu gelişimde en önemli pay Macaristan Futbol Federasyonu Başkanı Sandor Csanyi’ye ait. 10 yıl önce göreve başladı ve Macaristan bu süreçte iki kez Avrupa Şampiyonası’na katılmayı başardı. Bence federasyon başkanının rolü çok önemli ve bu da Macar futbolunun gelişim göstermesinin en büyük nedeni. Ancak tabii ki her zaman daha da iyi olabiliriz. Bu yüzden gelecek için daha çok çalışmalıyız.
40 yaşında EURO 2016'da oynadınız ve tutkulu bir performansla akıllara kazındınız. Ayrıca bu kariyerinizin ilk ve son uluslararası turnuvasıydı. Sizin için ne anlam ifade ediyordu, neler hissettiniz?
Bence milli takım tüm futbolcular için çok önemli çünkü neticede ülkeniz için oynuyorsunuz. Milli takım kariyerinizin sonunda Avrupa Şampiyonası’nda oynamak ve finali bu şekilde yapmak ise inanılmaz bir duygu. 40 yaşında böyle bir duygu yaşadığım için herkese minnettarım. Şampiyona, kariyerimde muhteşem bir sayfa oldu benim adıma. Her şey pozitifti ve bu hissi kariyerimin ardına taşıdım.
Son Avrupa şampiyonu Portekiz ve son iki Dünya Kupası şampiyonu Fransa ile Almanya... Macaristan'ın bu grupta şansı var mı?
Gruptaki diğer üç takım da turnuvanın favorisi. Ancak Macaristan bu üç takıma karşı da zorluk çıkarabilir. Çünkü Macaristan birlikte hareket ve takım olarak mücadele eden bir kimliğe sahip. Macaristan’ın bu güçlü yapısı grubu daha da zorlu bir hale getirecek. Almanya, Fransa ve Portekiz… Bu üç takım da mutlaka bize karşı kazanmak isteyecekler ama biz de aynısını isteyeceğiz. Macaristan gibi onların da bu grupta işi kolay olmayacak.
Birçok Türk taraftar Attila Szalai'nin turnuvadaki performansını merak ediyor. Fenerbahçe'de önemli bir gelişim kaydediyor ve şimdiden adı transfer dedikodularıyla anılmaya başlandı. Attila hakkında ne düşünüyorsunuz?
Attila Szalai muhteşem bir karakter, harika bir futbolcu... Onu çok seviyorum çünkü yüreğiyle oynuyor. Hem ülkesi için hem de kulübü için… Onu çok sevmemin nedeni, hata yapsa bile bunu umursamıyor ve sürekli ileri, daima ileri bakıyor. Bu mantalite gerçekten çok değerli. Çünkü her zaman hata yapabilirsiniz ancak önemli olan bunun sizi bir adım sonrası için etkilememesidir. Bu yüzden onu çok beğeniyorum.
Dominik Szoboszlai sakatlığı nedeniyle turnuvayı kaçıracak. Bu durum Macaristan'ın performansını ne kadar etkiler?
Dominik Szoboszlai bizim için, Macaristan için çok önemli bir futbolcu. Evet henüz çok genç ve daha öğreneceği çok şey olabilir ancak karar mekanizması çok güçlü bir oyuncu. Play-off maçında İzlanda’ya son dakikada attığı gol tamamen onun karar mekanizmasıyla gerçekleşti. Bu soğukkanlı bir karardı ve Dominik Szoboszlai bu türde bir oyuncu. Ancak bana göre Macaristan’ın ne olursa olsun gruptaki diğer takımlara zor anlar yaşatabileceği güçlü bir ekibi var.
Türkiye Milli Takımı hakkında düşünceleriniz neler? Siz de birçok kez Türkiye'ye karşı oynadınız...
Türkiye her zaman duygularıyla oynayan bir takım ve bu hoşuma gidiyor. Oldukça duygusal bir ülke ve halk da aynı şekilde. Dürüst olmak gerekirse her zaman kalpleriyle oynuyorlar, hızlı ve sert oynuyorlar ve daima pozitif bir futbol ortaya koyuyorlar.
Son olarak gri eşofmanı sormak istiyorum. Özellikle Türkiye'de insanlar size karşı bu nedenle sempati duyuyor. Bunun hikayesi nedir?
Açıkçası kariyerimin ilk yıllarında çok kötü zeminlerde oynamak zorundaydık. Dolayısıyla ben de uzun kaleci pantolonunu tercih ediyordum. Profesyonel kariyerime başladığımda da uzun pantolondan vazgeçmedim. Açıkçası bunun nedeni de daha rahat ve daha güvenli hissettiğim içindi…