Brezilya'da doğan Pepe zor bir çocukluk dönemi yaşadı. Antrenmana gidip gelmesi için verilen otobüs biletlerini yemekle takas etti. Antrenmanlara bisikletle gitti.
Antrenmanlar için sabah 5.30’da kalkan başarılı stoper, eve dönüp üstünü değiştirdikten sonra okul yolunu tuttu. Yıllar sonra o günlerini anlatırken de "Sık sık uyuya kalırdım" diyerek yaşadığı zorlukları dile getirdi.
AKVARYUMDA YETİŞTİRDİĞİ BALIKLARDAN HARÇLIK ÇIKARDI
Pepe, çocukluğunda harçlığını çıkarmak için akvaryum satın aldı. Yetiştirdiği balıkları satan Pepe,ev bütçesine katkıda bulundu.
Annesi 04.00’te kalkıp, üç kızkardeşi ve Pepe için yemek hazırlayıp işe giderken, kızkardeşlerini ve annesini koruma, kollama sorumluluğu da ondaymış. Babası, “Ben yokken, her yaptığın, söylediğin benim yerime... Bu nedenle sözlerine de, hareketlerine de dikkat et. Beni hayal kırıklığına uğratma” dermiş.
Real Madrid sevgisi daha o küçükken başlamış. Eflatun Beyazlı ekip sevgisini ise Pepe şu sözlerle dile getiriyor, "Brezilya’dayken bile Real Madrid’i takip ederdim. O zamanlar takas yapardık. Futbolcu kartları takası değil, eşya takası, yani mal ile mal almak. Balıklarım sayesinde bir McManaman formam olmuştu. En iyi balıklarımdan çoğunu bu forma karşılığı vermiştim.”
13-14 yaşındayken, annesi işten ayrılmak zorunda kaldığında “Artık çalışmak zorunda kalmayacaksın. Ben çok iyi bir futbolcu olacağım” demiş ve yıllar sonra sözünü tutmuş...
Maritimo ile anlaştığında Brezilya’daki son maçının 88. dakikasında ayağı kırıldı. Annesi “17 yaşında daha... Ameliyat edemezsiniz” diyerek, olası bir operasyona karşı çıktı. Yoğun bir diyet ve fizyoterapi programıyla, bacağı uzun süre askıda kaldı. Tedavinin son bölümünde Portekiz’e gitti. Doktorlar “Ameliyat olman gerekirdi ama artık kemiğin kaynamış, iyileşmişsin” diyerek operasyona gerek kalmadığını açıklarlar.
6 ayda futbola döner. Genç takımda 2-3 maça çıkan Pepe, gösterdiği performansla ikinci takıma alınır. Burada 13-14 maç oynadıktan sonra sezon sonlarında A takımda stoper sıkıntısı yaşanır. Hafta başı teknik direktör Pepe ve ikinci takımın diğer stoperini çağırarak "Perşembe gününe kadar hanginiz beni ikna ederse o oynar” der. Yarışı Pepe kazanır ve sadece o maç değil, son 4 hafta da formayı giyer. Yaz gelince Sporting çağırır; Ronaldo ile de tanışır ama o Porto’ya gider.
HALA AYNI KRAMPONU KULLANIYOR
Portekiz’e geliş günlerini ve ilk günlerde yaşadığı anlatan Pepe, "Madeira’da daha 18 yaşında yalnız başına... Sık sık ağlardım; ama Brezilya’daki ailemi telefonla aradığımda ‘Burada her şey çok güzel. Çok mutluyum’ derdim onlara bir şey belli etmemek için...” ifadelerini kullanır.
Sıçrama yeteneğini çocukluğundaki idmanlara borçlu... Plaj kumunda çabukluk ve sıçrama idmanları yapan Pepe, Hatta suyun içine girip bileğinde ağırlıklarla sıçrarmış.
Futbolcu olmasaymış fizyoterapist olma ihtimali olan pepe, bu bölümü bir yılın ardından Futbol nedeniyle bırakır.
Bugün hala kullandığı futbol ayakkabısı markasından ilk çiftini almak için babasına gittiğinde, “Nasıl alalım. Çok pahalı” yanıtını alır. Ama babası oğlunun istediği ayakkabıları bir şekilde alır. Bugün hala ilk kramponu olan Umbro'yu kullanır ve “Çocukluğumdaki zor günleri unutmamamı sağlıyor” diyor.
Sıfırdan zirveye çıkışın hikayesi
Beşiktaş'ın yeni transferi Pepe sıfırdan zirveye çıkışın hikayesini yazdı. 10 yılını Real Madrid'de geçiren Pepe, yokluklar içinde büyüdü, fedakarlık ve yoğun bir çalışmanın ardından başarıya ulaştı. İşte kendi ağzından kariyerinin öyküsü...
NTV Spor
05 Temmuz 2017 - 11:34