Ziya Eren İngiltere'den kulüp satın aldı!

İngiltere İkinci Lig takımlarından Crawley Town'u satın alan Kayseri Erciyesspor Başkanı Ziya Eren, süreci NTV Radyo'ya anlattı. Anadolu'dan Futbol programında Volkan Küçük'ün sorularını yanıtlayan Eren, Türk futbolundaki sorunlara da değindi.

NTV Spor 17 Şubat 2016 - 17:12

İNGİLTERE 4.LİG TAKIMLARINDAN CRAWLEY TOWN'U SATIN ALDINIZ. BU SÜRECİ BİRAZ ANLATABİLİR MİSİNİZ?
Yurt dışında uzun süredir takım araştırmamız sürüyordu. Bu araştırmalar içerisinde böyle bir imkan zuhur etti. Bu imkanı değerlendirmek için elemizden gelen çabayı uzun süredir yaklaşık 4 aydır uğraş verdiğimiz bir süreç. Tabiki tercihimiz Avrupa, İngiltere futbolun beşiği, futbolun çıktığı nokta. Böyle de olunca İngiltere'yi tercih etmemiz tabi ki gayet doğaldı. Kulüp tarafından da bizim tarafımızdan da Centilmenlik Anlaşması imzalamıştık henüz kimseye açıklamamak üzere. Kulüp tarafından da bizim tarafımızdan da ortak birlikte açıklama kararı aldık ve kulüpte resmi internet sitesinde ''Türk Kardeşlerimiz Hoşgeldiniz'' diye bir açıklama yaptı ve onunla birlikte biz de açıklama yapmayı uygun gördük. Şuan da nihai imzalara kaldı iş fakat İngiltere'de işler Türkiye'de ki gibi değil. İngiltere Futbol Federasyonu kulübü satın alacak kişinin uygun olup olmadığı gerek maddi gerekse manevi bütün araştırmalarının yapılıp son kararın İngiliz Futbol Federasyonu tarafından verileceği söz konusu ki burada da son aşamaya geldik en kısa sürede oradan gelecek haberle beraber artık son imzalar atılacak.

SAYIN EREN DAHA ÖNCE İNGİLİZ TAKIMLARIYLA BİR İLGİNİZ VAR MIYDI?
Sadece seyirci olarak bir ilgimiz vardı. Herhangi bir takımla ilgimiz yoktu.

CRAWLEY TOWN'UN KAYSERİ ERCİYESSPOR İLE BİR BAĞI OLACAK MI?
Kayseri Erciyesspor ile direkt bir bağı olarak düşünmemek lazım. Netice itibarıyla iki ayrı kulüp, iki ayrı lig, iki ayrı ülke. Fakat tabiki bir sinerji mutlaka yaratılacak. Buradaki gençlerimizin orada oynama imkanı olanlarla, orada bu lige uyum sağlayabilecek olanlarla tabiki bir araya getirmeyi düşünüyoruz. Onun haricinde oradaki kulüp şirket mantığı ile yönetiliyor. Burada ise dernek statüsünde o yüzden herhangi bir kan bağının olması söz konusu değil.

GÜNÜN BİRİNDE KAYSERİ ERCİYESSPOR BAŞKANLIĞINI BIRAKTIĞINIZDA BU İLİŞKİ DEVAM EDER Mİ YOKSA SİZ TAMAMEN İNGİLTERE'YE Mİ YÖNELİRSİNİZ?
Onu o zaman şartlar  gösterir ama Türkiye'de futbola verilen emeğin hiçbir zaman karşılığını göremiyorsunuz. Ama yurtdışında böyle değil, futbol bambaşka bir noktada bana göre Türkiye'nin en az 20-30 yıl ilerisinde. Bunlarıda göz önüne aldığımızda en azından bir emek, bir çaba, bir para harcanıyorsa bunun karşılığını görmekte yatırımcının en doğal hakkı. Avrupa'da kulüpler şirket mantığı ile yönetiliyor malesef.

Türkiye'de bu daha %10'u bile bulmadı. Buna da imkan verilmiyor. Türkiye'de futbol kanununun değişmesi lazım. Bununla ilgili çaba sarfedilmesi lazım. Biraz önce bahsettik 4. Lig'de mücadele eden takımı aldık biz. Türkiye'de bırakın 4. Lig'de mücadele eden takımı Birinci Lig'de başkan olduğunuzda herkes arayıp hayırlı olsun diyor ama kimse sizin bu işi yapıp yapamayacağınızı sorgulamıyor ve eşit şartlarda yarışa başlamıyorsunuz. Sıkıntı burada. PTT 1. Lig'de her kulübün yıllık 4 Milyon TL geliri var ama bakıyorsunuz 3 sezon üst üste 40 Milyon TL harcayan takımlar var. Bu suyun kaynağı nereden geliyor, sponsorlar kim, bu işin içinde siyaset ne kadar var kimse bunu sorgulamıyor. Herkesin yaptığı yanına kar kalıyor dernek statüsüyle yönetildiği için. Türkiye'de ortalamaya bakıldığında başkanlık süresinin 6 ayı geçmediğini görüyoruz bütün kulüpleri değerlendirdiğimizde. Dünya-Avrupa futbol kültüründe böyle bir olay asla yok. Bunlara baktığımız zamanda Türkiye'de futbolun daha ileriye gitmesinin mümkün olmadığı söylüyorum. Biz hep olayı Passolig'e şike sürecine bağlıyoruz ama birazda biz kendimiz yöneticiler, Türkiye Futbol Federasyonu suçu başkasına atmak yerine kendimizde aramamız gerektiğini düşünüyorum.

SİZİN CRAWLEY TOWN İLE PLANLAMANIZ NEDİR? NEREYİ HEDEFLİYORSUNUZ?
Bu orta vadeli bir proje. Yaklaşık 7 ile 10 yıl içerisinde tabiki bir hedefimiz var Championship gibi. Bu hedefimiz ulaşmak içinde elimizden gelen bütün çabayı sarfedeceğiz. Güzel, profesyonel bir ekip oluşturyoruz. Kulüp 1896 yılında kurulmuş. Çok köklü ve 6 bin kişilik stadyumu var ama her maçını 3 bin kişiye oynuyorlar ki bizim 35 bin kişilik stadyumumuz var ama 150 kişi taraftar geliyor. 800-850 tane güvenlik görevlisi istihdam ediyorsunuz maçta bu sadece özel güvenlik birde kolluk kuvvetleri geliyor 150 seyirciye ama orada hiç polis ama her hafta 3 bin ciddi bedel ödeyerek gelen taraftar var. Kulübün gelir kalemine baktığınızda en büyük gelir kalemini taraftar oluşturyor. Gelen taraftarda oraya 3-4 saat öncesinden gelip artık oraya event halinde değerlendiriyor haftasonu bir eğlence olarak görüyor. Ama Türkiye'de ben özellikle kendi şehrim olarak söyleyeyim Kayseri'de herhangi bir başka sosyal aktivite olmamasına rağmen 1.2 milyon nüfusu var Kayseri'nin ama 150 taraftar geliyor. Bunlar gerçekten Türkiye'de futbol iyiye gitmediğinin göstergesi bana göre.

TARAFTARLARDAN KAYSERİ ERCİYESSPOR KÖTÜ DURUMDAYKEN SİZ GİDİP BAŞKA TAKIM ALIYORSUNUZ GİBİ TEPKİLER ALDINIZ MI?
150 kişiden ne tepki alacağım ve niye tepki alacağım bu ayrı bir şey. İkisi aynı ligde değil ayrı ayrı ülke ve ben takımım için elimden gelen herşeyi 10 senedir yapmış durumdayım. Türkiye'de malesef çok acıdır Ali İpek başkan gitti Denizlispor bitti, İsmail Uyanık başkan gitti Samsunspor bitti. Daha bunları çoğaltabiliriz. Kayseri Erciyesspor'a ben 10 yıl önce el atmamış olsam ve Türkiye Kupası finali oynattım, Süper Lig'e yükselttim evet bugünkü bulunduğu durum biraz sıkıntılı olabilir ama ben 10 yıl içerisinde sadece 25 milyon TL vergi dairesine para yatırdım. Bunların hepsini tek başına ve cebimden harcayarak yaptım. Bunu yapan büyük kulüplerde dahil kimse yok. ''Türkiyenin bana göre iki enayisi var birincisi şuan TFF başkanımız Beşiktaş'a harcadığı paradan dolayı Yıldırım Demirören başkan ve ben.''

Kulüp başkanı olacak kişinin herşeyinin araştırılması lazım. Ben Kayseri Erciyesspor başkanı olarak herkes evinde rahat rahat uyurken ben kulübün dertleriyle uğraşıyorsam kimsenin de bana söz söylemeye hakkı yoktur. Bu işlerin internetten sosyal medyadan yönetilmediğini birileri öğrenecek. Eğer gerçek taraftar varsa gelsin 35 bin kişilik stadyumumuza doldursun stadımızı konuşma hakkı olsun.