22-24 Ekim tarihlerinde yapılan Amerika Birleşik Devletleri Grand Prix'sini Austin'deki 3 günlük süreçte 400 bini aşkın biletli seyirci takip etti. COVID-19 pandemisinin etkisini hala sürdürdüğü günlerde bu yarış Formula 1 tarihinde en çok biletli izleyicinin katıldığı yarış rekorunu kırarak tarihe geçti. En çok izlenen diğer iki yarış ise pandeminin hemen öncesinden, 2019 yılından. (2019 Britanya GP: 351.000, 2019 Meksika GP: 345.000 biletli seyirci)
Formula 1 uzun bir süre boyunca ya çok sevildi ya da çok gereksiz bir spor olarak görüldü ve ilgi toplayamadı. Fakat bu "kutuplaşma" son yıllarda yumuşadı ve özellikle Netflix'te yayınlanan belgesel serisi "Drive to Survive" etkisi ile sporu takip etmeyen kişiler de bu spor ile ilgilenmeye başladı. "Drive to Survive"da takımların arka planda neler yaşadıkları, sürücüler arasındaki rekabet, takım patronlarının karar süreçleri ve dahası birçok konu dramatize edilerek bir belgesel haline getirildi ve 3 sezondur izleyicilerle buluşuyor.
Şu anda 4. sezonu çekilen dizinin spora olan etkisi hissedilirken, Formula 1’in ABD yayıncısı olan ESPN’in izlenme raporları da bunu destekliyor. Öyle ki, bu sezon Formula 1 geçen sezona göre %50, pandeminin öncesi olan 2019’a göre ise %36 daha fazla izleniyor. McLaren takımının patronu Zak Brown da yaptığı bir açıklamada ise şunları söyledi: “Kesinlikle ‘Drive to Survive’ etkisini görebiliyorsunuz. Rastgele yaptığım sohbetlerde herkes bu belgeselden alıntılar yaparak bana sorular soruyor. Bazı insanlar ‘Hiç Formula 1 izlememiştim ama şimdi hiçbir yarışı kaçırmıyorum.’ diyor.”
Pilotların, takım patronlarının, hatta takım sahiplerinin bile ilişkileri, karakterleri ve duygularının derinlemesine işlendiği bu belgeselde değil şampiyonluk, orta sıra mücadelesi bile veremeyecek durumda olan Haas takımı, izleyenlerin belgeseldeki favori takımlarından oldu ve bu tarz takımların başından geçenlerin ekranlarda bir dram şeklinde aktarılıyor olması ilgiyi arttırdı.
Türkiye’de ise Netflix belgeselinin etkisi resmi bir data ile ölçülemese de özellikle son 2 sezonda Türkiye Grand Prix’sinin de gerçekleştirilmesi ile beraber ülkemizde de sporun popülaritesi hayli arttı. Formula 1’i düzenli takip etmeyen kişiler bile fikir sahibi olup, bilgi alışverişi yapabilecek hale geldi. Ayrıca Twitter’daki yıl sonu verilerine göre Mercedes pilotu Lewis Hamilton, tüm sporlar ve sporcular arasında Türkiye’de en çok konuşulan isimler arasına girdi.
Bu belgesel serisi sürücülerin ve takımların da gündeminde. Ferrari'nin genç pilotu Charles Leclerc, Austin’deki ABD Grand Prix’si sonrasında “Formula 1 'Drive to Survive' sayesinde geçtiğimiz yıllarda sürekli olarak büyüdü. Bunu kesinlikle fark edebiliyorum ve hissedebiliyorum.” demişti. Öte yandan Red Bull Honda pilotu Max Verstappen ise bu belgeselde izlenme oranlarının arttırılması için hayali rekabetlerin yaratıldığını ve olayların fazla dramatize edildiğini belirterek bir daha belgeselde yer almak istemediğini söylemişti.
FIA tarafından paylaşılan 2021 üçüncü çeyrek finansal raporlarında ise 2020’de aynı döneme göre %12 daha fazla gelir elde edildiği görüldü. Ayrıca geçen sezon 104 milyon dolar zarar açıklanırken, bu sene bu çeyrekte 80 milyon dolar kar elde edildi. Tabii ki bunda sadece Formula 1’in artan popülaritesi değil, geçen sezon yarışlara COVID-19 protokolleri gereği çoğunlukla seyircilerin alınmaması ve hafta sonu hasılatlarının neredeyse tamamen sıfırlanması da etkili oldu. Bu sezon ise hemen hemen her yarış tam kapasite seyircili olarak yapıldı. FIA yetkilileri bu yıl 22 yarış, önümüzdeki sezon ise 23 yarış ile kendi rekorunu kıracak Formula 1 takviminde yer alabilmek için sayısız ülkeden teklif aldıklarını açıkladı. Öte yandan McLaren takım patronu Zac Brown da sektörün çok hızlı bir büyüme evresinde olduğunu ve 3 yıl içerisinde bu sporda tıpkı NBA veya NFL gibi milyar dolar market değeri olan takımların olacağını iddia etti.
TIKLAYIN: Formula 1 son yarış (Abu Dhabi Grand Prix) ne zaman, saat kaçta, hangi kanalda?
Kuşkusuz ki 2017 yılında Formula 1'i “satın alan” Liberty Media Group sporu yeni takipçilere ulaştırmada bu belgeselin de yadsınamaz ekisi ile beraber gözle görülür bir başarı elde etti. Benzer bir amaç, Avrupa’nın en büyük futbol kulüpleri tarafından hayata geçirilmek istenen “Avrupa Süper Ligi” projesi ile denenmişti. Bu projenin ana yapılma sebebinin yine “yeni takipçilere ulaşmak” olduğu söylenmişti. Fakat bu projenin yöneticilerinin unuttuğu şey, futbolun sadık taraftarlarıydı. Özellikle İngiltere’de taraftarların takımlara karşı durması sebebi ile projeden geri çekilmeler yaşanmış ve sonunda da tamamen iptal edilmişti. Formula 1 ve Liberty Media Group’un futbolda atılan adıma göre doğru yaptığı nokta ise Drive to Survive belgeseli örneğinde sadık taraftarları bile heyecanlandırabilecek bir adım atması oldu.
Son olarak da tüm bu gelişmeler sadece bizim değil, markaların da gözlerinden kaçmıyor. Doğal olarak bununla beraber olarak gerek Türkiye’de gerekse dünyada Formula 1’e ve bu sporun içeriğine sponsor ilgilerinin artışı da sporu finansal olarak direkt olarak yukarıya taşımaya devam edecek.