Türkiye Futbol Federasyonu'nun mali bütçesiyle ilgili açıklamalar yapan Yıldırım Demirören şu ifadeleri kullandı, "Türkiye'deki futbol yapılanmasını biliyoruz. Türk ftubolunu düzlüğe çıkarmaya çalışıyoruz. 3 Temmuz sonrası Türk futbolu bitmiş denirken, ayağa kaldırdık. 2012-13 yılında 300 milyon TL olan bütçemiz 2016-17'de 550 milyon TL'ye çıkarıldı. Avrupa'nın en büyük 5. yayın geliri olan bir lige sahibiz. Bugün 3 takımımız Avrupa'da Mart ayını görüyor.
Kulüplerimizin gelirleri dolar bazında yüzde 20 arttı. Bu artış içinde yeni yapılanma içinde denk bütçeyle denetlemek zorundayız. Bu süreçte 196 milyon TL'lik de tasarrufumuz var. Bu yönetimin takdir edilmesi gerekiyor. Ayrıca Federasyon'da 30 bin TL'nin üstünde maaş alan 2-3 kişi var. Bunun dışında bu rakamları alan kimse yok. Bununla ilgili kanun çalışması var. Dernekler kanunuyla beraber yöneticilerin sorumlu olmasına geliniyor. Bu kanunu tek başına çıkarırsak, hepsinin biraraya gelmesi lazım. Kanun biraz daha bekleyecek. Kanunla yöneticiler sorumlu olacak."
"AZALAN SEYİRCİLER BEDAVACILAR"
Seyirci rakamında Avrupa'dan gerilerde olduğumuzla ilgili eleştiriler üzerine ise Demirören, "E bilet pasolig çıkmadan önce seyirci ortalaması haftalık yaklaşık 10980. Şu an ise 8908. Ortalamada biraz eksilme var. Zaten 2 bin kişi tribünlerde görmek istemediğimiz bedavacalar, stadı yönetime karşı kullananlar. Federasyonun çözeceği şeyler değil. Sahayı, stadı günlük aktivite haline getirmemiz lazım. Futbolun eğlence olduğunu göstermeliyiz. Haksızlık olduğunda kulüpler taraftarın hakkını koruyacak; ama kavga ortamını kulüplerin bitirmesi lazım. Bunu bitirmezsek bu 8 bin 5 binlere düşer. Statlarımızın eğlence merkezi haline getirmeliyiz." yorumlarını yaptı.
Türk futbolunun marka değerinin artırılması gerektiğini kaydeden Demirören, "500 milyon Dolar'a ihaleyi yaptık; ancak bugünden itibaren 800'e nasıl satarız onun çarelerini bulmalıyız. Futbolun marka değerini bu seviyelere çıkarmalıyız." dedi.
YAYIN İHALESİ KURU SABİTLENDİ
"Yeni yayın ihalesinde kuru sabitlediniz mi?" soru üzerine de Demirören, "İhaleyi yaptığımızda kur sabitleniyor. Daha anlaşmayı imzalamadık. Kulüpler Birliği de kurun sabitlenmesi üzerine görüş bildirdi. 17 takım olur verdi. Kurun sabitlenmesi, 5 sene içinde toplam, 50 milyon Dolar civarında bir fedekarlık yapılması demek. Seneye vurulduğunda 10 milyon Dolar." ifadelerini kullandı.
YENİDEN BAŞKANLIĞA ADAY OLACAK MI?
TFF'de yeni başkanlık seçiminde aday olup olmayacağı konusuyla ilgli ise Yıldırım Demirören, şunları söyledi, "TFF'de seçim 2019'da. Uzun vadeli şeylere kısmet derim. Her şey kısmettir. Ben Beşiktaş başkanı olduğumdan bir ay önce bunu düşünmüyordum. Şartlar getirdi. Kulüpler Birliği başkanı olduğumdan 10 gün evvel böyle bir şey düşünmüyordum. Federasyon başkanı olurken neredeyse olacağım güne kadar öyle bir şey düşünmüyordum. Şartlar getirdi. Şartlar birilerini bir yerlere götürür. O yüzden ordayım, burdayım... Bizler gecici görev için geliyoruz. Hatta keşke tekrar genel kurul yapıp "Federasyon başkanı en fazla 2 veya 3 dönem yapar" desek. UEFA, statü değişikliği getiriyor. En fazla 3 kere seçilebiliyor. Gelin bunu federasyonda da yapalım. Hatta 2 kez yapalım. Bunu yapalım. Ben varım. Biz koltuklarda hayat boyu oturmayalım. Ne kadar oturursak hatamız da artar.
Bizim federasyonun başında Türkiye var. Türkiye'nin federasyonu. Bu ülkeyi temsil ediyor. Her yorum, her konuşma, her beyanat saygılı olmak zorunda. Sonuçta biz kamu kuruluşuyuz ve devlet personeliyiz. Biz Türkiye'yi temsil ediyoruz. Orası gelimiş seçilmişsin de yıpratabileceğin bir yer değil. Bizim hakemlerimiz en iyisini yapmak için sahadalar. Burada en çok eleştirdiğimiz hakemimiz Avrupa'nın en başarılı hakemleri arasında Gitti eli görmedi, penaltı verdi. Cüneyt Çakır gibi en değerli hocamız. Ama hemen bir kenara atamayız. Bu vefasızlıktır. Unutmak vefasızlıktır."
OPERASYON!... "BUNU NASIL BECERİYORUM?"
Türkiye Futbol Federasyonu'na ve hakemlere ağır eleştiriler getirildiği ve cezaların caydırıcı olmadığı yorumu üzerine Demirören, "Cezalar beyanatlar yapılmasın diye veriliyor. Konuşmaların, hareketlerin, soyunma odalarına gitmelerin olmaması lazım. Artık Türkiye, Avrupa ve dünya liderliğine giden bir ülkeyiz. Bu mantığın artık değişmesi lazım. Operasyon çok önemli bir kelimedir. Operasyon dediğinde askeri anlamda yapılır ve hayat kurtarır. Operasyon bir ülkeye girmektir. Operasyon gibi bir kelimeyi futbolun içine koyduk. Her harekete operasyon dedik. Operasyon yapmak için MHK'ya ihtiyacım var. Sonra hakemlere ihtiyacım var. Biz de bize bakın. 5 senedir Galatasaray yönetimi, "Galatasaray'a operasyon var" dedi. Trabzon yönetimi, "Trabzon'a operasyon var" dedi. Fenerbahçe yönetimi, "Fenerbahçe'ye operasyon var" dedi. Beşiktaş yönetimi, "Beşiktaş'a operasyon var" dedi. Bursa, Antep, Kayseri... Bütün kulüplerimiz dedi. Bunu nasıl beceriyorum. Bu nasıl beceriliyor ve bu gizli kalıyor. Bu hakemlerden hiçkimse çıkıp bir şey konuşmuyor. Bu kadar basit değil. Hata var. Hatalar zinciri olmuş olabilir. Geçen sene Kasımpaşa'ya 3,4 tane hata yapıldı. Ama operasyon apayrı bir ifadedir. Bir şeyleri seçerken ve kullanırken de çok dikkatli olmak lazım. Böyle bir şeyi becerecek insan da yok. Bizler, kulüp başkanları, yöneticiler, hakemler sorumluluklarımız çok büyük. Taraftar gibi bir toplumu yönlendiriyoruz. Sorumluluğumuz çok fazla" açıklamalarını yaptı.
Cezalarla ilgili İngiltere örneğini veren Demirören, "İngiltere'de eleştirilere verilen cezaları hocalar ödüyor. Sen istediğin gibi konuşup ceza alacaksın cezanı kulüp ödeyecek. Belki genel kurul üyesi bunu istemiyor. Bizim ceza verdiğimiz kişilere bakın. İlkokul çocuğu değil ki ceza veresiniz" dedi.
"'GİT' DEME YETKİM YOK"
Türkiye Futbol Federasyonu'ndaki 2 yöneticinin TFF aleyhine açıklamalar yaptığı ve uzun süreli cezalar aldıklarının hatırlatılması üzerine Demirören, "Hala yönetim kurulunda olmalarına ben izin vermedim. Bu ikisi çok değerli iki dostum. Hele bir tanesi değerli ağabeyim. Her zaman da ağabeyimdir. Hayat boyu ağabeyim olacaktır. Ben eğer bunlara cezaları vermeseydim, soyunma odasını basan başkana veya yöneticiye veya futbolcuya nasıl ceza verecektim. O kadar demokratik bir yönetimiz ki; talimatname değiştirdik. Federasyon kendi disiplini içinde yönetilene ceza uygulamayor. Federasyon şov yapma yeri değil. Federasyon, her yönetici gelirken formasını çıkartır ve Türk futbolu için kararını verir. Soyunma odasına giden başkana ve yöneticiye ceza verdik. Bizdeki ceza sistemi, katlana katlana olduğu için... Bir tane yapsaydık, gelip yönetim kurulunda oturacaktı. Bizim gidin deme yetkimiz yok. O kendi kararları. Federasyon başkanı olarak hiç bir başkan yardımcısına git deme yetkim yok. Kurullara da aynı. Hiç bir kurula git diyemeyiz. Bu da statü değişikliğidir. Gelin hep beraber değiştirelim. Yöneticim bunu şov yeri olarak kullanamaz. Benim ağabeyim bizi eleştiren , "Demokatik değil" diyen Aziz başkana hakaret ettiği için de ceza aldı. Çünkü onun konuşma yetkisi yoktu." diye konuştu.