FANATİK: FARK VAR!
Ay-Yıldızlı forma ve birkaç tecrübeli isim dışında çarşamba gecesi her şey farklıydı. A Milliler, Hollanda karşısına bambaşka bir ruh, bambaşka bir istekle çıktı. Dünya 2'ncisi rakibimize büyük bir hata sonrası tek golle kaybettik, ama kaçırdığımız fırsatlarla Portakallar'ı resmen titrettik!
KARTAL YİĞİT / HABERTÜRK
Skor olarak sevinmesek de ilk defa bir arada oynayan futbolcularımız son iki resmi maçtaki Milliler'e göre daha heyecan vericiydi!
ALİ ECE / AKŞAM
Günümüz futbolunda belirleyici olan 2 ana unsur var: 1- Hücumun bittiği anda savunmaya ne kadar kolektif başladığınız. 2- Savunmada topu kapınca kolektif hücuma ne kadar efektif çıktığınız. Avrupa'da bu ikisini en iyi şekilde sahaya yansıtan iki takımdan birisi Hollanda. O Hollanda ile hazırlık maçı yapmak, geleceğin milli takımını kurma; eldeki takımın futbolunu güncelleştirme, bir üst seviyeye çıkarma hedefine uygun bir tercih. Ligimizde en basit yani en efektif oynayan takımın, Trabzon'un bu kadroda ağır basması da son derece doğal ve Hiddinkçe bir tercih. Bu 'yeni' milli takım, beraber açılıp beraber kapanmaya, hücuma açılma ve savunmaya kapanma arası süreyi minimuma indirmeye çalışıyor. Hiddink, daha önce Güney Kore, Avustralya ve Rusya'yı benzer son model futbol ilkelerini uygulayarak ihya etti. İlk 45 dakikada da milli takımımızda nihayet Hiddink futbolundan izler gördük. En üstte saydığım günümüz futbolunun iki belirleyici ana unsurunu şimdilik 10 üzerinden 6-7 seviyesinde sahaya başarıyla yansıtabildik.
TURGAY DEMİR / FOTOMAÇ
Sonuç olarak dört-beş futbolcunun ilk kez oynadığı bir maçta futbol olarak kesinlikle dünya devi Hollanda'dan daha kötü oynamadık. Aksine daha çok pozisyon bulduk. Deyim yerindeyse Portakal'ı soyduk ama ağzımıza götürürken elimizden düşürdük. Olsun sonucunda bu bir hazırlık maçıydı ve skor o kadar da önemli değil. Yeni isimler, Milli Takım için yeni bir güç kaynağı olacaklarına dair beni umutlandırdılar. Önemli olan budur. Hiddink kendi takımını oluşturmak için dev bir adım attı, arkası gelecektir.
OĞUZ DİZER / FANATİK
Bol gol pozisyonu yakaladık, atamadık. Kendi becerilerimizle ürettiğimiz, şık pozisyonlar üstelik. Kimi acemilikten, kimi de Hollanda kalecisinin mükemmelliğinden olmadı. Onların ki çok kolay oldu! Nasıl? Genetiğimizde bolca bulunan ve yaşamımızın tüm katmanlarında sıkça kullanılan ‘kaza' yeteneğimizin trafikte değil, futbolda olan versiyonuyla! Kamyonlardaki gibi ‘Allah korusun' diye mi yazdırsak acaba? Olmaması gereken bir aymazlık ve atmayı beklerken yedik. Can kaybının olmadığı, kaporta hasarlı bir kaza! Kaportacı Hiddink ve Çetin usta, Engin kalfa halledebilir.
ÖMER GÜVENÇ / AKŞAM
Golü yedikten sonra iyi oynamaya başladık. Hollanda'yla deplasmanda oynuyorsun, rakip kalede ancak 3-4 tane pozisyon bulursun! Bu pozisyonları da bulduk. 60 ve 61. dakikalarda Umut, 74. dakikada Kazım akıl almaz goller kaçırırken ondan sonra yine pozisyon bulduk ama adeta gol kaçırma yarışına girdik. Ya kardeşim bunlardan birini de atacaksın! İlk 45 dakikada Burak'ı çok beğendim. Oyunun genelinde Selçuk çok iyiydi. Özetle; Ben dün milli takımı, kaybetmesine rağmen çok beğendim.
İLKER YAĞCIOĞLU / TAKVİM
Belki grupta şansımız azaldı ama dün akşam sahada gördüğümüz milli takımla yarınlar için ümidimiz bir hayli arttı. Hollandalı hocanın bu anlayışı sürdükçe çok daha etkili bir milli takım izleyecek gibiyiz. Bu yüzden, "Vazgeçme Hiddink, bu cesaretle devam et!" diyorum.
OKAY KARACAN / ZAMAN
Genç kadroların handikabı sorumsuzca risk alıp, maceraya girerek takım bütünlüğünü bozabilecek potansiyel bireysellikleri içinde barındırmasıdır. Dün gece bireysel bir hatayla kaybetmiş olsak da oyun disiplinine bağlı kalan genç kadro rüştünü ispat etti. Kaybetse de, ne yaptığını bilen, hocanın söylediklerinin dışına çıkmayan, oyuncu değişikliklerine rağmen hücumda ve savunmada belli bir standardı yakalayan bu Milli Takım'ı çok beğendim. Hiddink'in Şenol Güneş'ten daha radikal davranıp ısrarcı olmasını bekleyelim.
HALİL ÖZER / HABERTÜRK
Dün gösterdi ki arkadan yavaş yavaş bazı oyuncular geliyor. Eski takımdan 4-5 oyuncuyu yani Volkan, Emre, Gökhan, Arda ve Hamit'i iskelet yapacaksın gerisini de yeni yetmelerden.
MİLLİYET: DEĞİŞİM RÜZGÂRI
Hiddink kadroya ilk kez çağırdığı oyunculardan Umut, Burak ve Serdar'a 11'de görev verdi. Mehmet Ekici, Engin Baytar, Yekta Kurtuluş ve Yiğit İncedemir de ilk kez milli formayı giydi
FANATİK: BU TAKIMA GÜVENİYORUM
Zorlu Hollanda maçı sonrasında teknik direktör Guus Hiddink çarpıcı ifadeler kullandı. Gençlerden kurulu kadrosunun sergilediği performanstan mutluluk duyduğunu dile getiren deneyimli çalıştırıcı, “Bu bizim için bir test maçıydı. İyi oynadık ve mücadeleci bir futbol sergiledik. Bir konsantrasyon hatasından, güçlü ve tecrübeli Hollanda'ya kaybettik... Bu genç oyuncuların birlikte sadece 2-3 idman yaptığını unutmamak gerek. Şubat ve Mart aylarında yapacağımız özel maçlarla iyice kaynaşacağız ve iyi bir takım ruhu yaratacağız. Ben bu oyunculara, bu takıma güveniyorum. Onların futbola olan adanmışlıkları bana umut verdi. Hollanda da böylesine dirençli bir takım beklemiyordu” dedi. Euro 2012 şansıyla ilgili de konuşan Hiddink, “Almanya gruptaki en güçlü takım. Ancak havlu atmış değiliz, hala büyük şansımız var. Mücadele edeceğiz, şansımızı sonuna kadar zorlayacağız” ifadesini kullandı.
AKŞAM: MİLLİ ŞEF NURİ
Hollanda maçının kadro seçimiyle birlikte Turuncu Devrim'in ateşini yakan Milli Takım Teknik Direktörü Guus Hiddink, oyun sistemini ve saha içi liderini de değiştirdi. Almanya ve Azerbaycan maçlarında hata veren 4-3-3'ten orta sahayı kalabalık tutan 4-1-4-1'e geçen kurt teknik adam oyun kuruculuk görevini Nuri Şahin'e verdi. BORUSSIA Dortmund'da olağanüstü bir sezon geçiren Nuri, Hollanda maçında bu ağır sorumluluğu başarıyla yerine getirdi. Bir taraftan takım arkadaşlarını saha içinde yönlendiren Nuri bir taraftan da milimetrik paslarıyla forvetlerimizi golle burun buruna getirdi. Özellikle Burak'a maçın ilk bölümünde attığı derin pas karşısında dünya ikincisi Hollanda'nın defansı arapsaçına döndü. BURAK'IN vuruşu da etkiliydi ama kaleci son anda topu kornere çeldi. Nuri, 1-0 geriye düştüğümüz andan itibaren de savunma görevini bir kenara bırakıp hücuma daha fazla katkı sağladı.
HABERTÜRK: BİSİKLETLE GEZMEDİK GİZLİ GİZLİ ÇALIŞTIK
Hiddink, Türkiye'de fazla durmaması yönündeki eleştirilere yukarıdaki sözlerle yanıt verip “Eğer çalışmalarımız olmasaydı şimdi bazı oyuncularımız başka milli takımlar için oynuyor olurdu” dedi.
SABAH: ŞU ÇILGIN TÜRKLER HOLLANDA'DA ŞOV YAPTI
A Milli Takım dün Hollanda ile deplasmanda değil sanki Türkiye'de mücadele etti! Maç başlamadan Amsterdam Arena'ya akın eden Türk taraftarlar, çevreyi bayram yerine çevirdi ve Hollandalılar'a sayısal olarak ezici üstünlük sağladı. Milli Takım'a hiç susmadan 90 dakika destek veren ay-yıldızlı taraftarlar, Hollandalı futbolcuları ısınmaya çıktıkları sırada bile ıslık yağmuruna tuttu. Tribünde Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor formalarıyla yerini alan Türkler, aralarındaki dosthane görüntüleriyle alkış alsalar da taşkınlıklarıyla sınıfta kaldılar. Maçın ilk yarısında Türk taraftarların bulunduğu bölümden sahaya çok sayıda meşale atıldı. Stat görevlilerinin Türkçe olarak yaptığı "450 Euro para cezası ve 18 ay maça girme yasağı var" uyarıları da Türk taraftarları durduramadı ve sahaya yabancı maddeler yağdı. Oyun da birkaç kez durdu.
SABAH: LEVENT KIZIL DEPREMİNİN PERDE ARKASI
(DENİZ DERİNSU)
Milli Takımlar Sorumlusu Levent Kızıl'ın Hollanda'ya gelmemesinin yankıları devam ediyor. Olayın perde arkasında ise şunların yaşandığı öğrenildi: Türkiye'nin Azerbaycan ile oynadığı karşılaşma sonrası Federasyon Başkanı Mahmut Özgener, Kızıl'a, "Takımda bir sürü şey oluyor. Senin hiçbir şeyden haberin yok" der... Bunun üzerine Kızıl, "Başkan isterseniz görevi bırakayım" diyerek bu sözlere karşılık verir. Başkana kırgın olan Kızıl bu gelişmeler üzerine Milli Takımlar Sorumlusu görevinden ayrılma kararı alır ve Hollanda maçı yerine soluğu ailesi ile birlikte Miami'de alır. Kızıl'ın ayrıca Özgener'e, "Ben bu takıma çok emek verdim, zaman ayırdım. Böyle kolay bir şekilde yaptıklarım göz ardı edilemez" dediği de ifade edildi.
FANATİK: YOLCU!
Elano Blumer, Hagi'yle ikinci baharını yaşamasına rağmen ülkesine dönmek istediğini açık bir dille ifade etti. Brezilya'nın önde gelen spor sitelerinden Globo Esporte'ye kariyeriyle ilgili açıklamalar yapan yıldız oyuncu, “Türkiye'de huzurluyum ama Brezilya'ya dönme fikrim çok yüksek” diye konuştu. Tekrar milli takıma seçilmek istediğini kaydeden Elano şunları söyledi: “2011'deki hedefim tekrar Brezilya Milli Takım forması giymek. Eski kulübüm Santos'un başkanı da beni istediğini söylemişti. Orada tekrar oynamak isterim. Santos'ta iki kez şampiyonluk yaşadım. Eğer bu rüyam gerçekleşirse çok mutlu olurum. Galatasaray'la 2 yıl daha sözleşmem var. Kulübümle bir sorunum yok ama ülkeme dönmek daha iyi olabilir. Aralık ayında kariyerim için en doğru kararı vermeye çalışacağım. Bu sürede Galatasaray için elimden geleni yapacağım. Ülkeme dönmek sadece bana ait bir tutku.”
VATAN: SEN DE Mİ BRÜTÜS
Ve çatırdadığı ispatlanamasa da dışarıdan çok net gözüken G.Saray yönetimi, adeta parçalandı! Vatan'ın haftalar önce yazdığı bu bölünmede başkan Adnan Polat ise ilk kez konuştu.. Yeni Şafak gazetesinden Abdullah Eğilmez, Bangkok'ta bayram tatili yapan ve yaşanan tüm bu gelişmelere rağmen İstanbul'a dönüş yapmayan Polat'a telefonla ulaştı.. “Dört yıl süresince yapılan iyi şeyleri görmek istemeyenler var. Devamlı bizi eleştiren birkaç kişilik muhalefet yönetim içinde huzursuzluk çıkartmaya çalışıyor. Amaçları yönetimi devirmek. Medyaya gerçek dışı haberler uçuruyorlar. Mehmet Helvacı da buna çanak tutuyor. ‘Toplu istifalarla yönetim devrilecekmiş..' Bunlar asılsız haberler”...
VATAN: BAŞKAN YALANLADI AMA TATLI DİLLE!
G.SARAY Başkanı Adnan Polat, bu gündem yaratan açıklamanın ardından resmi siteden röportajı yalanladı.. Fakat daha önce gerek biz, gerekse başka gazeteler için kullanılan 'ağır ifadeler' böylesine büyük bir haberin yalanmasında yer almadığı gibi, 'Böyle bir şey söylemedim' açıklaması da yapılmadı.. Polat, "Yurt dışında bulunduğum bu süreç içinde herhangi bir medya mensubu ile yapılmış röportajım yoktur" ifadesini kullanırken bu cümle, 'Konuştuk ama röportaj değil' olarak yorumlandı.
MİLLİYET: VE SÖZ ÇELEBI'DE
(NEVZAT DİNDAR)
Galatasaray Genel Sekreteri Işın Çelebi, dışarıdaki grupların, yönetim kurulunun bitirmek üzere olduğu projeleri sahiplenmek istediğini belirterek, “Bunları yönetime bırakmamak için adeta and içtiler. Bazı arkadaşların bu gerçeği görmesi lazım” dedi. “Futboldaki gelişmelerle, mali konuları ve yatırımları ayırmak gerekir. Yeni stadımız 15 Ocak'ta devreye girecek. Riva'da ihale süreci devam ediyor. 10 Aralık'ta teklifler toplanacak. Sadece Riva'dan 250 milyon doların üstünde bir gelir bekliyoruz. Sportif A.Ş. ile Futbol A.Ş.'nin birleşmesi en önemli projemizdi. Bağımsız denetim ve konsolide bilançonun ortaya çıkması var. Bu gelişmeler, birilerini rahatsız etti. Stadı ve Riva'yı neden bu yönetim sonuçlandırsın diye düşünüyorlar. Yapılan karalama kampanyası ve toplantıların nedeni bu”
SABAH: AYRILMALIYIZ ARTIK
Galatasaray Başkanı Adnan Polat ie yardımcısı Mehmet Helvacı arasındaki gerilim, bayram tatili nedeniyle bir hasara yol açmazken, yönetimdeki ikinci adam Helvacı'yı son yaşananlardan dolayı suçlayan Polat'ın İstanbul'a döndükten sonra zehir zemberek açıklamalar yapacağı öğrenildi. Helvacı'nın beş yönetici arkadaşıyla yaptığı yönetim kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamalar üzerine çılgına dönen ve ikinci başkanının sözlerini kulübün resmi sitesinden yayınlanmasına izin vermeyen Başkan Polat'ın, Helvacı'yı arayarak "Sen bizim yönetimde misin? Yoksa bu yönetimin muhalefeti misin? Hafta başına kadar bunun kararını ver" diyerek yol ayrımına geldiklerini ifade ettiği de gelen haberler arasında. Öte yandan Polat, dün bir gazetede Helvacı için 'Brütüs' ifadesini kullandığı yönünde yer alan haberi tatilde bulunduğu Bankok'tan yalanladı.
HÜRRİYET: HAGI'NİN ÖRNEK GÖSTERDİĞİ TEK ADAM
Gheorghe Hagi, Florya'da Lorik Cana'yı örnek isim olarak gösterdi. Manisaspor maçı sonrası, “Bazı futbolcuların saha içi davranışları normal değil. Başarıya aç bir takım kurmak istiyorum” diyerek oyuncularına gönderme yapan Hagi'nin, Lorik Cana'nın iyi de oynasa, kötü de oynasa saha içindeki tavırları ve mücadelesine tam not verdi. Hagi, maç sonrası Arnavut oyuncuyu tebrik ederek “Hırsını yüreğini ortaya koydun. Mücadele ediyorsun. Tebrik ederim” dedi. ncelikle takımın eskisi gibi sahada kazanmak için mücadele etmediğini belirten Hagi, Cana için teknik heyetteki kurmaylarına, “İyi de oynasa, kötü de oynasa, yenilgiyi asla kabullenemiyor. Sahada yalnızca ‘Ben bunu yapayım' diyerek kenara çekilmiyor. Futbolcuları da hep ayakta tutup, motive etmeye çalışıyor. Bana onun gibi sahada savaşacak, kaybetmekten nefret edecek oyuncular lazım” yorumunu yaptı.
AKŞAM: ŞAMPİYONLUĞUN ‘Ş'Sİ YOK
Romanya'da tarihinin en zor dönemlerini yaşayan Steaua Bükreş'teki çare arayışı, Hagi'nin mukavele sırlarını da ortaya çıkardı. Taraftarın, 'Hagi takımın başına geçsin' baskısı karşısında daha fazla dayanamayan Becali, 'Hagi'yi istemeyin, kesinlikle bu mümkün değil' açıklamasını yaptı. Hagİ'nİn futbol oynadığı dönemlerde menajerliğini de yapan Becali, neden Steaua Bükreş'in başına dönemeyeceğini açıkladı. Hagi'nin, Sarı-Kırmızılı takımla yaptığı kontratın içinde, 'Şampiyonluk' maddesinin bulunmadığını da belirten Becali, 'Onun Galatasaray'da yolu uzun. Çünkü yönetim ondan şampiyonluk beklemiyor. Takımda bir temizlik harekatı yapmasını ve takımı gençleştirmesini istiyor. Yeni bir yapılanma için oraya gitti ve Steaua Bükreş'in başına dönmesi imkansız' dedi. Bütün bu açıklamalardan Galatasaray yönetiminin daha 9. haftada şampiyonluktan umudunu kestiğini ve Rumen teknik adamla anlaşırken böyle bir başarıyı hedeflemedikleri de ortaya çıkıyor.
SABAH: OPERASYONUN ELİ KULAĞINDA
(FATİH DOĞAN)
Şampiyonluk yarışının uzağında kalan Beşiktaş'ta teknik direktör Schuster ile yönetimin, sezonun ikinci yarısı için hazırladıkları planlamaya SABAH ulaştı. Yapılan planlamada alınan kararlar şunlar:
1- Takımda fazla forma şansı bulamayan Michael Fink kiralık ya da satılık olarak gönderilecek. Sivok'a yer açılacak.
2- Ersan'ın performansı ve Avrupa Ligi'ndeki duruma göre bir yabancı daha gönderilip düşünülen stoper transferi için yer açılacak. Beşiktaş, Avrupa'da yoluna devam ederse bu takviye yapılacak. Aksi taktirde maliyet hesabı yapılacak. Bu operasyonda gönderilmesi gündemde olan zayıf halkalar ise Tabata veya Hilbert.
3- Altyapıdan üç oyuncu devre arası kamplara katılacak ve antrenmanlarda şans verilecek. Schuster, bunlardan beğendiklerini takıma monte edecek.
4- Aynı şart ve rakamlarda imza atması şartıyla Bobo ile sözleşme yenilenecek. Menajeri yüksek rakamlarla yönetimin karşısına çıkarsa şartlar zorlanmayacak.
STAR: FUTBOL HAYATI TEHLİKEDE
Kartal'da Bobo şoku. Sol arka adalesindeki rahatsızlık nedeniyle bir süredir sahalardan uzak kalan Bobo'daki olumlu gelişmeler kısa sürdü. Sambacı'da beklenmedik ağrılar ortaya çıkınca Almanya'ya kontrole gitti. Beşiktaşlı futbolcunun kuyruk sokumu bölgesindeki bir kasın orantısız şekilde geliştiği ve hem kemiklere, hem de sinirlere baskı yaptığı için acı verdiği belirlendi. Doktorlar hemen tedaviye başlarken, Kulüp Doktoru Devrim Uygun, “Bobo ağrılar yüzünden zor yürümüyor. Söz konusu kası etkisizleştirmek için gereken neyse yapılıyor. Umarım en kısa sürede sonuç alırız” dedi. Bobo'daki sürpriz gelişme Siyah-Beyazlılar'ı üzerken, kasın yok edilememesi durumunda futbol hayatının tehlikede olduğu ifade edildi.
HÜRRİYET: ADALETLİ, SEVİLİYOR VE ÇOK COOL
(İSMAİL ER)
Hem oynadığı futbol hem de sempatik tavırları ile siyah beyazlı tribünlerin sevgilisi haline gelen Guti ile bayramlık bir röportaj gerçekleştirdik. Daha önce 2008 Avrupa Şampiyonası grup elemelerinde Madrid'de oynanan İspanya-Türkiye milli maçı öncesi bir gece kulübünde karşılaşıp sohbet ettiğimiz futbolcu, son buluşmamızda “Türk futbolunu sen mi yönetiyorsun. Milli takımda sen, Beşiktaş'ta sen. Her yerde beraberiz. Eski bir dostumu görmüş gibi oldum. Tanrı bizi hep geceleri biraraya getiriyor” dedi.
-Türkiye'ye geldiğine memnun musun?
-Her şeyden önce eski takımımda teknik direktörüm olan Schuster ile yeniden beraber olmak süper bir olay. Türkiye'ye gelmem çok zordu. Ailemi ve beni ikna eden başkan Yıldırım Demirören, Serdal Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu üçlüsüne teşekkür ederim. İyi ki gelmişim. Burada futbolcu arkadaşlarımla ilişkilerim mükemmel. Onların bana, benim onlara saygım var.
-Ligimizde en beğendiğin futbolcular kim?
-Arda Turan, İbrahim Toraman, Necip Uysal, Emre Belözoğlu, Ernst, Bobo, Quaresma... İsmini hatırlayamadığım bazı oyuncular da var. Teknik oynayan her futbolcuyu beğenirim.
-Ya teknik direktör Schuster? Onun için ne söylersin?
-Çok cool biri. Aynı Real Madrid'deki gibi kadroda kim varsa şans verdi. Takımda oynamadım diyen oyuncu yok. Önemli olan adaletli forma dağıtımı yapması. Kendisini tüm oyuncular seviyor. O, takımın menfaati için çırpınır.
-Alex, Niang ve Iverson için düşüncelerin?
-Alex Brezilya futbolunda önemli bir isim. Fenerbahçe ile özdeşleşmiş. Niang'ı Fransız Ligi'nden biliyorum. Dünya'da üç önemli basketbolcu say deseler, mutlaka Iverson'ı da söylerim. İstanbul'daki tüm basketbol maçlarımızı çocuklarımla birlikte izlemeye gideceğiz.
AKŞAM: TÜRKİYE, İTALYA'DAN DAHA ZOR
Beşiktaş'ın Portekizli süper yıldızı Ricardo Quaresma, ülkesinin en önemli gazetelerinden Publico'ya verdiği röportajda, Mourinho'dan Türkiye'deki medyaya kadar birçok konuda önemli açıkmalarda bulundu. Hayattaki en büyük pişmanlığı olarak Inter'e transferini gösteren Q7, 'İtalya'da oynarken, mutluluğumu ve özgüvenimi elimden aldılar. Kendimi orada takımın bir parçası gibi hissedemedim' diye konuştu. Inter'e Mourinho istediği için transfer olduğunu söyleyen Portekizli oyuncu, 'Ancak bir anda beni takımdan kesti. Tamam, çok iyi bir dönem geçirdiğim söylenemez. Ben de maçları televizyondan izlediğimde kendimi tanıyamıyordum. Ancak beni isteyen Mourinho'ydu. Ve zor zamanımda beni yalnız bıraktı' dedi. Mourinho'nun, 'İtalya'daki baskıdan ve Inter taraftarından korktu' sözlerine ise Q7 şöyle cevap verdi: Türkiye'deki medya baskısı İtalya'dakinden daha fazla. Buradaki taraftarlar ise futbola adeta tapıyor. Herkes futbolla yatıp, futbolla kalkıyor. Eğer korkacak olsam İtalya'da değil, burada korkardım.
FANATİK: GATTUSO'NUN GELMESİ AN MESELESİ
Semih Özsoy'la birlikte Milano'ya uçan Başkan Aziz Yıldırım, Milan Asbaşkanı Adriano Galliani ile masaya oturdu. Yıldırım, 1999'dan bu yana Milan'ın demirbaşlarından olan ve bitmez tükenmez enerjisi nedeniyle tribünler tarafından taparcasına sevilen Gennaro Gattuso'yu resmen istedi. Galliani'nin, taraftarın gözünde adeta bir kahraman olan Gattuso'yu elden çıkarma konusunda çok da gönüllü olmadığı ancak Başkan Yıldırım'ın yaptığı cazip teklif nedeniyle düşünmek için süre istediği öğrenildi. Fenerbahçe'nin transfer hamlesi bununla da sınırlı kalmadı. Başkanlığı döneminde İtalya'dan Lazetiç, Rapaiç ve Appiah gibi yıldızları transfer eden Aziz Yıldırım'ın, başta Juventus'un orta sahadaki Malili yıldızı Mohamed Sisokko olmak üzere çeşitli oyuncular için de ön araştırma yaptığı kaydedildi.
AKŞAM: ALEX'İN FENER'LE BALE'Sİ
Ferguson, Fenerbahçe'yi kurban seçti, Bale'in 45 milyon euro'luk bonservis bedelini karşılamak için, masaya 15 milyon euro'luk Berbatov'u sürdü. İskoç teknik adam, 45 milyon euro'nun 15'ini Berbatov'u satarak F.Bahçe'den alma hesapları içinde.
STAR: HAMİT YILIN GOLÜNE ADAY
Bu büyük onur Hamit Altıntop'un... FIFA, 2010 yılının “en iyi 10 golü”den biri olarak, milli futbolcumuzun; Kazakistan'a attığı nefis golü de gösterdi. “Sezonun en iyi golü” fifa.com kullanıcıları tarafından seçilecek. Listede Hamit Altıntop'un yanı sıra Kuzey İrlanda'dan Burrows, Fransa'dan Samir Nasri, Arjantin'den Lionel Messi, Hollanda'dan Arijen Robben, Brezilya'dan Neymar, İsveç'ten Hallenius, Japonya'dan Yokoyama, Güney Afrika'dan Tshabalala ve yine Holanda'dan van Bronckhorst bulunuyor. Seçilen en güzel gol, 10 Ocak 2011'de açıklanacak.
SABAH: BERBATOV BALON
(GALİP ÖZTÜRK)
İngiliz basını dün Fenerbahçe'nin, Manchester United'ın Bulgar golcüsü Dimitar Berbatov'u istediğini ortaya attı. İngilizlerin saygın kanalı BBC, 29 yaşındaki golcü için sarı-lacivertlilerin 18 milyon euro bonservis bedeli önerdiğini ve oyuncuya da yıllık 5 milyon euro teklif ettiğini öne sürdü.
Haberin dayandırıldığı kaynak 4-4- 2 dergisinin Almanya versiyonuydu. Ancak dergi ne Almanya'da yayınlanıyordu, ne de internet sitesinin Almanca versiyonu vardı. Orijinal 4-4-2 dergisiyle hiçbir alakası bulunmayan 4-4-2.com. sportalsports. com adresindeki internet sitesinde de böyle bir haber yoktu.
STAR: MÜTHİŞ KAPIŞMA
(ALPER MERT)
Galatasaray Yönetimi, bir yandan kendi içindeki kaostan ve başarısız tablodan kurtulmaya çalışırken, diğer yandan da Türk Telekom Arena'nın 15 Ocak'ta yapılacak açılışının görkemli olması için çaba sarfediyor. Avrupa'nın büyük takımlarından ret cevabı aldıktan sonra Ajax'la anlaşan Sarı-Kırmızılılar'ın büyük planı ise açılışta Hagi ile Rijkaard'ı karşı karşıya getirmek. Ses getirecek bir organizasyona imza atmak isteyen Cim-Bom, 2000 yılında UEFA Kupası'nı kazanan Gheorghe Hagi'li, Hakan Şükür'lü, Popescu'lu kadro ile Marco Van Basten, Frank Rijkaard, Johan Cruyff, Ronald De Boer ve Danny Blind gibi Ajax'ta forma giymiş efsane isimler arasında bir veteran maçı düzenlemek istiyor. Bu konuda görüşmelerin sürdüğü bildirildi. Sezon başında alınan kötü sonuçların ardından görevine son verilen Rijkaard'ın da bu dev organizasyon için Başkan Adnan Polat'a söz verdiği ve Ajax'ta birlikte oynadığı eski arkadaşlarını iknaya çalıştığı ifade ediliyor. Yönetimin bu hayalinin gerçekleşmesi durumunda Galatasaray'da halef-selef olan Rijkaard ile Hagi kozlarını yeşil sahada paylaşmış olacak.
MİLLİYET: MESUT ÖZİL'DEN REKLAMLARA RET!
Alman Bild gazetesinde yayımlanan haberde, Mesut'un son yıllarda yaklaşık 15 firmadan gelen cazip önerileri kabul etmediği belirtildi. “Ben reklamlarda yer almak için futbol oynamıyorum” ifadelerini kullanan genç yetenek, “Sadece kendimle özdeşleştirdiğim ürünlerin reklamlarında oynamak isterim. Sahada gösterdiğim mücadeleyi ‘Reklam yıldızı olayım' diye yapmıyorum” sözleriyle reklam dünyasından çok futbol sahalarında boy göstermeyi tercih ettiğini ortaya koydu. Haberde yapılan yorumda Mesut'un bu tavrının ilk sezonunu yaşadığı Real Madrid'deki kariyerine daha fazla konsantre olmak istediğinin açık bir göstergesi olduğu belirtildi. Werder Bremen'den, 15 milyon euro bonservis bedeliyle Real Madrid'e transfer olan yıldız oyuncu, yıllık 5 milyon eurodan 6 senelik sözleşmeye imza atmıştı.