SPOR SERVİSİ: BASINDA BUGÜN

Spor basınında günün öne çıkan haber ve değerlendirmeleri...

NTV Spor 30 Eylül 2010 - 12:11

RADİKAL: RANGERS DAHA 'CESURYÜREK' ÇIKTI
Bursaspor, Şampiyonlar Ligi'ndeki ikinci maçından da golsüz ve puansız ayrıldı. İlk maçında Valencia'ya 4-0 mağlup olan Yeşil-Beyazlılar dün de deplasmanda İskoç ekibi Glasgow Rangers'a tek golle boyun eğdi. 'Timsah' maç boyunca rakip ceza sahasına girmekte zorlanırken Naismith'in golüne engel olamadı.

STAR: EMEKLERİMİZE YAZIK OLDU
Bursaspor'un hocası Sağlam bu ifadeyi kullanıp, “İlk yarıda çok basit bir gol yedik. İkinci devre tek kale oynadık ama puan alamadık” dedi

MİLLİYET: 400 TARAFTAR
Glasgow Rangers statta Bursaspor taraftarları için 2 bin 400 kişilik yer ayırdı. Tribünde yalnızca 400 kişilik Bursasporlu taraftar grubu yer alırken, geniş bir alan boş kaldı. Türkiye'den maça gidenlerin yanı sıra İngiltere, İsviçre ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden taraftarların da stada geldiği görüldü. Taraftarlar üzerinde, "Green Army" ve "Texas" yazan pankartlar açtı. Glasgow Rangers seyircisi ise tribünleri tamamen doldurarak takımlarına büyük destek verdi.

ERKAN ÖNCEL-MİLLİYET
Ürkek, çekingen ve güvensiz oldukları her hallerinden belliydi. Anlaşılan Şampiyonlar Ligi'ni gözlerinde çok büyütmüşler. Rakip bizim Süper Lig'de olsa orta sıralarda oynayacak bir takım. Sadece iyi savunma yapıp, iyi mücadele ediyorlar. Fizik güçlerini de ikili mücadelelerde çekinmeden ortaya koyuyorlar. Ortak topların büyük çoğunluğunu kazanmalarının sebebi de buydu.
Bursaspor'la arasındaki en önemli fark, fiziksel gösterge oldu.

ÖMER ÜRÜNDÜL-SABAH
Bursaspor'un başarılı ve istikrarlı oyuncularından Volkan Şen dün gece de elinden geldiğince iyi işler yaptı. Insua ilk defa kalitesini konuşturdu. İsveçli Svensson da ön libero özelliklerini bünyesinde barındıran ve takımına bundan sonra da çok katkı verecek bir oyuncu olduğunu gösterdi. Ertuğrul Sağlam'ın ilk 11'de Stepanov'a yer vermesi bana göre tek yanlışıydı. Büyük olasılıkla Stepanov'un deneyimini düşünerek ve de futbolumuzun yüksek toplardaki zaafını da göz önüne alarak kendisine görev verdi. Ama ligde az forma şansı bulduğu için maç eksiği olan ve de fizik olarak bir hayli ağırlaşmış Stepanov'dan fayda değil zarar geldi. Oyunun başlarında tehlike bölgesinde yaptığı çok gereksiz bir faul az daha gol oluyordu. Yenen golde çok ağır kaldı. İkinci devre rakibin tek net pozisyona girmesi de yine onun sayesinde oldu.

OKAY KARACAN-ZAMAN
Rangers üç puanı alırken üstün bir futbol oynamadı. Açıkçası rakibinin ismine karşı yaşadığı tedirginlik Bursaspor'u bir puandan etti.
Şampiyonlar Ligi'nde oynama pratiğini hızlı kazanıyorlar. Bursa'da oynanacak iki maçın 6 puanla bitmesini sağlayabilecek cesaret, özgüven yavaş yavaş oluşuyor.

ZEKİ ÇOL-ZAMAN
Bu tür maçlarda hele de başlangıç stratejileri çok önemli. Rakibin temposunu kırmak, savunma önlemlerini yoğunlaştırmak, oyunu soğutmak ve en azından 15-20 dakika tutmak gerçekten çok önemli. Bursaspor bunu yapabilse Rangers o golü atabilir miydi? Bence zor atardı. Çünkü Rangers, gerçekten de ekstra özellikleri olan bir takım değil. Bursaspor'dan daha iyi bir takım hiç değil.

TUNÇ KAYACI / FANATİK
Ertuğrul Sağlam'ın sahaya sürdüğü 11 doğru olabilir, ancak ilk yarıda oynanan oyun kesinlikle doğru değildi. Gruba baktığınızda tek alt edebileceğiniz rakiple ilk maçı oynuyorsunuz. Ancak, Ada futbolunun en büyük özelliği, hava toplarındaki hakimiyet ve sert basan anlayıştır. Oysa Bursaspor Batalla, Sercan ve Volkan gibi kısa oyuncularla gol aradı ilk 45'te. Ertuğrul Sağlam'ın yaşıtı olan Rangers'ın kaptanı (41) maç öncesi kendisinden 20 yaş küçük yetenekli ve sprinter bir oyuncunun karşısındaydı ama futbol hayatının en rahat maçlarından birini oynamıştır bu veteran diyebileceğimiz kaptan... Velhasıl Avrupa arenasındaki Bursa, acemiler ordusu gibi... Süper Lig'deki fizik üstünlüğü  Avrupalılar karşısında fizik güçsüzlüğü olarak ortaya çıkıyor. Rangers ise diğer rakipler göz önüne alındığında güçlü bir takım değil belki. Ama yürekten ve futbolun basit kurallarını yerine getirerek oynuyorlar.

HAMİT TURHAN / FANATİK
Temsilcimiz, en etkili silahlarından biri olan, ikinci ve üçüncü bölgede yapılan presin ardından kazanılan toplarla baskın hücum planını Glasgow karşısında da uygulamak istedi. Nispeten başarılı da olundu. Ancak takımın en etkili ismi olan Volkan Şen'in yapmış olduğu ortalarda ceza sahasında çoğalamadılar. Sercan'ın da her zamanki gibi son hamlelerdeki yetersizliği Glasgow'da da ortaya çıkınca, geriye puan ya da puanlar için diğer etkili silah, duran toplar kaldı. Ancak tecrübesi ve hava toplarındaki üstünlüğü Bursa'dan daha fazla olan Rangers ölü toplarda da başarılı olunca yediğimiz acemice bir gole teslim olduk.

EDİP ADANIR / FANATİK
Şampiyonlar Ligi'nde puan ‘Aslanın ağzında değil midesinde'. Ya son derece kaliteli futbolcularınız olacak ya da takım oyununu çok iyi oynayacaksınız. Rangers son derece sıradan bir takım. Şampiyonlar Ligi'ni Arsenal, Chelsea bile kazanamıyor. Futbolcuları gereğinden fazla stres altına sokarak onlardan finale çıkmalarını bekliyoruz. Önce tecrübe kazanmalıyız, ondan sonra Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final ve finali düşünmeliyiz. İkinci devre tamamen arkaya yaslanan Rangers'ın üzerine biraz gittik ve pozisyonlar bulduk. İşte bu gibi durumlarda takımı sırtlayacak ve Sercan'a yardımcı olacak bir futbolcu göremedim. İnsua, takımı birazcık hareketlendirdi ama, bu da puan almamıza yetmedi.

HAKAN ÜNSAL / HÜRRİYET
Bursaspor oyunu kontrol altında tuttuğu ve iyi oynadığı bölümde, yani rakibe konsantrasyonunun en alt seviyede olduğu bölümde gol yedi. Hem de bizim yıllardır yediğimiz klasik kolay gollerimizden. Maçın geneline bakınca tam orta alan oyunu oldu diyebiliriz. İki takımın da pozisyona girmekte sıkıntı çektiği mücadelesi daha fazla bir maç oldu. Bursaspor'un bu maçtan tek kazanımı özgüven olur.

MİLLİYET: VİYANA ÇIKARMASI!
(CENGİZ MALGIR)

Beşiktaş'ın Avusturya'ya gidişi muhteşem oldu. Siyah-beyazlılar'da gurbetçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan futbolculardan en rağbet gören isim Quaresma idi. Portekizli yıldız taraftarın elinden zor kurtuldu! 50 bin kişilik statta tüm biletlerinin satıldığı, Türk taraftarlara 2 bin 800 bilet ayrıldığı öğrenildi.

ZAMAN: Q7 VE GUTİ AVUSTURYA'NIN ŞEBEKESİNİ ÇÖKERTTİ!
Avrupa Ligi'nde bugün oynayacağı Rapid Wien maçı için Avusturya'ya gelen Beşiktaş'ı coşkulu bir taraftar grubu karşıladı. Özellikle Ricardo Quaresma ile Guti Hernandez'i görmek isteyen taraftarlar havalimanında izdihama yol açtı. Futbolseverlerin Siyah-Beyazlı kafilenin geldiğini birbirlerine haber vermesi, Avusturya'da telefonları kilitledi.

VATAN: ÖNCE İŞ SONRA ALIŞVERİŞ
(ERDAL CÖMERT)

Siyah-beyazlı yönetim, Rapid Wien'in genç gurbetçileri Tanju, Veli ve Yasin'i mercek altına aldı. Avusturya'ya UEFA maçı için giden Beşiktaş, 3 de oyuncu izleyecek. Siyah-beyazlı yönetim, Rapid Wien'in genç gurbetçileri Tanju, Veli ve Yasin'i mercek altına aldı

MİLLİYET: GENÇLİK RÜZGÂRI
(NEVZAT DİNDAR)

Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard şans verdiği Aydın ve Serkan'dan verim alınca gözünü Musa Çağıran'a çevirdi. Hollandalı hoca, maç temposu kazanması için A2'ye gönderdiği 17 yaşındaki futbolcuyu göreve hazırlıyor

SABAH: DADDY “COOL” GOLCÜ
(YAŞAR YALÇIN)

Pazar akşamı kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye karşılaşmasının ardından oyuncularına hafta içinde izin vermeyen Frank Rijkaard, Karabükspor deplasmanının taktik çalışmasını Arda'sız yaptı. Kaptanını hala takımla birlikte çalışamaması nedeniyle ilk onbirde düşünmeyen Rijkaard, dün yapılan taktik idmanda Harry Kewell, Misimovic ve Pino üçlüsüyle özel ilgilendi. Orta saha oyuncularından bol pas yapmalarını isteyen Hollandalı teknik adam, Kewell'ın yüksek toplarda zorlanacağını düşünürken, oyuncularına, "Yerden ve isabetli oynayın" mesajını verdi.

STAR: MİSİMOVİÇ “12” YERİNDEN SAKAT!
(ALPER MERT)

Cim-Bom'un Wolfsburg'dan transferin son gününde renklerine kattığı Zjvezdan Misimovic'in, Alman ekibinde son bir sene içinde tam 12 yerinden sakatlık yaşadığı ortaya çıktı. Cim-Bom'a gelmeden; 1- Sağ ayak bileği, 2-Bel, 3- Aşil tendonu, 4- Sol ayak bileği, 5- Sağ baldırda yırtık, 6- El bileği, 7- Sol bacak üst kası, 8- Sağ kol, 9- İki bacakta da darbeye bağlı ödem, 10- Sağ diz, 11- Sol kol, 12- Sağ ayak parmağından sakatlıklar yaşayan Boşnak yıldızın, tamamen iyileşmediği için gerçek performansını sahaya yansıtamadığı belirtildi.

VATAN: ALEX: CRİSTİAN NEDEN YOK, KOCAMAN: BU SENİN İŞİN DEĞİL
(ALİ CAN)

AYKUT Hoca'nın göreve geldiği gün ufacık bir kar tanesi olan Kocaman-Alex sürtüşmesinin, K.Paşa maçından önce bir çığ olarak F.Bahçe'yi tehdit ettiği ortaya çıktı.. Uzun süredir konuşulan ama tarafların ılımlı açıklamaları sebebiyle günyüzüne çıkmayan bu ‘kapışma', K.Paşa maçından önce sert bir hal aldı ve karşılıklı tartışmaya kadar gitti. ...Alex, Cristian'ın durumuna üzülerek soluğu Kocaman'ın yanında alır ve “Bu takımda Cristian oynamayı hak ediyor, neden o yok da başkaları var?” diye sorma ‘hatasında' bulunur. Çünkü temel prensibi ‘Herkes işini yapacak' olan 45 yaşındaki teknik adam, sinirden çılgına dönmüştür.. Sakin tavrını bırakarak sert bir cevap verir kaptana: “Sen bana müdahale mi ediyorsun? Bu senin i?in değil. Kimin oynayacağına, kimin tribünde oturacağına ben karar veririrm” der ve Alex de arkasını dönerek gider. TABİİ yaşanan gerginlik burada bitmez.. Her zaman takımda ‘kulisçi' ve ‘Brezilyalılar'ın lideri' olarak gösterilen Alex, durumu vatandaşlarıyla paylaşır. Hatta A.Santos ve Bilica'ya, “Cristian'a yapılan haksızlık. Yobo sakatlıktan yeni çıkmışken Cristian'ın kadroda olması gerekir” diyerek Kocaman'ı eleştirmeyi sürdürür.

SABAH: ÖDÜLE 4 TAKSİT DÖNEMİ
(ALİ ERDOĞAN)

Gençlik ve Spor Genel Müdürü (GSGM) Yunus Akgül, sporculara verilecek ödüllerle ilgili farklı bir yaklaşım içerisinde.  "Genç sporcular fazla parayı bir arada gördüğü zaman ortadan kaybolup gidiveriyor. Bu nedenle 4 eşit taksit ile ödeme yapılacak. Bazı ödüllerde haksızlık var. Her yıl yapılan Dünya ve Avrupa Şampiyonları'nda dereceye girenlere verilen ödüllerde indirime gidilecek. 4 yılda bir yapılan Şampiyonalarda madalya kazananlara ise daha fazla ödül verilecek. Bir sporcu 4 yılda bir yapılan şampiyonada madalya kazanıyorsa, ödülü daha fazla hak ediyor"

VATAN: SON ŞANSLARI
Hiddink, kendi takımlarında oynamayan yıldızlara Milli Takım kapısını kapatacak. Tuncay, Kazım, Gökhan Zan ile Semih son defa Almanya ve Azerbaycan kadrosuna çağrılacak. Bekleneni veremezlerse yerlerini yeni yüzler alacak.

HABERTÜRK: Fİ-YAPI İNÖNÜ
İnönü Stadı'nın isim sponsorluğu için Fi-Yapı ile sözleşme imzalayan Kartal, 2 yıllık anlaşma karşılığında 7.3 milyon TL'yi kasasına koyacak.

ZAMAN: FİLENİN ZİRVESİNDEN YILDIRIM'A 'HAYIR'
(BÜLENT KARADAŞ)

Fenerbahçe Kulübü ve Kulüpler Birliği Başkanı Aziz Yıldırım'ın futboldan sonra basketbol ve voleybolda kurmayı düşündüğü 'birlik' oluşumuna voleybol kulüplerinden 'hayır' cevabı geldi.
F.Bahçe başkanının önderliğinde hareket eden bir heyetin, voleybol liginde boy gösteren tüm kulüplere faks yoluyla davetiye yolladığı, Aroma Voleybol 1. Ligi'ndeki 12 kulüp temsilcisinin yarın İstanbul'da bir araya geleceği öğrenildi. Ancak Aroma liglerinde yer alan bazı kulüp yöneticileri, bu toplantıya katılmama kararı aldı. Aziz Yıldırım'ın futboldan sonra amatör branşları tekeline alacağı düşüncesinde olan yöneticiler, "Sayın Aziz Yıldırım sonunda voleybola da el attı. Fenerbahçe Kulübü'nün voleybolda çok eski bir mazisi yok. Voleybolda yılların kulüpleri var. Zaten bizim bir lig kurulumuz var. Orada sorunlarımızı çözmeye çalışıyoruz. Eğer bir kulüpler birliği kurulacaksa bunu biz yaparız. Zaten Aziz Yıldırım'ın toplantıyı futbolun kulüpler vakfı binasında yapıyor olması garip bir olay." yorumunda bulundu. Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık da, Aziz Yıldırım'ın kurmak istediği Kulüpler Birliği Vakfı girişimini, voleybolun iyi bir yere geldiğinin göstergesi olarak tanımladı.

STAR: SCHUSTER: HALA ARAYIŞ İÇİNDEYİZ
Alman hoca (Bernd Schuster) “Grupta Porto favori... Diğer 3 takım ise aynı şansa sahıip. Yarın (bugün) kazanırsak, gruptaki şansımız artacak. Biz henüz oturmuş bir futbol oynamıyoruz. Hala arayış içindeyiz. Kadromuzu oturtmamız lazım. İdeal Beşiktaş, o gün sahaya çıkan Beşiktaş'tır. Genel olarak gelişmelerden memnunum” şeklinde konuştu.

STAR: I AM FINE, THANKS
(ERCAN ATA)
Uluslararası Hentbol Federasyonu'nun (EHF) gözlemcilik sınavında Türkiye Hentbol Federasyonu ‘0' çekerken, büyük skandala imza attı. Başkan Bilal Eyüboğlu ve yeni yönetim uluslararası alanda temsil hakkı bulunan 4 gözlemciyi görevden alıp yerlerine Vehbi İşgören, Barbaros Yılmaz, Hakan Küçükyılmaz ve Ayberk Dilmen'i bildirildi.

EHF'nin gözlemcilik kursuna ilk kez katılımda 58 yaş sınırı, iyi derecede İngilizce ve kendi ülkelerinde gözlemcilik şartı arıyor. İşgören, 58 yaş üstü olduğu için EHF listeden çıkardı. Küçükyılmaz kursa katılmadı. Dilmen az farkla, MHK Başkanı Yılmaz ise trajikomik bir şekilde elendi.

Kendisini İngilizce tanıtması istendiğinde daha önce hazırladığı kağıttan tanıtımını okumaya başladı. Ancak kurs başkanının araya girip İngilizce, Türkiye'de yıllık ortalama hava sıcaklıklarının kaç derece olduğu şeklindeki soruyu anlamayan MHK Başkanı önünde kağıtta yazılı olan ‘'I am fine, thanks'' (İyiyim, teşekkürler) cevabını verdi. Bu olay salonda gülüşmelere neden olurken Yılmaz elendi.

AKŞAM: TÜRK OYUNCULAR KIYAK YAPAR
Beşiktaş'ın bugünkü rakibi Rapid Wien'in hocası Peter Palcult, Türk oyuncular hakkında olay yaratacak ifadeler kullandı. Takımında 3 Türk asıllı oyuncu olduğunun hatırlatılması üzerine Palcult, 'Üçüyle de konuştum ve disiplinli bir şekilde verilen görevlerini yapmalarını istedim. Yasin ve Tanju 21, Veli 22 yaşında. 3 futbolcum da genç ve onlarla ayrı ilgilendim. Türk oyuncular kendi ülke takımlarına karşı oynarken hata yapabiliyorlar. Kendilerine verilen görevleri en iyi şekilde yerine getireceklerdir' diye konuştu. Beşiktaş'ın iki yıldızı Guti ve Querasma'yı da değerlendiren Palcult, 'Guti'nin Real Madrid'de neler yaptığını biliyorum. Ben onun hayranıydım. Ama şimdi eskisi kadar iyi mi bugün göreceğiz' dedi.

FANATİK: BAŞKAN UCUZ KURTULMUŞ
Şaka değil gerçek... Büyük bir ekonomik kriz içerisindeki Kocaelispor'da ilginç gelişmeler yaşanmış, Fuat Donay isimli bir şahıs elinde Eurolarla gelip, “Kulübü satın alacağım” açıklamasını yapmıştı. Ancak Donay'ın elindeki paralar sahte çıkınca, kalpazanlık suçundan tutuklanmıştı. Bu olayın, yaklaşık 1 sene önce Beşiktaş'ta da yaşandığı ortaya çıktı. Beşiktaş Kulübü'nde kongre öncesinde yaşanan olaylar şöyle: Kongre öncesinde Donay, Yıldırım Demirören'in Kemerburgaz'daki ofisine bir çanta para ile gelir. Donay, Başkan'a, “Futbol Şubesi'ni bana verirseniz, size 10 milyon Euro vermeye hazırım. Hatta bu paranın yarısı da çantada” der ve çantayı masanın üzerine koyar. Ancak Başkan'ın bu duruma tepkisi sert olur: Koy o paraları çantaya. Kulüp için çalışmak istemen sevindirici. Ancak burası bakkal dükkanı değil. Bunlar banka aracılığıyla olur, kayıtla olur. Masanın üzerine atarak olmaz. Biz yönetici pazarlığı yapmıyoruz...
Bu sırada konuşmaya şahit olan Cengiz Zülfikaroğlu da, Donay'ın yere düşen Eurolar'ından birini masaya koyarken, sahte olmasından şüphelenir ve Başkan'ı bu durumdan haberdar eder. Yıldırım Demirören de Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan emekli yönetici Hüseyin Yücel ve yönetime almayı düşündüğü İzmir'de yaşayan Emin Önal'dan, Fuat Donay hakkında bilgi ister. Yücel'den herhangi bir bilgi gelmezken, Önal ise, “Bence güvenilir değil. Zaten kongre üyesi de değil” yanıtını verir.

HÜRRİYET: METİN OKTAY BEŞİKTAŞLI MIYDI?
Atlas Tarih Dergisi yazarı Vala Somalı, öyle bir iddia attı ki ortaya, herkesi heyecanlandırdı; “Metin Oktay, Beşiktaşlıydı.” İşte o yazıdan dikkat çekici bölümler... Tıpkı Kadri gibi o da çok küçük yaşta Beşiktaş sevgisi ile yanıp tutuşmaya başlamıştı. 1954 yılında Genç Milli Takım'ın Avrupa dönüşü, Orhan ve Varol'un aracılığı neticesindeBeşiktaş'a transfer olmayı kabul etti. Metin teklifi aldığı zaman, “Ben zaten Beşiktaşlıyım” demişti. Onu Akaretler'deki kulüp lokaline getirdiler. Pazarlıklar başladı. Metin, “Ağabeyler, dayızademle bir dükkan açmaya karar verdik. Hisseme 4 bin 500 lira düştüğü için bu parayı istiyorum” diyordu.  İdareciler  kızdılar ve “Sen Recep misin ki bu parayı istiyorsun?” dediler. Metin'in cevabı ise daha manalı oldu; “Bugün için Recep Ağabeyim gibi değerli bir oyuncu olmayabilirim ama, ileride onu geçmeyeceğim ne malum?”
Metin oradan içi burkularak ayrıldı. 1990-91 sezonuydu. Türkiye Ligi'nin önemli bir karşılaşmasını, Şükrü Saracoğlu Stadı Basın Tribünü'nde Metin Oktay ile birlikte izlerken sormuştum gol kralına: “Metin kardeş, sen artık G.Saray camiasına malolmuş, sembolleşmiş bir sporcusun. Hatırladığım kadarıyla G.Saray'a gelinceye kadar, koyu bir Beşiktaş sempatizanı olduğun söylenirdi İzmir'de! Beşiktaş'ın kapısından neden döndüğünü de gayet iyi biliyorum ama, yine de merak etmekten kendimi alamıyorum. Beşikaş'a karşı yine de sempati besliyor musun?”
“İnsanın ilk göz ağrısından vazgeçmesi mümkün müdür Valacığım” demişti gülümseyerek....

AKŞAM: MUHALEFET YÜZÜNDEN KULÜBÜ YÖNETEMİYORUM
Adnan Polat ile karşıtları arasındaki mücadelenin iyice kızıştığı biliniyor. Muhalefet ekim ayına ertelenen tüzük değişikliğini yaptırmamak ve 'Güvenoylaması' gibi görülen tadil kongresinde başkanı bir kez daha hüsrana uğratmak hesapları yapıyor. Bunu bilen Adnan Polat'ın, muhalefet tarafından düzenlenen 'Metin Oktay'ı Anma Gecesi'ne' katılmayışının da tavrını göstermek için yapıldığı konuşuluyor. Bu olay yüzünden iki taraf arasındaki huzursuzluğun iyice arttığı belirtiliyor.
BAŞKAN Adnan Polat'ın, bazı kongre üyelerine 'Muhalefetin yüzünden kulübü yönetemiyorum' diye serzenişte bulunduğu da konuşuluyor. İlk başkanlık döneminde Adnan Polat'ı göndermek için imza kampanyası başlatan muhalefetin, yeniden böyle bir girişimde bulunacağı da gelen haberler arasında. Hem muhalefet hem de yönetimin Ekim ayı içinde yapılacak tüzük değişikliği kongresinde güç gösterisine hazırlandıkları ifade ediliyor. Bu çekişmeden sıkılan Başkan Adnan Polat'ın ise dedikoduların uzağında kalmaya çalıştığı biliniyor.

FANATİK: ASLAN'IN BÜYÜK AŞKI
CSKA Moskova ara transferde Galatasaray'dan Elano'yu istemeye hazırlanıyor. Sürekli sorun yaratan Sambacı'yı elden çıkarmaya sıcak bakan Cim Bom'un CSKA'ya vereceği yanıt belli: Wagner Love bize gelirse bu iş olur.

FANATİK: TÜRKİYE'NİN KRALI YOK
Gol Kralı'nı şimdiden ilan etmek elbette mümkün değil, fakat 6 hafta sonunda oluşan tablo, bizim açımızdan endişe verici... Krallık yarışında koltukta Niangoturuyor ve Senegalli yıldızı sırasıyla Brezilyalı, Kanadalı, Kolombiyalı, Brezilyalı, Çek, Nijeryalı, Brezilyalı, Kamerunlu ve Gineli oyuncular izliyor. Türkiye Spor Toto Süper Lig'de, 6 hafta sonunda ‘Gol Krallığı Yarışması'nda ilk 10 içinde bir Türk bile yok. Geçen sezon Ariza Makukula, bir önceki sezon Milan Baros'un tacı taktığı ülkemizde, bu sezon da ufukta bir yabancının kral olması hiç de sürpriz olmayacak gibi.

FANATİK: PARDON!
(ASLIHAN ÇİL'İN HABERİ)

Fenerbahçe ve Türk futbol tarihinin en başarılı futbolcuları arasında yer alan Alex de Souza'nın Süper Lig'deki gol sayısı, 98 değil 96. Yani, “100'ler Kulübü”ne girebilmesi için, Brezilyalı yıldızın Süper Lig'de 2 değil, 4 gol daha atması gerekiyor. Alex'e yazılan ve medya tarafından gol sayısının 98 olarak duyurulmasına neden olan gollerden birincisi; 2004-2005 sezonunun 15. haftasında Şükrü Saracoğlu'nda oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü karşılaşmasının 42. dakikasında atılan ilk gol. Bu gol, Alex'e değil, takım arkadaşı Nobre'ye ait. Alex'in serbest vuruştan ceza sahasına ortaladığı topu, Nobre kafayla Ankaragücü ağlarına gönderiyor. Bu yanılgı nedeniyle Nobre'nin Süper Lig'deki gol sayısı da eksik gösteriliyor.
Alex'e ait olmayıp, ona yazılan ikinci Süper Lig golü ise, 2005-2006 sezonunun 27. haftasında yine Kadıköy'de oynanan, Fenerbahçe-Malatyaspor maçının 90. dakikasında atıldı. Brezilyalı'ya yazılan bu gol, aslında Malatyasporlu futbolcu Hans Johansson'un kendi kalesine gönderdiği ters vuruşla oluşuyor. Yıldız futbolcu, sıfıra inip altı pastaki Nobre'ye asist yapmak isterken, top Johansson'un müdahalesiyle yön değiştirip ağlarla buluşuyor. Bu hatalı bilginin yer aldığı yerlerden biri de, Futbol Federasyonu'nun resmi internetsitesi. Ancak T.F.F.'nin resmi bir kaynak olması, gerçeği değiştirmiyor.

AKŞAM: MARSİLYA KAN AĞLIYOR
Fransızlar, 2-0'lık Chelsea yenilgisi sonrası Remy, Gignac ve Brandao üçlüsüne ateş püskürdü,'Bizi ancak Niang kurtarır' sesleri yükseldi.

AKŞAM: UYGUN FİYATTAN TAPUSUNU ALIN
Fenerbahçe yönetimi, 31 Ağustos'ta Joseph Yobo'yu transfer ettiğinde Premier League'de geçirdiği 7 sezona rağmen Nijeryalı stoperin yaşı nedeniyle akıllarda soru işaretleri doğdu. 30 yaşındaki stoperin Fenerbahçe formasıyla çıktığı ilk maçta sakatlanması da soru işaretlerini artırdı. Ancak Kasımpaşa maçının ikinci yarısında oyuna girip, savunmayı toparlaması Yobo hakkındaki kuşkuları ortadan kaldırdı. Kocaman'ın Sarı-Lacivertli yöneticilerden, sezon sonuna kadar kiralanan Yobo'nun bonservisinin de alınmasını istediği bildirildi. Everton, Yobo'nun satışından 5 milyon pound bekliyor.

HÜRRİYET: ÇAKIR'A TAM PUAN
TÜRK futbolu dün akşam önemli bir gurur yaşadı. Cüneyt Çakır, Rubin Kazan-Barcelona karşılaşmasında düdük çalarak, uzun bir aradan sonra Şampiyonlar Ligi'nde maç yöneten Türk hakemi oldu. Çakır, Rusya'daki 90 dakika boyunca başarı ile görev yaparken, verdiği iki penaltı kararı ile mücadelenin 1-1 bitmesinin baş aktörüydü. Otoriter bir görüntü sergileyen temsilcimiz, mücadelede 5 futbolcuya da sarı kart gösterdi.
Oğuz Sarvan (MHK Başkanı): Artık önü açıldı
MÜKEMMELDİ. Kendisiyle gurur duyduk. UEFA'nın istediği her türlü talimatı yerine getirdi. Hiç hata yapmadı. Tartışmalı pozisyonlar vardı ama hepsinde doğru kararı verdi. İki penaltı kararının yanı sıra, Messi'nin ceza alanı dışında düşürülmesine de çok yerinde kararlar verdi. Kartlarını doğru kullandı. Çakır'ın artık önü açıldı. Artık daha önemli maçlar yönetecektir.
Bülent Yavuz (MHK Eski Başkanı): Dev maçın yıldızıydı
Televizyondan izlerken çok gururlandım. Dev maçın yıldızıydı. Verdiği iki penaltı da UEFA ve FIFA seminerlerinde ders olarak gösterilecek nitelikteydi.
Mustafa Çulcu (MHK Eski Başkanı): Herkesin harcı değil
Türk hakemliği için müthiş bir çıkış oldu. Cüneyt Çakır, kusursuz maç yönetti.
Serdar Tatlı (Eski Hakem): Penaltılar doğruydu
Harikaydı. Gerek oyuna hakimiyeti, gerek yardımcıları ile uyumu çok iyiydi. Maç içerisinde çok önemli iki kritik karar vardı. Çakır bu kritik kararlarda, daha doğrusu vermiş olduğu penaltı kararlarında son derece haklıydı.

METİN TOKAT-MİLLİYET
Çok koşarak pozisyonları yakından izleyen, maçın skorunu belirleyen penaltı kararlarındaki cesaretiyle dikkat çeken Cüneyt Çakır, yardımcılarıyla çok iyi anlaşarak, zorlu karşılaşmayı yüzünün akıyla tamamladı, bizleri gururlandırdı.

HÜRRİYET: ŞİMDİ SIRA SENDE Q7
Bordo mavili takımın Brezilyalı golcüsü Jaja, Audi 07 marka otomobili satın aldı. Bunu fırsat bilen Yattara, “Sıra sende Q7, göster kendini.” diyerek Brezilyalı'ya takılarak, takım arkadaşlarını güldürdü. Beşiktaş maçı için umutlu konuşan Jaja, “Daha çok forvet arkasında oynamayı seviyorum. Oynarsam, umarım Beşiktaş maçında da bu özelliğimi iyi kullanırım“ dedi.

AKŞAM: EVREN DARBESİ
Galatasaray Cafe Crown, Avrupa Kupası ön eleme turu ilk maçında, Rusya temsilcisi Spartak Saint  Petersburg'u 69-58 yendi. G.Saraylı taraftarlar, Medical Park Trabzonspor'a transfer olup, sonra yeniden Cim Bom'a dönen Evren Büker için 'Bu forma kutsaldır, nasip olmaz herkese' diye tezahürat yapıp, tepki gösterdi. Maç sonunda da aynı şekilde tezahürat yapıp, üçlü çektirdiler. Bir taraftarın, 'Niye döndün, para vermediler mi' diye  bağırması ise gerginliği yol açtı. MAÇI izleyen Adnan Polat ve Arda salon dışında keyifli bir şekilde sohbet etti. Aynı kupada Beşiktaş Cola Turka, deplasmanda Alman Skyliners'ı 68-61 yendi. FIBA Erkekler Eurochallenge Kupası'nda ise Pınar Karşıyaka, deplasmanda Leiden Basketball'u 87-65'le geçti.