Emre Atasoy · ich @ eksisozluk.com
Arjantin'in ünlü teknik adamı Cesar Luis Menotti 25 kişilik 1978 Dünya Kupası kadrosunu 22 kişiye düşürdüğünde dışarıda kalan üç futbolcudan biri olan Maradona'yı girdiği depresyondan çıkartan önüne koyduğu hedefti: Bir gün Arjantin Milli Takımı'nın teknik direktörü olmak. Futbolcu olarak ülkesinde “Tanrı” muamelesi görse dahi Maradona'nın teknik direktörlüğüne inanan sayısı muhtemelen kendisi ve ailesi dışında Arjantin'in 23 kişilik Dünya Kupası aday kadrosundan fazla değildir! Kendi kişisel hataları sonucu bir insanın kaldırabileceğinden daha fazlasını göğüslemek zorunda kalan Maradona'yı tekrar hayata bağlayan Dünya Kupası'nı bu sefer formasıyla değil kenarda eşofmanlarıyla kaldırma hayaliydi.
1986 yılına kadar katılamadığımız her Dünya Kupası'nın başlangıcında unutulmaz 1954 Türk Milli Takım kadrosunu televizyonlarda görmekten sıkılanlar o turnuvadan sonra iflah olmaz bir Arjantin aşığı oldu. 2010 Dünya Kupası Arjantin'in yine yeni yeniden favori olarak geldiği bir turnuva. Dünya Kupası kazanan yedi ülke arasında bulunan Arjantin, kupa sayısında ezeli rakibi Brezilya'nın oldukça gerisinde kaldı. Javier Mascherano'nun da belirttiği gibi halkının futbol aşkı ve kazandığı Dünya Kupası arasında bir eşitsizlik olan Arjantin, bu kupayı herkesten fazla istiyor. 1990 yılında aldığı ikincilikten sonra Dünya Kupası'na renk katan takım olmaktan öteye gidemeyen Arjantin için eğer bir kupa faciası daha yaşanırsa bunun bedeli özellikle Maradona için zor ödenir. Ya kupa yine Maradona'nın ellerinde yükselirse? İşte bunun bir bedeli yok!
Neden Arjantin?
- Carlos Bilardo ve Maradona'nın 24 yıl sonra tekrar beraber Dünya Kupası'nı kaldırması için.
- Güney Amerika ülkelerinin kazandığı Dünya Kupası sayısının Avrupa'yı geçmesi için.
- Tribünlerinde Vuvuzela çalmadıkları için.
- Brezilya'ya inat.
- Sınır tanımayan futbol tutkuları için.
- Maradona' nın Buenos Aires'te çıplak koşma sözünü tutup tutmayacağını görebilmek için.
- Dünyanın en güzel milli takım formasına sahip oldukları için
- Tezahüratları için.
- Tango için.
- 1990 Dünya Kupası finalindeki haksız penaltı için.
- Messi için.
- Türkiye kupada olmadığı için.
- Hücüm futbolunun defansif futbolu yenmesi için.
- Maradona'nın Küba'ya yerleşmek zorunda kalmaması için.
Güney Afrika'ya gelen Arjantin'in ilk antremanından sonra basına düşen haber Veron'un sağ, Messi'nin sol bek oynadığıydı. Hollandalı unutulmaz oyuncu Dennis Bergkamp'ın “Altyapıda defans oyuncularının nasıl düşündüğünü öğrenmek için hocalarımız beni defans oynatıyordu” açıklamasıyla üzeri örtüşen bu antreman taktiğinin Dünya Kupası'ndan 10 gün once yapılmış olması teknik direktör Maradona olunca kimseyi şaşırtmadı. Elemeler boyu maçlara bazen 4-4-2 bazen de Tevez'i hemen çift forvetin arkasında görevlendirerek 4-3-1-2 başlayan, hatta bazen de Mascherano'ya fazla güvenip onu yalnız bırakarak 4-1-3-2' ye dönen Maradona hiçbir maçında bu taktiklerine sadık kalamadı. Elemeler boyu bir türlü kadro istikrarı yakalayamayan Arjantin'de grupta ilk oynayacakları Nijerya maçında kimin sahada olacağı belirsiz. 2002 Dünya Kupası'na elemelerde 42 gol atan golcülerine güvenerek turnuvaya gelen Arjantinliler oyunun tek bir yönünü oynamanın yeterli olmadığını gruptan çıkamayarak ve tarihlerinin en kötü Dünya Kupası derecesini alarak öğrenmişlerdi.
Arjantin'in kalesinde Hollanda gibi golsüz biten maçın lanetlendiği bir ligde 2008 - 2009 sezonu içinde 957 dakika gol yemeyerek dikkatleri üzerine çeken Romero'nun oynaması hemen hemen garanti. Bire birde geçilmesi çok zor bir kaleci olsa da yan toplar onun en büyük zaafı. Romero'nun tecrübesizliği başa bela başka bir dert olsa bile Maradona onun hatalarını "Kalemizde Casillas vardı da biz mi oynatmadık?"diyerek bertaraf edebilir.Yeri garanti dedik ama söz konusu teknik direktör Maradona olunca tabii ki bunun bir önemi yok. Romero'nun arkasında bekleyen diğer kaleci Andujar ise Arjantin'in kendi evinde 3-1 kaybettiği Brezilya maçında kaledeydi. Bu maçla birlikte Arjantin yedek kulübesine demir atan Andujar yine de hiç bir uluslararası hatta büyük takım tecrübesi olmayan Pozo varken olası bir tehlike anında Andujar kaleyi devralabilecek tek kaleci. Bu Dünya Kupası Diego Pozo'nun torunlarına “Bir gün Messi antrenmanda bana bir gol atmıştı" diye anlatacağı bir hikayeden ileri gitmez. Ülke olarak defans yapmayı çok sevmeyen Arjantin'de turnuva ve maç tecrübesi kadroya alınmayan futbolculardan çok daha azı olan Velez Sarfsfield'li Otamendi, Maradona'nın son gözdelerinden. Hatta bu uğurda Interli Samuel, Bayern Münih'ten Demichelis ve Roma'dan Burdisso gibi tecrübeli isimlerden biri muhtemelen yedek bekleyecek. Maradona'yı en çok orta sahada çok güvendiği ama sahada da bir o kadar da yalnız bıraktığı Mascherano'nun etrafına koyacağı diğer orta saha oyuncuları zorlayacaktır. Dünya Kupasının yıldız olması muhtemel genç oyuncularından biri olan Angel Di Maria'nın sol kanadı tapulamasını bekliyoruz. Sağ kanat ise kiralık olan Jonas Gutierrez ve Maxi Rodriguez arasında gidip gelecektir. Son oynanan hazırlık maçında iki gol atarak Maradona'nın gözünü boyayan Maxi bu kanatta en azından ilk maça 11'de başlayacak krediyi sağlamış görünüyor.
Messi'nin Maça As, Milito'nun Kupa Papaz, Palermo'nun da Sinek İkili olduğu forvet hattının başarısı Arjantin'in kupa kaderini çizecek. Dünya üzerinde her teknik direktör bu forvet bolluğunda takım kurarken zorlanmayı ister ama hiç bir teknik direktör - ki bu ne yapacağı belli olmayan Maradona dahi olsa - takımında Messi'yi yedek bırakamaz. Turnuvada kuşkusuz Arjantin'in ve güzel futbol seyretmek isteyen her futbolseverin en büyük umudu olan Messi'nin yanında oynayacak isim için herkes Maradona'nın gözünün içine bakıyor. Şampiyonlar Ligi finali, İtalya Ligi ve İtalya Kupası'nı kazanan Inter Milan'da sezonun futbolcusu olan Milito bu yer için ilk aday. Ancak Maradona'nın elemelerin son iki maçına kadar kadroya bile çağırmadığı Higuain ya da duygusal sebeplerden dolayı Agüero'ya da şans vermesi şaşırtıcı olmaz. Hala nasıl bir taktikle oynayacağını muhtemelen kendisi de bilmeyen Maradona'nın Tevez tercihi çok önemli olacak. Tevez'i oynatıp Milito'yu yedek bırakabilecek Maradona'nın kafasındaki bir diğer alternatifi de Tevez'i oyuna bağlı olarak yanında oturtup tecrübeli Veron'u orta sahada değerlendirmek olabilir.
Geldiği günden beri genellikle haklı olarak eleştirilen Maradona'nın en büyük sıkıntısı kadroyu bir türlü bulamaması. Her kazanılan maç sonrası "Tamam şimdi kadroyu buldum" diyen Maradona, Mustafa Denizli'yi bile kıskandırarak Arjantin onbirini çok bilinmezli bir denkleme benzetiyor. Peki kadro ve genel olarak sistemde sıkıntı yaşayan Maradona, takıma olumlu bir katkı yapamaz mı? Turnuvanın tartışmasız en iyi motivatörü olan Maradona sayesinde, seçilen oyuncuların hemen hepsi yedek kulübesinde dahi olsa mutlu. Kulüplerinde yedek kaldıkları an menajerlerine telefon açan oyuncular milli takım yedek kulübesinde mutlu mesut oturuyorlar. Son olarak Tevez'in "Yedek kulübesinde oturmak beni üzmüyor." açıklaması Maradona'nın futbolcular üzerinde nasıl etkili olduğunun da bir ispatı. Belki uzun bir lig döneminde yeterli olmayacak gaz, böylesi kısa turnuvalarda yeterli sonucu verebiliyor. Aksini söyleyen Güney Afrika'da bir Türk taraftar bulsun ve Euro 2008'i bir de bizden dinlesin!
Yediğinden hep bir fazla atmak için sahada olacak Arjantin'de yıldızların bir ay boyu stop dememesi gerekiyor. Sadece bir günlük mola bile takımı boynu bükük şekilde Arjantin'e geri yollar ve Maradona'nın teknik direktörlük dükkanının kepenklerini kapatır.
İkinci Adam Portresi
Kimileri Messi'den sonra Tevez, Milito hatta Di Maria varken "Mascherano da kim ?" dese bile, Güney Afrika 2010 Dünya Kupası için elemeler ve hazırlık karşılaşmalarında toplam 107 futbolcu deneyen Maradona için Lionel Messi ile beraber sadece bir futbolcunun yeri garantiydi. Hayır, damadı değil, Javier Mascherano. Daha milli takım teknik direktörü olmadan Mascherano'ya olan güvenini “ Dünya Kupası'nı kazanacak Arjantin Milli Takımı onun etrafında toplanacak” diyerek gösteren Maradona, takımın başına gelir gelmez de kaptanlık pazubandını Mascherano'nun koluna taktı. Premier League'de devamlılığını her sezon biraz daha arttıran Mascherano'nun hanesine yazılan en büyük eksi, gol atmayı sevmeyişi. Liverpool ve Arjantin Milli Takımı'nda gole tövbeli olan Mascherano'dan kağıt üzerinde belki kimse gol atmasını beklemiyor ama milli takım performansı hala tartışılan forvetlerle birlikte Mascherano'nun skora katkı yapması Arjantin'in ve dolayısıyla Maradona'nın geleceği için çok önemli.
Bunları Biliyor musunuz?
- Arjantin'de elemelerin Messi ve Agüero ile birlikte en golcü ismi Juan Roman Riquelme Maradona'nın göreve gelişinden sonra milli takıma alınmadı.
- 1990 Dünya Kupasında Arjantin'in en önemli oyuncusu olarak hatırlanan Sergio Goycochea aynı turnuvada oynanan Sovyetler Birliği maçında Nery Pumpido'nun ayağının kırılması ile zorunluluktan kaleye geçmişti.
- 1990 Dünya Kupası finalinde kırmızı kart gören Pedro Monzon " Dünya Kupası finalinde " kırmızı kart gören ilk futbolcu oldu.
- Dünya Kupası Güney Amerika elemelerinde Arjantin adına sadece 11 dakika forma giyen Marco Bolatti grubun son maçında Arjantin'in Uruguay'ı 1-0 yendiği maçta golün sahibiydi.
- Dünya Kupası tarihinin ilk gol kralı Arjantin'li Güillermo Stabile'dir.
- 1978 Dünya Kupasında Arjantin forma numalarını alfabetik olarak verdi.
- 1 Numarayı orta saha oyuncusu Norberto Alonso giyerken kaleci Ubaldo Fillol 5 numarayı giydi...
- 1990 Dünya Kupası finalinde Almanya'ya 1-0 yenilen Arjantin bir Dünya Kupası finalinde gol atamayan ilk takım oldu.
- 94 ve 98 de Gabriel Batistuta üst üste iki Dünya Kupasında Hattrick yapan ilk futbolcu oldu.
- Dünya Kupası için Katalunya'da Messi'nin bire bir boyutlarında çikolatadan heykeli yapıldı.
- Maradona ekim 2008'de Milli Takımın başına geldiğinden beri toplam 107 oyuncu denedi.
- Bugün değeri milyonlarca Euro ile ölçülen Messi Barcelona'ya, aylık 1000 dolar tutan tedavi masraflarını ülkesinde hiçbir kulübün karşılamak istememesi yüzünden geldi. Claudip Caniggia 2002 Dünya Kupasında İsveç'le oynanan grup maçı sırasında yedek kulübesinden kırmızı kart görmeyi başardı.
- Sergio Goycochea 1990 Dünya Kupasında dört penaltı kurtararak bir turnuvada en çok penaltı kurtaran kaleci oldu.
Teknik Direktöre Mesaj
"Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu kim?" dendiğinde yedi ayrı kıtanın vereceği ortak tek bir cevap var: Diego Armando Maradona. 40 yıllık yaşamında yapmadıkları ile değil sadece yaptıkları ile haber oldu. 1982 - 1986 - 1990 ve 1994 Dünya kupalarında Arjantin formasını toplam 21 kez giydi ve Arjantin'de halk kahramanı statüsüne ulaştı. 1982 Dünya Kupası'nda Brezilya karşısında kırmızı kart görmesi ile 1994 Dünya Kupası'ndan doping yapması nedeniyle ihraç edilmesi arasında 1986 ve 1990 kupalarında bir şampiyonluk, bir ikincilik yaşadı.
Saha içinde yaptıkları ne kadar tartışılmaz ise saha dışında şu güne kadar yaptıkları da bir o kadar tartışılıyor. Javier Zanetti ve Esteban Cambiasso'yu Dünya Kupası'na götürmemesi ile başarısızlık halinde ilk eleştirilecek icraatına imza attı. Elemelerde ve hazırlık karşılaşmalarında ideal 11'ine bir türlü kavuşamadı. Hatta takıma çağırdığı toplam 107 futbolcuyla, eğer bu alanda bir rekor varsa o rekorun tartışmasız sahibi. 48. doğum gününe sadece iki gün kala Arjantin Milli Takımı'nın başına geldi ve hayatında alabileceği en büyük doğum günü hediyesini aldı. Daha önce hiç bir teknik direktörlük başarısı ya da genel anlamda tecrübesi olmamasına rağmen milli takım teknik direktörlüğüne getirildi.
Beckenbauer ve Mario Zagallo'dan sonra futbolculuğu ve teknik direktörlüğünde Dünya Kupası kazanan 3. isim olmak için Güney Afrika'ya gelecek olan Maradona en çok saha kenarında maç boyu puro içemeyeceği için zorlanacak. Arjantin'in son kazandığı 1986 Dünya Kupası'nda takımın teknik direktörü olan Carlos Bilardo tecrübesiyle Maradona'nın en büyük yardımcısı olacak. Maradona, teknik kadroyu oluştururken yine duygusallığını konuşturdu. 1990 Dünya Kupası'nda tek başına Arjantin'i finale getiren kaleci Sergio Goycochea kaleci antrenörü oldu. Hatta Maradona'nın 86'da İngiltere ağlarına yolladığı ve Dünya Kupası tarihinin en güzel golü olarak kabul edilen "Yüzyılın Golü"nde orta sahada pası Maradona'ya veren Enrique de yardımcılardan biri oldu.
Son olarak İspanya teknik direktörü Del Bosque'nin “Şampiyon olursak bıyıklarımı keserim” açıklamasının hemen ardından "Dünya Kupası'nı kazanırsak başkent Buenos Aires'in sembolü Obelisco'da soyunup şampiyonluğu kutlarım." diyerek kupanın en renkli ve çıplak teknik direktörü olacağını ispatladı. Arjantin gruptan çıkar mı çıkmaz mı tartışmalarını yine Maradona kendine yakışır bir bahis ile bir saate karşı yaşadığı evi koyarak sonlandırdı.
Takımın Abisi & Çaylağı: Martin Palermo - Javier Pastore
Martin Palermo: 37 yaşında takımın en yaşlı futbolcusu olan ve "Milli Takımda ne yaptı ?" diye sorulduğunda genellikle Copa America'da kaçırdığı üç penaltı hatırlanan Martin Palermo'nun Güney Afrika 2010 kadrosunda olması, hele ki Lyon'lu Lisandro Lopez ve Napoli'li Lavezzi dışarıda kalmışken oldukça çok tartışıldı. Güney Afrika elemelerinde oynadığı en kritik karşılaşmalardan biri olan Peru maçında 90+2 de attığı golle Arjantin'in Dünya Kupası biletini almasında büyük etken oldu. Peru maçında son dakika golünü attıktan sonra Arjantin basını onun için " Ölümsüz " demişti. Maradona'nın Dünya Kupası'nda tehlike anında sahaya süreceği ilk isimlerden. Eğer orada da Arjantin'i kurtarırsa ölümsüz sıfatı Palermo için yeterli olmayabilir.
Javier Pastore: Brezilyalı futbolseveler Messi için ne düşünüyorsa Kaka için de Arjantinliler onu düşünür. Keşke bizde olsa! 1989 doğumlu Pastore, Arjantin'in Huracan takımında kendisini ilk ispatlamaya başladığında taraftarlar ona Kaka'ya olan benzerliğinden dolayı "Arjantinli Kaka" demeye başladı. İtalya'ya transferinden sonra Kaka'nın AC Milan'a yaptığı katkının bir benzerini yaptı ve takımı Palermo'nun ligi beşinci sırada bitirmesinde büyük payı oldu. Maradona'nın Pastore'ye turnuva başında şans vermeyeceği kesin ama Pastore formayı Maradona'dan kaparsa turnuva bittikten sonra 2010 Dünya Kupası'nın unutulmazları listelenirken adını bir kaç yerde yazdırabilir!
Rakiplere Mesaj
Son dört Dünya Kupası'nda sürekli hayal kırıklığı yaşayan Arjantin, bu turnuvaya Maradona'nın takıma katacağı farklı hava ile geliyor. Her ne kadar elemelerde çok zor günler geçirip Dünya Kupası'na gelişi son maçta belli olsa da, Arjantin turnuvanın "Ne yapacağı belli olmayan takımları" listesinin ilk sırasına en büyük adaylardan. Grubunda Güney Kore, Nijerya ve Yunanistan ile bir üst tur için karşılaşacak Arjantin'in geleceğini bu maçlarda yıldızları belirleyecek. Afrika ve Asya eleme gruplarında yenilgi almadan Dünya Kupası'na gelen Nijerya ile Güney Kore, Arjantin'in en büyük rakibi olacak. 1994 yılında Maradona'nın da bir gol attığı maçta 4-0 yendikleri Yunanistan ise grubun açığını kovalayıp aradan sıyrılmaya çalışacak takım konumunda. Nispeten kolay bir grupta oynayacak olan Arjantin için en önemlisi takımın ilk maçlarda kazaya uğramadan Dünya Kupası'nda bir arada oynama alışkanlığı kazanma şansı. Tabii Maradona izin verirse!
İyi Senaryo
Güney Afrika B grubunda açılış maçını aynı 2002 de olduğu gibi Nijerya ile oynayacak olan Arjantin daha sonra sırası ile son yıllarda büyük bir çıkış yapan Güney Kore ve Euro 2004 şampiyonu Yunanistan ile oynayacak. Arjantin'de Maradona'nın tüm hesapları muhtemelen ilk iki maçı kazanıp Yunanistan maçına biraz daha rahat çıkmak ve özellikle Dünya Kupası tecrübesi eksik olan oyuncularını biraz daha ısındırmak üstüne olacak. Eğer Arjantin bir kazaya uğramaz ve son 16'ya lider olarak kalırsa gelecek muhtemel rakibin Uruguay olması Maradona'nın işini şüphesiz biraz daha kolaylaştıracaktır. (Arjantin, eleme grubunda biri Alfio Basile sonuncusu da Maradona yönetiminde Uruguay ile iki kere oynamış ve bu iki maçı da kazanmıştı. )
Maradona ve Arjantin'in çeyrek finalde oynayacağı muhtemel takım 2006 Dünya Kupası çeyrek finalinde penaltılar ile elendiği Almanya! Arjantin'in Dünya Kupası 2006'ya yenilgi dahi almadan penaltılarla veda etmesine sebep olan Almanya ile Arjantin'in hesabı aslında sadece o Dünya Kupasına dayanmıyor. 1986 ve 1990 Dünya Kupası finallerinde üst üste karşı karşıya gelen Almanya ve Arjantin arasında bir Dünya Kupası rekabeti oluştu bile. Bu turun da muhtemel sürprizi genç ve dinamik kadrosu ile Slovenya olabilir.
Yarı final, biraz geriye gidersek tanıdık bir yarı final olabilir. Turnuvaya F grubunda başlayacak olan İtalya bu senaryo içerisinde Arjantinli futbolsever için takımlarının en çok elemesini isteyeceği rakiplerden biri olacaktır. 1990 Dünya Kupası yarı finalinde Napoli'de eledikleri İtalya ile özellikle Diego Armando Maradona'nın hala ödenmemiş bir hesabı var.. Futbol hayatının bitmesinin en büyük sorumlusu olarak gördüğü dönemin İtalya futbol federasyonu ve başkanından daha iyi bir intikam da alınamaz!
Arjantin için hayal ettiğimiz bu en güzel senaryonun finaline ise bir rüya yakışır. Mexico '86 çeyrek finalinden sonra hiç yenemediği İngiltere ile finalde oynamak muhtemelen Maradona'nın en büyük hayalidir. O yıl Arjantin'in İngiltere'yi biri "Tanrının eli" ve diğeri "Yüzyılın Golü" olarak hatırlanan iki Maradona golü ile elemesi zaten gergin olan iki ülkenin arasını biraz daha açmıştı. Turnuvanın belki de en güçlü forvet hattının, orta sahası ve defansı sert olan İngiltere karşısında gününde olması Maradona'nın Buenos Aires'de Obelisco heykelinin önünde soyunması ve eline bu sefer Teknik direktör olarak Dünya Kupasını alarak Buenos Aires'i baştan sona koşması ile sonuçlanabilir.
Kötü Senaryo
Eleme grubunda deplasmanda son oynadığı Uruguay maçında ilk kez Milli formayı giymiş olan Bolatti'nin şans golü ile galip gelen ve Dünya Kupasına play-off oynamadan direk olarak gelen Arjantin için en kötü senaryo zaten 2002 yılında yazılmıştı. 2002 Dünya Kupasında da aynı 2010 da oynayacağı gibi Nijerya ile açılış maçını oynayan Arjantin gruptan çıkamamış ve katıldığı turnuvalar içinde tarihinin en kötü Dünya Kupası derecesini almıştı. Eleme ve hazırlık karşılaşmalarında kadroyu ve sistemi tam olarak oturtamayan Maradona'nın mücadeleci oyun tarzını seven Nijerya ve Güney Kore karşısında yumuşak kalması Arjantin için bir 2002 faciası daha yaşatabilir.
Kuvvetli Mevkii: Hücum Hattı
Arjantin Milli Takımı'nın forveti geçtiğimiz sezon oynadığı tüm liglerde sezona damgasını vurdu. İspanya La Liga'da 35 gol atarak gol kralı olan Lionel Messi'nin hemen arkasında 27 gol atan Gonzalo Higuain vardı. Hakem desteğini de arkasına alarak Avrupa Ligi'ni kazanan Atletico Madrid'in forveti Damat Agüero Paşa da ligi 12 gol ile kapatarak Arjantin forvet hattının İspanya ligindeki unutulmaz sezonuna katkı yaptı. Herkes tarafından geç keşfedilen ama özellikle İnter Milan taraftarı tarafından bir ömür boyu unutulmayacağı kesin olan Diego Milito da Serie A'da İnter ile şampiyonluğu kazanırken attığı 22 golle şampiyonluğun mimarı oldu. Şampiyonlar Ligi finalinde attığı 2 golle şampiyonluğu İnter Milan'a getirdikten sonra Arjantinli futbolseverler Milito'nun Güney Afrika'da Messi ile beraber oynaması için kampanyalar yapmaya başladı. Arjantin Ligi'nin “Hakan Şükür tipi vazgeçilmez forveti” Martin Palermo her zamanki çizgisini devam ettirdi ve 19 maçta 10 gol atarak Clausura gol krallığının ortağı oldu. Manchester'in mavi yakasına transfer olan Carlos Tevez ise daha ilk sezonunda hakkındaki soru işaretlerini silerek City forması ile Premier League'de 23 gol attı ve Güney Afrika uçağının en ön koltuğundan yerini ayırttı.
Diego Armando Maradona'nın kadroyu yaparken en zorlanacağı mevki olan forvet hattının elemelerdeki performansı ise tam anlamı ile Bank Asya 1. Ligi'ne düşmeyi hakediyor. Messi, Milito, Higuain, Tevez, Agüero ve Palermo gibi isimlerden oluşan forvet hattı elemelerde sadece 11 gol atabildi ki bu 11 golün 8 tanesinin altında Damat Agüero Paşa ve Lionel Messi'nin imzaları var. En büyük sıkıntıyı özellikle kafa toplarında yaşayıp karşılarında bulunan stoperlerin bir sonraki sezon daha iyi transferler yapmalarını sağlasalar bile bu forvet hattını hafife alan defans oyuncuları en az üç ay boyunca iş göremez raporu alır. Arjantin eğer turnuvada şampiyonluk kazanmak istiyorsa bütün bu oyuncularının lig performanslarını yakalamasına ihtiyacı var.
Kişisel 11
- Sergio Romero: Uzun bir süredir “iyi kaleci” sıkıntısını yaşayan Arjantin elemelere, yaş itibarı ile beş, kendisi ise tek bir Dünya Kupası gören kaleci Abbondanzieri ile başladı. Maradona'nın göreve gelmesinden sonra Andujar ve Romero arasında gidip gelen kale Romero'da kaldı. Afrika'da kale, çok fahiş bir hata yapmazsa yine kendisinde olacaktır. Bu turnuva Romero'nun Sergio Goycoechea mertebesine yükselmesi için önemli bir fırsat.
- Nicolas Burdisso: Bu sezon başı kiralık olarak geldiği Roma'da, şampiyonluğu bonservisine sahip olan İnter Milan karşısında sonuna kadar kovaladı. Dünya Kupası'na çeyrek kala Kanada ile oynanan hazırlık karşılaşmasında da ilk onbirde çıktı. Maradona onun tecrübesinden yararlanmak isteyecek.
- Nicolas Otamendi: Arjantin'de, takımı Velez'de bile yeni yeni forma şansı bulmuşken Maradona tarafından milli takıma çağrıldı ve özellikle mücadeleci yapısıyla defansın önemli isimlerinden biri olmayı başardı. Bize mevcut durumu ile Karabükspor'dan Euro 96 kadrosuna seçilen Vedat İnceefe'yi hatırlatsa da Arjantinliler stili ile onu unutulmaz defans oyuncusu Roberto Ayala'ya benzetiyor. Elemelerde unutulan Samuel'i kesmesi kimse için sürpriz olmaz. Otamendi için bu Dünya Kupası, kariyerinin şekillenmesi açısından da çok önemli olacak.
- Martin Demichelis: Daha önce bir Dünya Kupası tecrübesi yaşamasa da Bundesliga'da Bayern Münih defansıyla uluslararası tecrübeyi yeterince edinen Demichelis'in Maradona'nın defans kurgusunda yer bulması hemen hemen kesin. Zaman zaman orta sahaya da katkı yapabilmesi en büyük artısı.
- Gabriel Heinze: Arjantin defansının elemelerde en çok güvendiği isimlerden biri oldu. Bu sene Fransa'da 18 sene sonra şampiyon olan Marsilya formasını giydi. Defans hattında yeri garanti olan belki de tek isim.
- Javier Mascherano: Maradona'nın Messi ile beraber Dünya Kupası'nda en güvendiği isim. Arjantin'de ona kimi "General" derken kimisi de "Küçük Şef" diyor. takımın özellikle boş kalabilecek arka tarafını toparlaması ve futbol zekası ile grupta diğer takımlar ile Arjantin'in farkını belirleyecek..
- Juan Sebastian Veron: Takımın en tecrübeli ismi. Cambiasso'nun yokluğunda Mascherano'nun tek tardımcısı. Arjantin'e döndükten sonra erken emeklilik yerine kupa koleksiyonuna devam etti. Varlığı Arjantin'e iki vites ileri attırır.
- Angel Di Maria: Messi gibi Rosario doğumlu ve en az onun kadar heyecan verici. 2008 Pekin Olimpiyatları'nda Arjantin'e futbolda altın madalya kazandıran final maçında gol ondan gelmişti. O da bu sezonu kendi liginde şampiyon tamamlayan oyunculardan. Benfica ile futbolunun üzerine koyan Di Maria, uzaktan sürpriz golleri ile Dünya Kupası'na damga vurabilir.
- Jonas Gutierrez: Bu seneyi alt liglerden birinde geçiren tek Arjantin Milli Takım oyuncusu. Newcastle ile birlikte İngiltere Championship Ligi'nde şampiyon oldu. Kesinlikle Angel Di Maria kadar ofansif değil ve geriye daha çok yardım ediyor. Belki de bu özelliği Güney Afrika'da ilk onbirde çıkmasına yarayacak.
- Diego Milito: Şampiyonlar Ligi, İtalya Ligi ve Kupasını kazanan İnter Milan takımının en hayati gollerinde onun ismi vardı. Özellikle Şampiyonlar Ligi finalinde attığı iki golle kupayı İnter'e getirdikten sonra onun Arjantin'de oynaması için kampanyalar düzenlendi. Messi'nin kendi üzerine çektiği rakip defans oyuncularını atacağı gollerle üzmesi en muhtemel isim.
- Lionel Messi: Maradona 23 kişilik kadroyu açıkladığı gün Arjantin basını milli takımı Messi ve 22 olarak açıkladı. Diego Armando Maradona'nın "Benim 1986 Dünya Kupası'ndaki halimden bile iyi" dediği Messi için bu Dünya Kupası hakkında "Milli takımda ne yaptı ki?" eleştirisini kırmak ve kendisini liglerinde hiç izleyemeyen Arjantinlilerin kalbini kazanmak için büyük bir fırsat. Messi, kariyerinde eksik olan Dünya Kupası'nı kazanmak için Afrika'da.