Bi' kere adamlar mucizevi bir şekilde Dünya Kupası'na gelmeyi başardılar. Biraz dolaylı da olsa anlatalım. Honduras; Kuzey ve Orta Amerika ile Karayipler Futbol Konfederasyonu (CONCACAF) elemelerinin son haftasında ABD'nin Kosta Rika'ya 90+4. dakikada attığı golle Güney Afrika biletini alabildi. Eğer ki grubun son karşılaşmasının son anında Kosta Rika, Bornstein'den o kafa golünü yemeseydi, finallerde Honduras yerine Kosta Rika olacaktı. Ancak talihin bir oyunu ya da şansın yaver gitmesi midir bilinmez; geçmişte savaşa tutuştuğu El Salvador'u yenip finallere uzanmak Honduras'ın hakkı oldu ve Mavi-Beyazlılar 1982'nin ardından 28 yıl sonra 2. kez Dünya Kupası'na katılma hakkını kazandı. ABD'li Bornstein mı? Honduras Cumhurbaşkanı tarafından Bahia adalarında tüm masrafları karşılanan bir tatille ödüllendirildi
Bi' kere adamlar futbolu o kadar ciddiye aldılar ki tarih sayfalarındaki bir savaş elde ettikleri bir galibiyetten ötürü çıktı. Nasıl unutulur ki... 1970 Dünya Kupası elemelerinde rakip El Salvador'dur. Evindeki ilk maçı Honduras kazanır, maçı televizyondan izleyen bir genç kız mağlubiyeti hazmedeyip intihar eder. El Salvador'da ordunun eşliğinde cenza töreni yapılır, iş büyür... Rövanş maçına Honduraslı oyuncular zırhlı araçlarla taşınır, Salvadorlu taraftarlar ise ölen gencin resimleriyle psikolojik baskı kurar. 3-1 kaybettikleri maçtan sağ kurtuldukları için şükreden Honduraslı oyuncuların moralini 2 taraftarın ölümü, yüzlercesinin de yaralanması bozar. Kapatılan sınırların ardından ertesi hafta iki ülke karşılıklı olarak diplomatik ilişkilerini askıya alırlar. Honduraslılar El Salvadorlular'ı topraklarından ‘sürer', Salvador tankları karşı sınırı geçer ve savaş başlar. ‘Futbol Savaşı' bir hafta sürer, ne yazık ki 4 bin kişi hayatını kaybeder...
Bi' kere Mesut Özil için Werder Bremen, Gökhan İnler için Udinese, Ümit Korkmaz için Eintracht Frankfurt, Eren Derdiyok için Bayer Leverkusen, Mustafa İzzet için Leicester City maçı izlediysen Osman Chavez ve Danilo Turcios için Honduras'ı tutarsın be futbolsever; yalan mı?.. Tamam 25 yaşındaki Osman Chavez dünyanın en iyi stoperi, 32'lik Turcios da kainatın ‘en baba' orta saha elemanı değil. Lakin hiç mi kanınız kaynamadı Osman abimle Danilo amcama? Ha doğru söyleyin?..
Bi' kere garip bu Honduraslı adamlar, azcık da bize benziyorlar hani... Geçen sene 28 Haziran'da askerin yaptığı darbeyle Cumhurbaşkanı Manuel Zelaya koltuktan iner, yurtdışına kaçmak zorunda kalır. Ortalığı karıştıran şey, , cumhurbaşkanını halkın seçmesi ve seçilen kişinin ikinci bir dönem daha görev yapmasını mümkün kılacak anayasa değişikliklerini referanduma sunma gerekçesidir... Kosta Rika'ya sürgüne gitmek durumunda kalan Zelaya, yaşananların ardından uçakla başkent Tegucigalpa'ya dönmek ister ancak ordunun havaalanını kapatması sonucu yurduna dönemez. Eylül ayında ülkesindeki Brezilya Büyükelçiliği'ne sığınır, ancak 27 Ocak 2010'da yeniden sürgüne bu kez Zincirbozan'a, şey pardon, Dominik Cumhuriyeti'ne gider... Hayatını orada sürdürür...
Honduras'ın teknik kapasitesi ve taktik anlayışını ele almadan önce mücadele edecekleri gruptaki rakiplerine göz atmakta fayda var. 2008'de 44 yıl sonra Avrupa şampiyonu olan ve bu unvanına ‘halel getirmek' istemeyecek bir İspanya olacak karşılarında bi' kere... Her ne kadar önemli oyuncularının sakatlık sorunları bulunsa da... Son Dünya Kupası'nda 2. Tur'u gören, turnuvayı yenilgisiz kapatan ve ayrıca başında Ottmar Hitzfeld gibi bir üstadın İsviçre'sine karşı mücadele edecekler. Şili'yi de unutmamak gerek... Tamam 1962'de 3. oldukları kadro kadar kuvvetli değil ‘nefis şarapların ülkesi' fakat Alexis Sanchez, Humberto Suazo ve ‘gününde' bir Rodrigo Tello; Şili'yi H Grubu'nda çok farklı bir yere taşıyabilir...
Bizimkilerinse elinde ilk bakışta bi' David Suazo, bi de Wilson Palacios mevcut!.. Tamam forvetteki bir başka tehlikeli oyuncu Georgie Welcome, hoş gelsin, sefa buyursun ama 23 kişiye yakından da baksan, kuşbakışı da baksan Kolombiyalı hocam Reinaldo Rueda ne yapsa ne etse bu ekipten zor bir dişli takım çıkarır!.. Mart ayında İnönü Stadı'nda yapılan hazırlık maçı da gösterdi ki Honduras'ın teknik kapasitesi sınırlı, taktik anlayışıysa emekleme aşamasında. İspanya'nın grup lideri olacağı öngörülürse, Şili ve İsviçre karşılaşmalarını en azından beraberlikle tamamlayıp, bu iki rakibinin puan kayıplarını bekleyecek Honduras, bir üst tur için... Kısacası; savunmayı sağlamlaştırıp, orta saha da defansa ve ofansa aynı oranda katkı sağlamayı başarabilirse, forvetler de buldukları kısıtlı gol şanslarını balta girmemiş ormanlara yollamazsa Honduras bir ihtimal 2. Tur'a çıkar. Tanıdıksın, ‘ayağın alışsın' diyeceğim ama yok be abi çok zor gruplardan ötesi...
‘Palacios'u Tottenham'dan, Suazo'yu Genoa'dan, Figueroa'yı Wigan'dan tanıyorum' diyerek böbürlenme, tanı bu adamı... Bundan 17 yıl önce 1993'te ilk kez milli formayla tanışan Carlos Pavon'u... Kısa İspanya ve İtalya maceralarını (Real Valladolid, Udinese, Napoli) koy bir kenara 36 yaşındaki amcamın; milli takım tarihinin 57 golle en skorer ismi olduğunu unutma!.. 9 eleme maçında 7 gol kaydettiğini, Suazo ve Palacios gibi parlak kariyerlerin altında ezildiğini sanma!.. Ne var yani, o da Beckham gibi Los Angeles Galaxy'da top oynadı bi' kere... Millilik sayısında dalya dedi, kariyer açısından zirve yaptı belki ama takımda üstleneceği ‘abilik' rolüyle gruptaki en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü kapabilir. Ben uyarayım da...
Sevgili hocam Reinaldo Rueda; daha önce Kolombiya Genç Milli Takımı'nda ve A Milli Takımı'nda çalışıp, önemli başarılar elde etmiş olabilirsin. Hatta üniversite öğrenimini yüksek lisansla mükemmelleştirip, profesör olarak ders vermiş de olabilirsin. Ülkende Independiente ve Cali takımların başında da bulunmuş olabilirsin. Milli takımı 2. kez Dünya Kupası'na taşıdığın için Honduras vatandaşlığıyla da ödüllendirilebilirsin ama dur bakalım! Burası Dingo'nun ahırı değil!.. Unutma ki oğlun Juan David senin telefonundan attığı bir mesajla düzenlenen bir çekilişin en şanslı ismi oldu ve şampiyonayı yerinde izleme hakkı elde etti. Ama o Honduras maçlarının yanı sıra Brezilya ve Arjantin'in birer grup maçı ile 1 yarı final maçına da Güney Afrika'da izleyecek. Sen 2007'de devraldığın takımı Dünya Kupası'nda yarı finale taşıyabilir misin bilemem ama oğlun seni aştı bile... O yüzden Suazo'yla Pavon'a söyle en iyi bildikleri şeyi yapsınlar, ver şu takıma ayarı; ne puansız ne de ağızda tat bırakmadan dönmesin bu ekip uzak diyarlardan...
Kaptan Guevara müthiş bir zirveyle milli kariyerini (134 kezle 2010'un en çok milli olan ismi) noktalamaya hazırlanırken, aileden topçu (kardeşleri Milton, Wilson, Edwin ve Jerry de futbolcu) olan genç Johnny Palacios savunmanın kilit taşlarından biri. İkisi de takımı bi' tık öteye taşıyabilecek nitelikli isimler.
‘Güney Afrika'ya safari yapmaya geldiğimi zannetmiyorsun herhalde?!'
"Honduras puan alamazsa başarısızdır, Brezilya'yla darbenin yıldönümünde 2. tur maçı oynaması ise mucizedir."
Elemelerdeki tabloya bakıldığında Honduras'ın CONCACAF elemelerinin en az gol (11 gol) yiyen ekibi olması dikkat çekiyor belki ama alınan 4 yenilgi biraz fazla. Dolayısıyla defanslarına kuvvetli tarafları demek zor. Özellikle iç sahada golcü (14 gol) bir takım olduğu her halinden belli olan Mavi-Beyazlılar'ı Güney Afrika'ya taşıyan bölgesi forvet gibi görünüyor. Milli takım forması altında toplamda 88 gol kaydetmiş 4 kişilik forvet hattına destek olarak orta sahadan Julio Cesar ve Guevara gibi destekleyici isimler de Orta Amerika ülkesinin H Grubu'ndaki hesapları karıştırmasına sebep olabilir. Tabii karşılarında Senderos, Pique ve Sergio Ramos gibi yapışkan adamları bir anlığına da olsa unutursak!..