Mehmet Demirkol (Fanatik): Tedirgin oynadılar. Bu Malatya’yı oyuna daha fazla soktu. Golden sonra yine Beşiktaş’ın oyunu söndürememe sıkıntısı baş gösterdi. Maç her seferinde Rus Ruleti'ne dönüyor. Necip’in yerine Mensah’ın girişi: Atiba hücuma yardım eden oyuncuyken, Necip çıktığında orayı Mensah’la ikileyince pres eşleşmelerinde Malatyaspor kendi sahası çevresinden eksik kaldı. Savunma dengesi bozuldu. Atiba da ekstra oyuncu olarak pozisyona girdi ve golü attı. Bunun kadar önemli olan, Atiba’nın topla içeri girip hiç acele etmeden, kalecinin boş bıraktığı köşeye ölçe biçe yaptığı vuruş. Çoğu santrfor yaradana sığınıp vururdu. Golünde bilgelik var. Atiba öyle bir standarda alıştırdı ki, bu yaptıkları normal geliyor. Ama öyle değil. O tüm ciddiyetiyle ‘gençler bilse, yaşlılar yapabilse’ deyişiyle alay ediyor. Farkı yaratan detay buydu.
Malatya’nın maça Beşiktaş’ın kendi oyunuyla cevap vererek başladığını söylemek lazım. Öndeki 4’lü iyi bir presle rakibinin zor zeminde oyun kurmasını engellediler. Ama Beşiktaş’ın savunmasını kıramadılar. Vida-Wellington oyunu kuramadılar ama kalabalık prese karşı savunma standardını bozmadılar. Topa sahip olunduğunda oyun katılımları ise eksik kaldı. Tedirgin oynadılar. Bu Malatya’yı oyuna daha fazla soktu. Golden sonra yine Beşiktaş’ın oyunu söndürememe sıkıntısı baş gösterdi. Tempoyu istedikleri seviyeye çıkarmadıkları oyunlarda bu onları zorluyor. Maç her seferinde Rus Ruleti'ne dönüyor. Oyunu demlendirme konusunda ilerleme şart.
Uğur Meleke (Hürriyet): Defansif 11 tercihi siyah beyazlıların ilk devreyi çöpe atmasına yol açtı. Dünkü ilk yarının hikayesinin aşağı yukarı nasıl gelişeceğini, Sergen Yalçın’ın maç önü açıklamasını izlediğimde hissetmiştim. Malatya’nın dirençli ve tehditkâr bir takım olduğunu, başlangıç için üçlü orta saha tercih ettiğini söyledi Sergen Hoca. Yani bir önlem takımıydı sahaya çıkardığı... Oysa geçici teknik adamı yönetimindeki Malatya da aynen Sergen Hoca gibi bir önlem takımıyla çıkmıştı sahaya! İki takımın altı orta saha oyuncusu birbirine benzerdi; ne Mallan, ne Necip, ne Acquah gol hayaliyle çıkmamışlardı sahaya. Herkesin kafasında durdurmak vardı. İlk devreyi bir bakıma çöpe atmış oldu Beşiktaş.
İkinci devreye Sergen Hoca doğal olarak Mensah/Necip değişikliğiyle başladı... Maça da bir bakıma 46’da başlamış oldu Beşiktaş. Mensah’ın girişiyle üçüncü bölgede artan siyah beyaz renk yoğunluğu, Souza-Aboubakar-Atiba organizasyonunu ve golü getirdi zaten. Sergen Yalçın’ın da muhtemelen ilk 45’te değil, ikinci 45’teki oyunundan memnun olduğu bir gündü dün. Malatya’daki maçın öyküsüne ekstra tesir eden iki oyuncuya da ayrı parantez açmak lazım: Atiba yine kendisine ihtiyaç olan anda çıktı ortaya. Gol vuruşundaki zamanlaması, soğukkanlılığı, tekniği muazzamdı gerçekten. Yeni Malatyaspor adına parantezi hak eden isimse Tetteh idi bence. Dünkü yüksek vitesiyle, o klas topu paslarıyla takımının lokomotifiydi Ganalı. Etrafında bir-iki kaliteli oyuncu daha bulabilse, ete kemiğe bürünebilirdi Tetteh’in faydalı oyunu.
Ali Ece (Fanatik): Beşiktaş’ın stoperleri öne çıkartıp üçgenler oluşturarak sahaya yansıttığı hücum sürekliliği, ligde en çok gol atan takım olmalarını sağlayan ana strateji. Bu hücum sürekliliğini sağlamak amacıyla Sergen Yalçın bazen orta üçlüde kariyerinde daha çok defansif ağırlıklı orta saha oynamış üç ismi birden sahaya sürebiliyor: Buradaki amacı dönenleri sürekli toplayarak hücumları tazelemek ve total kontrol oyunu oynamak. Ancak dün gece ilk yarıda Atiba-Josef-Necip üçlüsü dönenleri yeteri kadar toplayamadılar. 24’te Utku’nun kritik kurtarışı bu durumun turnusol kâğıdı niteliğindeydi. Utku maçın kalanında iki kritik kurtarış daha yaptı çünkü Beşiktaş ilk yarının ilk 20 ve ikinci yarının ilk 20 dakikası hariç bu sezonki oyun kalitesi ortalamasının altında kaldı. İkinci yarıda Necip yerine Mensah girince Atiba doğal mevkisine geçti ve geriden ekstra ofansif koşusuyla kilidi açan isim oldu. Vida ve Welinton’a ekstra iş düşen son bölümde iki stoper de çok başarılı kritik müdahaleler yaparak Utku ile beraber 3 puanı İstanbul’a sırtında taşıyan isimler oldular.
Ahmet Çakar (Sabah): Artık her galibiyet şampiyonluğa giden bir adım demek. Dün gece Malatya'da Beşiktaş kazandı. Kazandı ama eski agresifliği, eski organizasyon güzelliği yoktu. Hele bir ilk yarı var ki sanki bütün oyuncular uyutulmuş, maç bitsin de gidelim havalarındaydı. Ama ikinci yarı Beşiktaş biraz canlandı. Aslında ilk yarıya baktığımızda iki takımın da fazla pozisyonu yok. Ama bir pozisyonda kalite kendini belli ediyor. Aboubakar'ın asisti, Atiba'nın çaprazdan girişi, vuracakmış gibi yapıp vurmayışı, vuruşu geciktirmesi, zor ama güzel golü Beşiktaş'a getiriverdi.
Aslında Beşiktaş'ta dün gece gördüğümüz stres çok normal. Hedefe adım adım yaklaşıyorlar. Hatta görünen o ki teknik direktör Sergen Yalçın bile biraz ürkmüş. Orta sahada Necip Uysal ile başladı. Açıkçası takımda sakat ve cezalı olması dışında düşündüğü bir isim değildi Necip. Ama devre bittiğinde o da gördü ki Mensah girmeli ya da bir başkası. Çünkü hücum organizasyonlarında ciddi aksama oluyordu.Malatya deplasmanları her takım için çok zordur. Malatya önemli pozisyonlar bulmamış olsa da her zaman için tehlikeli bir ekip. Önemli silahları var. Ama zirvede puanlar bu kadar yakınken Beşiktaş, İstanbul'a galibiyetle dönmek zorundaydı ve öyle de oldu.
Hakem Halis Özkahya'nın dün gece sonuca etkili hatası yoktu fakat o da oyuncular gibi. Karşılaşma içinde zaman zaman kilitleniyor. Hele son 20 dakika faulleri geç çalıyor, bakıyor görmüyor, korner, autlar yanlış veriliyor. Ama bütün bunlara rağmen kötü bir maç yönetti diyemem. Bu arada değinmem gereken bir nokta da Sergen Yalçın'ın kenarda her pozisyona sürekli sert şekilde tepki vermesi. Yalçın'ın her şeye itiraz etmesi asla şık durmuyor.
Ali Gültiken (Sabah): Souza, Necip ve Atiba'dan kurulu orta saha seçimi, maçın savunma anlamında güvenliğin işareti derken diğer yandan da oyunu kontrol etme düşüncesini yansıttı. İlk yarı Sergen hoca adına işin savunma tarafında bu plan iyi işledi. Ama hücum olarak belki daha renkli olarak düşündüğü ilk 45 dakika beklentilerin gerisindeydi. Durağan, karşılıklı olarak birbirini kontrol eden, oyun temposunun yükselmediği bir ilk yarı oldu.Fakat ikinci yarıda Sergen hoca bu işe müdahale ederek Mensah değişikliğiyle vitesi yükseltti. Bu yükseltme oyunu Beşiktaş adına hem daha yaratıcı hem de daha baskılı hale getirdi. Rakip yarı alanda daha çok kalan ve daha çok pozisyon bulan taraf olarak beklediğini almakta da gecikmedi.
Atiba çok yönlü bir oyuncu, görev aldığı her bölgede en iyisini yapmaya devam ediyor. Beşiktaş'ın bulduğu goldeki koşusu ve sonradan yaptığı mükemmel santrfor vuruşu bir kez daha saygıyı hak etti.Beşiktaş'ın bir diğer artı yönü de oyun kendi istediği gibi gitmese de rakiplerine çok fazla pozisyon vermemesi. İşin savunma bölümünü maceraya bırakmıyor. Bu bölümdeki tedbirli davranışlar da zaten maçın içinde her halükarda skoru bulabilen bir takım olarak Beşiktaş'ı hem maçın içinde tutuyor hem de kazanır hale getiriyor.
Rosier, Vida, Welinton ve N'Sakala dörtlüsü kendi aralarındaki uyumu üst seviyeye çıkardı. Birlikte ciddi bir güç üretiyorlar. Bu dörtlünün en etkili hücuma çıkan oyuncusu olarak Rosier, dün yine savunma bloğunun hücumu en çok deneyen ismiydi. Josef'i de işin savunma bölümünde değerlendirmeden olmaz ama o kadar başarılı oynuyor ki işin iki tarafını da mükemmel yönetiyor. Hem takım savunmasında hem de hücum başlangıcında başrol oyuncusu. Beşiktaş kağıt üstünde zor görünen, oyun olarak da kolay olmayan bir maçı yine güçlü oyunuyla geçerek rakiplerine de 'Ben yine buradayım' mesajı verdi.
Oktay Derelioğlu (Takvim): BEŞİKTAŞ dün geçen haftalara nazaran kötü oynayarak kazanmayı başardı. Sıkıştırılmış fikstürde oynamak oyuncuların motivasyonunu ve fizik durumlarını düşürüyor. Dün Beşiktaş'ta bu durum net bir şekilde görüldü. Yeni Malatya da 1 puana çıkmıştı ve tek planı rakibi beklemekti. Hal böyle olunca Beşiktaş'ı çok zorlayan bir rakip yoktu. Beşiktaş'ın golü sonrası Malatya birkaç kez atak girişiminde bulundu ancak bunlar da çok cılız kaldı. Beşiktaş kalecisi Utku zorlanmadan 90 dakikayı tamamladı.
BEŞİKTAŞ'TA dün Larin, Ghezzal gibi yıldız isimler üretkenlikten uzaktı. Takım olarak şampiyonluğa giderken oyun olarak istediğini yansıtamadığınız zorlu maçlarda aldığınız 3 puanlar çok önemlidir. Hatta bu maçlardaki galibiyetin değeri 10 puana eşit diyebiliriz. Beşiktaş dün kendi standardının altında kalsa da maçı hak eden taraftı ve Siyah-Beyazlılar, haklı bir 3 puan aldı.