GÜNTEKİN ONAY (HÜRRİYET) - Beşiktaş’ta geçen sezonki hava ve enerji yok. Sakatlık problemleri devam ediyor ve dün takımın bel kemiği Josef de Souza’yı fazlasıyla aradılar. Yaratıcılık sergilemesi beklenen Ghezzal ve Alex Teixeira da Hatay’ın agresif savunması karşısında çok fazla top kaybı yaptı. Sergen Yalçın ve futboldan sorumlu yöneticiler, deplasmandaki oyun karakterinin neden böyle olduğunu sorgulamalı.
CEM DİZDAR (FANATİK) - Her kararında hakeme itiraz etmenin ‘’ata sporu’’ olduğu ligimizde puan cetvelindeki yeri ‘’büyük’’ sahada olan biteni ‘’küçük’’ bir maç daha izledik! İlk 15 dakikadaki görece Hatay baskısı Beşiktaş’ı paralize etmeye yetti. Sanırım ülkemiz uzun süre sadece stoper ve kaleci yetiştirebilecek... Kıymetlerini bilelim. Fatih Kurucuk ile Burak Öksüz’ün Hatay’ın gerek bu maç gerekse ligdeki yeri konusunda katkıları yadsınamaz. Elbette onları yükselten eski ‘’şampiyon stoper’’ Ömer Erdoğan katkısını ihmal etmeden. İkinci devreye bırakılan değişiklikler de Beşiktaş’a can suyu olamadı. Hatay ligin oynama seviyesine göre ‘’iş bitiren’’ usulde oynamayı sürdürüyor. Ancak Beşiktaş’ın bu maçtaki performansını kadroda olamayan sakatlarla açıklamak işin kolayına kaçmak olur. Antrenman oynayacak olanı da takım da hazır tutmaktır. Beri yandan ‘’Beşiktaş neden bu kadar sakatlık yaşıyor?’’ sorusu da hâlâ ortada duruyor. ‘’Yanlış antrenman’’ diyen varsa da ‘’fırsat transferleri’’nin sakatlık risk analizine bakan var mı, sanırım orası da muamma!..
DENİZ ÇOBAN (FANATİK) - Mehmet Topal’ın golünde VAR müdahalesiyle verilen ofsayt kararı sadece dün oynanan maçın değil, sezonun tartışmalı pozisyonları arasına girecektir. Yarınlarda bu pozisyonla ilgili yetkili/yetkisiz, bilgili/bilgisiz kişilerden çok sayıda yorum duyacağız. “Ofsayt” diyenler olduğu gibi “Ofsaytla ilgisi yok!” diyenler de olacaktır. Temel olarak, Montero’nun topa dokunmamak için yaptığı hamlenin kaleciyi etkileyip etkilemediğine karar vermek gerekecek. Kararla ilgili kurulacak her cümle, o cümleyi kuran kişinin kendi yorumu olacaktır. Montero’nun hareketi, ofsayt verilmesi için yeterli olsaydı, dünya çapında kariyeri olan Çakır, birkaç açıdan pozisyonu izledikten hemen sonra kendi kararını verebilirdi. O da pozisyonla ilgili net bir görüş oluşturamadı ve talimatlara aykırı davranarak yardımcısını yanına çağırdı. Bu kadar zor karar verilen bir pozisyon için “açık ve bariz” bir hatadan söz edilebilir mi? Evrensel VAR protokolü çok açık: “Açık, bariz, net” ihlaller VAR’ın konusudur. Yoruma açık, sana göre/bana göre olan pozisyonlar VAR müdahalesi gerektirmez. VAR en doğru kararı aramaz. Skandal hatayı arar.” Tüm bunlar temel prensiplerdir. Dolayısıyla ofsayt diyenlere de bir sözüm olmaz ama bu pozisyona VAR karışmamalıydı. Kendi namıma şunu söyleyebilirim. Beşiktaşlı oyuncunun (Montero) toptan ayağını çekerken yaptığı hamlenin ben kalecinin hareketlerini engellediğini, dikkatini dağıttığını düşünmüyorum ve gol kararı verilmesini daha doğru buluyorum.
ALİ GÜLTİKEN (SABAH) - Beşiktaş, potansiyelinin ve oyununun çok gerisinde. Ghezzal kayıp, Atiba henüz sahalara dönemedi, Batshuayi sakatlandı, Pjanic zaten yok, Alex ise hayal kırıklığı. Çırpınıp duran Larin'in mücadelesi de bu kadar yokluğun içinde bir ateş yakamadı. Beşiktaş, oyun bütünlüğü olan bir takım. Birlikte hareket ettiğinde bambaşka bir kalite ortaya çıkıyor. Ama dün bunları yapan Hatayspor oldu. Muazzam bir tempo ve coşku ile oynadılar. Beşiktaş'ta hangi oyuncu topa sahip olduysa karşısında mutlaka bir rakip gördü. Görmenin ötesinde ağır baskısı ile de karşı karşıya kaldı. Beşiktaş'ın ofsaytla iptal edilen golüne ayrı bir parantez açalım. Oyuncu, topa hamle mi yapıyor yoksa ayağını mı çekiyor noktasında benim oyum 'ayağını çektiği' yönünde. Yani böyle bakınca golün iptal olmaması gerekir.
ALİ ECE (FANATİK) - Birinci 45’in bir başka atlanmaması gereken olayı, Batshuayi’nin adale sakatlığı nedeniyle oyundan çıkmak zorunda kalması. Daha öncekileri de bunu da sadece şanssızlık ile açıklamak Beşiktaş’ın hayrına olmaz, bu sakatlık meselesi karabasan gibi takımın üzerine çökmeye devam eder. Batshuayi, belki Aboubakar kadar iyi gol vuruşları yapamıyor ama yerine giren Kenan Karaman’ın vuruşlarına göre Batshuayi toplara çok da kötü vurmuyor! 2. yarıda ilk yarıdan daha iyi bir Beşiktaş vardı. Mehmet Topal’ın Socrates topuğuyla attığı golde Montero gerçekten kalecinin görüş açısını kapatıyor mu? Yoksa Mehmet Topal zaten hiç beklenmedik bir vuruş yaptığı için mi kaleci Münir topu göremiyor? Çok tartışılır!
SERDAR ALİ ÇELİKLER (HABERTÜRK) - Geçen haftaki maç yazımın sonunda söylemiştim. Fenerbahçe'de yapılması gereken bir sürü şey var ama en başta 2 şey lazım diye; 1- Twitter'ı kapatmak 2- İyi kalpli-halis niyetli olmak.. Twitter'daki boş beleş, kerameti kendinden menkul bir takım zerzevatın gazıyla iş yapmamak, sıradan bir röportaja bile resmi siteden yanıt verilmezdi. Bu ergen zihniyeti ile sosyal medya ile ilgilenileceğine takımla ilgilenilse 3 maçta 0 çekilmezdi. Vitor Pereira'dan ciddi anlamda şüpheleniyorum. Aptal bir insan değil. Bana göre bilgili de bir hoca. Ama bir insan aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekliyorsa Einstein o iş için "aptallık" demiş. Aptal değilse ne o zaman? Ya tazminatının peşinde zaman geçiren biri, ya da kibirden burnunun ucunu görmeyen bir muhteris. Her halükarda büyük sorun.
FAİK ÇETİNER (FANATİK) - Bir teknik adam bir takımın kaderiyle nasıl oynar derseniz, bu isim tartışmasız Pereira derim. Elinde çok kaliteli oyuncular var ama Pereira adeta Fenerbahçe’yi sabote ediyor. Senin kadronda İrfan Can Kahveci gibi maçın gidişatını değiştirecek bir futbolcu varsa, sen ilk 11’e önce onu yazarsın, Rossi’yi değil. Mesut Özil’i harcıyorsun, Sosa’yı, Pelkas’ı bitiriyorsun, Serdar Dursun ile maç kazanmaya çalışıyorsun. İlk bölümde duran Fenerbahçe, ikinci bölümde maça ağırlığını koydu. Sonra şansızlıklar başladı. Altay sakatlandı, Valencia sakatlandı. Pereira daha önce oyuna Mert Hakan’ı aldığı için, değişiklik hakkını da bitirdi. Geçen haftaya kadar hamle için 70 dakika bekleyen Pereira erken değişiklikler ile takımını son bölümde 10 kişi oynattı. (Valencia çıktığında 5 değişiklik yapmıştı) Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Pereira adeta eğleniyor. Bu takım, yine şampiyonluğa oynar. Ama asla Pereira ile değil. Şimdi hem yönetime hem de Pereira’ya soralım: Mesut musunuz?
GÜRCAN BİLGİÇ (FOTOMAÇ) - Üç maçtır işler iyi gitmiyor. Ligin en iyi takımlarından biriyle de deplasmanda oynayacaksınız. Rakibinizin (Beşiktaş) yenildiği haberi de geliyor soyunma odasına. "Bir şeylerin değişmesi lazım" ama aynı kafa, aynı "yetersizlik" hem sahada var Fenerbahçe adına, hem saha kenarında. Sadece geceyi değil, sezonu kaybettirecek ağır darbeler aldılar. Hiç öyle "geniş kadro" falan demeyin, oyuncusunu bilmeyen, nasıl oynayacağına "inatla" karar veren bir teknik direktörleri var. Fenerbahçe kadrosunun neler yapabileceği, ne tarafının eksik olduğu biliniyor. Takımın kaliteye ihtiyacı var, teknik adam değerlendirmiyor. Fizik olarak 60'dan sonra düşüş başlıyor. Skoru aldığında geriye çekiliyor, alamadıklarında üretemiyorlar. Pereira ve onu seçen yönetim sorumlu bu durumdan. Gidişatı değiştirecek isim de yok işin kötüsü.
ERMAN ÖZGÜR (FANATİK) - Pereira'nın sezon başından beri hatta liderken bile bir türlü istenilen seviyede olmayan hücum organizasyonu ve forvet oyuncularının formsuz görüntüsü Konyaspor maçında da değişmedi. Giren ya da çıkan hiçbir oyuncu Valencia'ya eşlik edemedi. Sonuçta Konyaspor harika maç başlangıcının, devamında ise oyun disiplininin karşılığını haklı bir galibiyetle almış oldu.
ÖMER ÜRÜNDÜL (SABAH) - Pereira'nın bana göre genel hataları şöyle: Takımın yapısına uymayan üçlü defansta ısrarı ve ileri üçlü ile sürekli oynayınca forvette herkes ayrı telden çalıyor. Sakatlıkları da düşünürsek bundan sonraki görüntü iç açıcı değil. Altay'ın sakatlanması büyük handikap çünkü Berke büyük takımın kalesini koruyacak nitelikte değil. Rossi'deki ciddi fiziki düşüşün nedeni de araştırılmalı!