RIDVAN DİLMEN - Milli takımımız yaş ortalaması olarak Avrupa'nın en genç takımlarından biri. Ancak ligimiz Avrupa'nın en yaşlı liglerinden. Bu durum üzerinde herkes şapkasını önüne koyup düşünmek zorunda. Sonuç olarak Milli Takımımızın önü açık, geleceğimiz ise parlak. Milli Takımımız özellikle 2. yarıdaki performansını, oyuncularımızın birlikte oynamaya daha çok alışmasıyla birlikte daha uzun vadeye yayarsa gerek Avrupa Şampiyonası gerekse de Dünya Kupası elemelerine oldukça güçlü olarak girecektir. Maçta forma giyen Mert, Mahmut, Ozan ve Efecan dışındaki tüm oyuncularımız yurt dışında oynuyor. 4'lü defansımızda; iki bek Fransa'da, iki stoperimizden biri İtalya'da diğeri de Almanya'da. Bu durum da takım kalitemiz açısından dikkat çekici bir unsur. Hem koşu mesafesi hem de 'size' yani fiziksel anlamda bir bütün olarak Avrupa'nın en iyi takımlarından birine karşı oyunun ikinci yarısında ortaya çıkan hünerli oyuncularımızla birlikte gösterdiğimiz performans umut vaadediciydi.
UĞUR MELEKE (HÜRRİYET) - Bu maça çıkarken yüzde 57 ile grubun en fazla topla oynayan, yüzde 85’le en isabetli pas yapan, 25’le de en fazla şut atan takımı bizdik. Bizi biz yapan özelliklerden biri kesinlikle bu, topla iyiyiz. Topu rakibimize bıraktığımızda pragmatik bir futbol oynamakta güçlük çekiyoruz. Zaman zaman uyuyoruz ve rakiplerimiz de dün olduğu gibi değerlendiriyorlar bu fırsatları. İlk devrede uyurgezer halimizi Ruslar iyi değerlendirdiler, Dzyuba’nın da müthiş oyunuyla soyunma odasına haklı bir üstünlükle gittiler. Şu sıralar çokça yaptığımız gibi devre arasında doğru oyuncu değişikliği ve doğru momentumla sahaya döndük. İkinci 45’te Cengiz Ünder önderliğinde sahayı adeta Ruslar’a dar ettik. Cengiz girince Hakan da, Ozan da canlandı ancak maalesef yine beraberliğe yetti tek devrelik oyun.
CEM DİZDAR (FANATİK) - Cengiz Ünder’le birlikte saha içi düzen, haliyle de maçın rengi değişti. Yoksa mesele, yetenekli/daha az yetenekli oyuncu değişiminde değildi. Böylece oyun ikili mücadele çekişmesinden çıktı ve Türkiye enine genişlettiği oyunda akışkanlığı sağlayıp golü de buldu. Öyle şeyler yaptık ki, Rusya biri hariç tüm ön oyuncularını değiştirmek zorunda kaldı. Futbol bir saha içi mühendisliği oyunu yoksa bize ezberletilmeye çalışıldığı gibi motivasyon/konsantrasyon oyunu değil. Bunlar sadece yardımcı parametrelerdir. Yenemediysek de Milli Takımımız gayet iyi ve bizi Avrupa Şampiyonası’nda konuşulur bir takım yapmaya, Dünya Kupası’na da götürmeye aday. Ancak ligimiz bu manasız transfer inadını sürdürdükçe sürdürülebilir bir futbol iklimi oluşturmak da maalesef ham hayal!..
SERDAR ALİ ÇELİKLER (HABERTÜRK) - Bir kez daha belli oldu ki biz Türkiye olarak, "mücadele takımı" değiliz, "kendi sahamızda bekleyelim çıkalım" takımı da değiliz. Biz hep oynamak zorunda olan bir takımız. Muhakkak kaliteli ayaklarımızla bir oyun planı oluşturabilecek bir ekibiz. Fiziken diri oldukları müddetçe Cengiz-Hakan-Abdülkadir-Ozan Tufan-Orkun Kökçü gibi oyuncuların hep sahada olması lazım. Dün ilk devrede 1-0'a dua eden bir takım idik; 2. devrede Rusya yenilmediğine dua ediyordu. Aradaki fark oyun mantalitemizdeydi. "Önce durdur sonra vur" klasik klişesi bize göre değil. Sırbistan'ı yenersek kalan 2 maçta 6 puan da alabileceğimizi düşünüyorum.
İLKER YAĞCIOĞLU (TAKVİM) - Rusya'ya karşı ilk 45 dakikayı iyi oynayamadık. Top bizdeyken rakip kaleye gitmekte zorlandık.Biraz acele ettik, kısacası rakip kale önünde pozisyon üretemedik. Buna karşın defansta da zor anlar yaşadık. Bir gol yedik, kendi hatamızdan iki pozisyon verdik. Özellikle Merih ve Ozan'ın iyi oyunları sayesinde ilk devreyi 1-0 geride kapattık. Cengiz'in oyuna girmesi ile ikinci yarı çok daha iyi bir milli takım izledik. Çok daha tehditkardık. İlk devre yapamadıklarımızın tam tersini yapmayı başardık. Cengiz'in iki harika şutu, Zeki'nin altı pastan auta attığı top, Burak Yılmaz'ın direğe takılan kafa şutu, Mahmut'un pozisyonu milli takım adına şans- sızlık daki- kalarıydı. Dzyuba gibi bir deve karşı Merih ve Ozan ikilisinin mücadelesine hayran kaldım. Kaleci Mert de bir hatası dışında oldukça iyi bir maç oynadı. Bence bir deplasman için millilerimiz üzerine düşeni yaptı. Üç maçtır kaybetmeyen bir milli takımımız var. Artık sıra çarşamba akşamı Sırbistan'a karşı kazanmakta..
ALİ GÜLTİKEN (SABAH) - Rusya'nın son birkaç yıldır çok net bir oyun düzeni var. Bu oyun düzeninin belirleyici faktörü de 1.96'lık Dzyuba. Onun üzerinden hücum organizasyonları yapan Rusya çok etkili oldu. Onun çevresindeki Ionov, Kuzyaev, Miranchuk içeri kat ederek başımızı çok ağrıttılar. Maçın özellikle ilk yarısında Rusya'nın oyunu fiziki mücadele üzerinden yakın temasla oynama düşüncesine takım olarak cevap veremedik. Orta alanda çıkarken çok fazla top kaybı yaptık. Bunlar da kalemize Rusya'nın gol pozisyonları olarak döndü. İlk devreyi bir cümle ile özetlersek; Rusya oynadı, biz seyrettik diyebiliriz. Bu maçta direklere takılmasaydık uzun dönemdir yenemediğimiz Rusya'ya diz çöktürmüş olarak evimize dönmemiz işten bile değildi. Geriden gelip maçları çevirmek önemli. Özellikle gol yediğimizde skoru açmadan sahada kalabilmek çok değerli. Bunu artık Milli Takım olarak yapabiliyoruz. Savunma bölgesindeki oyuncularımız konusunda son yıllarda yüzümüz gerçekten gülmeye başladı. İkinci yarıdaki oyun belki ofans üzerinden konuşulacak ama Merih ve Ozan'ın savunmadaki başarısı dün akşam en az forvetler kadar önemliydi.
ERMAN ÖZGÜR (FANATİK) - Mert'in kurtardığı ya da iyi kullanamadıkları 4- 5 net fırsatın dışında Miranchuk'un net vuruşu ile buldukları golle içeri skoru alarak giden Rusya olurken, bizimiçin oynanan oyuna göre bu skor iyiydi. 2. yarıya ilk yarıda ayak uyduramadığımız oyunun hızını biz belirleyerek başladık. Cengiz Ünder hamlesi ile hücumlar doğru gelişti. Hakan Çalhanoğlu ve Burak Yılmaz'ın denemelerinde şanssız olsak da Merih'in nefis indirdiği topta golü bulduk. Rüzgarı tamamen arkamıza alıp, Cengiz'le etkili olmaya devamettik. Kazanma iştahımız sayesinde galibiyet için şartları eşitledik ama pozisyon vermeye devam ettiğimiz anlarda maçın iyisi Mert Günok hep sahnedeydi. Sonuçta devre arası geçirdiğimiz değişimile bu puanı haketmiştik. Maçın olayı ilk yarı neredeyse hiçbir varlık gösteremeyen Milli Takımımız’ın ikinci yarıda tam tersine bir görüntü ile harika bir iş çıkarmasıydı. Sanırım bir takım soyunma odasından en fazla bu kadar değişerek gelebilir.